İnsanlar Gibi Hayvanlarda Değişiyor: Kedi ve Köpek Maması Üreten Markaların Dikkat Çeken İlginç Özelliği
Mayıs ayının başı anne ve babamı köye götürmek için gittiğim Taşköprü’de girdiğim marketlerin içinde ve en can alıcı genelde giriş taraflarlarında çuval çuval kedi mamaları gördüm. Ambalajları da o kadar cafcaflı ki adeta albeni albeni diyor. Tabi kedi mamalarını görünce çocukluğum geldi aklıma…

Eskiden biz çocukken yemek artıklarından beslenen hayvanlardan artık yatağa kadar alınan ve özel mama ile beslenen kedi ve köpekler dönemine başladık.
Kedi, Köpek ve İnek, Düve ve Danalar Bile Ekmek Yemiyor artık
Aslında değişen ve başkalaşan sadece insanlar değil. hayvanlarda değişiyor ve başkalaşıyor. İşte bu yazıda bir değişimin hikâyesini anlatmaya çalışacağım. Çocuk sevgisinin yerine konmaya çalışılan kedi ve köpekler var hayatımızda..
Sofraların Altındaki Kediler Nereye Gitti?
Bir zamanlar köylerde her evin bir kedisi, bir köpeği vardı. Biz ne yersek, onlarda da onu yerdi. Kediyi ekmekle beslerdik. Köpeğe, kepekten veya undan yal yapar yedirirdik. Genelde yemek artığıyla beslenirlerdi hayvanlar. Onun için ne hiç bir şey israf olmazdı. Sofralarımızın altı kedilerin mekânıydı. Hatta ekmek kokusunu alınca koşarak gelen inek, at, kedi, köpek olurdu. Şimdi bakıyoruz, ne ekmek yiyor hayvan, ne yemek artığı. Kediye kaymak sür, yüzünü çeviriyor. Çünkü artık mama alışkanlığı var. Yani sadece biz değil, hayvanlar da değişti hatta başkalaştılar. Bazen sokakta veya işyerinde kedi görünce gidip marketten salam, sosis ve sucuk alıyorum, kediye veriyorum sevinerek ama aaa o da ne kedi yemiyor, beğenmiyor. Lan ben çocuklara almıyorum bunları hayvan oğlu hayvan diyesim geliyor. İşin özü şuymuş; hazır mamalardan bir kez yiyen kedi ve köpek başka bir şey yemiyormuş. Demek ki mamaların içinde bağımlılık yapan madde var. Cola, kahve vb. içecek ve yiyeceklerde olduğu gibi…
Bir kaç yıl öncesine kadar her yıl Mayıs ayında anneme bir inek ve de yanında kurbanlığımızı alırdık. Ne ineğe ne kurbanlığa ekmek yediremezdik. Ya biz çocukluktan alışkınız hayvanlara dilim dilim ekmek yedirmeye, sen niye yemiyorsun ki? Hatta bazı hayvanlar ekmeği yiyince saçımızı başımızı bir güzel yalardı teşekkür babından. Şimdiki hayvan ekmek yemiyor vay be. Köyde bazı evlerde kedi var, onlarda ekmek veya yemek yemiyor. İlla mama olacakmış. Ne günlere kaldık Allahım!
Mama Çuvalı mı, Ekmek Kabuğu mu?
Marketlerin önünde artık un ya da şeker çuvalları değil, rengârenk kedi-köpek mamaları diziliyor. Sosyal medyada “hayvan severlik” adı altında yürütülen kampanyalarla mama kullanımı teşvik ediliyor. Türkiye Büyük Millet Mecliste yani TBMM’de 450 tane kedi varmış. Bu kediler için mama için ihalesi açılıyormuş. Düşünüyorum da TBMM lokantasında artan yemek ve ekmekler hatta kahvaltılıklar falan niçin verilmiyor acaba? 50 yaşıma geldim ben bile TBMM’de yemeyi hayal ederken, 450 kedi orada olmasına rağmen yemek değil de mama yemesi ilginç geliyor bana.
