enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Karantina Günlerimiz

14 Günlük karantina sürecinde yaşadıklarımız, tecrübe ettiklerimiz ve daha fazlası…

Karantina Günlerimiz
29 Ekim 2020 06:47
A+
A-

KARANTİNA GÜNLERİMİZ

14 Ekim Çarşamba akşamı eşimin hafif mide bulantısı ile daha önce çektiğimiz sıkıntılara tedbir olsun diye özel hastaneye gittik. Kan vb. tahliller yapıldı, serum takıldı. 3 gün önce bir şüpheden dolayı yaptırdığımız test negatif çıkmıştı. Acil doktoru kan değerleri normal size tekrar test yaptırmanızı tavsiye ederim dedi. Serum bittikten sonra oradan çıkıp sabaha beklemeyelim diye başka bir hastaneye yürüyerek gidip test verdik. Çok sıkıntımız yoktu. Eve gelip odaları paylaşıp beklemeye başladık. Sabah ikiz kızlarımın e-nabızdan bakıp koşarak ve panik halinde baba annemin testi pozitif çıkmış diyerek sürece resmen başlamış olduk. Eşim o gün çok ama çok iyiydi, neşeliydi. Sağlık bakanlığından aradılar konuştu. Perşembe ikindi vakti ilaçları getirdiler. Aşağı inip aldım arabadan tarif ettiler ve üzerinde de yazıyor dediler. 40 tablet ilk gün 8+ 8 diğer günler 3+3 ile devam edilecek bir ilaçtı. 8 adet beni korkuttu, çünkü eşim ilaç sevmiyor ve alerjide yapıyordu. İçemez diye düşünürken hepsini içmiş. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Sabaha kadar resmen kabus gibiydi. Mide bulantısı, el ve yüzlerde, kollarda şişmeler, morarmalar yüzünden çok acı çekti. Yanına giremiyorsun, bakamıyorsun. O bir oda da sen bir oda da çocuklar birer oda da… Evin 4 odalı olması ve 2 tuvalet banyo olması da avantajmış meğer. Sabah ilaç saatinde ne yapalım diye düşünüp 112’yi aramaya karar verdik. Aradığımızda durumu anlattık ve bize dedikleri yan etki yapmış kesinlikle kullanmayınız. Bizde kullanmadık ama ilacın yan etkileri hemen gitmedi artarak devam etti. 2-3 gün sıkıntılı geçse de idare ettik ama artık dayanılmaz bir hal almaya başladı. Salı sabah 112’yi tekrar arayıp bilgi verdim. Eve doktor gönderelim gözlem yapsın dediler. Beklemeye başladık. Geçte olsa ikindi vakti geldi. Merdivenden eşimin yattığı odanın kapısı karşı karşıya konuşup hal hatır sordu. Semptomlar için gayet normal bir hafta daha çekersiniz dedi. C vitamini ve sıvı almaya çalış, ilaçları da kesinlikle kullanmayın dedi ve gitti.( Devletin kapıya gelmesi moral açısından iyi oldu, hoşuma gitti)

Doktor gitti ama sıkıntılar gitmediği gibi daha da arttı. 4-5 saatte bir ağrı kesici Parol kullanıyordu. Ev adeta aktar dükkanı gibi ne ararsan var ama iştahta kesildikçe sıkıntılar artıyordu. Çocuklar panik ve korkudan psikolojileri bozulmuş. Evde kolonya, parfüm, burun spreyi, çamaşır suyu hatta ağaç tutkalı bulmuşlar onu bile koklamışlar. Sıkıntı sadece hastalık değil burada. Zaten üniversiteye hazırlanıyorlar onun stresi geceleri uykusuzluk ve panik bu hastalığın en büyük özelliği maalesef…

