enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Sağlık Çalışanları ve Emniyet Mensuplarının Allah Yardımcıları Olsun! (Polislerin ve Doktorların Sorunları Nelerdir?)

En önemli kurumlarımızın başında gelen iki kurum Sağlık Bakanlığı ve Emniyet teşkilatıdır. Her iki kurumda bu milletin gözbebeğidir. Ancak son zamanlarda bu iki kurumda yaşanan hadiseler ve sıkıntılar çok gündem olmasada had safhalarda…

Sağlık Çalışanları ve Emniyet Mensuplarının Allah Yardımcıları Olsun! (Polislerin ve Doktorların Sorunları Nelerdir?)
10 Nisan 2022 15:34 | Son Güncellenme: 10 Nisan 2022 15:36
A+
A-

Peki Sağlık Çalışanlarının ve Emniyet mensuplarının yani polislerimizin ne gibi sıkıntıları var?

Niçin çözüme kavuşturulmuyor? Onlarca polis neden intihar ediyor? Onlarca tecrübeli doktor neden görevlerinden istifa ediyor? Hastanelerde neden randevu alınamıyor?

Pandemi döneminde kahraman ilan edilen sağlıkçıları geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımızın “Giderseler Gitsinler” açıklamasından sonra “hainlik” damgası yemekten son anda kurtuldular.

Her küçük çocuğun hayali olan polislik ve doktorluk meslekleri çok sıkıntılı süreçlerden geçiyorlar. İntihar edenler, istifa edenler, yurt dışına gidenler ve ne yapacağını şaşıranlar…

Peki bu iki güzide kurumumuzda neler oluyor ne gibi sıkıntılar var ki çalışanlar mutsuz, huzursuz ve endişeliler acaba? İntiharı düşünecek kadar bunalıma girebiliyorlar?

POLİSLERE MOBİNG Mİ UYGULANIYOR?

Bundan 5 ay kadar önce bir ikindi vakti bir Karakoldan aradılar ve ifade için beni davet ettiler.

Tabi telaşla niçin diye sordum.

Hakaret deyince çok daha şaşırmış hatta sabaha kadar uyumamıştım. Çünkü kimseye hakaret etmem etmedim de…

Düşündüm, taşındım gece boyu kaşındım durdum ama bir türlü o hakareti bulamadım.

Neyse sabah erkenden belirtilen karakola gittim. Sordum, soruşturdum ve tedirgin ve utangaç bir şekilde içeriye girip gösterilen odaya geçtim. Selam verip girdim. Gerekli prosedürlerden sonra şu matbaa ihale konusunda bana hakaret eden, dinime, imanıma ve aileme söven şahıs benden şikayetçi olmuş..

Neyse paylaşımları ve yazışmaları falan gösterince polislerde şaşırıp kaldı. Bana her türlü hakaret ve küfür edip gazetelere manşet olunca arayıp hesabımı çalmışlar diyerek özür dileyen şahıs benden şikayetçi olmuş. Tabi bizde hukuki işlemlere başlamıştık…

Tabi 10 m2 oda da iki polisle soru ve cevap ve detaylarda ortaya çıkınca Milli Gazete’de çalıştığım falan ortaya çıkınca işin şekli değişiverdi. Çünkü polis kardeşlerimiz çok dertliymiş. Ve şu söylediği söz “Bu 10 m2 oda da hem kamera hem de ses kaydı var” ama ne olursa olsun biz huzursuzuz, biz mutsuzuz biz bittik dedi. Uygulanan mobing’den mi dersin çalışma şartlarından mı dersin ne varsa başladı konuşmaya…

Araya girerek maaşlar mı az yetmiyor mu yoksa dedim.

Keşke maaşlarımız az olsa da yetmese ama vallahi bunu sorun etmiyoruz biz… Biz yani hepimiz perişan haldeyiz. İntiharlar da bunun için oluyor. Tam o günden bir kaç gün önce doğuda bir emniyet mensubu intihar etmişti. 10 m2 oda da iki polis ve kamera ve ses kaydı ama polisler ifade alamıyor adeta ifade veriyorlardı. Birinin babası memlekette felç geçirmiş, normalde tayin hakkı olmasına rağmen bu hakkı verilmemiş. İnanın polisler çok dertliydiler. Sadece Malatya’dan rehabilitasyon mu psikolog mu polisleri rahatlatmak için bir kuruluştan atılan bir mailden başka hiç bir çözüm yok diyerek gelen maildeki çıktıyı verdi. O polisleri o vaziyette görünce hem çok üzüldüm hem de kendimi çok çaresiz hissettim. Çünkü polis ne yapacaklarsa yapsınlar artık yaşamanın bir anlamı yok diyordu. Ve o an acı bir şekilde “İNTİHARI” gördüm ve yaşadım adeta…

Karakoldan çıkınca hemen Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman beyi aradım ve durumu izah ettim. Sayın vekilimde son 3 ayda 45 polisin intiharı nefeniyle mecliste konuşmak ve sorunları gündeme getirmek için bir çalışma yaptığını belirterek yarında bu konuyla ilgili basın açıklaması yapacağını söyleyerek ilgileneceğini belirtti. Gerçekten sayın Abdülkadir Karaduman konuyu gündeme getirdi ama o günden bugüne çözüm bulması gerekenler buldular mı bilemiyorum.

