enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Kastamonu Taşköprülüler “bir araya” geldi (mi)

Geçtiğimiz Pazar günü Bağcılar’da Taşköprülüler olarak bir programa davetliydik. Taşköprü Belediyesi tarafından “Gurbet İle Sılanın” bir araya gelmesi planlanmış…
Kastamonu Taşköprü Belediyemizin organize ettiği ve Taşköprü belediye tarafından İstanbul’da yapılan bir programa ilk kez aranarak davet edildiğim bir program yapıldı…

Kastamonu Taşköprülüler “bir araya” geldi (mi)
22 Mart 2022 11:03 | Son Güncellenme: 22 Mart 2022 21:14
A+
A-

15 gün önceden Taşköprü belediyesinden aradılar ve güzelce davet ettiler. Daha sonra da mesaj attıp programı hatırlattılar. İstanbul’da bulunan Taşköprü Dernekler federasyon başkanı Halil Hasanoğlu mesaj atarak davet etti. Hava şartları nedeniyle acaba iptal olur mu diye düşünsek te iptal bilgisi falanda gelmeyince “davete icabet etmek sünnettir” prensibiyle ve pandemi nedeniyle hasret kaldığımız ortamlara tekrar ısınmak maksadıyla katılım sağladım.

Buna benzer programlar daha önce de yapılmıştı ama belediye olarak ilk kez yapılıyor olması önemliydi. 250 civarında hemşehrimiz davet edilmiş ve katılımda bu sayıya yakındı. Programla ilgili haberi 37haber.com’da detaylıca yaptık tıklayıp okuyabilirsiniz.

Bu program Taşköprülülerin bir araya gelmesi, birlik ve beraberlik oluşturması çok dağınık bir görüntü veren derneklerin bir çatı altında toplanması için yapıldığı bilgisi verildi.

Tabi bizi aradılar ama kim davetli, kimler katılacak, protokol’da kimler gelecek hiç bir şey bilmiyorduk.

Peki Taşköprülüler  Programı Nasıl Oldu?

Programla ilgili olumlu olumsuz görüşlerimi tek tek ve en sonunda da önerilerimi yazacağım.

Önce programda gördüğüm olumlu yönleri yazayım.

1- Taşköprü Belediye tarafından aranmak ve davet edilmek güzeldi.

2- Taşköprü Belediye Başkanı Abdullah Çatal sanki çocuğunu evlendiren düğün sahibi gibi herkesi kapıda karşılaması ve masaları tek tek ziyaret edip hal hatır sorması önemliydi ve gayet güzel oldu. Protokol’da üst düzey katılımlara rağmen bir yerde oturup kalmadı. Bizzat herkesle ilgilendi takdir ettim.

3-Böyle bir programa Taşköprü Kaymakamı sayın Çağlar Partal‘ın da katılımı önemliydi. Ben ilk kez Taşköprü kaymakamını İstanbul’da böyle bir salon programında gördüm.

4- Programa başka şehirlerde görevli bir çok üst düzey Taşköprülü hemşehrilerimizin davet edilmesi ve katılımı da programa renk kattı.

5- Taşköprülü olan Kastamonu Belediye başkanı sayın Galip Vidinlioğlu beyinde katılımı yerinde olmuş.

6- Başkan Abdullah Çatal’ın birlik ve beraberlikten bahsetmesi ve konuşmacılarında bu bağlamda vurgu yapması ve tavsiyelerde bulunması çok güzeldi.

7- Taşköprü’de iki dönem belediye başkanlığı yapan ve milletvekili de olan değerli büyüğümüz Mehmet Serdaroğlu’da programdaydı ve gayet formdaydı.

8- Programda en çok ilgiyi usta sanatçı ve bestekar Erol Sayan büyüğümüz gördü. 80 küsür yaşına rağmen zindeydi ve heyecanlıydı. Taşköprülülerin birbirlerinin gözünün içine bakmadıklarından şikayetçi oldu ve “birbirinizin gözünüzün içine bakın” diye tavsiye etti.

