Yaz Tatilinde Neredeydim 2 : Kastamonu Taşköprü Tatil Hikayesi
Bizim ilçemizin denizi yok. Dağ turizmi yok. Gerçi bazı köylerimizin daha yolu da yok, telefon çekmiyor elektrik çok problemli ama neyse. Elimizdeki imkânları neden akıllıca kullanmıyoruz. Sadece kes çamı, ek sarımsağı, topla mantarı topla kuşburnunu ne verirlerse sat
ve şükret…
YAZ TATİLİNDE NEREDEYDİM : TAŞKÖPRÜ
Artık bir birlik olmalı ve değerlendirmeler yapmalıyız. Komşu ilçenin dağ köyleri asfalt yol olmuş, bir toplantıya gelen milletvekilimiz bize yolları neden yapamayacaklarını anlattı. Nasıl yapacaklarını değil. Bende ümidimi kestim yolların yapılmasından çünkü daha niyet yok.
Son bir Taşköprü paragrafı. Taşköprü’de işlerimizi halledince en sevdiğimiz eski bir alışkanlığımız vardı. Çıkmadan Kebap, pide, lahmacun veya kızarmış tavuk alırdık. Yanına içecek ve fırından taze ekmek alır Seymenli’de oturur yer, öyle köyümüze çıkardık. Seymenli kapandı, Kapatma kararı alanlara kızmıyor ama gönül koyuyoruz. Üç beş kendini bilmezin orayı kirletmesinden dolayı bizleri de cezalandırdınız.
Çözmek ve idarecilik böyle olmamalı. Toplu cezalar, çözmek yerine yasaklamalar bizi ileri götürmez. Haklısınız pislik ve dikkatsizliğin yol açabileceği sonuçlar tehlikeli ama bunu yasaklamadan çözebilmeliyiz.
Taşköprü belediyemizin sayfasında Seymenli ve At Meydanı aynen şöyle i,fade ediliyor “İlçeye 22 km uzaklıkta, Taşköprü – Çiftlik Köyü yolu üzerinde, ormanla kaplı, soğuk suyu, eğlence ve yemek yeme yerleri bulunan bir dinlenme yeridir. “
Bu tatil başlangıcında ben hazırladığımız yiyecekleri yolda yemedim. Israrla direndim ve Seymenli’de durup yiyeceğim, içerisi halen kapalıysa At meydanında yerim dedim. Ben hariç herkes yiye içe geldi. Önce At meydanına döndüm. Pislikten oturacak yer bulamadım. Aracı hiç durdurmadan çıktım. Ama çok kararlıyım. Seymenli’ye gizlice sızıp orda yiyecek ve köye çıkacağım. Tam geldik Ormancılar kapıyı tamir ediyor, giremedik…
Kara mizah gibi bir şey yaşadım anlayacağınız. Orda yer yok. Burada oturacak yer yok derken köye az bir mesafe kala bir kenara sıkışıp bir şeyler yedim ki efelik bende kalsın. Yoksa zaten nerdeyse köye gelmiştik.
Gerçekten üzüldüm ben buna 40-45 km yolda bir tane durup dinlenecek veya yemek yiyip vakit geçirecek yer yok. Her yer manzara, her yer yeşillik, her yer orman ama dinlenecek mola verecek yer yok?
Bence artık buna bir el atılmalı. Yalnız Taşköprü merkez de yaşayan taşköprüleerin değil bizlerinde mesire ve dinlenme alanları ihtiyacımız ve hakkımız olmalı. Sanırım ses çıkmadıkça, ağlayan olmadıkça idareci olan kişiler bu eksiklikleri görmezden geliyorlar. Üzücü benim açımdan. Kilometrelerce ormandan gelen misafirlerimiz hayretle şikayet ediyorlar. İstanbul’da piknik için kilometrelerce yol alırsınız. 30-40 km den fazla. Taşköprü’de de Küçük su mesire alanına misafir götürdüğümüzde aynı yolu tepiyoruz.
Taşköprü böyle marka olamaz. Pompeipolisi daha Taşköprülülere anlatamadan. Yeme içme zenginliğindeki ilçe İstanbul’a bir adım uzaktayken. Gelsinler satalım tamam mantığı yerine Anlatalım, Getirelim, Memnun edelim ki hep gelsinler, İstesinler gönderelim mantalitesine geçmeliyiz. Âcizane görüşlerimdir.
Son kelam olarak birde hoşumuza giden ve kendilerini bozmadıkları müddetçe ailecek müdavimi olmaya karar verdiğimiz bir mekandan bahsedeyim de kızanları azcık yatıştırayım.
Babam İstanbul’da ki hayatında da lahmacunu çok severdi. Taşköprü’ye her indiğinde çeşitli mekanlarda yer. Bize de anlatır. Bizde yanına gittikçe alır köye çıkar veya ilçede yeriz.
Eskiden beri sabit sevdiği bir mekan vardı. Ziraat bankasının sokağında. Küçük salaş bir mekan. Arar yaptırır ve köye çıkarken alıp giderdik. Nadiren oturarak yerdik. Bu sene yine nasip oldu. Ama inanın mekan çağ atlamış. Yeni bir yer almış veya kiralamış. Onu sormadım.
Tertemiz, pırıl pırıl bir yer. Lavaboları bile havalandırmalı ve temiz. Mekanda masaların arası paravanlarla ayrılmış, bence çok güzel bir detay. Yan taraftan size doğru uzanan kol bacak olmadan aile mahremiyetine çok hoş bir katkı sunuyor.
Servis ile ilgilenen arkadaşlar çok kibar ve saygılı. İki kez gittik birinde genç bir hanımefendi, ikinci sefer genç bir beyefendi ilgilendi bizimle. Yeteri kadar, kibarca ve saygıyla muhatap oldular. Anlamsız cümleler olmadan, bir şeyler daha satmaya çabalamadan, gereksiz espriler ve lakayt tavırlar olmadan da servis yapılabiliyormuş.
Lahmacun enfesti. Çıtır çıtır ve incecik. Yanında ki salata ikramı taze ve canlı olarak geldi her seferinde masaya. Salata verdik diye soğan es geçilmedi. Fiyatlarda çok makul idi. Hele Komşu ilden çok daha ucuzdu.
Kendilerine de bizatihi teşekkür ettik. Sanırım ailem başka bir mekana kolay kolay gitmek istemeyecek bundan sonra. Elbette kendilerini değiştirmez ve kalitelerini bozmazlarsa. Bir kez de buradan teşekkür edeyim güzel hemşerilerimizin güzel mekanlarına. Teşekkürler ŞAFAK PİDE SALONU…
Ek: Bu aralıkta yine gittim sanırım 21 Aralıkta. Saat 20:00 de eşimle koştur koştur şafak pideye gittik, yol boyunca iki lahmacun yiyelim diye konu8şarak gittik ama maalesef kapalıydı erken kapatıyorlarmış. Bence o saat erken ama nazarlık oluversin.
Saygılarımla.