SAĞLIK ÇALIŞANLARIDA MUTSUZ VE KAYGILI

2020 Aralık ayının son günlerinde Annem felç geçirmiş ve ambulansla Başakşehir Çam Sakura Hastanesine yani Şehir Hastanesine gitmiş ve tedavi görmüştük. Bu süreci hastaneyi ve hizmetini överek detaylıca da yazmıştım hatırlarsınız, hatırlamayanlar tekrar okuyabilir. Doktorlar falan çok iyiydi ve u yeni açılmasına rağmen her hastalanan da oraya gitmek istiyordu. Yani şimdi tam bir yıl önceden bahsediyorum.

Bundan bir ay kadar önce öğleye doğru Ak Partili olan bir arkadaşımı aradım. Torununun hasta olduğunu ve Başakşehir Çam Sakura’da olduğunu belirti. Ateşi varmış ama düşürememişler.

İkindiye doğru bir daha aradım. Gayet sakin olan arkadaş bir öfkeli gibiydi ve hala acilde olduklarını belirterek servise çıkmak için damar yolunun açılması gerektiğini ama görevlilerin damar yolunu bulamadıkları için beklediklerini belirtti.

Akşam saatinde bir daha aradım. Bu kez biraz daha öfkeliydi ve hala bir damar yolu bulamadıklarını söyleyerek burada tecrübeli doktor kalmamış hep öğrenci, Suriyeli ve asistan doktorların olduğunu ve bunlarında işin içinden çıkamadıklarını söyledi ve artık çileden çıktığını söyleyerek ortalığı karıştıracağını belirtince bende sabırlı ol falan desem de artık patlayacağını da hissettim. Çünkü Torun çocuktan da kıymetliydi sonuçta…

2-3 saat sonra bir daha aradım ve torununu hastaneden çıkarıp özele getirdiğini belirterek özelde önce serum takmak istediler ama iğne vurdular ve çocuğun ateşinin hemen düştüğünü ve eve gönderdiklerini belirterek sabahtan beri şehir hastanesi de boşa beklediklerini söyledi.

PEKİ BU DURUMA NASIL GELİNDİ?

Geçen yıl herkes bu hastaneye gitmek için araya insanlar sokuyordu. Hatta diğer hastanelerden kaçıp oraya acile gidip yatış yapanlar bile vardı. Peki son bir yıl içinde ne oldu da bu duruma gelindi?

Başakşehir Şehir hastanesine çok büyük önem verildi. En iyi doktorlar oraya tayin edildi. Normalde 8-10bin lira maaşlı doktorlar döner sermaye sayesinde 20-25 bin aralığında alıyorlardı. Bu hastaneye geçince döner sermaye olmayınca 8-10 bin maaşa mahkum oldular. Birde kiralar 5-6 bin olunca sıkıntı çıktı. Hatta pandemide 3 hafta grev yaptılar. İstifalarda bu yüzden yasaklandı. Geçici çözüm bulundu ama bu yılın başında istedikleri veya beklentileri karşılanmayınca isfa yasağı da kalkınca doktorlar bir bir ayrılmaya başladılar. Çam Sakura’da 8-10 bin maaş alan bir doktor özel bir hastaneye 28 bin lira maaşla gittiğini biliyorum.

Ayrıca Katar vb. ülkelere de dolar bazlı maaşlarla gidenlerde var. Onun için hiç bir doktor vb. sağlıkçı 8-10 bin liraya çalışmak istemiyor ve çalışması da imkansız zaten. Çünkü nasıl olsa doktor diye ev kiraları bedavaya falan verilmiyor hatta piyasadan biraz daha yükseğe veriliyor. Bugün Başakşehir’de hastanenin yanında en düşiük kira 5.000 TL civarındadır. Doktorlara hamaset yaparak, alkışlayarak kahramansınız diyerek sorunlar çözülmediği gibi yok sayarak ta çözülmez.

Onun için sağlıkta önce doğru TEŞHİS sonra doğru TEDAVİ şarttır.

Her iki kurumda fedakarca çalışanların Mevlam yardımcıları olsun. Ancak Devletimizde bir BABA şefkatini göstersin ve sorunlarını biran önce çözüversin artık..!

Vesselam

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.