enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Büyük Kastamonu Gezisi 1 (Kastamonu’da Ailecek Gezilecek ve Görülecek Yerler)

Bir ağustos akşamı, köyde ki evimizin önünde semaver çayı eşliğinde sohbet ederken söz gezmeye ve yeni yerler görmeye geldi. Şurası güzel, burası harika diye diye tüm Türkiye’yi dolaştık. Hem de bahçe kapısını bile açmadan.
Sonunda şöyle bir fikir oluştu, madem gezmek istiyoruz, memleketimizi de çok seviyoruz. O halde neden önce Kastamonu’yu gezmeyelim? Fikir oldukça güzel. Tüm çekirdek ailede bir heyecan fırtınası başladı.

Büyük Kastamonu Gezisi 1 (Kastamonu’da Ailecek Gezilecek ve Görülecek Yerler)
5 Nisan 2023 11:38 | Son Güncellenme: 18 Nisan 2023 16:13
A+
A-

 Kastamonu Gezilecek ve Görülecek Yerler Kastamonu nasıl Gezilir? Kastamonu’da Nerelere Gidilir? Kastamonu’da Ailecek Gezilecek yerler? Kastamonu’da Görülmesi Gereken yerler?

BÜYÜK KASTAMONU GEZİSİ 1 

E bir Türk’ün aklına bir iş düşer de durabilir mi? Hemen bir plan yaptık. Köyde bizim yapabileceğimiz işleri halledip uygun bir günde babamızdan izin aldık. Tam hatırlayamamakla birlikte saat sabah yedi gibi köyümüzden yola çıktık. Gezmelik yazımızdan da hatırlayacaksınız il merkezine gitmek için neredeyse 100 km yol var. Birde gitmek istediğimiz ilçelerin merkeze mesafesini katınca haksız sayılmayız bence. Erken çıkalım ki biraz gezelim. Vira Bismillah…

Toprak yolun böbrek taşlarına şifalı etkileri, keskin virajların kızlarımın midelerine yaptığı masaj, dönüp durmaktan içi dışına çıkan bir mazot deposu eşliğinde merkeze indik.

Devrekâni, Seydiler, Ağlı üzerinden Azdavay ilçesine ulaştık. Emin olun bilerek bir yer planlamadık. Nerdeyse tam öyle rastgele balık avlar gibi. Aklımızda kalan, haberler, internet sayfaları gibi küçük eski bilgilerle yollardayız anlayacağınız.

Azdavay’da birçok ilçemiz gibi küçük ve şirin bir yer. İlçe içine girdik öyle baka baka yol boyu giderken milli park yazısını görünce daldık. İnanın tamamen anlık. Yazıyı gördük ve döndük, hepsi bu. Çatak kanyonuna çıkıp seyir terasına vardık. Biz gittiğimiz dönem de henüz yol yeni yapılıyordu. Zor ama eğlenceli bir yolculuk sonrası biraz da yürüyerek cam balkon veya seyir terasına ulaştık.

 

İnanılmaz ve muhteşem bir duygu. Camı görünce, biliyorsunuz kırılmayacak. Beyniniz ve iç güdüleriniz savaşıyor resmen. Biri yürü bunu yapan mühendis kör oldu, çok sağlam diyor diğer yanınız: -Valla aşağısı çok derin kırılır mırılır gitme diyor.

Birkaç adımdan sonra alışıyorsunuz ama yine de temkinli bir yürüyüş oluyor.

 

Kanyonda resim faslını bitirip, aracımızı park ettiğimiz yerde bulunan seyyar çaycı amca ile sohbet ettik. Elikler geçiyormuş, günde iki defa.  Onları da besliyoruz dedi. Biraz da bölge şenlensin diye geliyorum, oturacak çay içecek bir yer yok başka zaten diye ekledi.

Aslında bizim çay ve azığımız vardı. Malum bir Kastamonu’lu asla yola azıksız çıkmaz. Bu amcayı görünce destek olalım istedik. Biraz sohbetten sonra kalkıp yola koyulduk. Az kaldı unutuyordum. Biz erken gittiğimiz için tek aile olarak dolaştık. Ailecek terastan ayrılıp aracımıza binecekken belediye görevlileri geldi. Geri dönüp çok cüzi bir giriş ücretimizi ödeyip öyle ayrıldık. Gezimiz sadece bize yaramasın değil mi?

Yola koyulup Pınarbaşı ilçemize geldik. Pınarbaşı diye yazılan kanyon diye okunan bir ilçemiz burası. Gerçekten şu fani dünya da bir cennet bu ilçemiz.

Altınızda şırıl şırıl akarken, kayaları oyarak verdiği şekilleri gururla sunan bir dere. Sağ olsun ilgili birimlerin yaptığı yürüyüş yolu, doğa içerisinde çok fazla sırıtmadan mümkün olan en güzel halde ve rahat yürüyüşe imkan sunan bir şekilde bütünleşmiş.

