Nasrullah Camisinin Şadırvanından Su İçtim

Osmanlı döneminde Üsküdar’dan başlayan bölge Kastamonu vilayetine bağlıymış. Kastamonu tarihimizde ayrı bir yeri olan şehir. Buram buram tarih kokan şehir. Evliyalar şehri. Kastamonu adım attığınız her yerde tarih fışkırıyor. Gazetemiz Reklam Koordinatörü Ertuğrul Köse Kastamonuludur… Kendisiyle iki üç kez Kastamonu İlavesi yapmak için bu muhteşem kenti ziyaret etme fırsatım oldu. İlkinde Nasrullah Camisinin şadırvanında abdest alırken “Nedim abi Nasrullah Camisinin şadırvanından su içen bu şehre bir daha gelir” şeklindeki bir rivayet olduğunu söyledi. Hemen içtim tabi… Bu şehre bir kaç kez değil yüzlerce kez gelsek de doymak mümkün mü? Ertuğrul kardeşimle ikinci kez gidip Kastamonu Dergisi yaptık. Rivayet ya da efsane böylece benim için gerçekleşmiş oldu.

EVLİYALAR ŞEHRİ KASTAMONU

Kastamonu evliyalar şehri dedik. Her karışında evliya var. Şeyh Şaban-ı Veli en ünlüsü. Şeyh Şaban-ı Veli’nin medfun olduğu türbe ve müştemilatta “Asa Suyu ” var… Bu suyun da mübarek Zemzem suyuna en yakın su olduğu kaydedilmekte. Kastamonu evliyaları ve türbelerinin bazılarını yazımıza not düşelim. Kaysül Hamedani Asgar (sahabe olabilir) Hepkebirler cami, Benli Sultan Kastamonu’ya 27 km uzaklıktaki Ahlat köyünün Benli sultan mahallesinde, Abdulfettah Veli Yılanlı camiinde, Aşıklı Sultan Kümbet sokakta, Ahmed Hicabi Ahmed dede camii karşısındaki Seydiefendi sokağı ile kuyulu sokağı köşesinde, Ahmed Siyahi Ahmed dede camii karşısındaki Seydiefendi sokağı ile kuyulu sokağı köşesinde, Şeyh Ömer Fuadi Şaban-ı Veli hz’ nin türbesinde, İsa Dede Atabey camii / Harmancık kabristanı, Maden Dede Atabey camii karşısında, Deveci Sultan ( Yusuf El Horasani) Deveciler mah. Deveciler camii yanında, Mehmet Feyzi Efendi Gümüşlüce Kabristanında, Müfessir Alaeddin Efendi Kale kapısı yanında, Ahi Şorve Beyçelebi mah Canlı sokakta, Bayraklı Sultan Kastamonu Kalesinde, Çevgani Türbesi Çevkanicamii batı tarafındaki kabristanda – Çankır sokak, Dai Sultan Honsalar mah Hızıroğlu sokağında, Dede Sultan Tabaklar Deresi , Kaybılar mevkiinde Yıkılmış olan mevlevihanenin yerinde türbesi var, Deli Eşref Hacı Eşref İnebolu Yolu üzerindeki Hacortu köyünde; Ebul Leys Türbesi Reşitesen sokakta Yenihamam (Kara Mustafa Paşa) Hamamı’nın doğu bitişiğinde, Ferraş Sultan Saraçlar camii haziresinde, Geyikli Türbesi Akkaya – Geyikli köyünde caminin yanında Göbelekzadeler Türbesi Saray (Muharrem Efendi ) camii’nin güneydoğu köşesinde, Gümüşlü Hoca Hisarardı mah. Hisarardı caddesinde (Gümüşlüce caddesi batı ucunda; Hacı Hamza Kerpiçlik sokakda, Abdal Hasan Taşköprünün 15 km güneyindeki Abdal Hasan Köyünde-Menfi Hoca Sarıkız Mezarlığında büyük bir çitlembik ağacının altında. KÜRE: Hayreddin Halil Bin Kasım Hızır Efendi camii avlusunda, Areczade Ahmed Efendi.

Nasrullah Camisinin Şadırvanından Su İçtim

KASTAMONU TARİHİN TA KENDİSİDİR

ARAÇ: Emir Gazi Gümüştekin Yenice yolu üzerinde, İHSANGAZİ: Haraçoğlu Haracoğlu camii, PINARBAŞI:LSeyyid Ali Danişmend Mirahor Köyü
Nasrullah Camii Kastamonu’nun simge yapılarından. Arapça kitâbeden anlaşıldığına göre, 912 (1506) yılında Kastamonu ve İstanbul’da müderrislik yapmış, Diyarbakır, Manisa ve Belgrad kadılıklarında bulunmuş Kadı Nasrullah (b. Ya‘kūb) tarafından yaptırılmıştır. Kapının sağındaki ta‘lik hatla yazılmış on üç beyitlik ikinci kitâbeye göre yapıyı, Viyana elçiliğinin ardından reîsülküttaplığa getirilen Hacı Mustafa Efendi ikinci görev döneminin sonlarında 1159’da (1746) genişletmiş, bu sırada bir medrese ve kütüphane yaptırılmıştır. Kapının solunda yer alan ve on üç beyitten oluşan bir başka kitâbede ise yıkılmaya yüz tutmuşken 1292 (1875) yılında hayır severlerden toplanan para ile Kastamonu Valisi Nâşid Paşa tarafından tamir ettirildiği belirtilmektedir .Camii ferah yapısı, muhteşem işçiliği, donanımı ile yüzyıllara meydan okuyor. Bu caminin bir başka önemi de şu: İstiklal arşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşımız esnasında bu camide vaazlar yapmıştır.. Akif’in Nasrullah’ta yaptığı birbirinden güzel hamaseti çok yüksek, cesaretlendiren, yüreklendiren vaazları yazılır, not edilir ve cephedeki Mehmetçiğimize dağıtılırdı, okunurdu. Cephede şehadet şerbeti içmek için düşmanın üzerine koşturan askerlerimiz Mehmet Akif’ten aldıkları bu cesaret yüklü mesajlarla dirayetli şekilde düşmanın üzerine şehadet şerbeti içmek için koşarlardı. Akif Mehmetçiğimizin Nasrullah camisinden cesaret ve kahramanlık destanı imamlığını yapmıştır.

