Merhum Hasan Bitmez’in TBMM Konuşması (Meğer Hasan Bitmez’i Bizde Tanıyamamışız!)

Merhum Hasan Bitmez Yaşadığı Gibi Öldü

Erbakan hocamızın isteğiyle tüm işini gücünü bırakıp Erbakan hocamızın isteğini yerine getiren ve Erbakan hocasının yanından hiç ayrılmayan Hasan Bitmez, vefatından sonra da hocasından ayrılmadı ve Erbakan hocamızın kabrinin çok yakınına defn edildi. Mevlam cennetinde buluştursun inşallah.

Tevafuk o dur ki; “Hayattayken Erbakan hocasının davetiyle işini gücünü bırakan Hasan Bitmez vekilimiz, bu kez Milletvekilliğini ve dünya işlerini bırakarak yine Erbakan hocasının yanına gitmiş oldu.”

DAVA ADAMI HASAN(LAR) BİTMEZ

Merhum Hasan Bitmez bir gün önceden konuşmasını hazırlar. Arayanlara TBMM’de konuşmak için hazırlık yapacağını söyler ve gece boyunca konuşma metnini gözden geçirir. Danışmanlarına gönderip bir eksik olup olmadığını sorar. Sanırsınız ki Hasan Bitmez idama gitmemek için “SON SAVUNMASINI” hazırlıyor. İdama gitmemek için olmasa da ebedi alem için son konuşmasını hazırlamış meğerse.!

Hepimizin GAZZE İÇİN ÖLÜRÜM diye HAMASET yaptığı bir dönemde HASAN BİTMEZ hepimizin ONURUNU kurtararak Mevlasına kavuştu aslında.

Niçin Onurumuzu kurtardı diye soranlara ;

Hani Sosyal Medya Röportajlarında Gazze için şehit olmaya hazırım diyenler olunca, sunucu tamam isminizi yazalım deyince “Ya benim işlerim var, hanım hasta, ben hastayım” vb. mazeretleri sunanlar olunca bazıları doğal olarak alay etmişlerdi. İşte Hasan Bitmez, Gazze için çağrıldığında koşa koşa gidebileceğimizi gösterdi hepimize ve tüm Dünya’ya… Allah Razı olsun. Mekanı cennet olsun Gazze Şehidi Hasan Bitmez başkanım.!

HASAN BİTMEZ NASIL BİRİYDİ?

2010 Numan Kurtulmuş Saadet Partisi Genel başkan olduğu dönemde Hasan Bitmez’in ismi hep gündemde ve tartışılıyordu da. Hasan Bitmez başkan bir gün Bağcılara geldi. Ben tanıyorum ama çok detaylı değil. Sivaslı bir abimiz var yönetimde. Hasan Bitmez’i ve Numan beyi çok iyi tanıdığını söyledi ve birlikte okuduk dedi El Ezher’de. Yanılmıyorsam Numan Kurtulmuş beyle de ya beraber okumuşlar ya başka bir yerde beraber kalmışlar, burayı tam hatırlayamıyorum.

Neyse gün bitti, akşam Sivaslı abimizle birlikte eve gidiyoruz. Başladı bana Hasan Bitmez’i anlatmaya, ama ne anlatma; Hasan Bitmez çok inançlı biridir, çok temiz biridir, alimdir, samimidir, çok güvenilirdir, kadirşinastır, çok kültürlüdür. İyi bir Mü’mindir vs. vs. bir Müslümanda olması gereken tüm özellikleri saydı yol boyunca. Bende menfaatsiz bir anlatım olunca ve bu kadar samimice anlatınca Hasan Bitmez’e karşı saygım ve sevgim daha da arttı açıkçası. Daha sonra ziyaret edip, sohbet etmiştik. telefonlaşır ve mesajlaşırdık. Hatta Kastamonu ile ilgili bir konu nedeniyle Erbakan hocamızın “Ağır Sanayi Hamlesi” kitabı lazım olmuştu, sağ olsun kendisinden almıştım. Teşkilat Başkanımız iken attığım mesajlar ve cevaplar hala durur telefonumda..

