Kastamonu ve ilçelerinde Koyun ve Kuzu Yünleri Neden Değerlendirilmiyor ve Yakılıyor?
Koyun ve Kuzu yününün faydaları saymakla bitmez. Eskiden koyun ve kuzu yünleri köylüler için altın kadar değerliydi. Kullanacağı kadarını kullanan köylüler artan yünleri pazara götürür ve iyi fiyatlara satar ve de parasıyla da pazar alışverişini görüp evine gelirlerdi.
Koyun ve kuzular önce yıkanır ve kırklık denen aletle kırkılırdı. Yün, bizde yapoğu da denirdi. Yumak haline getirilip, kirmanla eğrilir ve ip yapılırdı. Yapılan iplerle de yün çorap, yün kazak ve yün pantolan yapılırdı. Yün tarağı ile iyice taranan yünlerden de kilim dokunurdu.
Peki Koyun ve Kuzu Yününden daha neler yapılırdı?
• Kilim dokunurdu
• Yatak doldurulurdu
• Yorgan yapılırdı
• Namazloğu yapılırdı (Bu bütün deriden yapılırdı.
• Yün alım satımı da yapılırdı.
Yün çorabın varsa ayağın kesinlikle üşümezdi. Ayaklar üşemeyince de hastalıklar olmazdı. Eskiden bir kişi grip olunca; ŞİFAYI BULMUŞSUN derlerdi. Şimdi grip olan ayağa kalkamaz duruma düşüyor.
Yünden yapılan yatak ve yorganda yattığın zaman uykusuzluk ve dinlenme problemi olmazdı. İstediğin kadar yorul, yün yatak ve yün yorganda yatarsan iki saatte tüm yorgunluğun ve uykusuzluk gitmiş olurdu. Uykusunu alanda erkenden kalkar ve işe koyulurdu.
Koyun yününün faydaları yazımızı okumak için linke tıklayınız.
Koyun Yünleri Yakılıyor veya Çöpe atılıyor
Taşköprü Hocaköyünden İstanbul’da Okul müdürlüğü de yapmış Emekli öğretmen Sebahattin Aktaş yaz aylarında Köçekli köyünde yaşıyor. Çevrede gördüklerini birazda araştırarak Kastamonu Habere mesaj atarak bu konuda haber yapmamızı tavsiye etti. Emekli Öğretmen Sebahattin Aktaş’ın aktardığı bilgilere göre, Koyun ve kuzu yünleri artık yakılıyormuş. Koyun sahipleri yünü kimselerin almadığını ve yakıldığını anlatmışlar. Köylülerimiz için iyi bir gelir kaynağı olabilecekken yakılması son derece sıkıntılı bir durumdur. Evet zaman değişti ama yine de koyun yününün başka şekillerde değerlendirilmesi gerekmez mi sizce?
Sadece Trakyada bir fabrika 8-10 ton olması kaydıyla gelip alabileceklerini belirtmişler. Peki tüm Kastamonu hatta Batı Karadenizde koyun yünleri bir araya toplanıp Trakyadaki fabrikada değerlendirilemez mi acaba?
Trakyadaki fabrika ip yapıp yurt dışına ihraç ediyormuş. Batı Karadenizde bir yerde bu iş yapılamaz mı acaba? Bu vb. durumlarla kim ilgilenecek ki zaten. Herkes farklı şeylerin peşinde. Bunlarla dertlenmekte bizlere kalıyor işte.
İşte Kastamonu’daki Koyun yünlerinin akıbeti
Emekli öğretmen Sebahattin Aktaş’ın notları ve tavsiyeleri; Taşköprü köylerinde koyun yünleri yakılıyor veya yok olmaya terk ediliyor.
Hanönü’nün Sarıalan Köyünden bir kişi ile görüştüm. “On yıl önce 1,5 Liraya alıcı vardı şimdi yok; atıyoruz” dedi.
Boyabat’ın Oğlakcılar Köyünden koyunculuk yapan kişi ile görüştüm.” Alıcı yok yakıyoruz” dedi.
Trakya da bir firma ile konuştum. “5- 10 tondan aşağısı bizi kurtarmaz, biz yıkıyoruz lif haline getiriyor ve fabrikaya devrediyoruz” dedi.
Trakyadaki fabrika bu firmadan alıyor. iblik yapıp yurtdışına satıyor. Ne güzel.
İstanbulda yorgancı şöyle dedi: ” Şu kuzu yününü 120 Liraya aldım. Yastık yapacağım. Kaça satarım. Bu işler öldü” diye dertli dertli konuştu.
Ülkemizde üretilen bir malı neden değerlendiremiyoruz, yazık değil mi? Köylüye neden bu destek verilmez?
Yıldırım çarpması sonrasında ölen hayvanların etini devlet alıp kedi, Köpek maması yapan firmalara satarak köylüyü destekleyemez mi?
2 yıl önce vatandaşın ineğinin boğazına elma sıkışmış; boğazına hortum sokmayı bilemediklerinden ineği kesiyorlar. 25, 30 Bin Liralık ineğin etini 8.00 Bin Liraya kasap alıyor.
Taşköprü de Ziraat mühendisi yok. 70 Bin Ziraat mühendis atama bekliyor.
Taşköprü’de devletin veterineri yok. Özel veteriner var. Atama bekleyen 60 Bin veteriner varken.
Devlet ne yazık ki bu konularda yok. Ben bu sorunları çözmeyen ülkem adına üzüldüm.”
Koyun ve Kuzu yününün değerlendirilmesi ve bu işle uğraşan köylülerimizin ekonomilerine katkı olması için bu alanda ekstra çalışmalara ihtiyaç var. Yıllardır Tarıma ve Hayvancılığa yeterli desteği vermiyoruz. Ülke olarak bundan sonra da böyle devam edersek gelecek yıllar çok daha sıkıntılı olacaktır şimdiden uyarmış olalım.