Unutulanlar 5 (Aygut- Çizlembe- Mani Atmak)
Yavaş yavaş Unutulanlar dizimizin son yazılarına doğru gelirken. Yöremizden birkaç unutulan ya da artık çok azalmış yaşam parçalarını hatırlamaya devam edelim.
Unutulalar serisinin Önceki Yazıları Okumak İçin;
UNUTULANLAR 5
Sadece bizim yöremizde gördüğüm, acı ayran/aygut, eski evlerin çardaklarının temizliği, cizlembe veya beşparmak, imce esnasında mani atmak hep eskilerin hayat sahneleri. Buyurun beraber analım.
Aygut
Benim en sevdiğim içeceklerden. O sert tadının altında çok şifalı olduğuna inanarak içerim hep. Tarhanayı sevdiren gizli sırdır o. Ben bildiği kadarıyla yazayım. Ayrana soğan, biber, domates, dorak, tuz filan katılıp bir ay kadar bekletiliyor. Sonra dorak değiştirilip on on beş gün daha bekletiliyor ve sert bir ayran elde ediliyor. Tarhana bu ayranla yapılıyor. Halen devam eden tam olarak unutulmamış ama bize özgü ve önemli diye kısa da olsa yazmak istedim Aygut’u…
Çardakları Temizlemek
Eski büyük evlerin çardak denilen geçiş alanları odalar ve fırın kiler lavabo gibi kısımlarının arasında bulunan boş alanlar. Elbette izolasyon veya duvarlar beton evler gibi olmadığı için, sürekli evi ziyaret edip tüm köşelerini gezen rüzgar, akşama kadar toprak ve tozla uğraşan insanların eve taşıdıkları, haylaz çocukların katkılarıyla sık kirlenen çardaklar tenekelerin delinerek bir çeşit kalın zımpara yapılan parçalarıyla ovularak temizlenirdi.
Ben temizlemesini seyretmeyi severdim. Evin hanımları haldır huldur uğraşırken oturur izlerdim. Ayaklarıyla bile uğraştıklarını hatırlıyorum. Ben sadece izlerken sıkılırdım, onlar nasıl dayanırdı acaba bunca işin arasında koca çardağı ova ova temizlemeye?
Cizlembe
Köyde en hoşuma gitmeyen aynı zamanda izlemeyi çok sevdiğim bir yiyecek cizlembe. Sıvı bir hamuru koca sacın üstüne dökerlerdi. Hamur sacdan kayarken yavaş yavaş hem pişer hem de neredeyse sacdan düşecek zannettiğim anda pişer ve üstünde kalırdı. Her seferinde bu sefer sacdan aşağı dökülecek diye merakla seyrederdim rahmetli Cemile yengemi, Fikriye ablamı filan. Gel gelelim sanki milimetrik ölçmüşler gibi sıvı hamur gelir, gelir sacın kenarını anlar ve orada dururdu. Birde parmakları olurdu sacın kenarında. Üstüne de yağ çalarlardı.
Artık seviyorum cizlembeyi. İstanbul’a gelince adı krep olmuş. Ondan hoşuma gidiyor…
Mani Atmak
Ben şahit olmadım hep büyüklerimden dinledim bu etkinliği. Şimdinin gençleri için sosyal medyadan dürtmek gibi. Oraklar elinde ot yolan ekin biçen, patates çapalayan kadınların, pratik zekalı, ağzı laf yapanlarının bir birlerine mısralar, dörtlüklerle sataşmaları ve laf atmaları eylemi.
Aşık atışması veya bir filmde Şener Şen ile İlyas Salmanın meşhur atışma sahnesi gibi düşünebiliriz. Anlatanlar “filanca köyden Sarı kız bir mani atardı karşısına kimse çıkamazdı” gibi heyecan ve takdirle anlatırlar.
Sorun eskiler anlatır size bol bol. Hele anneanneler babaanneler köyde geçmişse gençlik yılları ne muhabbetler açılır bu vesileyle.
Saygılarımla….