EYT Emeklilik Hayatı Resmen Başladı (Milli Gazete’ye Çok Şey Borçluyum)
Bizde nihayet 4 ay bekleyerek emekli olduk artık. Sakın bana sende mi erken emekli oldun falan demeyin ha.. Tam 31 Yıl çalışma hayatım, toplam 10.150 prim günüm ve 50 yaş. 7-8 yıl gecikmeli olarak emekliliği sonuna kadar haketmiş birisi olarak EYT çıkmasaydı da bu aylarda emekli olacaktım zaten. Nasıl mı?
Peki Emekli Olmak Nasıl Bir Duygu?
1991’de Zeytinburnu Atatürk Öğrenci yurduna geçici olarak bir yaz döneminde 18 yaşında iken işe girmiş ve sigorta olmuştum. Toplam 15 gün ödenmiş, ama başlangıç olması hasebiyle önemliydi. Daha sonra 2 yıl Asya Elektrik Elektronik, 10 yıla yakın Ülker, 6 ay boşluk, 6 ay matbaa ve 18 Yıl Milli Gazete derken toplam 31 yıl çalışma hayatımın özeti. Şunu baştan söyleyeyim 18 yaşında da, Askerden sonra da hiç emeklilik planı ve hesabı yapmadan çalıştım. Şimdiki gençlerde hiç emeklilik planı yapmasınlar ve emeklilik hedefi koymasınlar bence..
Tatil günlerini hiç sevmem. Patron gibi düşünürüm ama hiç patron olmadım. Yok yılbaşı, yok 23 Nisan, yok 19 Mayıs, yok 15 Temmuz vb.tatil günleri bana hep ters gelmiştir. Elbette bugünler özel günlerdir ama tatil olmasına ne gerek var ki? 23 Nisan’da çocuklar ve görevli çocukların velileri izin yapsın yeter. 19 Mayıs’ta gençlere tatil olsun. Sene de 10-15 gün tatil var. Ve tatil demek üretimden vazgeçmek, ara vermek demek. Bu tatil günleri yerine çalışana insanca yaşayacak maaş versinler daha iyi olur bence. Bu tatil günleri sadece Bayram tatillerine veya yıllık izin günlerine de dahil edilebilir. Tabi bu benim düşüncem. Hani futbol maçında rakip oyuncular, oyunu soğutmak için sürekli sakatlanır, kaleci degajı kullanırken dakkaları yer ve taraftar sinir olur ya; patronlarda bu tatil günlerine gıcık oluyordur kanımca. Ben oluyorsam onlarda olur mutlaka.
Benim emekliliğime normalde 2 yıl kalmıştı. EYT çıkmasaydı da bu yıl Basın indiriminden dolayı Haziran veya Temmuz ayında emekli olabilecektim. Belki de olmazdım, çünkü emekliliği hiç aklıma bile getirmiyordum nedense.
EYT çıkınca müracaatı yaptık ama bana maaş bir türlü çıkmak bilmedi. Bende ne aradım, ne sordum bekledim de bekledim bekledim de bekledim. Çünkü 2 Milyon müracaat vardı, elbette gecikme olabilirdi. Ama benimki bayağı gecikti. Bunu da anlayışla karşıladım. Gerçi arada sırada E-Devlete bakıyordum ama bir türlü düşmüyordu. Çevremde çok kişiye çıkıp ta en hak edene yani bana çıkmaması çok ilginç oldu. Tevafuk o ki normal emekli olacağım ay da 20 Temmuz günü e-devlette farklılıklar görünce sorup soruşturunca, anladım ki Kıbrıs Barış Harekatının ve Saadet Partisinin kuruluş yıldönümü olan 20 Temmuz 2023 günü artık emekli olmuşuz. Tabi öncelik hayırlısı olsun. İnanın emekliliğin hiç bir heyecanı yok bende. Onun için durmak yok çalışmaya devam.
ÜLKER’E BİR TEŞEKKÜR BİR SİTEM!
