Kastamonulular Neden ‘Birlik’ Olamıyor (Kastamonuluların Ne Yapması Gerekir?)
Uzun yıllardır İstanbul’da dernekçilik yaptım, dernek başkanlığı yaptım. Hangi ortama girsem, çıksam mutlaka Kastamonulular İstanbul’da bu kadar çok yoğun olmalarına rağmen neden bir yerlere gelemiyor tartışmasının içinde bulmuşumdur kendimi…
18 Yaşından beri İstanbul’dayım. İlk geldiğimde Bağcılar Refah Partisi ilçe binasına giderek üye olmak ve de aidat ödemek istediğimle aslında siyasete ilk adımı atmışım.
Siyaset ve siyasi partiler bir okul gibidir. Bir İnsanı alır, ilmek ilmek dokur, işler, öğretir, ve o insanın bile farkına varmadan yetiştirir ve tabiri caizse adam eder. Tıpkı beni de ettiği gibi..
Önce Bağcılar Göztepe mah. sandık görevlisi, mahalle yönetiminde uzun yıllar görev yaptıktan sonra Saadet Partisi İlçe yönetimine, ilçe başkan yardımcılığı, Bağcılar Belediye meclis üyelik adaylığı, Taşköprü Belediye başkan ve Kastamonu Milletvekili adaylığı derken siyasetin anaokulundan alıp ta tepesine kadar beni çıkarmış oldu. Ha bu arada bende düğünümden 3 gün sonra dahi çalışmalara katıldım, haftanın 7 günü her akşam toplantılara gittiğimi biliyorum. Çocuklarımın yüzünü görmediğim günler bile oldu. Demek ki siyaseti hakkıyla yapınca o siyaset seni bir yerlere getirebiliyor.
Şimdi bunu niye anlattın diyenler çıkabilir. Şunun için anlattım: Kastamonuluların neden bir yerlere gelemediğini anlatmaya çalışacağım da onun için.
Aslında herhangi bir siyasi partide layıkıyla, edebiyle ve samimice çalışanların hepsi bir yerlere mutlaka geliyorlar geldiler de. Her partide bunun örnekleri mevcuttur.
ESKİDEN KASTAMONULAR GÜVEN VERİYORDU
Eskiden ha eskiden derken 50 yıl öncesinde Kastamonu’dan Büyükşehirlere gelen büyüklerimiz ya VALİ, ya BAŞKAN ya da BAŞHEKİM vb. üst düzey yöneticilerin odacısı olmuşlar. Hatta buralar için SINAVLAR yapılırmış, ancak kişi KASTAMONULU olunca direk sınavsız, sualsiz alırlarmış. Çünkü “KASTAMONULU BİR KİŞİ GÜVEN VERİYORMUŞ” O dönemler.
2000’li yıllara kadar bu durum devam etti. Ondan sonra o GÜVEN veren büyüklerimizin yerini “BEN diyen, BENSİZ OLMAZ diyen, HIRSLI, EGOLU, EĞİTİMSİZ, KİBİRLİ, GÜVEN VERMEYEN, ilkokulu bile zar zor bitirmiş, Sadece kendini düşünen, başkasının ayağını kaydırmak için çabım çabım çabalayan LİYAKATSIZ, Bir ilçenin şube başkanlığını 30-40 yıldır devam ettiren, GENÇLERE FIRSAT VERMEYEN ve de çalışmadan ve üretmeden zengin olmayı bekleyen, makam ve mevki sahibi olmak için çeşitli entrikalar çeviren ve her gelen trene binen, GÜCE TAPAN, Göründüğü gibi olmayan, Olduğu gibi görünmeyen, aynı partide bile birbirlerini kuyusunu kazmaya çalışan Kastamonulular” türedi maalesef ama MAALESEF.!!!
Taşköprülüler derneği çalışmalarında bizi ön plana çıkıyor diye engellemeye çalışan, bizleri gammazlayan, sürekli dedikodumuzu yapan hemşehrilerimizi tanıdık biz..!
KASTAMONULULAR NE YAPMALIYIZ?
Kastamonulular olarak iyi bir yerlere gelmek istiyorsak önce ÇEVREMİZE GÜVEN VERMEMİZ GEREKİYOR.
Sonra görüşünü benimsediğimiz her hangi bir SİYASİ PARTİDE İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE MUTLAKA GÖREV YAPMAMIZ GEREKİYOR.
İstanbul’da bizim ilçeler kadar nüfusu olan Bayburtlular her siyasi partide görevler yaparken bizlerin yapmamış olması demek bir elin parmakları kadar olan Bayburtluların yönetimlerde söz sahibi olacağı anlamı taşır. Bizlerde yıllarca kenarda köşede bekleyipte seçim zamanlarında KASTAMONULULAR bir yere gelemiyor diye şikayet etmeye hakkımız olmamalı o zaman.
