enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Bir Milli Görüşçü “Liderini Ya İkna Etmeli Ya da İkna Olmalıdır”

Saadet Partimizin, Millet İttifakında yani Altılı masada yer almasına karşı gelen, itiraz eden büyüklerimiz ve kardeşlerimiz var. Özellikle de “eski Chp zihniyeti nedeniyle” sayın Kemal Kılıçdaroğlu beyin adaylığına karşı çıkanlar var. Elbette bu itirazların olması doğal ve tabidir. Hepimiz her konuda bazen aynı noktalarda buluşamayabiliriz, itiraz edebiliriz, karşı tez ortaya koyabiliriz. Ancak bunları yaparken neyi ne zaman yapacağımızı da çok iyi bilmemiz gerekiyor.

Bir Milli Görüşçü “Liderini Ya İkna Etmeli Ya da İkna Olmalıdır”
11 Mart 2023 00:18 | Son Güncellenme: 11 Mart 2023 08:25
A+
A-

Yolun sonu gelmiş, seçimlere iki ay kalmışsa artık itiraz süresi de bitmiş demektir. Bugün sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına sırf partisi yüzünden karşı çıkan dava kardeşlerimiz, 4-5 yıl önce kazanabilecek tek aday olan sayın Abdulllah Gül beyin adaylığına da Akp’li diye karşı çıkmışlar ve itiraz etmişlerdi.

Bu yeni sistemde seçimlere tek başına girmek demek yenilgiyi baştan kabullenmek demektir. Düne kadar 3.ncü adayı biz çıkaracağız diye hava atanlar ya Cumhur ittifakına ya da Millet ittifakına katılmak zorundalar. HDP dışında hiç bir parti 3.ncü CB adayını çıkaramaz. YRP tabanını Cumhur ittifakına göre önce yumuşattı şimdi artık hazır hale getirmiş oldu. Memleket ve Zafer Partisi de tercih yapacaklar ama tabanlarını henüz ikna edemediler… HDP dışında 3.ncü adayı kim çıkarırsa çıkarsın alacağı oy taş çatlasa yüzde 1 veya en fazla 2 olacaktır.

ERBAKAN HOCAYA DA İTİRAZLAR OLMUŞTU

1973 yılında Erbakan hocamızın CHP ile koalisyon hükümeti kurmasına da itiraz edenler, karşı çıkanlar olmuş. İtiraz edip daha sonra ikna olanlar da olmuş,karşı çıkıp ikna olmayıp istifa edenlerde olmuş.

Erbakan hocamız bu tip tartışmalı konularda herkesi toplar, tahtaya fayda ve zararlarını anlatarak durumu güzelce izah edermiş.

1991 yılında merhum Alparslan Türkeş bey ile yapılan ittifaka karşı çıkanlarda olmuş. Erbakan hocamız yine herkesi toplamış ve istişare ederek tahtaya ittifakın madde madde fayda ve zararlarını yazmış. Herkes görüşünü söylemiş ve 13 madde fayda, 13 madde zarar ortaya çıkmış. Daha sonra düşünmüşler, tartışmışlar ama ortaya fayda veya zarar adına başka bir madde koyamamışlar. Erbakan hocamızda bu durum karşısında Milli Görüş Lideri ve Refah Partisi Genel Başkanı olarak inisiyatif kullanmış ve ittifaka onay verip seçimlere girmişler ve de çok başarılı da olmuşlar.

Burada MÇP ittifakına itiraz eden veya karşı çıkanlardan istifa edenler falan oldu mu hiç bilmiyorum. Bu yönde hiç bir bilgi hatırlamıyorum.

