Kastamonu’nun Sanayi Hafızası: Baha Kalay ile Bir Yolculuk – 2
Yüksek Makine Mühendisi ve iş insanı Baha Kalay’la yaptığımız söyleşinin ikinci bölümünde, merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Erbakan Hoca ile ilgili hatıralar, Anadolu’nun sanayileşmesindeki engeller, Kastamonu’nun gelecek vizyonu ve unutulmaması gereken dersler yer alıyor.

Necmeddin Erbakan Hatırası: Bir İlham, Bir İdeal
Baha Kalay’ın mühendislik yolculuğunda en önemli figürlerden biri, hiç şüphesiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan. Onun için “Ben mühendis olduysam, bunda Erbakan Hoca’nın payı büyüktür” diyen Kalay, Erbakan’la hem birebir temaslar yaşamış hem de onun ilminden etkilenmiş.
Bir görüşmelerinde Erbakan Hoca’nın,
İstanbul Üniversitesinde hocamız ve bilim adamın olan, Erbakan hocamızla Almanyada tanışan Prof. Dr. Selim Palavan, Erbakan’ı eleştirenlere şöyle diyordu; “ Erbakan. Almanya’da araştırma geliştirme merkeziyle motor teknolojileri üzerine çalışıyor. Şu an üzerinde çalıştığımız proje tank motorlarıyla ilgili” dediğini aktarıyor. Hoca’nın Almanya’dan mühendis istendiğinde ilk aklına gelen ismin yine Necmettin Erbakan olduğunu vurgulaması, Kalay üzerinde derin bir iz bırakmış.
Baha Kalay; Necmeddin Erbakan, bu çağda geri kalmış milletlerin gerçek anlamdaki lideri, ileri görüşlü, şuurlu Müslüman, iyi bir mühendisti. Geri kalmış toplumları ayağa kaldıracak enstrümanların neler olduğunu bilen ve onları devreye sokmaya çalışan bir liderdi. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın belli bir coğrafyasının da umuduydu. Ama bizim ülkemiz ve siyasetçilerimizin bir kısmı maalesef onun eserlerini bilmeden ya da başka tesirler altında kalarak hocamızı devre dışı bırakmaya çalıştılar.”
Bugünün gençlerine dönük mesajı ise net:
“Erbakan Hoca, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda dünya çapında bir ilim adamıydı. Ancak onun gibi düşünen insanlar, Türkiye’yi ileriye taşır.”
Cumhurbaşkanı Demirel’le Kısa Ama Öz Bir Görüşme
Söyleşide yer alan bir diğer siyasi anı da Süleyman Demirel ile yaşanan kısa ama anlamlı bir karşılaşma. Çankaya’da gerçekleşen bu görüşmede Kalay, yatırım ve sanayi üzerine düşüncelerini paylaşır. Demirel’in onu cesaretlendiren sözleri ise aklında yer eder:
“Yap yap hoca.”
Kalay, bu sözleri sadece bir teşvik değil, devletin de mühendisliğe olan inancının göstergesi olarak değerlendiriyor.

Engellerin En Büyüğü: Zihniyet ve Yerel Ayak Diretmeler
Baha Kalay’a göre Kastamonu gibi potansiyeli yüksek bir ilin kalkınamamasındaki en büyük neden “engelleyici bürokrasi” ve “yerel haset.” Seydiler OSB’nin elektrik bağlatamamasında yaşadıkları, Kastamonu’daki TEDAŞ yetkililerinin açıkça “onlara elektrik vermeyin” şeklindeki söylemleri bu durumun en somut örneklerinden biri.
“Bu topraklarda yetişen insanlar olarak, birbirimizi engellemekten ne zaman vazgeçeceğiz? Herkes sadece kendi mahallesine değil, memleketin tamamına bakmalı.”

Araç – İhsangazi’deki OSB’ye Tavsiye: Planlı Gidin, Araştırın, İstişare Edin
Baha Kalay, Kastamonu’nun özellikle Araç-İhsangazi OSB gibi yeni yani 6.ncı teşvik bölgeleri için ders alınması gerektiğini vurguluyor. Baha Kalay beye göre yapılması gereken:
• Gerçek yatırımcıları tespit etmek
• Potansiyel sektörleri net olarak belirlemek gerekir
• Uzun vadeli fizibilite çalışmaları yapmak
• Sanayici adaylarını 6 ayda geri dönecek isimlerden değil, kalıcı üreticilerden seçmek
Özellikle İstanbul, Ankara ve Bursa’daki Kastamonulu iş adamlarının tespit edilerek ikna edilmesini öneriyor.
“Sanayi kurmak sadece bina dikmek değildir. O binanın içini dolduracak irade, bilgi, sabır ve milli şuur gerekir.”
Sanayileşmenin Yüreği: Motor, Döküm ve Orman Ürünleri
Kastamonu’nun üretim gücü, Kalay’a göre hâlâ tam anlamıyla değerlendirilemiyor. Özellikle:
• Motor üretimi
• Döküm sanayi
• Orman ürünleri ve mobilya
• Mermer ve madencilik gibi alanlarda Kastamonu’nun bir “üretim havzası” hâline gelmesi gerektiğini belirtiyor.
“Kastamonu İnegöl olabilir. Sadece biraz cesaret, biraz koordinasyon lazım.”
Vakit Kastamonu İçin Birlik Vakti
Söyleşinin sonunda Kalay’ın en net çağrısı şu:
“Siyasi ayrım yapmadan, ‘şucu bucu’ demeden Kastamonu’yu seven herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Bu şehir, sanayiyle kalkınacaksa önce zihniyet devrimiyle kalkınacaktır.”