enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Kastamonu’nun Sessiz Hazinesi: Karanlık Camii’nde Asırlık İnanç, Sanat ve Vakıf Kültürü

Kastamonu Karanlık Camii’nin tarihi, mimarisi, hat sanatı örnekleri ve vakıf kültürü bu özel dosyada. 16. yüzyıldan günümüze uzanan eşsiz miras.

Kastamonu’nun Sessiz Hazinesi: Karanlık Camii’nde Asırlık İnanç, Sanat ve Vakıf Kültürü
22 Aralık 2025 06:07 | Son Güncellenme: 21 Aralık 2025 18:18
A+
A-

Kastamonu’nun Topçuoğlu Mahallesi’nde yer alan ve Hasan Efendi Camii olarak da bilinen Karanlık Camii, 16. yüzyıldan günümüze ulaşan mimarisi, hat sanatları ve vakıf geleneğiyle dikkat çekiyor. Asırlık yapı, sessizliğiyle olduğu kadar taşıdığı derin kültürel mirasla da öne çıkıyor.

Topçuoğlu Mahallesi’nde Saklı Bir Değer

Kastamonu’nun tarihî dokusunu adım adım hissettiren bölgelerinden biri olan Topçuoğlu Mahallesi, dar sokakları ve eski yerleşim düzeniyle şehrin hafızasını bugüne taşır. Bu mahallede, Karanlık Cami Sokak’ta yer alan Karanlık Camii, mütevazı dış görünümüne rağmen içinde barındırdığı sanat, tarih ve inanç unsurlarıyla Kastamonu’nun en dikkat çekici ibadet mekânlarından biridir. Hasan Efendi Camii olarak da bilinen yapı, yüzyıllar boyunca hem mahalle sakinlerinin hem de şehre yolu düşenlerin sessizce uğradığı bir maneviyat durağı olmuştur.

Camii kapısının üzerindeki kitâbe, yapının tarihine ışık tutan en önemli belgelerden biridir. Kitâbede yer alan ifadeler, bu mescidin Hasan Efendi adlı hayırsever bir zat tarafından Allah rızası için yaptırıldığını ve hicri 997, miladi 1588-1589 yıllarına tarihlendiğini ortaya koymaktadır. Bu yönüyle Karanlık Camii, Osmanlı’nın klasik dönem mimarisinin Kastamonu’daki önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Vakıf Kültürüyle Şekillenen Bir İbadethane

Karanlık Camii’nin yalnızca mimari bir yapı olmadığı, aynı zamanda güçlü bir vakıf kültürünün ürünü olduğu da arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Hasan Efendi’nin Rebiülevvel 1009/1600 tarihli vakfiyesi, caminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır. Bu vakfiyede, Yukarıpazar’daki dört dükkândan elde edilen gelir altı hisseye ayrılmış; bir hisse Kumarı Köyü’nde yaptırılan camiye, üç hisse ise Halife Sultan bahçesinde inşa edilen mescidin imam ve müezzinine tahsis edilmiştir.

Bu kayıtlar, Karanlık Camii’nin bulunduğu arazinin Halife Sultan vakfına ait olduğunu da ortaya koyar. Başlangıçta mescid olarak kullanılan yapı, 1128/1716 yılında minber eklenmesiyle cami hüviyeti kazanmıştır. Bu süreç, Osmanlı döneminde ibadet mekânlarının zaman içinde nasıl geliştirildiğini ve vakıflar sayesinde ayakta tutulduğunu göstermesi bakımından oldukça kıymetlidir.

Taş, Ahşap ve Tuğlanın Uyumlu Dili

Karanlık Camii’nin mimarisinde sadelik ve işlevsellik ön plandadır. Moloz taşından inşa edilen ve yaklaşık 95 santimetre kalınlığındaki duvarlar, tuğla kuşaklarla hareketlendirilmiştir. Bu yapı tekniği, hem sağlamlık hem de estetik bütünlük sağlar. Ahşap üzeri kiremit kaplı çatısı, Kastamonu’nun geleneksel mimari anlayışını yansıtır.

