enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Yeni Bakanlar Kurulu Hayırlı Olsun (Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Başarılı Olur mu?)

Seçimler bitti. Artık yeni bir döneme başlamış olduk. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni bakanlar kurulunu açıkladı. Peki yeni bakanlar kurulu nasıl karşılandı ve nasıl yorumlandı.

Yeni Bakanlar Kurulu Hayırlı Olsun (Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Başarılı Olur mu?)
6 Haziran 2023 00:02 | Son Güncellenme: 6 Haziran 2023 02:37
A+
A-

Yeni Bakanlar kurulu yani Cumhurbaşkanlığı Kabinesi açıklanınca öncelikle bizlere düşen “Hayırlı Olsun” dilemek ve “Hayırlı Hizmetler” için dua etmektir. Mevlam tüm bakanlarımıza ve Sayın Cumhurbaşkanımıza rızasına uygun hizmetler yapmayı nasip eylesin. Sonuçta yeni bir bakanlar kurulu iyi niyetle düşünüp şimdi ona göre hareket edersek yarın eleştirme hakkımız olur diye düşünüyorum.

PEKİ YENİ BAKANLAR KURULUNU NASIL?

Açıkça söyleyim ki bu bakanlar kurulu son dönemdeki bakanlar kurulundan insani ilişkiler ve halkla iletişim açısından daha iyi bir bakanlar kurulu olduğunu düşünüyorum. Hani GS, FB ve BJK Futbol takımları için her sezon transferlerden sonra “Türkiye için yeterli ama Avrupa için yetersiz” yorumu yapılır ya bu bakanlar kurulu da tıpkısının aynısıdır. Ancak bu takımların Avrupa’da başarılı olmayacağı anlamı taşımayacağı gibi sürprizde yapabilirler anlamı da taşır. Onun için yeni bakanlar kurulu inşallah çok ama çok başarılı olurlar ve hepimizi memnun ederler diye ümit ediyorum.

Eski bakanlardan kurulundan sadece iki bakan milletvekili adayı olmamıştı, o iki isimde tekrar bakan yapılınca koltuklarını korumuş oldular.

İçişleri Bakanı, Ticaret Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, Adalet Bakanı ve Dışişleri Bakanı geçmişleri itibariyle son derece değerli ve önemli isimler. Diğer bakanlarında aşağı yukarı aynı olması bu dönem ki iktidarın kutuplaştıran ve ayrıştıran siyaset dilinden uzaklaşacağı düşüncesi olduğunu göstermesi açısından son derece önemli. En azından biz böyle inanmak ve görmek istiyoruz.

Ekonomiden sorumlu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in atanması bir önceki bakana göre değerlendirdiğimizde Şahin’i verip TOGG’a almak gibi bir şey oldu…

Ancak ben uzun yıllardır sayın Mehmet Şimşek’in Ak Partinin bir Kemal Derviş’i olduğuna inanıyorum. Bugünkü ekonomik sıkıntıların esas sebebi de 2000 yılından beri uygulanan Kemal Derviş politikalarıdır.

Ancak piyasada Mehmet Şimşek ismi önemlidir. En azından bir ekonomi politikası olacaktır. İktidarın ekonomi politikasını ben benzinli arabayı gaz ile çalıştırmaya benzetiyorum. Şimdi Piyasaların ve ekonomik sistemin şartlarına göre hareket edecek bir bakan var en azından. Yanlış politikada yapsa söylediği ile yaptığı birbirini tutar diye düşünüyorum. Zaten devir teslim töreninde buna dair ipuçları da verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, devir teslim töreninde,

“Türkiye’nin, rasyonel (akılcı) bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” dedi. Bu ifadesiyle Şimşek, hükümetin bugüne kadar uyguladığı ekonomi politikasının akılcı olmadığını açıkça da dile getirmiş oldu.

Yani Muhalefetin yıllardır yaptığı eleştirilerinin haklı olduğunu dolaylı olarak anlatmış oldu. Bence çok iyi de oldu.

BU SİSTEMDE BAKANLIK YAPMAKTA ÇOK ZOR

Bu sistemde inisiyatif almak, inisiyatif kullanmak gerçekten de zor. İktidar tarafı trollük yapan bakan tiplerini daha çok tutuyor, ama işini iyi yapan ve yapmaya çalışanları ise fazla tutmuyor. Yeni bakanlar kuruluna baktığımızda siyasi trollük yapan, muhalefet liderlerine laf atıp onlarla adeta alay eden tüm bakanlar bir şekilde tasfiye edilmiş oldu. İnşallah yeni bakanlar bu tip yanlışlara düşmezler, sel veya yangınlarda ayağına çizme giyip tribünlere oynamazlar. Çizme giyen bir bakan bana hiç samimi gelmiyor, aksine orada çalışanların rolünü de çalıyor diye düşünüyorum. Ve de en önemlisi konuşmaya başlarken “Sayın Cumhurbaşkanımızın emirleri” ile başlamazlar inşallah. Tabi bir de etrafını yara yara fotoğraf karesine girip kendini göstermeye çalışan bir bakanımızda olmaz inşallah.!

Cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan’ın artık son dönemi. Ve bu son döneminde inşallah Milli Görüş anlayışına döneceğini, ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaştıran siyasetten uzaklaşacağını ve bakanlar kurulunu ve kurumları sadece koordine edeceğini düşünüyorum. Gerçi seçim sonucunda yaptığı konuşma “eski tas eski hamam’ın” devam edeceği yönünde idi ama yeni bakanlar kurulu ile farklı bir portre çizebileceğinin müjdesini de vermiş oldu.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tüm yükü bir kişinin üstüne yıktığını bununda her yönden zararlı olduğunu gördük ve yaşadık zaten. Kastamonu tarım müdür yardımcısının atamasını dahi Cumhurbaşkanına yaptıran sistem iyi bir sistem olamaz bence. Cumhurbaşkanı her işe kendi koşmamalı, her işe koşturacak liyakatlı insanları göreve getirmeli ve en tepeden kuş bakışı ile her şeyi koordine etmeli ve ona göre disipline etmelidir.

Cumhurbaşkanımız artık ülkemize uygun politikaları hayata geçirmeye gayret etmeli ve FAİZSİZ BİR SİSTEMİN projesini mutlaka gerçekleştirmelidir. Bunu da yaparken MB politika faizlerini düşürüp bu milleti “BAKIN FAİZLERİ İNDİRİYORUZ” diye algı yapmamalıdır. Çünkü bu şekilde faizler inmiyor aksine daha da artıyor ne olur birbirimizi kandırmayalım artık.

Cari açığın, iç ve dış borcumuzun, İthalatın ve faiz giderlerinin sürekli arttığı bir sistemi faizsiz bir sistem yaratıyoruz diye bizlere inandıramazsınız. İnananlar olabilir ama onları da kandırmış olursunuz. Zaten yeni Hazine ve Maliye Bakanı da eski ekonomik politikaları kabul edilemez bulmuş ve bunu da devir teslim töreninde açıkça ifade etmiştir.

Dışişleri bakanı olan sayın Hakan Fidan bunca yıldır sessizliği ve bir o kadar da gizemi ile tanımıştık. Hani Acun Ilıcalı’nın Var mısın Yok musun yarışma programında Acun’un telefonda konuştuğu Hamdi bey gibi gizemli biriydi Hakan Fidan. Eskiden işi gereği susuyordu artık işi gereği konuşmak zorunda. Ben bugüne kadar uygulanan Dış Politikanın da başarısız olduğunu düşünüyorum ve artık Hakan Fidan ile yeni ve Milli bir dış politikanın temellerinin atılabileceğini düşünüyorum.

Yeni İçişleri Bakanı sayın Ali Yerlikaya Ticaret Bakanı sayın Ömer Bolat bey hakkında daha önce yazdığım duygu ve düşüncelerimi linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

“Hayalimdeki Vali Ali Yerlikaya” Yeni İçişleri Bakanımız Oldu

“Hayalimdeki Vali Ali Yerlikaya” Yeni İçişleri Bakanımız Oldu

Suriyeliler ve Afganlılar gönderilsin demekle olmuyor olmaz da. Geçen gün çok değerli bir işadamı büyüğümüzle görüştüğümde şunları söyledi; Çalışanlarımızın büyük çoğunluğu EYT’den emekli oldular ve yerlerine çalıştıracak ve yetiştirecek eleman bulamıyoruz. Bu durum Ülkemizin her sanayisinde en büyük sorunlardan bir tanesi. Sorun yok demekle sorun çözülmüyor. Buraların sorunlarının mutlaka çözülmesi gerekiyor. Sanayilerde çalışan binlerce Suriyelinin ve Çobanlık yapan Afganlıların yerini bir şekilde doldurmak gerekiyor. Bunun için zorunlu eğitimin mutlaka kaldırılması ve ilkokuldan sonra okumanın kalitesini artırmak için sadece başarılı olanların okuyacağı bir sistemin getirilmesi gerekiyor. 7 yaşında okula başlatıp 12 yıl zorla okutup, bir 4 yılda aile zoruyla üniversite okuyan bir genç 22-23 yaşına geliyor ve biz ona diyoruz ki hadi gel 15.000 TL’ye çoban ol, veya garson ol. Olmaz olamaz efendim. Yazıktır günahtır. Ya bu çocuk okutmayacaktın ya da mesleğine uygun iş vermeyi bileceksin. İlkokuldan sonra köye, tarıma, çiftçiliğe, sanayiye vb. ara eleman ihtiyaçlarını karşılayabilmek için erken emeklilik vb. teşvikler verilmeli ve gençler bu alanlara yönlendirilip istihdam edilmelidir.

