Mübarek Ramazan Ayınız Filli mi Geçiyor Filsiz mi? (Prof. Dr. Mehmet Görmez)
Geçen sohbetimizde Ramazan ayınız filli mi geçiyor filsiz mi geçiyor diye soran Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, konuya açıklık getirerek, ibret dolu hikayeyi dinleyicilerle paylaştı. Kastamonu Haber ekibimiz bu sohbeti sizler için derledi

Hadis Profesörü. Diyanet İşleri eski Başkanı. İslâm Düşünce Enstitüsü (İDE) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızdan İmam Malik ve Yahya bin Yahya’nın Hikayesi
İmam Malik ile ilgili anlatılan bir hikâye vardır. Bilindiği üzere İmam Malik’in hadis dersleri oldukça meşhurdur. Emevîler döneminde, Medine’de büyük bir âlim olarak kabul edilen İmam Malik, hem Enes Medine’de hem de Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) mezarının yanı başında, her hafta perşembe günleri hadis dersleri vermekteydi. Derslerine dünyanın dört bir yanından öğrenciler katılmakta ve bu seçkin topluluk İmam Malik’ten ilim tahsil etmekteydi.
Bir gün, dersin en heyecanlı anında dışarıdan yüksek bir ses duyulur: “Medine’ye büyük bir fil geldi! Medine’ye büyük bir fil geldi!” Şehirde büyük bir yankı uyandıran bu duyuru üzerine, Medineliler fili merak eder ancak daha önce hiç görmemiş oldukları için neye benzediğini bilmemektedirler. Kur’ân’da Fil Sûresi bulunmasına rağmen, insanlar bu hayvanın büyüklüğünü yalnızca anlatılanlardan bilmektedirler.
Bu esnada, İmam Malik’in hadis dersine katılan öğrencilerden biri hariç herkes dersi bırakıp fili görmek için dışarı çıkar. O tek öğrenci yerinde kalır. İmam Malik, bu öğrencinin neden dışarı çıkmadığını merak ederek ona adını sorar. Öğrenci, “Yahya bin Yahya” diye cevap verir. Bunun üzerine İmam Malik, “Sen daha önce hiç fil gördün mü?” diye sorar. Yahya bin Yahya, “Hayır, daha önce hiç fil görmedim” diye yanıtlar. İmam Malik, “Öyleyse neden fili görmek için dışarı çıkmadın?” diye sorunca Yahya bin Yahya şu cevabı verir: “Efendim, ben Endülüs’ten, Kurtuba’dan buraya sizi görmek ve sizden hadis ilmi tahsil etmek için geldim. Fili görmek için değil.”
Bu cevabı duyan İmam Malik, Yahya bin Yahya’nın ilme olan bağlılığını takdir eder ve ona “Maşallah efendim, Allah ilmini ve şerefinizi artırsın” diye dua eder. Zamanla Yahya bin Yahya, hadis ilmi konusunda büyük bir âlim haline gelir ve sonraki asırlarda hadis rivayet eden en güvenilir kişilerden biri olarak tanınır. Onun, Endülüs’ün en akıllı kişisi olduğu söylenir ve bu unvanla anılır.
Hikâyenin Ramazan ile Bağlantısı
Bu hikâyeden hareketle Ramazan ayının da ilahi bir medrese, manevi bir mektep olduğu ifade edilebilir. Hepimiz bu ilahi mektebin birer öğrencisiyiz. Ancak günümüz dünyasında, bizleri kuşatan ve dikkatimizi dağıtan birçok unsur bulunmaktadır. Tıpkı Medine’de duyurulan fil gibi, modern çağda da sosyal medya, akıllı telefonlar ve diğer pek çok unsur dikkatimizi asıl odaklanmamız gereken şeylerden uzaklaştırmaktadır.
Her an, her saniye zihnimizi meşgul eden bu unsurlar nedeniyle, Ramazan ayının maneviyatını tam anlamıyla yaşamakta zorlanabiliriz. Ancak Yahya bin Yahya’nın gösterdiği kararlılık gibi, bizler de Ramazan mektebini en iyi şekilde değerlendirmeli ve Kur’ân’ın rehberliğinden ayrılmamalıyız. Ramazan ayını anlamını kaybettiren, bizi manevi hedeflerimizden uzaklaştıran gereksiz meşguliyetlerden arındırarak, gerçek bir ibadet ve tefekkür mevsimi haline getirmeliyiz.
Allah bizlere, dikkat dağıtan unsurlardan uzak, bereketli ve ruhen olgunlaşmamıza vesile olacak bir Ramazan nasip etsin.
Bu şekilde metin hem daha akıcı hale geldi hem de resmi bir üsluba kavuştu. Anlatım bozuklukları giderildi, cümle yapıları düzenlendi ve içerik daha anlaşılır bir hale getirildi. Eğer eklememi veya çıkarmamı istediğin bir şey varsa belirtebilirsin!