KASTAMONU KALESİ

Kastamonu Kalesine de çıktık… Şehri kuş bakşı gören kale hala dimdik ayakta. Bu arada Osmanlı döneminden kalan ahşap evler ise bazıları restorasyon görmüş olarak şehrin bazı noktalarında hala ayakta duruyor. Kastamonu’nun Türk mutfağına hediyesi olan etli ekmeğe ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Kalın harflerle not düşüyoruz… Bu şehre gidenler bu damak şölenini, bu muhteşem lezzeti muhakkkak tatmalı. Bunun yanında Taşköprü’de sabah saatlerinde yapılıp öğleye bile kalmadan tükenen kuyu kebabını özellikle yazalım.. Bir başka mutfak değeri daha var Kastamonu’da…

Nasrullah Camisinin Şadırvanından Su İçtim

PASTIRMANIN DOĞAL LEZZETİ KASTAMONU’DA

Kastamonu pastırması… Kastamonu pastırması kendisine has lezzeti, yapılış ve kurutuluş teknikleriyle çok farklı ve Kayseri pastırmasına lezzet açısından fark atabilecek bir nitelikte. Kastamonu’ya has kel simitini de tattık bu arada. Taşköprü sarımsağını ise sadece hatırlatmakla geçelim… Zira bu sarımsakla dünyada yarışabilen başka bir lezzet olmadığını herkes biliyor.

Nasrullah Camisinin Şadırvanından Su İçtim

İkinci dergimizin hazırlık aşamasında Ertuğrul Köse kardeşimizin Saadet Partisinden milletvekili adayı olduğu dönemde irtibat kurduğu Kastamonu’nun tarihi hamamlarından birisini merkez üs yapmıştık. Buraya ayrı bir parantez açalım… Ertuğrul Köse kardeşimiz Taşköprü’lüdür ve kendisine milletvekilliği adaylığı dışında Taşköprü Belediye Başkan adaylığı da tevdi edilmiştir. Köse kardeşimiz siyaset sahnesinde de oldukça aktif ve Milli Görüş’ü Kastomonu’da layıkıyla temsil etmek için gecesine gündüzüne katmış, maddi ve manevi olarak çalışmış bir kardeşimizdir.

İkinci dergimizin hazırlıkları dolayısıyla Tosya’ya da defalarca gidip geldik. Ilgaz dağlarının kıvrım kıvrım virajlarını da gördük. Bu arada Köse kardeşimizin köyüne de gitttiğimizi söyleyeyim. Bir gece kaldık, muhterem anne ve babasıyla tanıştık. Bana açtıkları sofraları, yatakları için güler yüzleri için bu vesileyle teşekkür ediyorum. Bugünlerde rahatsızlığı dolayısıyla hastanelerde tedavisi de süren Köse kardeşimizin muhtereme annesi için sizlerden Rabbimden dualaranızı esirgememenizi istirham ediyorum. Tosya ile Çorum Osmancık arası da çok yakın olduğu için oradaki satış fabrika mağazalarından mutfağımızın en önemli değeri Osmancık pirinci aldığımızı da kaydedeyim.
Kastamonu tarih demek… Bu şehre giderseniz muhakkak aşık olacaksınız. Dergilerimizin hazırlık süresinde bizlere kapıları açan İlim Yayma Cemiyeti Yurt yöneticilerine, ilk dergi çalışmamızda bize araç tahsis ederek işlerimizi kolaylaştıran Kastamonu Saadet Partisinin İl Başkanına da gönülden teşekkür ediyorum. Kastamonu ve Taşköprü deyince yıllarca gazetemizde spor editörlüğü yapan, sigara tiryakiliğinde kendisiyle kimsenin yarışamayacağı, amca lakabıyla tanınan abimizin kardeşi Salih Yüksel ağabeyimizi de unutmayalım, Rabbimizden rahmet diliyorum, ruhuna fatiha okumanızı istirham ediyorum. Salih Yüksel ağabeyimiz yıllarca Taşköprü’de Sümerbank’ın mağazasını işletti. Kendisine uğradığımızda bize ikramını yapar, tebessümünü de eksik etmezdi.

Son paragrafımızda Kastamonu denilince unutmadan Şerife Bacımıza da hatırlayalım. Kurtuluş Savaşımızın simgesi Şerife Bacımız, cepheye götürmek için kağnısına yüklediği askeri mühimmat ve toplarla cephe yolunda donarak şehit olmuştu. Mübarek bedeni bulunduğunda örtüleri sırtındaki bebesinin üzerine değil, kağnıdaki mühimmatın üzerine serdiği, askeri mühimmatı korumak için bebeğini dahi feda ettiği görülmüştür. Allah (c.c) ona ve bu vatanı bize canıyla, kanıyla hediye eden şehitlerimize, kahramanlarımıza rahmet eylesin… Kastamonu’ya beni gazetemizin dergileri vesilesiyle götüren ve bu muhteşem şehri tanınama vesile olan Ertuğrul Köse kardeşime özellikle teşekkür ederek yazımı sonlandırıyorum.

Kastamonulu kardeşlerime selam, saygı ve hürmetlerimle…

Nedim Odabaş
Gazeteci Yazar