Haşerelerle Zirai ve Doğal Mücadele Nasıl Yapılır (Patates Böceğinden Korunmak İçin Isırgan Otu)

HAŞERELERLE ZİRAİ MÜCADELE

Şu anda hastalıkların çeşitlerinin artmasının kaynağının bilinmemesinin tek nedeni, aldığımız gıdaların uygunsuz yetiştirilip, zehir içermesidir. Öyle bir musibet ki: alınan ilaçlar tesir etmiyor, bitkisel kürler fayda vermiyor. Batı bunun kaynağını fark ettiği için haşerelerle mücadelede doğal yöntemleri denemeye başlamıştır. Kimyasal zirai ilaçlardan süratle uzaklaşmaktadır.

Meyvelerin kimyasal ilaçlanmasının ne sakıncası var, ne güzel kurtlu meyve yemekten kurtuluruz” diyebilirsiniz. Elinize, ayağınıza kına yaksanız ertesi günü idrarınız kına rengi alır. Çünkü kıl köklerinden, kılcal damarlara gıdalar geçer. Kolonya gibi şeyler de ciltten kana geçer. Bitkiler de insan
gibi canlıdır. Sadece köklerinden değil yapraklarından da beslenir. Onun için yaprak gübre
çıkartılmıştır. Yapraklara püskürtülür, bitkiler beslenir. Meyve kurtları, haşereler ölsün diye ilaç püskürtülür, bu zehirler yapraklardan dallara, daldan meyvenin içine nüfuz eder. Bu zehirli meyvelerini biz kurtsuz meyve olarak yeriz. Aldığımız bu zehirler karaciğere gider, karaciğer bu zehirleri temizlemeyip sivilce, egzama, sedef, basur olarak dışarı atar. Batı şimdi bu haşerelarla doğal yöntemlerle başarılı olmak için gayret göstermektedir. Patates böceklerine karşı ısırgan otunu kaynatıp püskürtünce, kimyasal ilaçlardan daha tesirli neticeler elde edilmiştir.

Elma, kiraz, patates, fasulye mısır haşerelerinde, acı yonca, pelin, kafur, kokar ağaç, karanfil.
mârver, komşu ısırgan, teker-teker ya da karışım olarak kaynatılıp püskürtülmelidir. Bu bitkiler bu haşerelerı öldürecek niteliktedir. Aynı zamanda şifalıdır da kimyasal ilaçlara göre çok ucuzdur.

AĞAÇLARIN KARINCALANMASI VE KİREÇ

Ağaçlara karıncaların zarar vermemesi için gövdesini kireçleriz. Başarılı da oluruz. Biz bu başarının oranının artması için Ceviz kabuğunun kaynatılıp bu suya kireç katılarak ağaçların gövdesinin badanalanmasını tavsiye ediyoruz. Ceviz kabuğu suyu, karıncaları uzaklaştırır.

ŞIFALI HAZİNEMİZ DEGERLENDİRİLEMİYOR

1998 de sadece Kastamonu’dan 500 milyarlık kantaron ihraç edildi. Biz o otların çok, çok azını
ilaç olarak trilyonlarca liraya ithal edeceğiz. Dağlarımız, taşlarımız bitki hazinesi. Madenlerimiz,
talt sularımız gibi, bitkilerimiz de maalesef değerlendirilemiyor.

Dağlar şöyle dursun, burnumuzun dibindekileri biz bize değerlendiremiyoruz. İşte caddelerimizdeki, parklardaki ağaçlar. (Defne, çam, mersin, okaliptus), işte mezarlıklardaki şifalı bitkiler. (Oğul otu, hatmi, zambak, ısırgan, v.s.) Bu ağaçlar budanıyor. Heba olup gidiyor. Gölgede yaprakları kurutulsa, ayrı bir gelir kaynağı oluşacak, mezarlıklardan otlar biçilip çöpe atılıyor, gölgede kurutulsa işçilik parası çıkarda artar bile…

Dağlarımız kekikten geçilmiyor, 100 kg kekikten 3 kg kekik yağı elde ediliyor. İmbikle kekik yağı
çıkarılabilir, iyi gelir elde edilir.