Girişte yer alan ve sonradan eklendiği anlaşılan son cemaat yeri hüviyetindeki avlu, ziyaretçileri tarihî kapıya ulaştırır. Kuzeydoğudan girilen harîm bölümü 6,80 x 12 metre ölçülerindedir ve ahşap döşemesiyle sıcak bir atmosfer sunar. Giriş kapısının hizasında yer alan geniş mahfil, caminin iç mekân düzeninde önemli bir unsurdur.

Kırlangıç Tavan ve Hat Sanatının Zarafeti

Camiyi özel kılan unsurların başında, kat kat kırlangıç yapıdaki ahşap tavan gelir. Tavanın ortasında yer alan süslü göbek, ilk bakışta dikkat çeker. Bu göbeğin etrafında yer alan esmâü’l-hüsnâ yazıları, mekâna derin bir manevî anlam kazandırır. Batı duvarından başlayarak kıble duvarını dolaşan ve doğu duvarında tamamlanan Âyetel-kürsî yazısı ise duvar ile tavanın birleştiği noktada adeta camiyi kuşatır.

Camide asılı bulunan hat levhaları da ayrı bir sanat değeri taşır. Bu levhalardan biri Kastamonu’nun önemli hattatlarından Muhiddin Tanır’a aittir. İki levha, Kastamonu müftülerinden Ahmet Keskin tarafından hazırlanmış; bir diğer levha ise Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den kopya edilmiştir. Ketebesiz levhalar da, caminin zengin hat geleneğini gözler önüne serer.

Mihrap, Minber ve İnce İşçilik

Alçıdan yapılmış mihrabın bitkisel motiflerle ve perde formundaki süslemeleri Emrullah Demirkaya’ya aittir. Mihrabın üzerindeki müsenna besmele ile iç kısmındaki kandil formunda yazılmış “Yâ Hak” ibaresi ise Muhiddin Tanır’ın eseridir. Bu detaylar, caminin yalnızca ibadet değil aynı zamanda sanat mekânı olduğunu gösterir.

Ahşap minber, kök boyalarla bezenmiş girift bitkisel motifleriyle orijinal yapısını korumaktadır. Giriş kapısı üzerinde yer alan Kelime-i Tevhid ve 1135 tarihi, caminin geçirdiği evreleri belgeleyen önemli izlerdendir. Minber köşkü ve köşk altı bölümlerinde yer alan şiir parçaları da bu estetik bütünlüğü tamamlar. Revzenli pencereler ise bitkisel motifler ve hat yazılarıyla süslenmiştir.

Üst Mahfil ve Sonraki Dönem İzleri

Giriş kapısının sağındaki kapıdan merdivenle çıkılan üst mahfil, caminin ikinci kat hüviyetindeki bölümüdür. Burada müezzinler için ayrılmış küçük bir mahfil daha yer alır. Üzerinde 1948 tarihli “Yâ Hazreti Bilâl-i Habeşî” levhası bulunan bu alan, yakın dönem onarımlarının da izlerini taşır. Duvarlarda Râd Suresi 28. ayet ile Âl-i İmrân Suresi 173. ayetinin anlamlı bölümleri güzel yazıyla yer almaktadır.

Briket malzemeyle inşa edilmiş mevcut minare ise geçen yüzyıla aittir. Bu durum, caminin farklı dönemlerde ihtiyaçlara göre yenilendiğini ve yaşatıldığını gösterir.

Onarımlar ve Günümüzdeki Durum

Vakıf kayıtlarına göre cami için Hacımahmutoğlu Hacı Emin Ağa tarafından vakfedilmiş iki dükkân bulunmaktadır. 1937 yılında Kâzım Altıoğlu’nun mülkiy etine geçen cami, bu dönemde esaslı bir onarımdan geçirilmiş ve 1948 yılında yeniden ibadete açılmıştır. 1985 yılında ise Hacı Kemal Pattabanoğlu tarafından bir tamir daha yaptırılmıştır. Kâzım Altıoğlu’nun yaptırdığı onarım, pencere revzenlerinden birinde eski yazıyla belirtilmiştir.

Günümüzde mirasçıların mülkiyetinde bulunan Karanlık Camii, ibadete açık tarihî camiler arasında yer almaya devam etmektedir. Kastamonu Haber ekibimizden Ertuğrul Köse’nin araştırmasıyla hazırlanan bu özel dosya, Karanlık Camii’nin yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda yaşayan bir kültür mirası olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.