Askerden sonra Ülker’de 10 yıla yakın çalıştım. Burada her şey resmi olduğundan bir kutu bisküvi de verseler, bir kalıp sabunda verseler maaş bodrosuna yansıdığından sigorta primleri hep yüksekten ödendiği için ve de 2000 öncesi maaş bağlanma oranı yüzde 70 olduğundan emekliliğe çok faydası olmuş oldu. Hele birde 2008 yılında Akp tarafından çıkarılan emeklilik katsayılarının % 70’ten % 35’e yani yarı yarıya düşmesiyle emekli maaş sistemi adeta çökmüş oldu. Şuanda çalışıp emekli olanların maaş bağlanma oranı 35’e inmiş durumda. Emekli olunca bunun acısını yaşayacaklar. 2.000 öncesi sigortası olanlar biraz şanslıydı Allah’tan.
Ülker’e sitemime gelince; Bir Ramazan ayında full çalıştık, mesai üstüne mesai yaptık. Tabi hakkımızı da alıyorduk. Bir maaş, birde 104 saat mesai yapınca bir maaşta böyle alırdık, birde 3 ayda bir ikramiye ayına denk gelirse ki geliyordu, bir ayda 3 maaş alırdık. Yemede yanında yat.
Ülker’e ilk girdiğim yıl, Erbakan hocam Başbakan olmuştu. Asgari ücrete yüzde 110 zam yapmıştı, Ülker ve Sendika sözleşmesinde yeni işbaşı yapanlara yüzde 25 ek zam vardı. Yanlış hatırlamıyorsam 5.5 milyon asgari ücret 11 Milyon civarı olmuştu. Birde yeni girenlere % 25 zamla birlikte elimize 13-15 milyon geçmeye başlayınca şimdiki gibi enflasyonda yoktu her yerimiz para dolmuştu. Ülker’e giriş 1995 Eylül, çıkış 2005 arasında 3 düğün ettik, ve 3 daire almıştık. Eski Türkiye böyleydi işte gençler. Şimdi bu şekilde dairenin kapısını bile alamayız.
ÜLKER RAMAZAN BAYRAMIMIZI ZEHİR ETMİŞTİ
Ülker’e sitemin sebebi ise; 9 günlük Ramazan Bayramı iznine çıktık. Bayramın ikinci gününden itibaren değişik bir şeyler olmaya başladı. Bazı arkadaşlara kurye ile mektup gitmiş ve işten çıkarıldıkları yazıyormuş mektupta. Kötü haber tez duyurulur ya herkes birbirini aramaya ve sana da geldi mi diye sormaya başladı. Moraller bozulmuştu . Bir Mektup gelenler ve birde mektup bekleyenler vardı. Nitekim Bayramın 3.ncü günü O kurye bana da geldi ve işten çıkarıldığımı o mektuptan ağlayarak ve ellerim titreyerek okudum. Çocuklar daha çok küçüktü ve adeta kendimi hançerlenmiş gibi hissettim. Şeker Bayramı bize zehir olmuştu. Bu bir toplu işten çıkarmaydı. Halbuki daha medenice ve ahlaken daha uygun şekilde konuşarak çıkarabilirlerdi ama bunu yapmadılar nedense.!
Bayramın ertesi günü fabrika önünde toplandık, Sendikada bir şey yapamadı. Bir çok kişi mahkemeye verdi ama ben vermedim bile. Geri çağırdılar bende GELMİYORUM diye tirip attım ve gitmedim. Geri çağrılanlar asgari ücretten alıyorlardı ve bu sistem hala devam ediyor. İstersen 30 yıl çalış alacağın ücret asgari ücret, birde 4 ikramiye ve mesaisi oluyor.
31 Yıllık çalışma hayatımda hiç emekliliği düşünmediğim gibi, Cumartesi günü çalışma var mı yok mu diye sorma gereği bile duymadım. Yaptığım işleri hep severek ve kendimi yenileyerek yapmaya gayret gösterdim.
MİLLİ GAZETEDE NASIL ÇALIŞMAYA BAŞLADIM
2004 Yılında Ülker, ramazan bayramı tatilinde yapıp evlere mektup göndererek toplu çıkış yapınca morallerimiz çok bozulmuştu. Çok çalışmaktan sosyal faaliyetlerde de bulunmadığımızdan ortada kalmıştım. Gerçi Ülker, bazılarını olduğu gibi beni de, asgari ücretten geri çağırmıştı ama inat ettim, kızdım gerekirse bir matbaaya girer yeni bir iş öğrenir gene de gitmem diyerek geri gitmemiştim. (İyi ki gitmemişim.) Söylediğim dua gibi oldu ve ben bir matbaaya gittim, 6 ay çalışınca Milli Gazete reklamcı alıyormuş diye duyum alınca reklamcı olmamama rağmen gitmiştim. İyi ki gitmişim.