9- Geçen hafta Sebahattin Zaim Üniversitesine rektör olarak atanan Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar beyefendinin nezaketi, kadirşinaslığı, zarifliği, alçak gönüllüğü hem takdire şayandı hem de örnek alınması gereken davranışlardı. Konuşması ve tavsiyeleri çok önemliydi. İnşallah dikkate alınır.

Bestekar Erol Sayan ve Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar

 

10- Tüm katılımcılara kendini tanıtmak için fırsat verilmesi programın uzaması açısından biraz tedirgin etse de sunuculuğu ve takdimleri başarıyla yapan Ali Kılıç beyin taktiğiyle kısa sürede tamamlanmış oldu. Çok değişik isimler ve görevlerde bulunan hemşehrilerimizi duyma ve tanıma imkanı bulmuş olduk.

11- Galip Başkanın ve konuşmacıların üretim ve sanayiden bahsetmesi ve Samsun’a yapılması planlanan Kendir üretiminin Taşköprü’ye kazandırdıklarını belirtmesi değerliydi. İnşallah devamı da gelir…

12- Mehmet Serdaroğlu‘nun Taşköprü sanayisinin ilk imzasını vekil olduğunda atıldığını belirtmesi ve Pompeolise ilk kazmayı 1984 yılında belediye başkanı iken kendisinin vurduğunu söylemesi önemliydi. Taşköprü sanayisi için ilk 10 yıl bir şey yapılmadığını ama son 10 yıldır da güzel çalışmalar yapıldığını belirtip daha da gayret gösterilmesi yönünde tavsiyesi değerliydi.

13- Kaymakam Çağlar Partal’ın Taşköprü Şehir kültüründen bahsetmesi ve Doğa Sporları için projeden bahsedip 5 yıl içinde Avrupa ve Dünyanın ilgisi burada olacak diye hedef koyması ve vizyon çizmesi, sarımsak ve kendir için kooperatif çalışmalarından bahsetmesi açıkçası heyecanlandırdı hepimizi.. İnşallah gayretleri artarak devam eder. Bizim ve çevre köylerin yollarını ve sularını falanda yaptırırsa bol bol dua ederiz artık…

Şimdi programın eksik kalan taraflarını yazmaya çalışacağım.

1- Taşköprü belediyesi tarafından yapılması önemliydi ama sadece bir federasyon ile ortak yapılması yanlıştı. İlk önce bir program yapılır. Tüm dernekler davet edilir. Orada bir karar alınır, çatı federasyon belirlenir ondan sonra bu şekilde hareket edilebilseydi daha iyi olabilirdi.

2- Eski belediye başkanı Hüseyin Arslan‘da son yıllarında İstanbul’da çevresine 3-5 kişi aldı. Bu 3-5 kişide ilk başkan seçildiğinde rakip aday için çalışmış ve kavga edip Taşköprü’ye sokmam dediği kişilerdi. Diğer tüm dernekleri bu 3-5 kişinin emrine sokmaya çalışmıştı. Hatta bu oluşuma yaklaşmayan derneklere rakip dernek bile kurdurmuştu. Bu 3-5 kişi kime husumet besliyorsa başkanda onlara husumet besledi ve halktan koptu nitekim seçimi de kaybetmiş oldu.

3- Dostum Abdullah Çatal’ın da bu yanlışa düşmemesini tavsiye ederim. Halil Hasanoğlu değerli bir abimizdir. Ancak Kas-der, şube başkanları, ilçe ve köy dernekleri arasında husumetler ve sıkıntılar vardır. Bu husumet ve sıkıntılar bitmeden, konuşulmadan ve çözülmeden Taşköprülüler arasında birlik ve beraberlik olmaz diye düşünüyorum.