ERBAKAN HOCAMIZDA GEÇMİŞTE CHP’Lİ BİR CB ADAYINI DESTEKLEMİŞ

1980 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış. Seçimleri diyorum TBMM’de sonuç alınamadığı yani yeterli çoğunluğu hiç bir aday yakalayamadığı için onlarca kez oylama yapıldığı olmuş ama gene de sonuç alınamamış. CHP ve merhum Demirel’in desteklediği adaylar yarışmış. Merhum Ecevit’in Genel Başkan olduğu CHP’den Emekli Orgeneral Muhsin Batur Paşa aday olmuş. Muhsin Paşa, Erbakan hocamızla gelip konuşarak, istişare ederek destek istemiş. Erbakan hocamızda gerekenleri bir bir izah edip Muhsin Paşadan söz almış ve destek sözü vermiş. Hem de daha önce MSP’nin kapatılması ve askerin MSP ile mesafeli olması yüzünden rahatsız olan Erbakan hocamız Muhsin Batur’a destek vermiştir. Aslında durum tam şimdiki gibi. Bir tarafta CHP’li aday bir tarafta Demirel’in desteklediği bir aday.

Erbakan hocamızda çıkıp ta ne olursa olsun “BİR TANE DE MİLLİ GÖRÜŞÇÜ ADAY OLSUN” dememiş. Tarafsız kalalım da dememiş ve o günkü CHP’li (O gün kü diyorum o günkü CHP ile bugün ki CHP arasında 180 derece fark var değil mi) ve Partisini kapattıran ORDUNUN bir mensubunu destekleme kararı almış. Hem de destekleri belli olsun diye oy pusulalarına İŞARET KOYARAK..!

Aynı durum şimdi yaşanmış olsa kim bilir Erbakan hocamıza MİLLİ GÖRÜŞTEN SAPTI, DİN DÜŞMANLARINI – PARTİMİZİ KAPATANLARI – DARBE YAPANLARI DESTEKLİYOR vs. vs. neler derdik neler değil mi?

MİLLİ GÖRÜŞÇÜ YA İKNA OLACAK YA İKNA EDECEK BAŞKA BİR YOL OLMAZ!

1973 Yılında Erbakan hocamız tüm itirazlara rağmen CHP ile koalisyon hükümetini kurup muhteşem hizmetler yapmış ve hala bizler onları anlatıyoruz. Ya itiraz edenlere kulak verip o hükümeti kurmasaydı ne olurdu acaba? En basitinden Kıbrıs’ta zulüm hala devam ediyor olurdu. Ağır sanayi hamleleri başlamamış olurdu. Neyse tek tek saymayayım, hepimiz biliyoruz o dönemde yapılanları.

 

En önemli detay ise CHP ile hükümet kurup İmam hatiplerin, Kuran Kurslarının açılmasını sağlanmakla kalmamışlar, birde Karayolu ile HACCA gitmenin yolunu açmışlar. Yetmemiş CHP VE MERHUM ECEVİT ile birlikte meyve suyu statüsünde olan BİRA’NIN İÇKİ STATÜSÜNE alınmasını sağlanmışlar. CHP ile BİRA’NIN İÇKİ STATÜSÜNE… Demek ki dinsiz, imansız vb. ithamlarla kimseleri suçlamamamız gerekiyormuş. Kim Milli Görüşçülerle işbirliği yaparsa Allahın izniyle en güzel hizmetleri yapıyorlar. Ne demişti Erbakan hocamız; “BU MİLLETİN KÜLLERİNİ ÜFLESEN ALTINDAN İMAN ÇIKAR İMAN”

Peki O koalisyonda Erbakan hocamız olmasaydı bunların olma ihtimali olur muydu veya tam tersi mi olurdu iyice tefekkür etmemiz gerekiyor?

DİN DÜŞMANLARINA AF YASASI İTİRAZI

CHP ve MSP hükümeti devam ederken bir AF yasası gündeme geliyor. Tabi bizim MSP’lilerin bir kısmı bu duruma çıldırıyor.

Niçin mi?

Yok komünistlere, yok DİN DÜŞMANLARINA, yok solculara, yok KAFİRLERE yok şunlara, yok bunlara “AF MI OLUR” diye… Eee tabii onlar Erbakan Hocadan çok daha iyi biliyorlarmış demek ki.!!!