Biz gittiğimiz dönemde yürüyüş yolu henüz tam olarak bitmemişti. Buna rağmen çok keyifli ve güzel bir doğa yürüşü oldu. Hatta yolun yapım aşamasında ki bir bölüme ailecek oturup azık kattık… Merak etmeyin, geçenlere engel olmadık. Parkurun bazı yerlerinde oturma alanları da var bilginiz olsun. Bu gün fırsatım olsa yine gitmek isteyeceğim yerleri liste yapsam Horma Kanyonu ilk başlarda gelir. Doğanın eşsiz sanatını, çok güzel bir sunumla izledik. Aklımızda yer etti.

Buradan araba ile ılıca şelalesine yol aldık. E hani bir yer bilmeden gidiyordunuz der gibi sesler geliyor kulağıma. Yolda internetin nimetlerinden ve levhalardan da çok faydalandık diyeyim ama aramızda kalsın.

Ilıca Şelalesi bakmaya kıyamayacağınız bir güzellik. Allah’ın yaratma sanatının adeta göze açıkça görünsün diye ayrılmış bir parçası.

Bizim Horma kanyonundan ılıcaya araba ile geçme sebebimiz henüz yolların bitmemesi idi. Yanlış bilmiyorsam Horma kanyonunda ki yürüyüş yolu ile ılıca şelalesine ulaşılabiliyormuş. Bence böyle çok daha güzel olmuş.  Güzel ve ahşap bir terastan dinlenerek manzarayı izledik. Sonra yürüyüş yolundan geri dönerek çay bahçesinde soluklandık.

Yine yollardayız. Niyetimiz Pınarbaşı’ndan Cide’ye geçmek. Haritada düzgün bir yol yok. Ben yer miyim bu numaraları.  Ellerinde ki telefondan haritaya bakmayı bilmiyorlar

-Olur mu öyle şey? Koca koca iki ilçe arasında yol olmaz mı?  Yüksekliğinde çıkıştım çocuklara.

İlk karşılaştığım yerli hemşerilerime sordum. Yokmuş. Bir dağ yolu varmış ama bizim binek araçlar geçemezmiş! Burada üzüldüm işte hem de cidden üzüldüm.  İki dünyaca tanınmış ilçemizin birbirine bağlantı yolu yok. Yorum yapamıyorum. Keşke bazen bizim de sözümüzü büyük büyük yerlerde anlatacak temsilcilerimiz olsa dedim. KEŞKE….

Bu güzel zamana yakışmayan hayal kırıklığı ile geri döndük. Aynı yolu geri gelip Pınarbaşı, Azdavay, Ağlı üzerinden Cide’ye ulaştık.

Cide anlatılmaya ihtiyacı olmayan bir inci. Cide doğası yukarıdan görünen sahili, en güzel süsleriyle karşıladı bizi.

Artık ikindi vakti gibi, gün batımına doğru Cide üzerinden manzara seyrederek sahil yolundan yolumuza devam ettik. Dönüş yolumuz uzun olduğu ve vakit ilerlediği için meşhur Gideros koyuna dönemedik. Bizim yaptığımız gibi resimlerine bakıp iç geçirin diye bir resmini ekliyorum.

Sahil yolu tercihimiz ne kadar doğruydu bilmiyorum. Yer yer köylerin içinden geçen, çok fazla virajlara sahip ama biraz sonra size izlettiği manzara ile her şeyi unutturan mükemmel ötesi bozulmamış bir doğa. Yorgunluğunuz için bir koyu mavi deniz, ışıl ışıl güneş, hemen yanınızda bin bir tonuyla yeşillik…

Doğanyurt ilçemize yaklaşırken oğluma yoruldum artık direksiyona sen geç diye seslendim. Merkezde uygun bir yerde durup veririm sana dedim. Birkaç bina geçtik, bir gariplik var Ömer ne oldu dedim? “Bitti baba, Doğanyurt bu kadar” dedi. Küçük ama çok şirin kelimesini yaşayarak öğrendim. Doğanyurtta.

Akşam geç vakit Köye döndük. Şarjımız bitmiş yorgunluktan sallanır bir şekildeydik. Tüm kalbimle söylüyorum Hayatımın en güzel gezisi işte böyle geçti. Bu ilk bölümüydü gezimizin. Planlarımıza göre İnebolu’dan Komşu ilimizin Sinop’un sınırı Türkeli ilçemize kadar olan kısmı da bir sonra ki sene gezmeye karar verdik.

Nasip olur o kısmı okuduğunuzda kader kelimesini hayretle bir kez daha canlı olarak anlayacaksınız.

Saygılarımla.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.