Bayramda Taşköprü tıklım tıklımdı ama ekmek bulmakta zorlandık (İşte Bayram ve Mezbahane İzlenimleri)

Bayramda doldu taştı ama ekonomi sessizdi

Kurban Bayramı’nda yine memleketteydik. 7 Mayıs’ta da gelmiştik, o zaman bir yazı yazmıştım: “Hareketsizlik var” diye. Bu bayram öyle olmadı. Salı akşamı Taşköprü’ye vardık, Çarşamba köydeydik ama Perşembe yani arefe günü Taşköprü’ye indiğimizde bir kalabalık, bir yoğunluk anlatılmaz! Pazar da o gün kurulmuştu, bayramın birinci günü Cuma olduğu için. Herkes akın akın gelmiş çarşıya. Kastamonu giriş çıkışlarında bile trafik olmuş, haberleri çıktı. Kastamonu Taşköprü arası bile trafik yoğunluğu vardı. Ama ekonomik olarak durum yine sıkıntılı. Bir durgunluk hâlâ var. Sadece bizde değil, Türkiye genelinde böyle. İnşallah kısa zamanda toparlanacağız.

Biz kurbanı ilk defa Taşköprü Belediyesi’nin mezbahasında kestik. İki hayvanımız vardı; biri bizim, biri kayınbabanın. Bize 09:’00’da buradan olun dediler bizde 9’da oradaydık. Her grupta 12 hayvan varmış, biz üçüncü gruptaydık. Ama bir tecir 10 hayvan getirip araya sıkıştırınca işler karıştı biraz. Ama tecirin ekipleri hızlıymış onlarda destek verince biraz işler çabuk yürümüş ama gene de bekleme oldu. Saat sistemi yoktu. Herkese sabah erken gelin denmiş. Öğleden sonraya sırası gelenler bile sabah erkenden oradaydı. Bir grupta 12 hayvan var kaç saatte kesilir, diyelim 2 saat, her gruba bir saat aralığı verilseydi işler daha düzgün olurdu.

Taşköprü Kesimhanede hizmet gayet iyiydi

Mezbaha hizmet olarak gayet iyiydi. Görevlilerden Allah razı olsun, gayet güzel hizmet verdiler. Sık sık çay, soğuk su dağıtıldı, gölge yerler kurulmuş, sandalye boldu. Mesela biz sabah 8’de evden çıktık, akşam 3 buçukta kurban teslim edildi. O saate kadar ne yemek var ne pide. Çocuklar ekmek bulamamış. Cumadan sonra Pide geldi ama sadece çalışanlara denince biz almadık tabi. Halbuki oraya bir ikram yapılsa çok daha iyi olurdu, hatta ücretli bile olsa olurdu. Çünkü insanlar aç kaldı, çarşıya da uzak ve kör noktada. Birde aşırı sıcak vardı. Deri toplama meselesi de ayrı bir konu. Deriler para etmiyor nedense. Geçen sene dağlara atılmıştı. Bu sene de durum aynı. Bir deri yüz lira, yüz elli lira kimse toplamak istemiyor. Köylü de atmak zorunda kalıyor. Sadece Kur’an kursları topluyor, ama bunun da bir çözümü olmalı.

Kurban yerine bir boğa geldi ama ortaklarını tanıyorum ama yazmayayım, bizim kurban yanında koyun gibi kaldı. Allah (c.c) tüm kurbanlarımızı kabul etsin.

Kamyondan indirirken biraz zorluk çıkardı ama çabuk davranıp bağlayabildiler. Kurban fiyatları son günlerde bayağı düştüğü söylendi. Bizim danaları da bayağı uygun almış kayınpeder. Zaten sabah kurban pazarını gezmiştim 4-5 hayvan anca vardı, demek ki tükenmiş fiyatlar uygun olunca…

Mezbahane Kasapları işlerini düzgün ve güzel yaptılar. Biz kurbanı kestik, kelleyi bile yüzdüler. İşkembeyi temizleyip verdiler. Sonunda bahşiş vermek istedik, kabul etmediler. Bu güzel bir şey. Belediye çalışanları sıraya uymuştu. Torpil falan yoktu. Listede Belediyede görev yapan Mehmet Tuğcu ve Lütfi Gültekin isimleri vardı ama sıralarına riayet ettiler şahidim.

Bizim sıra tam Cuma namazı vakti geldi, bize Cuma sonrası ilk sıra sizin dendi ama 2 tane kurban öne alınınca sorduk, listede bizden önce yazılan 2 kişinin olduğu söylendi, baktık evet doğruydu, bizde sabırla bekledik ama bizden sonraki arkadaş tartıştı, liste karıştı, kargaşa çıktı ama büyük bir kavga çıkmadı. Birde yemek olsa, ve sıra düzeni düzgün olsaydı çok daha iyi olurdu. Kurban pazarı ve kesimhane biraz daha düzenlenirse daha güzel olur. Bu vesileyle burada tüm emeği geçenleri tebrik ediyor teşekkür ediyorum.

Ekmek hâlâ yok, köyler ise hâlâ güzel

Bayram boyunca köyler kalabalıktı. Taşköprü her gün kalabalıktı. Esnaf da biraz yüzü güldü belki. Ama yıllardır yazıyorum, yine yazacağım: Ekmek sıkıntısı hâlâ çözülmedi! Eczane açık, ilaç var ama ekmek yok. Arefe’den itibaren nöbetçi fırın sistemi oluyor. İstanbul’dan gelen maalesef köy ekmeği bulmakta zorlanıyor.

Çarşıda ekmek bulamayınca geçen yıl köye aldığımız seyyar fırında ekmek yaparak durumu idare ettik ama fırını gören ekmek isteyince bizde yetiştiremiyoruz maalesef.. ;))

Bu bayram köy mevlütleri de vardı. Biz üçüncü gün Kirazcık Oruçlar’da mevlüde katıldık. Aslında Galinse Hatıplar mah. bir davet vardı ama Oruçlar çıkınca gidemedik. Mevlide Kirazcık Hocaköyü Orman şefi Erdi Sefa beyde mevlide gelmişti. Mevlid sonunda Yangınlara dair bilgi verdi. Memurun köylüyle iç içe olması çok kıymetli ve önemli. Köyler mutlaka canlanmalı. Devletin bu işe el atması gerekiyor. Emekli insanları köylere yönlendirecek projeler olmalı. Çünkü orman köyleri yok oluyor. 10 sene sonra orman basacak, köyler silinecek. Tarım, hayvancılık bitecek. Ama bizim Kirazcık ve Hocaköyü gibi köylerin ormanları Taşköprü’nün en büyük gelir kaynakları. Belki sarımsaktan bile fazla gelir sağlıyor. O yüzden köylerin canlandırılması şart. İnşallah biz de gitmeye devam edeceğiz. Köylere dönüşün hızlanması duasıyla…

Selam ve dua ile….