Ülker’den atılınca ve geri gitmeyince iş bulmam gerekiyordu. Tayyip Erdoğan 3-4 yaşlarında ve birde ikiz kızlarım doğmuştu. Çalışmada yat bakalım. İş arayışı içindeyken İBB’nin işçi aldığını söylediler. Merter İbb’ye gidip form doldurdum. Tozkoparanda Ülker’den emekli bir abimiz vardı. Ak Parti Güngören teşkilatında mahalle başkanı ve aktif idi. Tabi form doldurduğumu ona söyleyince gel dedi ben sana yardımcı olayım dedi. Beni alıp Güngören ilçe başkan yardımcısı olduğunu söylediği bir isme götürdü. Neyse beni tanıştırdı ve durumu izah edip yardımcı olmasını istirham etti. İsmini hala unutmadığım o şahıs ne dedi biliyor musunuz? Ya Nurettin; Senin iki tane oğlun var, hakkını onlarda kullanırsın … dedi. Ben duyuyorum haaa… Nurettin abinin çocukları da daha 16-17 yaşlarında ha..
Ve o günden sonra karar aldım. İbb işe çağırsa bile gitmemeye, ve o gün karar aldım bundan sonra kendim için kimseyi devreye sokmamaya..
* İşte Milli Gazeteye, beni bu şahıslara bir daha muhtaç etmediği için sonsuz teşekkürler. Hani eskiler derdi ya “Muhannete muhtaç etmesin” diye, Allah’ım Milli Gazeteden razı olsun. Her daim var olsun inşallah.
Refah Partisinde mahalle teşkilatında çalışırken 2 defa, birinde Bağcılar ilçe Başkanı Cahit Can imzalı bir kartla Saraçhane İBB binasına kadar gitmiştim, hatta ikinci kata çıktım ama orada kafam birden donk etti ve “Ya Ertuğrul sen Refah Partisine işe girebilmek için mi üye oldun” diye kendine sordum ve hemen geri dönüp kimselerle görüşmeden geri gelmiştim. İyi ki de geri gelmişim…
MİLLİ GAZETE BANA ÇOK ŞEYLER KATTI
18 Yıldır Milli Gazete reklam birimindeyim. 2016 Eylül ayından beri de Milli Gazetenin künyesinde Reklam Koordinatörü yer alarak şeref bulmuş oldum. Milli Gazetenin gerçek bir okul olduğunu bizzat yaşayarak, okuyarak, dokunarak ve çalışarak bizzat hissetmiş bulunmaktayım. Özellikle Şehir dışı çalışmalarımızda kendimi “BİR VALİ” gibi hissettirdiği için inanılmaz ve unutulmaz bir mutluluk içindeyim. Çalışmak için bir şehrimize gittiğimizde o şehrin il başkanı veya görevlendirdiği bir kişi bizi otogar veya Havaalanından alıyor, daha önce rezerve ettikleri otel, öğretmenevi vb.misafirhaneye götürürken birde kahvaltımızı ikram edip, bir eksiğimiz olup olmadığını sormayı da ihmal etmiyor. Günlük çalışma için tüm planlamalar yapılmış, gün içinde kendi araç ve mihmandarlığında verimli bir çalışma yapıyoruz. Akşam yemeği de ikram etmeyi unutmuyorlar. Laf aramızda Milli Görüşçü büyüklerimizin bize yaptığı hizmeti çoluğumuz çocuğumuz dahi yaparken öff diyor. Onun için ben kendimi VALİ gibi hissetmeyim de kim hissetsin ki!?
Bir gün Milli Gazetedeki ilk yıllarımda çok önemli marka olan, Elektrik Elektronik, Beyaz Eşya ve muhtelif ev gereçleri fabrikasına randevu alarak Genel Müdürü ziyarete gitmiştim. Tabi heyecanda vardı. Neyse görüştük, Genel Müdür çok ilgi ve alaka gösterdi, büyük ihtimal heyecanlı olduğumu da hissetti. Neyse ziyaret bitince en az 50 dönüm üzerine kurulu ve 3.ncü kattaki odasından taaaa beni dış kapıya kadar salavatladı. Adeta bir bakan, bir Vali, bir bürokrat salavatlar gibi… Mahcup oldum, utandım ama elimden bir şey gelmedi. Biraz uzaklaşınca duygusallaşmıştım ve dedim ki Ertuğrul sen ne güzel bir yerde işe başladın. Elbette O uğurlama, O salavatlama, O ilgi bana değildi elbette. Tabiki MİLLİ GAZETE’ye idi. Yoksa ben kimim ki.!
