Ölümlerden ders almalıyız: F. Gülen (Fetö) ve Recai Kutan’ın ölümleri bize neler anlatıyor neler?
Fethullah Gülen vefat etmiş. Fethullah hoca diye nam salıp, Fethullah hocaefendi diye tanınıp “Fetö” olarak ölmesi hepimize ders ve ibret olmalıdır.
Fethullah Gülen’i bu duruma maalesef ama maalesef sevenleri getirmiştir. Yani “Şıh uçmadı Müritleri uçurdu” sözü vücut bulmuştur.
Allah’a çok şükür çocukluğumdan beri bu yapıdan hiç elektrik alamadım, ısınamadım. Hemi de herkesler oraya koşarken, överken ısınamadım ve elektrik alamadım. Türkçe olimpiyatlar ne işe yarıyor ki, boş iş diye belki de ilk eleştiriyi ben yapmışımdır. Dünya çocukları Türkçe konuşsa ne olur konuşmazsa ne olurdu ki?
Allah şahit olsun ki; Hiç bir gün Zaman gazetesi abonesi olmadım ve almadım. İşimiz reklam olduğundan günlük gazeteleri tarardık. Zamandan sadece merhum spor yazarı ve hemşehrimiz Ahmet Çakır’ın Galatasaray yazılarını okurdum. Gazeteyi bir kaç kez okumaya çalışmıştım, nedense başıma ağrılar girerdi.
STV’nin revaçta olduğu günlerde tıpkı şimdi ATV ve A Habere uyguladığım taktikle Tv’den silmiştim. Hiç sohbetlerine gitmedim ve dergilerini de hiç okumadım.
Benim Tayyip Erdoğan 2009-10 yıllarında ilkokul 5.Sınıfa giderken, tüm çocuklar bir şekilde Fem dershanesine yönlendirilirdi. Bizim hanımda diğer kadınlardan duymuş ve illa bizde verelim dedi. Olmaz, yüzde yüz başarılı olacağına emin olsam da yine de vermem dedim ve vermedim de. İlk önce Bakırköy’de solcuların bir dershanesi vardı oraya sonra ise Birikim dershanesine vermiştim.
Peki bunlar nasıl oldu?
Milli Görüş ile Taşköprü İmam Hatip Lisesinde Ortaokula başlayınca tanışmıştım. Milli Gazete okurdum. Erbakan hocayı takip etmeye ve konuşmalarını dinlemeye başladım.
Erbakan hocamız kişisel meselelere girmezdi. Yani tutupta hiç bir şahısla, hocayla, cemaatle veya da başka birileri ile münakaşa etmezdi.
Ama ne yapardı?
O zamanlar Cemaatin en büyük projesi; Dinler arası diyalog ve ılımlı İslam projesiydi. Erbakan hocamız F.Gülen’i isim olarak eleştirmezdi ama bu projelere şiddetle karşı çıkardı. Ve projelerin “SİYONONİZM PROJESİ” olduğunu defalarca anlattığına şahit olmuştum. Ve hep İSLAM BİRLİĞİ – D8 – İSLAM DİNARI projelerini hayata geçirmeye çalışırdı. Aslında bu projeler cemaatin projelerine çok zıt projelerdi. İşte buradan bakınca Erbakan hocamızın ne demek istediğini ve o cemaat hakkında ne düşündüğünü kolayca anlayabiliyordum. Allah Erbakan hocamızdan binlerce kez razı olsun. İlla parmakla gösterip bunlar şöyle mi demesi lazımdı. Lafı ortaya koyuyordu isteyen alıyor istemeyen ise alamıyordu.
Erbakan hocamızın dışında hiç kimse de F.Gülen’e bu açıdan bakmadı. Çünkü bu açıdan bakmak İSLAMİ idi. Bu açıdan bakmak oradan uzak durmak anlamına gelecekti ama buda kimsenin işine gelmedi maalesef.!
Gömleğin İlk Düğmesini Yanlış İlikleyince Tüm Düğmeler Yanlış İlikleniyor
Cemaat, Ilımlı İslam ve Dinler arası diyalog projesinin şiar edinip, yani gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyince diğer tüm düğmeler de otomatikmen yanlış iliklenmiş oluyor. Başa dönüp düzeylmeyince kesinlikle de düzelmiyor, nitekim düzelmedi de.