Bizim mahalleden de affa uğrayacak bir kaç isim varmış. Birisi Merhum Mehmet Şevket Eygi, Kadir Mısıroğlu diğeri de Şule Yüksel Şenler hanımefendi imiş.

İtirazlar git gide yükselmiş ve AFFA KARŞI ÇIKANLAR Erbakan hocamızla görüşmeye karar vermişler. Yani görüşme AF yasasından önce olmuş doğal olarak.

Görüşme heyetinin başına da Erbakan hocamızın İskenderpaşadan çok yakın arkadaşı M. Cevat Akşit hocamızı getirmişler. Tüm itiraz nedenlerini istişare edip Cevat Akşit hocamızı Erbakan hocamıza göndermişler.

Cevat Akşit hocamız, Erbakan hocamıza genel durumu izah etmiş ve çıkarılacak affın Müslümanlara çok zarar vereceğini belirtmiş. Hatta genel algının nasıl olurda KAFİRLERE- DİN DÜŞMANLARINA AF ÇIKARIRIZ olduğunu belirtivermiş.

Erbakan hocamız Cevat Akşit hocamızı nezaketle dinlemiş, notlarını almış ve en sonunda Prof. Dr. Cevat Akşit hocamıza demiş ki; Bak Mustafa (Cevat Akşit Hocamıza hep Mustafa Dermiş) şimdi sana bir fıkıh sorusu soracağım bunu cevapla sorun çözülecek;

Buyurun Hocam demiş Cevat Akşit Hocamız;

“Bir Müslümanın Canı İçin Kaç Gayri Müslüman Canı Bağışlanabilir”?

Bu soru karşısında ne yapacağımı, ne diyeceğimi şaşırdım ve dona kaldım diyor Prof. Dr. Cevat Akşit hocamız.

Erbakan hoca beni öyle yerden yakaladı ki İTİRAZ EDECEK hatta AMA diyecek hiç bir durumum kalmadı diyor. Çünkü bana acı bir gerçeği hatırlatmış oldu. Ve tamam hocam “SİZ HAKLISINIZ” diyerek odadan ayrıldık ve bir daha bu konuya itiraz etmedik. Yani ikna etmeye gitmiş ama ikna olmuş.

Erbakan hocamızla Cevat Akşit hocamız değil de şuan ki hocalarımız görüşse ne olurdu peki? Kesinlikle tamam hocam Kuran böyle söylüyor ama olsun biz genede bu vebale girmeyelim vb. bahanelerle kesinlikle ikna olmazlar hatta TV’lerde veya SOHBETLERİNDE Erbakan hocamızı bir güzel eleştirirlerdi çok bilmişler.!

İşte şimdi Altılı Masaya ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu beyin adaylığına itiraz eden büyüklerimiz veya kardeşlerimizde tıpkı Cevat Akşit hocamız gibi davranmalıdır. Ya Davamızın LİDERİNİ İKNA ETMELİYDİLER veya da mutlaka İKNA OLMALIYDILAR.! Böyle durumlarda Üçüncü bir yol olmamalıdır diye düşünüyorum. Zaten karar verme aşamasını çoktan geçmişiz. Bu saatten sonraki itirazlar hepimizi incitir ve kardeşliğimizi de zedeler.

Yıllardır bizim camiada lidere itaat ve itaatsizliğe örnek olarak sürekli Kur’an-ı Kerimde geçen TALUT ve CALUT kıssası anlatılır durulur. Eee o zaman bu ibretlik kıssayı hep işimize geldiği konularda tatbik edeceğiz işimize gelmediği durumlarda ise görmezden mi geleceğiz biz?