İstanbul’da belediye başkanımız yok diye serzenişte bulunmayalım. En az 2 veya 3 ilçenin KAYMAKAMI KASTAMONULU olduğunu da görelim.
Ne oldum delisi olmayalım. Ve Makam ve mevki sahibi olunca da etrafımıza 3-4 kişi alıp sadece onlarla hareket etmeyelim. Eleştirilere ve başka partiden olanlara da saygı gösterelim. Hiç KISKANÇLIK ve ÇEKEMEMEZLİK YAPMAYALIM.
Yıllar önce Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş döneminde Kastamonu İl başkanlığı için çok ama çok önemli bir isimle konuşuldu. Prensipte tamam dedi. Kastamonu Saadet Partisinden Ankara’ya genel başkan ile istişare etmek ve görüşülen kişiyi bildirmek için 3 kişi gitti. Genel Başkan gidenlerle tek tek görüşmüş…
Sonuç mu?
Her bir kişi O KİŞİ başkanımız olsun diyeceğine BEN OLAYIM! Ben olamazsam O KİŞİ olsun demiş. Aslında böyle konuşulmamıştı. Sonra bu olayı duyan O KİŞİ zaten vazgeçti. Diyeceğim O DUR Kİ Saadet Partililerde bile bunlar oluyorsa demek ki Kastamonululara özel bir durumumuz var hepimizin.
Yine yıllar önce Taşköprülüler dernek başkanlığım dönemimde ve hatta Bağcılar’da Saadet Partisi ilçe başkan yardımcısı olmama rağmen Bağcılar’da şuan belediye başkanı olan sayın Abdullah Özdemir beyin aday olması için çaba sarf ettik, çalışmalar yapıp kendisiyle istişarelerde bulunduk ve toplantılar yaptık. Ancak o günlerde kendisine karşı çıkan, hatta engelleyenler arasında çalışmalar yapan kendi partisinden Kastamonulular vardı. Çünkü bu kişiler GÜCÜN yanındaydılar. Şimdi o gün engelleyenlere sorsan başkanı ben seçtirdim derler. Nitekim diyorlar da.
Yine aynı dönemde CHP’den 3.ncü bölge milletvekili adayı olan Muhittin Tığlı abimiz için kendi partisinden hemşehrileri bir çalışma yapmazken yine aynı görevlerde bulunmama rağmen Bağcılar’da salon toplantısı tertip edip salonu full doldurmuştuk. Kendisi hala teşekkür eder bana..
37 Haberde hiç kimsenin siyasi görüşüne bakmadan onlarca hemşehrimizin biyografilerini, özgeçmişlerini yayınlamaya ve elimden geldiğince tanıtmaya çalışıyorum. “Benim adım HIDIR elimden gelen BUDUR” misali..
BEN DEĞİL BİZ DERSEK KAZANIRIZ
Şimdi misalen; Sayın Cumhurbaşkanımız tüm Kastamonuluları tek tek çağırsa ve dese ki “Bana öyle bir isim verin ki ben kendisini ‘TARIM BAKANI’ yapacağım. Peki hangimiz şu isim olsun diyebiliriz? Örneğin; Yıllardır Tarımın içinde olan ve adeta tarımla yatan tarımla kalkan Mehmet Reis olsun diyebilir miyiz?
Bence yüzde 99’umuz “BEN OLAYIM SAYIN CUMHURBAŞKANIM” deriz. Ne yıllardır bu partide görev yapanları ne de EHLİYET ve LİYAKAT SAHİBİ insanları düşünebiliriz. Varsa yoksa BEN BEN BEN!
GÜCE DEĞİL BİRBİRİMİZE SAHİP ÇIKALIM!
Unutamadığım bir olayda; Yıllar önce sayın Murat Başesgioğlu bey bakan iken Feshane’de yapılan Kastamonu Günlerine gelmişti. Bizde katıldık. Aman Allahım! Bakan beyin etrafına hatta 9 metre 15 cm bile yaklaşmanın imkanı yoktu. Çevresi kuşatılmış, nereye gitse aynı kişiler etrafındaydı. Çünkü bakandı ve çok güçlüydü.!
Tevafuk o ki ertesi yılda katıldı ama bu kez bakan değildi ve çevresinde sadece 3-5 kişi vardı. Çünkü bakan ve güçlü değildi. Bu manzarayı hiç unutamıyorum. Bu arada yanlış anlaşılmasın Sayın bakanımızı da çok seviyor ve de çok takdir eden birisiyim.