SİVASLI ABİ BU KEZ GERİ VİTES YAPTI

Gel zaman git zaman derken bu kez de partide Fatih Erbakan tartışması gündemdeydi. Fatihçiler yavaş yavaş kendini belli etmeye ve ayrışmaya başlamışlardı. Farklı toplantılar falan derken Erbakan Vakfını kuruyorlardı. Tam o günlerde merhum Hasan Bitmez’in arkadaşı olan ve kendini bu kez Fatihçi olarak lanse eden Sivaslı abi telefonla beni aradı. Başladık konuşmaya ve tartışmaya tab. Konu çok iyi tanıdığı arkadaşı Hasan Bitmez’e gelmişti. Bu kez Numan bey zamanında söylediklerinin tam tersi şeyler söylüyordu, Aman Allah’ım duyduklarıma inanamadım. Ne söylemler ama tekrar etmek istemiyorum. Bir ara duraklayınca bitirmedi haa, sadece durakladı ve ben dedim ki: Abiciğim sen 3-5 yıl önce aynı Hasan Bitmez’i anlattığında çok farklı şeyler söylüyordun, öve öve bitiremiyordun ve çok samimi ve inaçlı olduğunu belirtip ne kadar iyi bir Müslüman olduğunu anlatmıştın bana. Peki şimdi ne değişti de Hasan Bitmez’i bu kadar 180 derece farklı anlatıyorsun dedim. Sivaslı abi direk “Dün dündür bugün bugündür” diyemedi ama ıkıldadı, mıkıldadı o zaman farklıydı dedi, mırın kırın etti ama susmadı. Bende kusura bakma abi deyip taviz vermeyince telefonu kapattı. Halbuki değişen Hasan Bitmez değil idi kendisiydi ama her ayrılan gibi o da farkında değildi maalesef.!

Hasan Bitmez bizim Camianın her zaman tartışılan ismiydi. Tıpkı rahmetli Oğuzhan Asiltürk büyüğümüz gibi. Bu iki ismi tanıyanlar çok severler, uzaktan tanıyanlar ise tartışırdı hiç olmayan sebeplerden..

Hasan Bitmez 54 yaşlarında imiş, vefatından sonra o kadar özelliği anlatıldı ki bende şaşırıp kaldım. Nedeni ise bize böyle hiç anlatılmamıştı çünkü. Misal: Erbakan hocamız aramış ve partiye davet etmiş, işleri de iyi olmasına rağmen, işini gücünü bırakıp koşup gitmiş. Hangimiz yapabiliriz bir bahane bulmadan bu davranışı.. Bu kadar güzel insanlarımızın bazı özellikleri anlatılmalı ki asla tartışılmamalıdır.

 Erbakan hocamız Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan, Lütfi Doğan, Fehim Adak, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Tekdal vb. isimleri hiç yanından ayırmamış. Bu isimleri kim tartışırsa tartışsın kimseye koz vermemiş ve hep bu isimleri hep korumuş ve kollamış. Bu büyüklerimizin yerlerini dolduracak bir kaç kişiden biri de Hasan Bitmez’miş meğer. Bilip bilmeden bizde çok tartıştık ve eleştirdik durduk. İnşallah bizlere hakkını helal etmiştir, çok mütevazi ve samimi biriydi ve onca eleştiriye rağmen teşkilat mensuplarına hiç darılmaz ve kızmazdı zaten.

  AHİRETE ŞAHİTLİK BELGE: Merhum Cennet Mekan Hasan Bitmez’in Konuşması ve Şehadeti

Rahmetli Mürsel Başer abimiz vardı. Geçen yıl vefat etti. Allah rahmet eylesin. Mürsel abinin cebinde veya elinde mutlaka Milli Gazete olurdu. İstanbul’da yapılan tüm toplantılara katılır, hazirun listesinde ismi olsun veya olmasın en alt kısma ismini yazar ve mutlaka da imzasını atardı. Asker emeklisi namı değer Komutan Mürsel abinin dinleyici olarak bile katıldığı toplantı tutanaklarının en altına mutlaka ismini yazıp bizzat imzalardı. Bunun nedeni olarak ise; “BUNLAR BELGE BELGE BUNLAR BANA EBEDİ ALEMDE ŞAHİTLİK EDECEK” derdi.

İşte Hasan Bitmez abimiz öyle bir belgeyle gitti ki öbür dünyaya; Adeta tüm Dünyaya haykırarak, bağırarak ve adeta ÇİVİ ÇAKARAK.