Cemaati Şevki Yılmaz ve Cübbelide övdüler
Yıllardır Erbakan hocamızın yanında duran Şevki Yılmaz; 2013 Nisan ayında Yeni Akit gazetesindeki köşe yazısında aynen şunları yazıyordu. “FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİNİN KALEMİNİN MÜREKKEBİ ŞEHİT KANINDAN EVLADIR” yani Üstündür” diyordu. Şevki Yılmaz bu sözleri; “Ilımlı İslam ve Dinler arası diyalog” projesinin İslam dinine uymadığını bile bile bunları yazıyordu.
Hatta bu dönemlerde; Hutbelerde okunan “Allah indinde tek din İslam’dır” ayetinin okunması dolaylı olarak cemaatin projesine ters düştüğü için durdurulmuştu.
Şevki Yılmaz, yazının içinde doğup büyüdüğü Milli Görüş Camiasını; F.Gülen Cemaatini kıskanmakla eleştiriyor, okullarını, gazetesini öve öve bitiremiyordu. Ve Erbakan hocamız ve Oğuzhan Asiltürk büyüklerimize hiç utanıp sıkılmadan “ERGENEKONUN DİNCİ AYAĞI” iftirası atıyordu.
Gelelim Cübbeliye; Yine 2012 veya 2013 yılları olabilir. Hapisten çıktıktan sonraydı zannedersem, bir canlı yayında Fethullah Gülen hakkında ne düşünüyorsunuz diye sordular Cübbeliye;
Cübbeli; Fethullah Gülen Ehli Sünnet vel cemaattir. Hocaefendi dememiz gerekir. Mahmut Efendi hazretleri de böyle buyurdu diyerek övgüler dizmişti.
Cübbeli; Ilımlı İslam ve Dinlerarası diyalog projesini bile bile bunu söylüyordu.
Aslında bu yıllar Cemaatle Ak Parti arasında kavganın başladığı yıllar. Biliyorsunuz İktidar ile Cemaat kavgası 2011 seçimlerinde altan alta, daha sonraları ise alenen başlamıştı. Ancak bu iktidar Cemaatle arasının iyi olduğu dönemlerde Ilımlı İslam ve Dinler arası diyalog projesini hayata geçirme babından Antalya, Hatay vb. bir kaç yerde; Kilise-Havra ve Cami’yi bir arada yapmıştır. Üçü bir arada, sanırsın nescafe.!
Ergenekon sürecinde de yanılmadık
Ergenekon sürecinde çalıştığımız ve görüştüğümüz ortamlarda sıkı Ak Partili arkadaşlarımız var idi. Askerler tek tek tutuklanırken bu arkadaşlar nerde ise göbek atıyorlar ben ise bunun bir proje olduğunu iddia ediyordum. Bu tartışmaların canlı şahitleri de var. Ergenekon sürecinde mağdur olan, mağdur edilen ve intihar eden bir çok Asker oldu bunların vebalini kim çekecek acaba?
Efendim sizin oyunuz % 1 siz ne anlarsınız siyasetten, Ergenekon’dan, cemaatten diyenlere bugün geldiğimiz noktada çok şeyler söylemek istiyorum aslında. 28 Şubatta Erbakan hocayı terletenlere mi sahip çıkıyorsunuz diyenler, bugün o mağdur olan, intihar eden o askerlerin kul hakkını nasıl ödeyecekler acaba?
Savcının mütalaası akıllara Necmettin Erbakan’ın çöken Ergenekon kumpası hakkında açıklamalarını getirdi. 7 Aralık 2010 tarihinde NTV’de katıldığı “Yazı İşleri” programında Erbakan, hükumetin askerlerle olan ilişkisinin sorulması üzerine, “Siyonizm böyle istediği için böyle tanzim ediyor. Askerlerin içerisinde Amerikan düşmanı varsa bunları temizliyor.” cevabını vermişti ve“Rejisör kendi oyununu oynuyor siz dünyaya başka gözlükle bakıyorsunuz, gerçek gözlükle baktığınız zaman bir de bakacaksınız ki, meseleler bambaşkaymış.” demişti.