ÇOK MUHTEŞEM KASTAMONULULAR VAR
Haa şunu da belirtmekte çok fayda var. Hiç mi iyi ve GÜVEN veren Kastamonulu yok?
Kesinlikle VAR! Hem de Yüzlerce…
İnanın Milli Gazete ve KASTAMONU İLAVESİ vesileseyle o kadar KASTAMONULU tanıdım ki; Ön plana çıkmayan, sade, samimi, işini düzgün yapmaya çalışan, hizmet eden, ÜRETEN, çabalayan, kadirşinas, memleketini seven, sayan, makam ve mevki düşünmeyen, gayret eden, VEREN… O kadar işadamımız, siyasetçimiz ve en önemlisi FİKİR ÜRETEN GENÇLERİMİZ var ki işte bu hemşehrilerimizin önünü yukarıda saydıklarım öyle bir kapatıyor ve engelliyor ki biz bu insanları maalesef bir türlü göremiyoruz ve görmekte istemiyoruz.
Siyasi partilerde de görev yapan ehil ve çok samimi ve çok dürüst hemşehrilerimiz var. Ancak bu kişilerde bir şekilde yine hemşehrilerimiz tarafından ayak oyunları ile engellenmeye çalışılıyor.
Hem Bağcılar Belediye Başkanı Abdulllah Özdemir ve Muhittin Tığlı özelinde anlattıklarımı daha iyi anlatabilmek adına şunu belirtmek istiyorum. Her iki isimde partilerinde çekirdekten girip uzun yıllar İSTİKRARLI bir şekilde her kademe de hizmet ettiler. Yılmadılar, yorulmadılar, tüm engellemelere rağmen küsmediler sabırla çalıştılar ve sonunda en yüksel makamlara gelebildiler. Demek ki KASTAMONULULAR gereği gibi çalışırsa kimseler engel olamıyormuş.
N’olur işimizin hakkını vermeye çalışalım. Kendimizi yetiştirelim, geliştirelim ve de yenileyelim. En önemlisi çağa ayak uyduralım ama kimsenin hakkını da yemeyelim ve de yedirmeyelim. İnce ve içten hesaplar yapmayalım. Samimi ve dürüst olalım. Tıpkı geçmişte büyüklerimizin yaptığı gibi GÜVEN verelim.
AKSAÇLI KASTAMONULULRA DEĞER VERELİM
Geçmiş dönemlerde çok önemli görevler ifa etmiş sayın Hasan Altan, sayın Mehmet Serdaroğlu ve sayın Bakanımız Murat Başesgioğlu, Abdullah Sevim ve işadamlarımız Mehmet Reis, Baha Kalay, Bayram Aslan, Ömer Dalgakıran, İsmet Kütük, Ender Yılmaz, Muzaffer Serenli vb. isimler ve de çok değerli ilim adamlarımız Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar vb. gibi büyüklerimizin tecrübelerinden, bilgi ve birikimlerinden Kastamonulular olarak mutlaka istifade etmeliyiz. Bu büyüklerimiz kolay kolay yetişmiyor ama maalesef bizlerde değerlerini bilmiyoruz.
Bunları yaparsak ve İstanbul’daki STK’lara bu vasıflarda hemşehrilerimizin seçilmelerini sağlarsak, birde tüm STK’ların başına duayen, tecrübeli, liyakat sahibi, siyaset hırsı olmayan bir ismi getirebilirsek işte o zaman tüm makamlar ve tüm mevkiler KASTAMONULULARINDIR bilesiniz.!!!
Vesselam
Tebrik ederim Sn.Hemşerim çok güzel konulara değinmişsin, inşallah tüm Kastamonulu hemşerilerimiz birlik ve beraberlik içerisinde memleket için güzel ve hayırlı hizmetlere imza atarlar. Selamün Aleyküm
Kızgınlık ve kırgınlığınızı anlayarak desteklerimi iletiyorum. Şuncu, buncu olmadan önce Kastamon’ulu olabilsek keşke. Bir seçim dönemi hemşehrilerimize bir partiden 1. ve 2. sıra Kastamon’ulu destekleyelim, tanıdıklara haber verin dediğimde kabul etmemiş ve o niye o partiye gitmiş demişlerdi. Aynı bölgede başka bir memleketliler seçim sırasını beğenmediği sağ partiden istifa edip sol bir partiye geçen hemşehrileri için topluca partilerinden istifa edip o partiye üye olmuşlardı. Sonra da bir kurumda tanıdık bulmak için elli telefon açarız.. Maalesef diyerek bitiriyorum.
Güzel tam Kastamonuluları, yani bizi anlatan bir yazı olmuş. Acaba ders çıkartabilir miyiz?