Günler geçmiyor geceler sanki uzuyordu.
Dışarıda mevsim baharmış
Gezip dolaşanlar varmış
Geçmiyor günler geçmiyor
Şarkısı sanki korona için yazılmış. Cuma gecesi çok sıkıntılı geçti. Gündüzü de aynı ve be yapacağımızı şaşırdık. Devlet hastanelerinin yoğunluğunu düşünerek özel hastaneleri aradım ama pandemiden dolayı bakamayacaklarını belirttiler. Düşüncem serum taktırmaktı çünkü daha öncede rahatsızlandığında bir serumla rahatlıyordu. Çaresiz 112’yi aradım durumu izah ettim ancak ambulans gönderebileceklerini söylediler. Ambulans gelir hastaneye götürür doktor gerekli görürse takılır yoksa geri gönderilirsiniz dediler. İsteksizce tamam dedim. O sırada ateş çoğalmış mide de bayağı zorluyordu. Ambulansı beklerken o an ateş biraz düştü. Eşimle konuşarak ambulansı iptal ettirdik. Çocukların psikolojisi de bayağı kötüydü. Onun için aile dostu gazetemizin yazarına çocuklarla konuşması için mesaj atmıştım. Akşam üzeri aradı, konuştuk bize bir tavsiyede bulundu. Tavsiye ettiği kişiyi aradım ve eşimle konuşturup bilgi aldı. Sonra bir ilaç gönderdi ce ateşini düşürdü gecede mideyi rahatlattı… Ertesi gün yazamayacağım bir uygulama yaptırdım ve eşim iyice rahatladı. Hatta acıktım bana yemek ver deyince yüzler gülmeye başladı. Cumartesi akşamından itibaren yani 10.günde düzelmeye başladı sadece bir gece bacaklarda aşırı ağrı oldu ve o gece uykusuz geçirdi. Özelikle C vitamine önem vererek kivi, greyfurt, muz, nar, aluç, karamürver, Trabzon hurması, pekmez, balın tüm çeşitleriyle destek vermeye devam ettik. Cumartesiden sonra halsizlikten başka bir şey kalmamıştı çok şükür..

Cuma günü o telaş ve ne yapacağını bilemez haldeyken oğlumun da ateşi çıkmasın mı? Biraz kırgınlığım var dedi. üçü bir arada oturup ders falan çalışıyorlardı. Tedbir açısından kızları kendi odalarına Tayyip’i de kendi odasına ayırarak kriz masası oluşturdum. Tabi kızlar biraz daha paniklediler. Ateş düşürücü, ıhlamur vb. bildiğim şeyler ve birde duş aldırarak o gece terlemesini sağladık, tabi bunları yaparken annesine duyurmamaya özen gösterdik. Cumartesi de kırgınlığı devam etse de ateş vb .hiç bir şey çıkmadı. İzoleye devam ettik. Tedbir amaçlı oğlumun da karantinasını son güne kadar uzattım. Çok şükür bir şey çıkmadı.

KARANTİNANIN ÖĞRETTİKLERİ

1-Akrabalığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Kardeşlerim, bacanak ve kayınçolar sırayla her gün yemek getirip kapıya bıraktılar. Allah razı olsun.

2-Mutfak işlerinin ne kadar zor olduğunu anladım. Allah tüm ev kadınlarına kolaylık versin.

3-Bu konuda önerim Devletin ev kadınlarına bir miktar maaş bağlayıp sigortalarını ödesin.

4-Bu hastalığın en önemli özelliği moral.. Edilen telefonlar moral açısından ve acıyı unutturma açısından fevkalade önemli.

5-Çevrenizde korona hastası varsa mutlaka yemek gönderiniz ama salçasız olması iyi oluyor. Yoksa yenmiyor.

6-Yakın değilseniz yemek olur, meyve olur, bal olur mutlaka siparişle göndermeye çalışın.

7-Testi pozitif çıkan yakınınız veya arkadaşınız var ise telefonsuz ve mesajsız da bırakmamaya özen gösteriniz çok önemli

8-Dua’nın önemi ortaya çıkıyor meğer ne az dua ediyormuşuz. Sıkıntıya düştü mü dua’ya sarılıyoruz. Uzaktan edilen dualar bir şekilde hissediliyor.

9- 4 odalı ve 2 tuvalet ve banyolu evler bu hastalık için gayet ideal.. Diğerleri için Allah kolaylık versin.