4- Hüseyin Arslan öbür federasyonu yanında tutmuş, onlarla yol yürümüştü. Abdullah Çatal’da diğer federasyonla yol tutması çözüm olmayacaktır. Önce bu iki federasyon bir araya getirilmeli, çözüm bulunmalı ve başkan Halil Hasanoğlu‘nun tavsiye ettiği gibi eski İstanbul Vali yardımcımız Saim Eskioğlu, Hasan Altan, Mehmet Serdaroğlu vb. bir büyüğümüzün şemsiyesi altında toplanılması ve tartışmaların bitmesi gerekiyor.

5- 20-30 yıl önceki anlayışla dernekçilik yapan, sadece kendi menfaatlerini düşünen ne kadar dernek başkanı varsa bırakması veya bıraktırılması gerekiyor.

6- Birlik ve Beraberlik için yapılan böyle bir programa Taşköprü’de siyaset yapan tüm ilçe başkanları da birlik ve beraberlik adına davet edilmeliydi. İşte o zaman bu oluşum gerçekten de siyaset üstü olurdu.

7- İktidar partisi ilçe başkanı ve Taşköprülü milletvekili Metin Çelik‘te davet edilmeliydi. Davet edilip katılmadı mı bilemiyorum. Hatta İstanbul’daki Ak Partide görevli hiç bir arkadaş yok denecek kadar azdı hatta yoktu diyebilirim nedenini bilmiyorum.

8- Gözlerimiz Hasan Altan‘ı aradı ama yoktu. Neden katılmadı herhalde Taşköprüsporun maçı yüzünden olabilir.

9- Taşköprü’de Cumhur ittifakı partileri arasında kan uyuşmazlığı var gibi, bunun Taşköprü sanayisi ve tarımın geleceği için acilen çözülmesi gerekiyor.

10- 18 Mart Çanakkale Şehitleri anma programında bile bu kan uyuşmazlığını görmek mümkün…

11- Uzun yıllardır böyle programlarda bu programda da dernek başkanları hatta üst yöneticiler Taşköprülüler arasında yeterince birlik beraberlik olmadığından iyi yerlere gelemediğimizden şikayet ederler ve bu durumun değişmesi gerektiğini söylerler.

Örnek olarak ta; İstanbul ilçe belediyelerinde bir tane Kastamonulu veya Taşköprülü başkan olmadığından dert yanarlar ve örnek gösterirler. Bence bu durum ve söylemler yanlıştır. Aşırı hemşehriciliğe girer. İnsan hakkettiği göreve gelmeli. Bunun içinde çalışmalı, çabalamalı hakkını aramalıdır. Ama nüfus çoğunluğumuz veya Nüfuz veya başka nedenler hemşehrilerimizin belirli makamlara gelme stratejisi olmamalıdır. Önce STK’larda ve siyasette var olmayı, layıkıyla görev yapmayı becereceğiz ki sonra bir yerlere gelebilelim.

Geçmiş dönemlerde İstanbul ilçelerinde sayın Mehmet Serdaroğlu Esenler, sayın Remzi Şen ise Bağcılar‘da belediye başkan adayı olmuştu. Hem de kazanabilecek partilerden.

Sayın bakanımız Murat Başesgioğlu hem bir kaç kez bakanlık yaparken hem de farklı partilerde hem de İstanbul’dan da milletvekili sıralamasında birinci sıradaydı. Demek ki siyasette çekirdekten yetişirsen kendini yetiştirirsen seni bir şekilde göreve layık görüyorlar.

2019 yerel seçimlerinde sayın Remzi Şen Beykoz’da aday adayı iken başka bir hemşehrimiz Muharrem Kaşıtoğlu Beykoz belediye başkan adayı idi…

Siyasette çok savrulmayacaksın. Sabırlı olacaksın. İhtiraslı olmayacaksın. Güce göre değil ilkeli hareket edeceksin gerisi kolay..