Sadece TBMM’mi? Oteller, Restaurantlar, Düğün Salonları, Lokantalar vb. yerlerde çöpe giden yemekler, artan kahvaltı tabakları, kalan ekmekler neden sokak hayvanlarına ulaştırılmıyor? Neden belediyeler bu konuda bir adım atmıyor hafızam almıyor? Yoksa bu mama işlerinde başka hesaplar mı var diye düşünüyordum. Bu alanda Türkiye’de öne çıkan ve tekelleşen 2 marka olduğunu öğrendim. Öğrenince çok şaşırdım ama. Nedeni de, 2 markada Çocuklara ve gençlere üretim yapan markalar. Nestle ve Enerji içeceği Retbull imiş. Bu durumda çocukların, gençlerin, kedi ve köpeklerin niçin değiştiğini ve başkalaştığını anlamak çok zor olmasa gerek değil mi? Yanlış anlamadıysam Nestle Manisa’da kedi ve köpek maması için 350-400 bin m2 bir alana fabrika açıp Türkiye ve Ortadoğuya buradan pazarlamak istiyormuş. Üzülsek mi sevinsek mi tam anlayamadım. Erbakan hocamızın dediği gibi Siyonizm hiç bir taşın altını boş bırakmıyor.
Sosyal medyada başı boş kedi ve köpekleri doyurmak için onlarca hesabın sponsorları da kedi ve köpek mama firmaları, hem de tekelleşen firmalar. Bu alanda da Bemoty gibi Yerli ve Milli firmalara ihtiyaç var.
Mama Sevgisiyle Gelen Sessiz Dönüşüm
Bugün gençlerin, özellikle yeni evlenen çiftlerin evinde çocuk yerine kedi-köpek olduğunu görmek artık sıradanlaştı. Sosyal medya fenomenlerinin yataklarına kadar aldığı hayvanlar, dizi sahnelerine taşınan “evcil hayvan anne-babacılığı” çocuk sevgisinin önüne geçmeye başladığını görmek tesadüf olmasa gerek. Yatakta uyuyan kedi ve köpeğe gösterilen özen, veteriner kontrolleri, mamalar, aksesuarlar… Hepsi bir algı inşasının parçası. Topluma çocuk sevgisi yerine hayvan sevgisi ikame ediliyor. Ve bu da toplumun geleceğini tehdit eden sessiz bir dönüşüm haline geldiğini görmemiz gerekiyor. Bakın 90’lı yıllarda anne’yi fahişe, babayı mafya olarak, dede ve nineyi huzurevine gönderilen bunaklar olarak sunularak “AİLE” dağıtıldı artık. Eskiden dede ve ninesiz ev olmazdı, artık anne ve babasız dönemler başladı. Şimdi de çocuk yerine kedi ve köpekler dönemi. Peki niçin çocuk ortalamamız 1.5’lara kadar düştük şimdi anladınız mı? Siyonizm hiç bir şeyi tesadüflere bırakmıyor maalesef, her şey planlı ve programlı bir şekilde attan alta yürütüyor.
Hayvanlar Elbette Kutsaldır, Ama…
Hayvanlara sevgi göstermek, onları beslemek, korumak elbette bir insanlık görevidir. Ancak bir kediyi, bir köpeği çocuğun yerine koymak; bu sevgiyi abartıp evlat sevgisinin önüne geçirmek kabul edilemez. Çocuk sevgisiyle kedi köpek sevgisini bir tutanlar biraz yaşlanınca anlarlar ama iş işten geçmiş olur o zamanda..
Avrupa’yı, dizileri, sosyal medya akımlarını taklit edeceğiz diye kendi değerlerimizi yitirmemeliyiz kesinlikle. Bizim kültürümüz, dinimiz, aile yapımız farklı. Bizim toplumumuzun temeli evlattır ve ailedir. Hayvan da sevelim ama evladı asla unutmayalım.
Bugün israfın kol gezdiği sofralarda artan yemekler hayvanlara ulaşmıyorsa, bu sadece ekonomik bir problem değil; kültürel bir boşluktur. Belediyelerimiz, kaymakamlıklarımız bu konuda öncülük etmeli. Neden bir ilçede belediye veya kaymakamlık hem de teknolojik aletler bu kadar ilerlemişken yemeklerden ve ekmeklerden geri dönüşüm sağlayıp hayvan yemi olarak değerlendirmeyi düşünmez anlayamıyorum. Hem israf önlenmiş olur hem de sokaktaki canlar beslenmiş olur değil mi?
Ama unutmayalım, bu mesele sadece kediye ve köpeğe mama vermekle sınırlı değil; aynı zamanda çocuk sevgisini, aile değerlerini, toplumsal önceliklerimizi de yeniden sorgulama vakti olmalıdır.
Selam ve dua ile….
Ertuğrul Köse