enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Yaz Tatilinde Nerelerdeydim? (Kastamonu’ya Komşu İlden İzlenimler)

Merhaba, nasılsınız? Malumunuz bir süredir görüşemedik. Ertuğrul Beyin neden olduğu bu ayrılık için affınıza sığınıyorum.

Yaz Tatilinde Nerelerdeydim? (Kastamonu’ya Komşu İlden İzlenimler)
3 Ekim 2024 16:10 | Son Güncellenme: 3 Ekim 2024 16:40
A+
A-

YAZ TATİLİNDE NEREDEYDİM

KOMŞU İL (Birinci Bölüm)

Bilin bakalım bu yaz tatil için nereye gittim? Siz düşünüp, tahminlerde bulunun.
Hatta biraz da Şener Şen Beyin Hababam Sınıfı filmindeki “Bilin bakalım bu yaz ben
neredeydim?” repliğini hatırlayıp gülün.

-Kastamonu’ya mı dediniz?

Herkes mi bildi? Bu kadar kolay mı oldu soru?

Evet, Bildiniz. Kastamonu’ya gittik. Bu seneki üçüncü gidişimiz oldu. Daha önce ki seyahatlerimiz biraz büyüklerimizin rahatsızlığı veya bayramda garip kalmasınlar amacı taşıyordu. Bu defa azcık kendimiz için, bir miktar tatil amaçlı oldu.

Artık yetişkin olan çocukların “Eylül’de gidelim daha sakin ve rahat olsun” talepleri okul sorunumuz olmaması nedeniyle genel kabul gördü. Eylül ayına bıraktık tatilimizi.

Biraz iyi, biraz az iyi oldu bu tercih. Malum sonbahar arada bize geliyorum haberiniz olsun diye önden mesajlar gönderip, selam verdiği günler azcık üzüldük. Evde veya köye yakın yerlerde ki piknikler artık kesmiyor bizi. Siz üzülmeyin, bu aksamaları fazlasıyla telafi de ettik.

Memleketin havası, suyu, sakinliği ve huzuru. Akrabaların komşuların, misafirperverliği. Koca Minnaz’ın 95 yaşında ki enerjisi ve bilgi birikimi. Bize yine “Ne işimiz var İstanbul’da” dedirtti. Hele Bağcıları hiç katmıyorum ki adalet terazisi kırılmasın.

Çok dolu dolu, huzurlu bol sevaplı ve babamın en sevdiği oğlu olarak bir şehzade havasında tatilimiz yaşandı. Yeşile, oksijene, dereye, tepeye doyduk. Mantara doyamadık. Üzgünüm biz geldikten birkaç gün sonra başladı mantar yağmuru.

Bir süreliğine yakın ve hemşerilerimizin yüzmek için tercih ettiği komşu bir ilimizi de ziyaret ettik. Birçok konuda memnun kaldık. Bu yazıyı yazmakta ki amacım da işte bu komşu ziyareti esnasında gördüklerimle Taşköprü’ye atıf yapmak.

  Taşköprü bildiğiniz gibi. Misafirperver, yardımsever ve yol hakkı tanımaz bir şekilde! Asıl konumuz bu kısımlar olmadığı için artık asıl meseleye geçelim diyorum.

Komşu ilde bir iki gün geçirdik. Sahilleri, dinlenme ve gezinti alanları, sosyal hayatı oldukça hoşumuza giden başlıklar oldu. Yemek konusuna gelince üzülerek belirteyim ki azcık hayal kırıklığı yaşadık. Bizim şansızlığımız diyelim. Ya da nasibimiz böyleymiş. Eminim ki çok güzel yöresel mekanlar vardır.

Erfelek şelalerine ikinci gidişim oldu. Şelale ve bir kat üstüne düşen yan tarafında ki tarihi değirmen müthiş güzel. Ama yukarılara hiç çıkmadım ve çıkan ekip hiç gerek yokmuş dedi. Ben sadece ilettim giderseniz karar sizin.