10- Adeta küçük kıyameti yaşadık. Eşim yan oda da ama girip elimin tersi ile ateşine bile bakamıyorum, nasılsın diyemiyorum. Çocukları da diğer odalardan çıkarmadık.

11- Eskiden hastaneye gittiğimizde doktora antibiyotik yazacak mısın dediğimizde gerek yok derdi. Bu hastalıkta yeter ki pozitif çık ne var ne yok diyen yok aynı ilacı 8+8 neden veriyorlar anlayamadım. Bizi çok zor durumda bıraktı. Kendileri de bunu gördü ve sonra iyi ki kullanmamışınız dedi.

12- Sağlık bakanlığı ve aile sağlığından ilaçları getiriyoruzun dışında arayan soran olmadı. Nasıl oldunuz diyen, soran dahi olmadı.

13- Evde 5 kişiyiz. İkiz kızlarım birde oğlum var. Kızlar üniversiteye hazırlanıyorlar. Devletimizin onlarca birimi var. Bu çocukları arayıp psikolojik destek veremez miydi acaba? Çok etkilendiler ve inanın saçları döküldü. Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca beye önerimdir.

14- Eşim pozitif çıkınca bende karantinaya girdim ve sürekli evdeydim. 4 odaya servis yapmaktan günlük 15.000 civarında adım atmışım. Telefonun şarjda olduğunu düşünürsek çok daha fazlası.. Bayağı da zayıfladım.

15- Bulaşık makinesini, akıllı telefonları bulanlara teşekkür etmek gerekir yoksa durum daha da vahim olabilirdi.

16- Karantinada ve yan odada sıkıntılı bir hastanın olması sürekli duyulan “Sela” sesleri evin içinde olması insanı daha da tedirgin ediyor. Diyanet işleri başkanımız sayın Ali Erbaş bu konuda bir çözüm bulabilir.(mi acaba?)

17- Gelen telefon, mesajlar, akıllı telefon ve sosyal medya insanın yeise düşmesini ve karamsarlığını gidermede bayağı etkili..

18- Geceleri kapıdan da olsa eşime nasılsın diye her soruşumda veya eşimin lavaboya gidişinde kızlar panikle baba bir şey mi oldu, annemin nesi var diye sormaları unutulur gibi değildi.

19-Cenabı Allah’a şunun içinde şükrettim! Eşimle birlikte ya bende pozitif olsaydım çocuklarımın hali ne olurdu diye.. Beterin beteri vardır Mevlam hepimizi muhafaza etsin. Taşıyamayacağımız yükü yüklemediği için hamd-ü senalar olsun.

20-Aile içi fedakarlık öne çıkıyor. Ben odaya girmek istiyorum. Eşim yalvarıyor ne olur girme diye.. Lavaboya giderken can havliyle kapılarınızı kapatın demesi fedakarlığın örneğiydi.

21-Korona belirtisi nerde başlarsa insanın hassas ve zayıf noktası orası oluyor kanımca.. Eşimde hafif mide bulantısı ile başladı, ilaçlar mideye zarar verdi ve 10 gün mide sıkıntısı devam etti. Şöyle ki içeriye bir düşman giriyor ve bir boksör gibi rakibin en zayıf bölgesine sağ sol kroşeleri vuruyor. Bizimde yapmamız gereken zayıf veya hassas bölgemizi tespit edip ona göre tedbirler almamız gerekiyor.

22- Kimi arasak, kime sorsak ve konu komşulardan mutlaka pozitif var. Hastalık iyice pik yapmış durumda. Aman ne olur dikkatli olalım.

SON SÖZ

Bu süreçte telefon ile arayan, mesaj atan, hal hatır soran, ilgilenen her gün kapıya yemeğimizi getirip bırakan eş, dost ve akrabalardan Allah razı ve yardımcısı olsun. Tasa ve üzüntümüzü gideren ve şafi sıfatı hürmetine şifa veren rabbimize hamd-ü senalar olsun. Bu vesile ile yüce mevlam tüm hastalarımıza şifa, sıkıntıda olanlara da bir an önce sıkıntılarından, gam’ından, korkularından ve kederinden kurtarsın inşallah.. Sağlıcakla

Selam ve dua ile…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.