• Öyle bir gitti ki öbür dünyaya; Yıllardır savunduğu davası üzerine.
• Öyle bir gitti ki öbür dünyaya Yıllardır dilinden düşürmediği Gazzeyi yine dilinden düşürmeyerek
• Öyle bir gitti ki öbür dünyaya Gazze için nasıl şehit oluruz’u göstere göstere
• Öyle bir gitti ki öbür dünyaya son sözünü noktasına kadar söyleyerek
• Öyle bir gitti ki öbür dünyaya kendinden Muhsin Yazıcıoğlu gibi konuşturarak
• Öyle bir gitti ki Öbür dünyaya kendinden Mücahit Erbakan gibi bahsettirerek
• Ve Öyle bir gitti ki Öbür Dünyaya tüm Müslümanları kendine hayran bırakarak
• Ve öyle bir gitti ki Öbür Dünyaya Fatih Camii İmamına Cuma hutbesinde kendine Hasan Bitmez ŞEHİDİMİZ dedirterek
• Ve Öyle bir gitti ki Öbür Dünyaya, Dünya görüşü farklı olan tüm siyasileri birleştirip bütünleştirerek
• Ve Öyle bir gitti ki öbür dünyaya “KATİL İSRAİL” tabelasını Milletin Meclisine asıp tüm dünyaya göstererek.
• Allah senden razı olsun Hasan Bitmez abim, Hasan Bitmez başkanım ve büyüğüm.

BİZ ŞAHİDİZ YA RAB!

Merhum Oğuzhan Asiltürk büyüğümüz ve Hasan Bitmez her daim tartışılırdı dedim ya, ha bu tartışmaları hep partiden ayrılmayı kafaya koyanlar yapardı. Aslında Akp’ye gitmek için bir şekilde bahane bulurlardı anlayacağınız.

İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Oğuzhan Asiltürk vefat edince; Beyin Cerrahi oğlu Doktoru Murat Asiltürk şöyle bir şey söylemişti; “Babamın 50 yıl önce yani daha siyasete atılmadan önce aldığı daireden cenazesi çıktı.” İki dönem bakanlık yapıp, partin onlarca belediye kazanacak ve Oğuzhan Asiltürk’ün cenazesi 50 yıl önce aldığı dairesinden çıkacak. Bu ne mütevazilik, bu ne samimiyet, bu ne inanç böyle Allah Aşkına..

Yine Hasan Bitmez; Yok Chp ile, Yok HDP ile, Yok Pkk ile kol kolasınız, omuz omuzasınız diye İFTİRA attıkları bir dönemde TBMM’de Gazze’yi savunurken, DAVASI üzerine konuşurken vefat etti. Şimdi biz onurlanmayalım da kim onurlansın peki?

Şimdi biz gururlanmayalım da kim gururlansın peki? Davası üzerine yaşayıp Davası üzerine ölmek ancak böyle olmaz mı sizce?

Mevlam iki büyüğümüzden de razı olsun. Mekanları cennet olsun. Milli Görüşçüler davası üzerine ölen büyüklerini her zaman hayırla yad eder ve her daim dua da edecektir inşallah.

Ey Milli Görüşçüler! Ne olur bir daha bilip bilmeden kimseyi eleştirmeyelim. Su i-zanda bulunmayalım. Ne olur Milli Görüş çizgisinden uzaklaştı vb. ifadeler kullanmayalım. Makam ve mevki için partiden ayrılmak için fırsat kollayanların tuzaklarına düşmeyelim. Onca makama ve mevkiye rağmen gitmeyen, davasına sahip çıkan büyüklerimize ne olur bizde sahip çıkalım. Sadece öldükten sonra değil ama..

Mevla hepimizin ayağını sabit kılsın inşallah. Hamasetle değil Samimiyetle davranan ve davası uğruna ölen kullarından eylesin.

Dip Not: Özlem Zengin’e hiç değinmedim çünkü kendisine uzunca bir mektup yazıp Whatsabından attım. Sadece şu kadarını söyleyim ki; Özlem Zengin’den sadece Muhalefet partililer değil, kendi partilileri bile nefret ediyor. Bir insan ancak bu kadar itici olabilir. Bence Özlem Zengin’in duaya ihtiyacı var.! Mevlam Hidayet, Feraset ve Şuur nasip etsin ve Affı Mağfiret etsin inşallah.!

Selam ve dua ile…