ERFELEK ŞELALESİ

Abimin turizm genel kültürü benden fersah fersah ilerde olduğu için mihmandarlık  ona verildi. Düştük peşine. Sinop’u şöyle bir çalakladık. Doğal güzelliklerini keşfettik. Hamsilos, Sarıkum Hele Sinoplu dostum Gülerler Yapı dan Abdulkadir Güler Beyin tavsiye ettiği Aşıklar sahili ruhumuzdan parçalar bıraktığımız yerler oldu.

SARIKUM PLAJI

Aşıklar sahilinde seyyar sandalyelerimizi atıp güzel bir gün batımı keyfi yaşadık. Adeta Beşiktaş, Ortaköy havasında bir yer, daha Anadolu, daha samimi bu da daha güzel yapar tabii ki.

ÂŞIKLAR SAHİLİ

İstisnasız 9 kişilik ekipten herkes çok beğendi. Unutmadan ekip 81-82 yaşından 19 yaşına kadar bir aralıkta, hemen her yaş grubunun temsilcisi mevcut bir karma ekip. Eğer benim acıktım, acıktım, acıktım şeklinde birkaç yüz defa teşvikim olmasa epey bir zaman daha kalırdık sahilde. O derece ferah ve dingin bir yerdi.

Genel karar alarak yöresel yemek tercih ettik. İnternet üzerinden en çok tavsiye alan, içkili olmayan ve teşvik edici resimlerle süslenmiş bir mekân bulduk ve arabaları almadan yürüyerek gittik. Sahilde yürümek çok güzeldi. Parkur çok güzel tasarımlanmış, adeta bir Akdeniz sahilinde yürüyorsunuz palmiyeler filan o havayı yansıtmış.

Babam bir detaya çok kızdı. Sürekli kızgın bir tavırla söylendi durdu. Sahile güzel minik bir cami yapılmış. Yanında tuvaletleri de mevcut. Ne yok? Abdest alma yeri. Evet abdest alma yeri yokmuş. Babacım belki sen görmemişsindir dedim. 80’lik delikanlı beni pareleyecekti. “Sordum yokmuş” dedi ejderhanın nefesini hissedince bende pıstım kaldım. Buradan belirtmiş olalım. Lütfen abdest almak için bir küçük yer ekleyelim.

Dışarından bakıldığında mekan güzel görünmesine karşın bulunduğu lokasyon açıkçası pek cazip gelmedi bize. Açlık ve içerinin havası bir nebze ikna edici oldu ve girdik.

Kendilerine danıştık, Sinop kıymalısı’nı tavsiye ettiler. Bu çevrede bizim kadar çeşidi olan yok vesair tanıtım ve reklam içerikli sunum konuşmasından ikna olup büyükler Sinop kıymalısına karar verdik. Ekibin gençleri ayrı masaya geçip Sinop mantısı sipariş ettiler.

Gençler genel olarak memnun kaldı zaten. Biz ise bu övülen, ısrarla bize tavsiye edilen pidelerimize birazcık sabır gerektiren bir süreçten sonra kavuştuk. Çok net konuşacağım. Benim için hayal kırıklığı oldu.

Servis yapan beyefendi söylemiş, kavrulmuş kıymadan yapıldığını ben masanın uzak köşesinde olduğumdan sanırım duymadım. Ama asıl sorun bu değil.

Malum yarım asır gibi bir zamandır yemek yiyen ben ve tüm meslektaşlarım tahmin edebiliriz. Kavrulmuş kıymadan yapılırsa bir miktar kuru bir iç malzeme olacaktır. Kavrulmuş kıyma, yumurta ve maydanozla pişen açık bir pide elbet kuru bir tada ulaşır. Bence bu durum gayet de normal bir sonuç.

