Kastamonu Köylerinde Tarımın Geçmişi: Fiğ, Burçak ve Arpanın Önemi
Kastamonu köylerinde tarım ve hayvancılık uzun yıllar boyunca iç içe yürütülen temel geçim kaynakları arasındaydı. Geçmişte fiğ, burçak ve arpa, hayvan yemi olarak büyük önem taşırdı. Bu bitkiler sayesinde çiftçiler fenni yem kullanmadan hayvanlarını besleyebilir ve doğal üretim yapabilirlerdi.

Dünkü “Anadolu’nun Alın Teri: Kastamonu’da Rençberlik Geleneği ve Dönüşümü” yazımızdan sonra Kastamonu Taşköprü Hocaköyü Kıran mahallesinden, Göl Öğretmen Okulu mezunu, İstanbul’da bazı okullarda Okul müdürlüğü yapan Sebahattin Akdaş hocamız konuyla alakalı bir yazı gönderdi. Yazı geçmişe ışık tutması sebebiyle Kastamonu Haber ekibi olarak biraz daha detaylar araştırarak yayınlamak istedik. İşte Sebahattin Akdaş hocamızın yazdıkları…
Kastamonu köylerinde Üretilenlerin arasında fiğ, burçak, arpa da yem olarak yetiştirilirdi.
Fiğ tanelerinden hayvan yemi yapılır iyi bir besleyici bir gıdadır. Samanı genellikle koyunculuk yapanlar koyuna kışın yedirirlerdi.
Kiraz içi dediğimiz bölgede koyun besleyenler çoktu. Fiğ tarlada biterken samanı için söz alırlardı.
İlk yıllarımda yani çocukluk dönemimde bizim koyunlarımız yoktu. Bir çok kişi gelirdi; “Cafer bu seneki fiğ samanını bana ver” dediklerini biliyorum. Bu sadece bizim için değil diğerleri içinde geçerlidir. Fiğ samanı iyi bir besi kaynağıydı.
“Kastamonu Köylerinde Tarım ve Hayvancılık: Nereye Gidiyoruz?”
Arpa da kıymetli bir besi kaynağıydı. Şimdi ki hayvan cinsleri olsaydı bu bitkiler sayesinde hiç fenni yem almaya gerek kalmazdı. Burçak tanesi tam bir besi kaynağıdır. Elle çevrilen taşlarda ezersin ve o ezileni su ile ıslatırsın şişer kovayı doldurur. Ahır kapısını açmadan ahırın içindeki hayvanların kokusunu aldığını içerde ki gürültüden anlarsın. O kadar çok severler ki ahıra girince yularlarını koparacak duruma gelirlerdi. Köylüler şöyle derdi: “Burçak yeminini mandalara çok verirsen kışın göle yatarlar” diye konuşurlardı. Fiğin hasadı çok kolaydır. Burçak öyle değildir. Burçak orakla yolmak zorundasın. Tırpanla biçilmez, tanesi dökülür. Hasadı çok yorucuydu. Biz çok ederdik. Zavallı annem günlerce yolacağım diye çok yorulurdu. Bir gün bu vaziyete karşı tarlada, inşallah gelecek sene bitmez dedim ve bitmemişti. Tarım ana toprağımızda ama artık yok oldu. Üretim çok düştü. Dışarıdan aldılar, borçlar ödenemez duruma geldi.
Bu gün bizim köylerde hayvan yok denecek duruma geldi. Eskiden çok hayvanlar vardı. Hepsi zamanla kayboldu. “Burçak tarlasında gelin olmak” ile ilgili türkülerimizde vardır. Çok değerli besinlerimiz vardı. Artık dışarıdan hazır yem geliyor. Yerli yem fabrikaları artık çalışmıyor. Ne olduğu kesin bilinmeyen yemler satılıyor yüksek yüksek fiyatlara. Hayvanlar doğururken kuzular, buzağıların çoğu ölüyor nedenlerinin araştırılması gerekiyor. Eskiden bizim ve komşuların koyunlarında ineklerinde böyle ölüm olayı çok nadirdi. Akman’nın, Hamit ağanın, Kazım’ın, Ayluklugilin çok koyun ve keçileri vardı ama ölümlü doğumlara hiç şahit olmamıştık.
Çiftlik Pazaryeri yani çay boyuna kendir ekerlerdi. Göllerin dere dediğimiz yerde 5-6 tane yapay göl vardı. Kendirleri burada ıslarlar, soyarlar ve satarlardı. Bizim de tüm ihtiyaçlarımızı öte geçeden dayımların kendirlerinden üretilenlerden karşılardık. Çiftlikte Kara Salih‘in çıkrığı vardı, ip, ince ve kalın urganların üretildiği bir yerdi. Adeta küçük bir sanayi gibiydi.