Yine aynı yıllar bir gıda işi yapan firmadan randevu aldım. İmkanlarımız kısıtlı olduğu için randevulara toplu taşıma ile gidip geliyoruz. Minübüs’ten indim ama yer biraz uzaktaymış, randevu aldığım patronu aradım, nerede olduğumu izah edince, dur sen bekle ben gelip seni alıyorum dedi ve gelip beni aldı. Sohbetimizde CHP’li olduğunu öğrenmiştim. Yani biz Chp ile ittifakı 2007-2008 yıllarında yapmıştık.
MİLLİ GAZETE BANA DAHA NELER KATTI NELER
Ha şunu da söyleyim, ben kendim için bir şey istemedim ama durumunu bildiğim, benden yardımcı olmamı isteyen bir çok kişiye de Ak Partili kardeşlerimden rica ederek yardımcı olmaya çalıştım, başarılı olduklarımızda oldu, başarısız olduklarımızda. Çocuklarıma da iş için kimseye yalvarmamalarını ve aracı sokmamalarını özellikle nasihat ediyorum. İnşallah bu nasihatımı tutarlar.
MİLLİ GAZETE BENİM KİMLİĞİM!
Uzun yıllardır Whatsap yokken bile özel günlerde mesaj atarım. Mesajın altına Milli Gazete Ertuğrul Köse yazarım. Çünkü ben Milli Gazete ile anılmaktan büyük şeref duyuyorum. Bunun içindir ki ayrılmayı, başka bir medya kuruluşuna geçmeyi hiç düşünmedim. Çünkü burada organ nakli tutmuştu bir kere.
MİLLİ GAZETEYE SONSUZ TEŞEKKÜRLER
Niçin mi?
* Benim Milli Görüşçü olmama vesile olduğu için,
* Bana okumayı sevdirdiğin için,
* Bana uzun uzun yazmayı öğrettiğin için
* Bana samimiyeti öğrettiği için,
* Bana Şuur kattığın için,
* Bana Değer kattığın için,
* Bana karakter kattığın için,
* Bana ahlaklı kalabilmeyi öğrettiğin için,
* Bana kula kul olmamayı öğrettiğin için,
* Bana Organizasyon yapabilmeyi öğrettiğin için,
* Bana Öncülük yapmayı öğrettiğin için,
* Bana Sosyal Medyayı öğrettiğin için,
* Bana Reklamcılığı öğrettiğin için,
* Beni VALİ gibi hissettirdiğin için,
* Bana Çalışma şevki verdiğin için,
* Benim çocuklarımı kimseye muhtaç olmadan büyüttüğüm için,
* Beni en ulaşılmaz makamlarla görüştürdüğün için,
* Bana Türkiye’nin dört tarafında “Eli Öpülesi Efsane Milli Görüşçü Çınarları tanıttığın” için,
* Beni binlerce işadamıyla tanıştırdığın için,
* Bana İstikameti öğrettiği için,
* Bana Her daim Erbakan Hocamızı hatırlattığın için,
* Bana Başkan ve Milletvekili adaylığı yaşattığın için,
* Benim bilgi hazinemi doldurduğun için,
* Beni bile UZMAN EKONOMİST yaptığın için,
* Beni kula kul yapmadığın için,
* Beni Faiz ve Krediye yaklaştırmadığı için,
* Bana şan, şöhret, makam ve mevki düşündürmediği için,
* Sonsuz teşekkürler MİLLİ GAZETEM
Emekli oldum ama Milli Gazetede çalışmaya devam ediyorum. Gücüm yettiğince ve çalışma heyecanım kaybolana kadar devam etmek istiyorum inşallah.! Mevlam her daim hakkımızda hayırlısını versin. Amin
Vesselam
Rabbim emekliliğini ve emekli tazminatını hayırlı mübarek eylesin. Rabbim heyecanını artırsın, bizler şahidiz gayretine koşmana yapma deseler de yapışına….
Rabbim gönlüne göre versin..