Şevki Yılmaz’dan ve Cübbeli’den Daha Şuurlu ve Ferasetliyim!
İşte bakın Kastamonu Taşköprü’nün Hocaköyünün Kirezdağında doğan Ertuğrul Köse, Şevki Yılmaz ve Cübbeliden daha şuurlu, daha ferasetli, daha hidayetli, daha öngörülü, daha ayağı sabit, daha akıllı olabiliyor. İşte bunun için Allah’a ne kadar şükür etsem azdır.
Şimdi size bir şey sormak istiyorum: 2012-2013 yıllarına geri dönsek, Yeni Şevki Yılmaz ve Cübbelinin Cemaatle ilgili söyledikleri günlere. Fethullah Gülen bugün değil de o gün öldüğünü düşünseniz neler olurdu neler? Hangi törenler, hangi yaslar tutulur, hangi ağıtlar yakılırdı değil mi?
Yine daha yeni aramızda ayrılan Ak Parti kurulurken, O Saadet Partisi Genel Başkanı olan Recai Kutan’ın 2000-2013 yaşadıklarına bakın, birde Fethullah Gülen’in yaşadıklarına, verilen imkanlara bakın. Şimdi de 15 gün arayla ölümlerine bakın. Recai Kutan için rakipleri bile şahitlik ederken, F.Gülen için en yakınları bile bir şey söyleyemiyor, şahitlik edemiyor.
2000’li yıllarda Recai Kutan beyin yanına gelmekten çekinenler, korkanlar, F. Gülen’in yanına koşarak hatta uçarak gidiyorlardı. Çünkü Makam-Mevki-Güç-İmtiyaz-Para-Şan-Şöhret-Başarı- Rütbe almak buralardan geçiyordu. Ve bizler bunların hiç birinin, Müslüman’ın yapmaması gereken özelliklerinden olduğunu bilmiyor muyduk sanki? Bal biliyorduk değil mi? Onun için Allah (c.c) buyurmuş ki; Dünya Hayatı sizi aldatmasın.!
Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın. (Fâtır Suresi 5. Ayet)
Geriye Dönersek Kimler Aynı Hayatı Aynen Yaşamak İster?
Şimdi bir imkan olsa da ikisine de sorsak: 2000 yılına geri döneceğiz. Aynı şeyleri yaşayacaksınız aynı hayatı kabul eder misiniz desek, Recai Kutan tereddütsüz kabul ediyorum diyeceğine yürekten inanıyorum.
Demek ki ne oldum demeyeceksin. Ne ve nasıl olacağım diyeceksin. Makam ve mevki düşkünü olmamak gerekiyormuş. İnce hesaplar yapmamak gerekiyormuş. Gizli ajandaların olmaması gerekiyormuş. Demek ki bu hayatta “Ya Göründüğün gibi olacaksın, ya da olduğun gibi görüneceksin”
80 Yılda olsa, 100 yılda olsa maalesef hayat çok kısa. Bu durum yaşlandıkça daha çok anlaşılıyor. Onun için her ölüm bizim için büyük dersler veriyor. Hepimize düşen bu derslerden gerekeni almaktır. Recai Kutan’dan ve F.Gülen’in ölümlerini gözümüzün önünden hiç ayırmayalım. Recai Kutan; tüm makam ve mevkileri elinin tersiyle itip Saadet Partisi Genel Başkanlığını tercih ederken, diğeri ise ne istiyorsa oluyordu ama sonu hiç iyi olmadı işte.!
Artık Allah’ın huzurundalar. Kimsenin kimseyi kandıramayacağı, adaletsizlik yapamayacağı, torpilin işleyemediği, makam, mevki ve paranın hiç bir öneminin olmadığı bir yerdeler. Tabi bir gün bizlerde er ya da buralara gideceğiz imkan varken düşünmemiz ve idrak etmemiz gerekiyor.. Mevlam hepimize hayırlı ölümler versin. Amin
Vesselam