Benim serzenişim, böyle bir müessesenin, bu durumu öngörebilmesi gerekirdi diye düşünmem. Bakın, servisler geldi. Sadece pide. İçecek siparişiniz neyse o. Az önce de belirttiğim gibi yarım asır cihetinde yemek yiyorum. Pideyi de ilk defa yemiyoruz. Küçük tabaklarda bir iki yancı olmadan bu pide kuru kuru nasıl yenecek?

Ne bir söğüş, ne bir salata, ne bir turşu hiçbir yancı yok. Abim bir salata filan yok mu dedi. Dünya esnaflık tarihinin sayfalarına altın bir sayfa eklendi.

-Yok.

Yahu kardeşim, hani sizin usulünüzde yok anladık. İnsan iki üç domates ile salatalık doğrar limon, yağ gezdirir hesaba ekler. Çok mu zor bu kadarcık çözümü üretmek.

Abim limon bari verin dedi. Sağ olsunlar, var olsunlar lütfettiler sayılı limon parçası geldi, elden ele sıkarak pideyi limonla yedik.

Garip gelmesin, bende ilk önce “limonla pide mi yenir” dedim. Ama deneyince kuru hainden daha cazip geldi kalanı limonlu yedim.

Anlatmak istediğimin özü, misafir olduğunu belirten, sizden tavsiye isteyen bir grubu hafif tartar ve ona göre yönlendirirsiniz. Olmadı taleplerine çözümle karşılık verirsiniz. Ayrıca ilk girerken üst kat müsait mi diye sorduk. Aile olunca kapı girişinde oturmak istemedik. Üst katta 20 kişilik bir grup var sizi alamam dediler. Sanırım sürekli müşterileriydi.

Bizi kapının girişinde ki, en geniş masaya oturttular. Aynı şekilde yukarıdaki misafirler biz servis beklerken kalktılar. Alt kata indiler. Bana sorarsanız bizim yukarı çıkmamıza engel olarak kadar kalabalık değillerdi. Ama panayır yerinde eğlenen ergen çocuklar kadar gürültülüydüler. Dakikalarca kasa önünde gürültü yaptılar. Bazı mekan çalışanlarının da katkısı ve eşliğinde.

Anlıyorum sürekli müşterileriniz ama diğer misafirlerinizin de olduğunu unutmamalısınız. Sonuçta her sürekli müşteri ilk seferinde ilk defa geliyor ve öyle karar veriyor değil mi? İlk gördüğü izlenimle sizi çevresine tavsiye ediyor veya gitmeyin diyor.

Pidelere olan hayranlığımızın katkısı ile abimi 8 kişi el birliği ile kalan tatil boyunca linçledik. Eskiden, tarihten kalan ne kadar hırsımız varsa abimden çıkarttık. Bi on sene pideciye kimseyi götürmez abim. Yediği nodullardan epey ağrı çeker.

Üzülerek söylüyorum ki bizim ekipte yeme içme anlamında olumsuz bir izlenim kaldı, bu mekan üzerinden. Keşke daha yapıcı ve daha pratik çözümlerle karşılasalardı da bizde komşumuzun hizmetlerini övebilseydik…

Niyetim kötülemek veya anlamsız eleştiriler yapmak değil. Amacım Yöremizde hizmet sektörüne bir örnek ile destek olabilmek. Belki bir okuyan, örnek alır. Müşteri mantığından, misafir mantığına geçişe vesile olur. Eleştirim Sinop veya Sinop yeme içme sektörüne değil. Bizim şevk ile gittiğimiz bir mekanda yaşadıklarımıza. Bu yaşanmışlıkların olumlu hale gelmesi için olan çabamdır. Umarım bir faydası olur.

Taşköprülüler heyecanlanmayın. Taşköprü’de yeseydin, bana ne demeyin size de sıra geliyor bakın az kaldı…

Komşu İl yazımızın İkinci bölümü yakında…

Saygılarımla..

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.