Tarım Bakanlığına atanan aynı zamanda hemşehrimiz İbrahim Yumaklı ; Tarım politikası bir ülkenin en önemli politikası olması gerekir. Tarım’da biz bize yetebilirken yıllardır uygulanan yanlış politikalarla artık her ürünü ithal eder duruma geldik. İnşallah bu durumdan kurtuluruz artık. Tarıma yapılan yatırımın karşılığı bir yıl içinde alınabilir. Hadi bu yıl geçti diyelim. Ancak gelecek yıl şimdiden planlanır ve Ülkemiz için gerekli tarım politikaları hayata geçirilebilirse biz bir yıl sonra 2024 Mayıs ayında bu alanda İhracat rekorları bile kırabiliriz. Ancak bunun için şimdiden planlama ve disiplin şart.!

İklimler değişti ve artık kış ayları yaz gibi, yaz ayları da kış gibi geçiyor. Bakın memleketimizin her yerinde sel olmaya ve insanlarımızı mağdur etmeye başladı. Tarım politikamızı da artık bunlara göre ayarlamamız gerekiyor. Ben bunun için her ilimize, o ilin iklimini, tarımını, ormanını, coğrafi koşullarını çok iyi bilen bir ismin Tarım Bakanı yardımcısı veya danışmanı olarak atanması gerektiğini düşünüyorum.

Örneğin: Kastamonu ilimize, Tarımla yatan tarımla kalkan, rüyası bile tarım olan sayın Mehmet Reis gibi bir ismin atanması. Bu isimlere gerekli yetkiler verilmeli ve bu çerçevede her ilin mutlaka bir tarım politikası oluşturulmalıdır. Tunceli gibi imkanları kısıtlı bir ilde bağımsız ve kominist bir belediye başkanı, o ilin tarım politakasında şahane işler yapabiliyorsa ki, bence de sevelim sevmeyelim ama hakkını verelim gayet güzel de yapıyor. Demek ki 81 ilimizde böyle bir politika bizi nerelere götürür hayal etmemiz ve mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor.

“Ülkemizde ekilmedik bir karış toprak bırakmayacağız” vb. altı doldurulmayan ve hamaset kokan cümleleri duymaktan ve her yıl Patates ve Soğan sıkıntısı yaşamaktan bıktık usandık artık. Biz artık gerçekçi bir Tarım ve Orman Politikası görmek ve yaşamak istiyoruz. Peki sizce çok şey mi istiyoruz?

Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca pandemi öncesindeki enerjik ve heyecan dolu görüntüsüne tekrar dönmeli ve gerçekten sağlık alanındaki biriken tüm sorunları bir bir çözmelidir. Sağlık alanında A’dan Z’ye sıkıntılar had safhadadır ve mutlak çözüm beklemektedir.

Sadece Aile Bakanı olarak atanan Mahinur Öznur Göktaş’ın Belçika’da yaşayıp büyümesi ve orada meclisinde vekillik yapması ve de en önemlisi kadın erkek eşitliği komisyonlarında görev yapması kafaları karıştırıyor. Seçimden önce aileden dem vurup seçimden sonra böyle bir atama inşallah bu konuda sıkıntı oluşturmaz. Çünkü bizim için “aile” çok önemlidir. Avrupa aile yapısından alınacak çoğu uygulamalar bizde kesinlikle ters teper. Avrupa’daki aile yapısıyla bizdeki aile yapısı birbirine hiç ama hiç benzemez. Oradan alınan ve uygulanmaya çalışılan kanunlar tıpta başarısızca sonuçlanan ve tutmayan organ nakillerine benzer. Biz kesinlikle kendi aile yapımıza göre kanunlar yapmalı ve de uygulamalıyız. Aileye çok önem vermeli ve aile yapımızı da mutlaka muhafaza etmeliyiz. “Aile çökerse devlette çöker” aman dikkat.!

Muhalefet olarak bizlerinde bu yeni döneme katkı sunmak adına bazı adımlar atmalıyız ve seçimlerde çıkan sonucu iyi okuyup ona göre daha yapıcı politikalar geliştirmeliyiz. Muhalefet liderleri Cumhurbaşkanından randevu alıp sorunların çözümü noktasında görüş ve önerilerini mutlaka aktarmalıdırlar. Gererek ve sürekli eleştirerek seçim kazanılmıyor. Onun için başka stratejileri de denemekte fayda var. Çünkü bu ülke hepimizin ve hep birlikte aynı gemideyiz. Batarsak ta, kurtulursak ta beraber batacağız ve beraber kurtulacağız. İnşallah hep beraber kurtulmak ve başarmak ümidi ve duasıyla

 

 

Vesselam

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.