enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

Ali Kuru ile Taşköprülüler derneğinde uzun yıllar hizmet ettik. Ben demeyen, biz diyen, hizmet etmeyi çok seven, makam ve mevkiyi hiç önemsemeyen, kimseyi kırmayan bir yapısı var. Dernek Başkanı kim olursa olsun en çok çalışan, kulis yapmayan, kimseye yaranmak için değil samimiyetle hizmet eden bir kişiliğii var.

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane
25 Eylül 2020 20:56 | Son Güncellenme: 25 Eylül 2020 21:13
A+
A-

Kimden bahsettiğime az sonra göreceksiniz. İsmini çok duymama rağmen tanışıklığım Milli Gazete Kastamonu ve Bağcılar ilave çalışması için ziyaret etmemle başlamıştı. Geç olan ama güzel olan bir dostluğun adımlarını attığımı bilemezdim. Ailecek Bağcılar merkezde kırtasiye dükkanları ve Yüzyıl mahallesinde okul çanta imalatı yapıyorlardı. İlave için hem reklam hem de röportaj yayınlamıştım. Daha sonra görüşmelerimiz devam etti ve derneğe davet ettim. Sağolsun kırmadı diyeceğim ama onun aslında kimseyi kıramadığına sonraki yıllarda hep şahit oldum.
Kimden mi bahsediyorum? Elbette Ali Kuru’dan ve Şah Çanta’dan… Firmanın ŞAH olması 3 kardeşin isimlerinin baş harflerinden oluşuyor. Şakir – Ali ve Hüseyin.. 3 kardeşte hatta çocukları da kısaca hepsi hem işlerinin hem de Kastamonu’ muzun sevdalıları..

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

Ali Kuru ile Taşköprülüler derneğinde uzun yıllar hizmet ettik. Ben demeyen, biz diyen, hizmet etmeyi çok seven, makam ve mevkiyi hiç önemsemeyen, kimseyi kırmayan bir yapısı var. Dernek Başkanı kim olursa olsun en çok çalışan, kulis yapmayan, kimseye yaranmak için değil samimiyetle hizmet eden bir kişiliğii var. Israrlarımız sonucu bir dönem dernek başkanlığımızı yaptı ama protokolde oturtana kadar akla karayı seçerdik. Eğer Ali Kuru ile bir yere giderseniz, bir yemek yerseniz hesabı düşünmeyin mutlaka fark ettirmeden bir şekilde ödemiş olurdu. Tosya’ya hayırlı olsun ziyareti için gittiğimizde bizi kargıya da götürür kebap yedirmeden göndermezdi. Kim ne derse veya isterse onu yapmak için işini de de ailesini de unutur o işi mutlaka yerine getirmeye çalışır.

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

Hizmet etmeyi çok sevdiğinden oturmak onun için çok sıkıcı bir durumdu. Dernekte çok güzel hizmetler yaptık. Gerçekten de çok büyük hizmetler… Güngören’de bir kahvaltı programına katılan Güngören belediye başkanı sinevizyonda yapılan faaliyetleri izleyince ya siz belediye gibi çalışıyorsunuz maaşallah demişti. Taşköprü- Kastamonu- Ankara ve İstanbul’un tüm ilçelerinde faaliyetler derneğimize ilgiyi artırıyordu. Tabi ilgi ve alaka da artıkça faaliyetler yaptıkça da kartvizit dernekciliği yapanların baskısı ve kıskançlığı hat safhaya ulaşıyordu. Çünkü Ali Kuru’nun hem konuşma ve üslubu ve yaklaşımı hem de çalışkanlığının farkı hemen fark ediliyordu.

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

O Hep Veren El Olmuştur

Hani Anadolu’da çok sevilenler için “şeytan tüyü var” tabiri kullanırlar ya Ali Kuru’da şeytanın tüyünden eser falan yok ama benim anam tarhanayı gardığı zaman ilk önce şunu Ali Kuru’ya verin diye tembihliyor. İnanın çocukların dilinden Ali abi sözü hiç eksilmez, hatta köylülerin bile…

Kimin çanta ihtiyacı varsa karşılar, ondan çanta isteyip bazı kurumlara hayır yaparak kendi reklamını yapan kimselere bile desteğini esirgemezdi. Şah çanta için güzel projeleri vardı. Bazı siparişleri fason yaptırıyordu. Hedefi Kastamonu’ya yatırım yapmaktı. Bir gün yola çıktık. Ankara ve Kastamonu’da Taşköprü’ye fabrika kurmak için fizilipite çalışmaları ve görüşmeleri yaptık. Çok yol kat edemedik ama.. Çünkü söylenenlerle uygulamalar çok farklıydı… Belirli süre uğraş verse de bu hayalini gerçekleştiremedi. Ama daha sonra Tosya için girişimlerde bulundu ve hedefine tüm zorlukları aşarak ulaşmış oldu. Tosya sanayide çok güzel bir fabrika açmış oldular. 3 kardeş ve çocuklarında heyecanı ve azmi ile güzel bağlantılar yapmaya başladılar. Kısa sürede kurdukları fabrika kapasitesi yetmemeye başlamıştı bile.. Bir ara 30-40 kişi ile başladıkları istihdamı 270 kişiye kadar çıkarmışlar ve daha nasıl artırabileceklerinin heyecanını yaşıyorlardı.

Ali Kuru gerçekten de çok farklı bir insan. Tanıyan bilir tanısanız hemen o farklılığın farkına varırsınız zaten. Tosya’da farklılığı görmeye başlamıştı hemen. Çalışanlarına doğum günü sürprizleri, kadınlar günü için akşam yemeği, anneler günü için kahvaltı organizasyonları derken Tosya Şah Çantayı konuşmaya başlamıştı bile.. Fabrika 270 kişilik bir aile olmuştu sanki..

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

O Bir Hem Dost Hem de Bir Efsane

Tabi Türkiye’de ne olacağını kestiremiyorsun. Seçimler, tartışmalar derken dövizlerin aşırı artışı Şah Çanta vb. üretim yapan firmaları zor duruma düşürmüştü ama yılmadan, usanmadan devam ettiler. Tabi seçimler, dövizler derken birde pandemi çıkınca herkes gibi sıkıntılar artmaya başlamıştı. Hep sorunların çözümü için çareler aradılar, toplantılar yaptılar ama sanayici kaderiyle baş başa kalmıştı bir kere… Biraz küçülmeye karar verdiler, alternatif çalışmalar ortaya koydular ama okulların açılmaması tüm sektörleri zor duruma soktuğu gibi çanta imalatçılarını doğal olarak Şah Çantayı da zor duruma soktu elbette… Şu sıralar 100 civarı istihdamla canla başla mücadele etmeye çabalıyolar ve yarına ümitle bakmak istiyorlar. Tek istedikleri şeyde DEVLET BABA’nın şefkatli elini hissetmek başka bir şey değil…

Bu vesile ile hem Ali Kuru ve ailesine, hem kardeşlerine ve de Şah Çanta özelinde kim varsa hepsine cenabı Allah’tan tüm sevdikleri ile beraber sağlık, sıhhat, huzur ve mutluluk içinde uzun ömürler ve iki cihan saadeti diliyorum. Mevlam ticareten lentebur sırrına mazhar eylesin. Amin

Selam ve dua ile…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.