Biz Milli Görüşçüler diğer partililer gibi hareket edemeyiz. İttifakla ilgili istişare süreci bitmiştir. Beğensek de beğenmesek de böyle bir karar verilmiştir. Bu saatten sonra seçimi kazanmamız veya kaybetmemiz durumunda neler yapmalıyız onları planlamalıyız. Bu şekilde devam edersek hiç bir şey planlayamayız da. Özellikle Milli Görüş Liderimizin Davayı Sattı, Hainlik etti, Milli Görüşten Uzaklaştı, Erbakan’ın kemiklerini sızlatıyor vb. ithamlar, iftiralar ve paylaşımlar bizlere kesinlikle yakışmıyor. Zaten inancımıza da ters düşer.

Bizim böylesi durumlarda nasıl hareket etmemiz gerektiği ile ilgili kriterler gayet nettir. Elbette içimize sinmeyen durumlar olacaktır. Biraz sabır ve sükunetle bu süreci bir şekilde aşmamız gerekiyor.

PEKİ KEMAL KILIÇDAROĞLU NE ZAMAN VE NİÇİN DESTEKLENMEZ?

* Altılı Parti tarafından aday gösterilen sayın Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimi kaybederse bir daha adaylık için desteklenmez.

* Sayın Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazanıp, Saadet Partisi ve bizlerin hatta muhafazakar kesimin hassas olduğu konularda;

1- Ayasofya’nın tekrar müze yapılması
2- Başörtünün yasak olması
3- BOP EŞBAŞKANI olması durumunda
4- Kuran Kurslarının ve İHL’lerinin kapatılması durumunda
5- Ezanın türkçe okunmak istenmesi durumunda
6- Herhangi bir İslam Ülkesinin işgalinde Abd ve Rusya ile hareket etmesi durumunda
7- Liyakate önem vermemesi durumunda
8- İsraf ve şatafatın devam etmesi durumunda
9- Adaletsizliğin devam etmesi durumunda
10- Ekonominin düzeltilememesi durumunda
11- Kıbrısta Annan vb. Planları aşırı şekilde savunması
durumunda
12- Kutuplaşma ve Ötekileştirmeyi devam ettirmesi durumunda
13- Pkk veya kandille anlaşma yapması durumunda
14-Yahudi Üstün Cesaret Madalyasını kabul ettiğinde
15- Rüşveti meşrulaştırdığı zaman
16- İstanbul sözleşmesini dayattığı zaman

Daha bunlara benzer bir çok hassas konuda yani Milli Görüşün politikalarının tam zıddına hareket ettiğinde bir daha kesinlikle desteklenmemesi gerekir. Şimdi rengiyle, inancıyla veya onlarca kez özür dileyip yanlış yaptık demesine rağmen 100 yıl önceki veya 28 Şubattaki eski chp’lilerin yaptıkları yüzünden Chp zihniyeti diye suçlanmasını şahsen doğru bulmuyorum.

Referandumdan bu tarafa gelen bir sürecin sonucunda bir seçim işbirliğine gidiyoruz. Yerel seçimlerde her yerde Milli Görüşçü aday çıkarmıştık ama sonucunu da gördük. Onun için Saadet Partisinin kesinlikle Millet İttifakının içinde olması kesinlikle doğrudur ve elzemdir.

Yapılması gereken bu seçimin kazanılması için elimizden ne geliyorsa yapmamızdır. İster kazanılsın isterse kaybedilsin seçim sonrasını planlamaktır.

Çünkü her iki sonuçta da işimiz çok ama çok zordur. Allah yar ve yardımcımız olsun. Tıpkı bizlerin 50 Yıl önce Erbakan hocamızın CHP ile kurduğu koalisyondaki muhteşem hizmetleri anlattığımız gibi, 50 Yıl sonra da bizim torunlarımız 15 Mayıs sabahından itibaren (Bu arada benim doğum günüm) göreve başlayacak Millet İttifakının yapacağı muhteşem hizmetlerini konuşsunlar inşallah.

Selam ve dua ile…

 

20 Yıldır “İslami Düzen” ile mi Yönetiliyoruz? (Peki Mücahit Erbakan Olsa Ne Yapardı?)

Yorumlar
  1. qerbelai dedi ki:

    Mücahit Kılıçdaroğlu mu Müteahhit Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu!!!