Yerli Korona Aşısında Umut Veren Gelişme
Korona aşısı için çalışmalar tüm hızıyla sürerken Ahlatçı Holding’in yaptığı çalışmalarda da sona gelindi. Ve müjde verildi. İşte o Ahlatçı holding önemli bir yatırıma daha imza attı.
Grafenin seri üretimi artık Türkiye’de!
İlimizin doğalgaz alt yapı hizmetlerini yapan Kargaz firmasının da bağlı olduğu Ahlatçı Holding Dünya’nın 10’uncu Grafen Seri Üretim Tesisini Ankara İvedik OSB’de kurdu.
Yönetim Kurulu Başkanı ve komşu il Çorumlu işadamı Ahmet Ahlatcı tarafından Ankara İvedik OSB’de kurulan ve bugün açılışı gerçekleştirilen Grafen Seri Üretim Tesisi ile Türkiye, dünyada grafeni seri şekilde üretebilen 10. ülke oldu.
Peki Grefen nedir?
Çelikten 200 kat daha dayanıklı, bakırdan yüzlerce kat daha iletken ve bir o kadar esnek ve hafif bir malzeme olan grafen, başta Savunma Sanayi olmak üzere Otomotiv ve Havacılık sektöründe de geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Ahlatçı Holding yönetim kurulu başkanı Ahmet Ahlatçı; Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk intranazal aşı geliştirme çalışmalarını da yürüten Nanografi Nano Teknoloji A.Ş. tarafından geliştirilen grafen ile yine ülkemiz için çalışıyor ve ülkemiz için üretiyoruz. dedi.
Ahlatçı Holding; Yerli Korona aşısı için umut oldu
Korona aşısı için çalışmalar tüm hızıyla sürerken Ahlatçı Holding’in yaptığı çalışmalarda sona gelindi.
Uzun zamandır 40 Profesör ile burundan sprey şeklinde verilecek korona aşısı üzerinde çalışmalar yapan Ahlatçı Holding aşının faz 1 çalışmalarını tüm zorluklara rağmen başarı ile tamamladıklarını ve Mayıs ayında aşıyı sağlık bakanlığına ücretsiz teslim edeceklerini belirtti.
Bu konuyla ilgili detayları Habertürk Köşe yazarı ve Teke Tek Program Yapımcısı Fatih Altaylı, Ahlatcı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı ile yaptığı görüşmeden sonra aldığı bilgileri köşesinde yayınladı.
Fatih Altaylı’nın köşe yazısı şu şekilde;
Yerli aşı konusunda Bakan Koca’nın kürsüden ifade edeceği kadar ilerleme kaydetmiş ve diğerlerinden farklı olarak burundan spreyle alınmak üzere tasarlanan aşı oldukça ilgimi çekince, bu aşıyı geliştirmekte olan Nanografi Nano Teknoloji AŞ’nin çatı şirketi Ahlatcı Holding’in Başkanı Ahmet Ahlatcı’yı aradım.
Durum ilginçti çünkü Ahlatcı Holding’in de Nanografi’nin de aslında tıp ile pek ilgisi yoktu ama aşı geliştiriyorlardı.
Ahmet Ahlatcı hepsini anlattı.
“Fatih Bey, sizin de dediğiniz gibi bizim tıp alanı ile bir ilgimiz yoktu. Nanografi şirketini de birkaç yıl önce Bakanımız Mustafa Varank’ın bize tanıştırdığı 4 genç bilim insanı için kurduk. Bir toplantıda Sayın Varank bize 4 genç tanıştırdı ve “Bu gençler dahi. Onlara sahip çıkın” dedi.
Biz de ODTÜ’lü bu 4 gencimizle ortak bir şirket kurduk. Şimdiye kadar uçaklara sürülen ve görünmezlik sağlayan bir boyanın da aralarında olduğu pek çok nano teknoloji icadı yapıp bunların patentlerini aldılar, üretimlerine başladılar. Sonra bu pandemi patlak verince ben bu genç bilim insanları ile toplandım. Aşı bulalım dedim. ‘Bu tıp konusu biz tıpçı değiliz’ dediler. Ben de ‘Tıpçı değilsiniz ama sonuçta bilim insanısınız. Bunu kim geliştirebilir, nasıl geliştirebilir onu çözersiniz’ dedim. Ve hemen harekete geçtik. Nanografi şirketimiz bu alanda Türkiye’nin en iyileri arasında yer alan 4 farklı daldan 40 tıp profesörünü bir araya getirdi.
Ve sonunda aşıyı buldular.”
Ahmet Ahlatcı’nın bilim adamları için kullandığı terim çok hoşuma gitti.
“Bu arkadaşlar kafası kırıklar” diyor. Zekalarının ve bilgilerinin kafalarına sığmadığını anlatmak için.
Çok güldüm.
Aşının etkinliği ile ilgili araştırmaların ne durumda olduğunu sordum.
Ahlatcı heyecanla anlattı:
“Bu farklı bir aşı, protein bazlı geliştirmişler. Yani içinde virüs veya virüs benzeri parçacık yok. İlk aşamadan beri bunu kendi içimizde deniyoruz zaten. Yani faz 1 dedikleri aşamayı kendi içimizde hallettik. Bu iğne ile yapılmayacak. Burundan fıs fıs ile alınacak. Nazal bir aşı. Çok hızlı ilerledik ama zor olan aşıyı geliştirmek değil bürokrasiyi aşmak” diye dert yandı.
Ahmet Ahlatcı’ya aşı ve ilaç konusundaki bürokrasinin insanları korumak için şart olduğunu söyledim.
“Buna bir itirazım yok ama Kayseri ya da Erciyes aşısına gösterilen kolaylıklar bize asla gösterilmedi. Onlar her şeyi rahatça aşıp destek gördü biz ise bürokrasi tarafından engellendik hep” dedi.
“Mayıs ayında piyasaya vermeye hazırız ve 250 milyon doz üretecek hale geldik. Sağlık Bakanlığı ile de anlaştık” dedi.
“Bildiğim kadarı ile faz 1’desiniz bu kadar sürede faz 3’ü tamamlamak imkansız” dedim.
“Hızlı yaparız. İkisini birlikte yaparız” dedi.
Heyecanını sevdim, aceleciliğine güldüm.
“Devletten bugüne kadar beş kuruş almadık. İstemedik. Bundan sonra da istemiyoruz. Bu aşının tüm gelirini de devlete bırakacağız. Buradan para kazanma arzumuz da yok” dedi.
Ahmet Ahlatcı’nın tutkusu ve heyecanı çok hoşuma gitti.
Aşıyı geliştiren ekibini Teke Tek Bilim’e davet ederek kapattım telefonu.