 

Bu programda zaten bu tezi çürütecek 3 isim dikkatimi çekti. Çalışınca, emek verince, ehil olunca, işini adam gibi yapınca o görev ve makam seni bulur’a en iyi örnekti zaten…

Peki bu 3 isim kimdi?

1- Salonda en çok ilgiyi Erol Sayan büyüğümüz gördü. Çok büyük bir bestekar ve sanatçı…Peki Erol Sayan büyüğümüzü bu duruma nüfusumuzun çoğunluğu veya siyasetimizin gücü mü getirdi? Kesinlikle hayır!

2- Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar; Daha geçen hafta Türkiye’nin en önemli üniversitelerin birine rektör olarak atandı. Biyografisine bakınca hatta kendisine bakınca niçin atandığı belli oluyor zaten. Çok değerli ve çok önemli bir bilim adamımız. Bir çok görevi başarı ile yapabiliyor değerli hocamız.. En önemlisi de “ilmi ve makamı büyüdükçe boynu bükülmüş” Cevat hocamızın…

3- Kaymakam Ahmet Karakaya; İstanbul’da belediye başkanımız yok diye serzenişte bulunmak yerine İstanbul’un en iyi ilçelerin birinde bir kaymakamımız var çok şükür diyebilsek daha iyi olmaz mıydı? Daha önce de sayın Saim Eskioğlu Vali yardımcısıydı zaten.. 37haberde Kaymakam Ahmet Karakaya’nın biyografisini yayınladık ve Sancaktepe ve görev yaptığı ilçelerdeki durumlarına göz gezdirdim. Hep görevinin hakkını veren, farkındalık oluşturan ve çok sevilen biri olmuş… Mesele de budur zaten.

Evet atamaları siyasetçiler yapar ama layık olunarak yapılan atamalar çok değerlidir. Öncelikle hepimiz işimizi çok güzel yapacağız, kişisel çıkar düşünmeyeceğiz, kendimizi her anlamda geliştireceğiz ve sabredeceğiz sonra da bir yedek futbolcu gibi her zaman hazır olup fırsat geldiğinde son 5 dakikada oyuna girsek kendimizi gösterip bu şansı çok iyi değerlendireceğiz.

Geçmişten gelen Kastamonuluların bir yapısı var. Kastamonulular hizmet etmeyi seven ve güvenilir insanlardır. Eskiden Vali, kaymakam, başhekim ve başkanların odacısı gözü kapalı bizim büyüklerimizden seçilirmiş. Biz bu güveni kaybetmeyelim yeter de artarda.. Dediğim gibi de kendimizi iyi yetiştirince Erol Sayan üstadımız, Ahmet Cevat Acar hocamız ve Kaymakam Ahmet Karakaya gibi görev seni bir şekilde bulur merak etmeyelim.

İstanbul’da farklı partilerde görev yapanlar, hatta aynı partide olup ta birbirinin altını oymaya, kişisel menfaatlere bakmaya, birbirimize kıskançlık duymaya, haset etmeye çaba sarf etmek yerine birbirimize saygı göstermeye, sevmeye çalışsak çok şeyler değişecektir zaten. Yaptığı görevi bile layıkıyla yapamayanlar, kendini gram geliştiremeyenler nüfus çoğunluğumuzdan ve siyasetten medet umuyor maalesef.!

TAŞKÖPRÜ’DE YAPILMASI GEREKENLER İÇİN ÖNERİLER

1- Başkan Abdullah Çatal “Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve damadı Osman Gazi’ye söylediği “Ey oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra öfke bana, uysallık sana. Gücenme bize, gönül alma sana… tavsiyesine kulak asmalı ve tüm eleştirileri dikkate almalı, küslükleri mutlaka bitirmek için ilk adımı atmalıdır. Yok ben çevremdekilerle beni alkışlayanlarla yola devam ederim derse bu bütünlüğü de birlikteliği de sağlamakta başarılı olamaz.