Köylerde Çuval Çuval Mercimek Yetiştirilirdi
Mercimek üretimini annem çok yapardı. Her yıl en az iki çuval mercimeğimiz olurdu. Her zaman çorbasını, pilavını yerdik. Onu da yetiştirmek zordu. Ektiğin yerde bitince otlarını ellerinle toplayacaksın. Orakla biçilir. Şimdi Kanada’dan alıyoruz. Eskiden Ülkemiz ve köylerimiz üretiyordu, insanlar çok doğal ve organik besleniyordu.
Bu güzel bilgilerden dolayı Sebahattin Akdaş hocamıza teşekkür ediyoruz. Kastamonu Haber ekibimizin konuyla alakalı bazı detayları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
“Fiğ, Burçak ve Arpa: Geçmişin Bereketi, Bugünün Kaybı!”
Kastamonu, verimli toprakları ve uygun iklimi sayesinde geçmişte tahıl ve yem bitkileri üretiminde önemli bir merkezdi. Arpa, buğday, burçak ve fiğ gibi ürünler, hem insan beslenmesi hem de hayvancılık için temel tarımsal üretimler arasında yer alıyordu.
1️⃣ Buğday: Kastamonu’nun Tahıl Ambarı
• Kastamonu’da buğday ekimi kuru tarım yöntemiyle yapılırdı.
• Taş değirmenlerde öğütülerek un hâline getirilir ve köy fırınlarında ekmek yapımında kullanılırdı.
• Dayanıklı yerel buğday çeşitleri, özellikle sarı buğday bölge halkı tarafından yaygın olarak yetiştirilirdi.
• Buğday ekimi için sonbahar aylarında tarlalar hazırlanır, ekim işlemi yapılır ve hasat genellikle Haziran-Temmuz aylarında tamamlanırdı.

2️⃣ Arpa: Hem İnsanlar Hem Hayvanlar İçin Önemliydi
• Kastamonu köylerinde arpa, hem hayvan yemi hem de insanların tükettiği bulgur ve un üretiminde kullanılırdı.
• Arpa samanı, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların beslenmesinde yaygın olarak tercih edilirdi.
• Genellikle buğdayla dönüşümlü olarak ekilir, böylece toprağın verimliliği korunurdu.
• Kışa dayanıklı olması nedeniyle, bazı köylerde erken ilkbaharda ekimi yapılır ve yaz ortasında hasat edilirdi.
3️⃣ Burçak: Hayvancılıkta Vazgeçilmez Bir Besin
• Burçak, Kastamonu’da özellikle büyükbaş hayvancılık yapan aileler için önemli bir yem bitkisiydi.
• Burçak taneleri, elle çevrilen taş değirmenlerde ezilip su ile ıslatılır, şiştikten sonra hayvanlara verilirdi.
• Enerji verici bir yem olarak büyük ilgi görürdü. Hayvanlar burçağın kokusunu aldığında büyük bir iştahla yemeye başlardı.
• Hasadı zor ve zahmetliydi; orakla biçilmek zorundaydı, çünkü biçerdöver kullanıldığında tohumlar dökülerek kaybolurdu.
4️⃣ Fiğ: Koyuncuların En Değerli Yemi
• Fiğ, özellikle koyunculuk yapan çiftçiler için vazgeçilmezdi.
• Fiğ samanı, kış aylarında özellikle koyunların beslenmesi için kullanılırdı.
• Hasadı buğday ve arpaya göre daha kolaydı, samanı ve tohumu ayrı olarak değerlendirilebilirdi.
• Fiğ’in taneleri bezelyeye benzerdi biraz daha küçüktü, pişirip yenirdi. Hatta yeşilken çiğ olarakta yenirdi.
Kastamonu’da Tarımın Gerilemesi
Eskiden bu ürünler, Kastamonu’nun köylerinde her yıl düzenli olarak ekilir ve yerel üretimle hem hayvanlar hem de insanlar için yeterli gıda sağlanırdı. Ancak zamanla:
✅ Tarımın makineleşmesi,
✅ Köylerin boşalması,
✅ Üretim maliyetlerinin artması,
✅ Genç nüfusun tarımdan uzaklaşması,
✅ Dışarıdan ithal edilen yem ve tahıl ürünlerinin yaygınlaşması gibi faktörler nedeniyle yerel üretim azaldı ve Kastamonu tarımı gerilemeye başladı. Günümüzde ise bu geleneksel tarım yöntemlerini sürdüren çok az köy kaldı.