İmece veya imeci ne demek (Peki Sizde İmece’ye Ne Denir?)
Sadece bir köyün ve insanların ortak kullandıkları bir iş için toplanma değildir imece. Anadolu’da kimin tarlada veya dağda bir işi geri kaldıysa, yani bitmediyse köylüler kendiliğinden toplanır ve o işi elbirliğiyle bitiriverirlerdi. İşte bu duruma Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma biçimi deniyor.
Peki İmece kimdir? İmece günümüzde hala devam ediyor mu? İmece günü var mı?
İmece günü ne demek? İmece ve salmaya kim karar verir? İmece hakkında tüm merak edilenleri sizler için araştırdık…
İmece veya imeci’nin Anadolu’da kullanılan diğer isimleri nelerdir?
İmece, kırsal topluluklarda halkın ortak veya özel işlerini belli bir düzende, işbirliği içinde yapmasıdır. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma biçimi olarak da tanımlanabilen imeceye; Anadolu’nun bir çok yerinde imeci, ilmeci, emeç, eğrat, höbül, kubaşık gibi isimler de verilmektedir.
Kırsal alandaki iş çokluğu ve iş gücü azlığı insanları beraber hareket etmeye itmiş, toplu iş yapma bilinci imece kültürünü ortaya çıkarmıştır.
Hemen her yörede var olan imecede, özel işler karşılıklı olarak yapılır. Ortak işlerde ise ya köylü tarafından iş gücü karşılanır ya da “salma” usulüyle para toplanır. Salma, köydeki tüm hane halkından belirli bir miktarda para toplanmasıdır.
İmece usulü ile kanalizasyon yapımı, meraların ve köy fırının temizlenmesi, okul ve cami yapımı, okulun yakacak ihtiyacının karşılanması gibi köyün ortak işleri yanında ekin harmanı, pancar çapası, kış hazırlıkları, düğün ve cenaze gibi özel işler de yapılmaktadır. İşin durumuna göre imeceye katılan kişi sayısı değişebilir. Eğer imece bir kişi için yapılıyorsa ev sahipleri imeceye katılanlara yemek verir. İmece sırasında iş türküleri, mâniler söylenir, atışmalar yapılır. İş türküleri imecede bir yandan insanları eğlendirirken diğer yandan işe tempo kazandırır ve işin çabuklaşmasını sağlar.
Geçmişten günümüze insanların tek başlarına üstesinden gelemedikleri işlerin yapımında imeceler her zaman kolaylaştırıcı bir rol oynamıştır. Kırsalda dar bir alanda da olsa varlığını sürdüren imece geleneğinin yerini günümüzde kentlerde sivil toplum kuruluşları almaya başlamıştır.
Tıpkı Anadolu’da olduğu gibi Kastamonu ve ilçelerinde de çok yaygın olan imece, hem yardımlaşmayı, hem dayanışmayı hemde bir geleneği yaşatması bakımından çok önemlidir.
Köyde İmeci gelecek ev halkını bir telaş sarardı. İmeci için özel ikramlar hazırlanması gerekirdi. İmeci’nin olmazsa olmazları arasında içilikli börek ve kuzu kesip pişirme en çok rağbet edilen ikramdı. İçilikli börek yapmakta o kadar basit değildi. Ama o zahmete katlanmaya da değerdi. Küçüklüğümüzde öküzümüzü alıp imeciye gittiğimizde olmuştu. Komşumuz çift sürecek veya tarlada destesi kalmış öküzü koşup giderdik. Ve tarhana gararken tüm köylü kadınlar toplanır ve birbirlerine mutlaka yardım ederlerdi.
Harmana padoz yani biçer döver gelince tüm köylüler toplanır elbirliğiyle yığınları padoza ata ata bitirirdik. Bu şekilde 2-3 gün aralıksız çalıştığımız zamanlar olmuştu. Bir birlerimize yardım etmesek kesinlikle o işin üstesinden gelemezdik. Çoluğu çocuğu olmayan veya hastalık vb. bir durumu olan köylülerimizin hayvanlarını da biz otlatırdık. Köylüler birbirleriyle kavga da etse yardımlaşmadan geri kalmazlardı. İyi ki çocukluğum köylerde geçmiş. Şimdi yetişen çocuklar şehir kültüründe imeci vb. bir çok sosyal yardımlaşma araçlarını yaşayamıyor ve göremiyor. Sadece duyuyor.
50 saat padozun çalıştığını hatırlıyorum. Sırayla padoza sap atardık, yığınları ve çıkan samanı kürürdük. Kalabalık olmasa bu işler kesinlikle yapılmazdı. Çoluk çocuk herkes bir işin ucundan tutardık, hem eğlenirdik, hem çalışırdık hem de yardımlaşmayı bizzat yaparak öğrenirdik. Hey gidi günler hey hey