2- İstanbul’da böyle bir toplantı daha yapılmalı ama bu kez yöneticiler konuşmamalı katılımcılar konuşmalı ve yöneticiler sadece dinlemelidirler.

3- Daha önceki bu vb. toplantılara bizim Taşköprülüler Derneği hariç sadece iktidar partisi temsilcileri davet edilir ve onlar katılırdı. Biz ise tüm siyasileri davet ederdik ve katılırlardı. Çünkü biz programın finansmanını kendimiz karşılardık. Belediyeye karşılatınca başka siyasi temsilciyi davet etmek sorun teşkil ediyordu. Böyle programlar bir partinin programı gibi olmaktan uzak tutulmalıdır.

4- Taşköprü Seka Fabrikası özelleştikten sonra atıl bir şekilde duruyor. Bu fabrika için çalışma yapılması gerekiyor. Özellikle Sigara kağıdında iyi noktaya gelmiş olan bu fabrikayı Taşköprülüler olarak biz satın alalım ve profesyonelce çalıştıralım. Karabük demir çelik gibi..

5- Taşköprü Orman ve Tarım bölgesi bu konuda projeler geliştirilmesi yatırım ve üretim yapılması gerekiyor.

6- Seçimler ve makamlar gelip geçicidir. Önemli olan kalıcı hizmettir. Göçü durduracak ve istihdam sağlayacak projelere ağırlık verilmesi şarttır.

7- Zehir gibi gençlerimiz var. Önem ve değer verilip fikirlerinin alınması ve Taşköprünün geleceği için görevlendirilmeleri gerekir.

8- Digitale önem verilmeli hatta yatırım yapılmalıdır.

9- İstanbul ve Ankara’da yapılan Kastamonu günleri etkinliklerin yerini online pazarlama kurulmalı ve dünyanın her bir köşesine Taşköprü veya Kastamonu’da yetiştirilen veya üretilen ürünler kolayca gönderilmelidir.

10- Yılan hikayesine dönen Taşköprü içme suyu projesi artık bitirilmelidir. Bu konuda net açıklama yapılmalıdır.

11- Tosya yolu üzerinde bulunan yaklaşık 15-16 köy yeterince hizmet alamamaktadır. Bu köylere gereken Yol-Su vb. hizmetler acil olarak yapılmalıdır.

12- Yıllar sonra Kendire verilen önem Şeker Pancarına da verilmeli ve bu konuda kota konulmaması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Kastamonu’da bulunan Şeker Fabrikasından Kastamonuluların şeker bulamaması büyük sorundur.

13- Kastamonu’da hemen hemen tüm siyasi partilerde var olan iç hesaplaşma, ayak oyunları, sürekli Ankara operasyonlarına, hasetçiliğe, fesatçılığa, birilerinin adamı olmaya ve gösterişe son verip Kastamonu için fikir jimnastiği yapıp ve projeler geliştirmeyi akıl edebilirsek Kastamonu büyük değer kazanır yoksa kişisel çıkarlarımız kazançlı çıkar.

Geçen Kastamonu il başkanlarından biri diğer il başkanına operasyonla il başkanı olduğunu biliyoruz diyor. Ama unuttuğu bir şey var kendi de başka bir operasyonla il başkanı olmuştu. Dediğim gibi tüm illerde bu durum olsa da Kastamonu’da çok ama çok fazla, hatta ilçelerimizde bile…

Bir insanın kendine güveni yoksa, eğer kendini yetiştiremediyse, göreve layık olmadığı kanısındaysa hep kulis yapar ve ayak oyunlarına başvurup en yakın arkadaşını bile gammazlar… Nitekim de böyle oluyor.

Onun için Kastamonu siyasetinde Bizans yani ayak oyunlarını bitirmenin yolunu bulabilirsek KASTAMONU çok ama çok GELİŞİR.!

Vesselam

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.