enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Doğal ve Samimi Olunca Kimse Rengine, Kimliğine ve Partine Bakmıyor: İşte Başkan Ferdi Zeyrek ve Vali Şefik Aygöl Örnekleri

Ferdi Zeyrek gibi başkanlar, Şefik Aygöl gibi valiler neden ve nasıl kısa sürede halkın gönlünü kazanabiliyor? Bu insanlar neden hep aklımıza Recep Yazıcıoğlu’nu getiriyor? Belki de cevap, sadece samimiyet değil, sistemin ta kendisinde gizli…

Doğal ve Samimi Olunca Kimse Rengine, Kimliğine ve Partine Bakmıyor: İşte Başkan Ferdi Zeyrek ve Vali Şefik Aygöl Örnekleri
A+
A-

Ferdi Zeyrek: Sadece bir başkan değil, bir gönül insanıydı

Şimdi size iki insandan bahsedeceğim. Birisi Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek. Diğeri de Bilecik Valisi Şefik Aygöl. Biri artık aramızda değil, diğeri ise görev yeri değişmiş olsa da, hafızalarda samimiyetiyle yer edindi.

Ferdi Zeyrek’i daha önce de birkaç kez yazmıştım. Müthiş bir karakterdi. Samimi bir insandı. Halkla gönül bağı kurabiliyordu. Samimi olmasa, bu bağı kurması mümkün olmazdı zaten. Bir kazayla aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum.

  Merhum Ferdi Zeyrek, Manisa’da tüm siyasi görüşlerden insanlara kendini sevdirdi. AK Partilisi de sevdi, MHP’li si de. İktidarla çatışmaya girmedi, laf yarıştırmadı. Yerelde siyaset yaptı, yerelde hizmet etti. Kendini halka adadı. Ve halk da onu bağrına bastı. CHP, Manisa’da %60’lara kadar çıktıysa, bunun büyük kısmı Ferdi Zeyrek’in adının ağırlığıdır. Bu tarz isimler bize Refah Partisi döneminin belediye başkanlarını anımsatıyor. O samimiyet, o halka dokunuş…

Bu arada Ferdi Zeyrek’in cenazesinde mezarın içine kadar inip son görevini yapmaya çalışan ve Ferdi Zeyrek’in kızını Üniversite sınavına götüren Özgür Özel beye bu samimiyeti ve düşüncesinden ötürü teşekkür etmemiz gerekiyor. Siyasiler son yıllarda bu yönlerini özletmişlerdi bize..

Şefik Aygöl ve “Recep Yazıcıoğlu” ruhu

Gelelim Vali Şefik Aygöl’e. Bilecik Valisi olarak görev yaptığı dönemde halkla kurduğu ilişki gerçekten örnekti. Yaşlılarla, kadınlarla, çocuklarla kurduğu bağ; makam kapısını halka açışı, çay içişi, derdine ortak oluşu… Bunlar hesap kitapla olacak işler değil. Bu bir duruştur, bir karakterdir.

Bir kadın çıkıp “oğlum sana hediye getirdim” diyorsa, orada samimiyet var demektir. Bu davranış biçimi, bize rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nu hatırlatıyor. Ancak sonra Tunceli’ye atandı. Belki de bu bağ biraz daha devam etseydi, bir örnek model haline gelecekti. Hatta siyasetin de yükünü alacaktı üzerinden.

Vali Şefik Aygöl, Tunceli ilimize atandı. Bayramda halkın arasına girip, alışverişini yaptı, halkın arasında gezdi, protokol uygulamadı ve hemen kendini yani doğallığını fark ettirmiş oldu. İnanıyorum ki kısa sürede Tunceliler Vali Şefik Aygöl’ü bağrına basar ama sonrası hemen başka bir yere atama çıkar mı bilemiyorum.

Sayın Vali Şefik Aygöl bey ile çok tanışmak istiyordum, inşallah nasip olur. Bilecik’e gitmeyi düşünüyordum ama tayini çıkınca suya düştü plan. Tunceli çok uzak ama bakalım.


Sistem mi sorun, samimiyet mi eksik?

Şimdi gelelim asıl meseleye: Bu insanlar neden çok sevilip sistem içinde hızla kayboluyor? Niçin Recep Yazıcıoğlu gibi birinin çıkması hemen engelleniyor. Acaba Recep Yazıcıoğlu bu dönemde yaşasaydı yine EFSANE VALİ olabilir miydi acaba?

Belki de sorun sadece kişiliklerde değil, sistemin kendisinde. Bugün bir ilde vali, rektör, emniyet müdürü, il başkanı, belediye başkanı, milletvekili… hepsi aynı kişinin atadığı ya da belirlediği insanlar. Yani bir şehirde “horoz” çok olunca, sabah erken oluyor. Herkes bir şey yapmaya çalışıyor ama alttan alta da bir çekişme, bir rekabet dönüyor doğal olarak

Vali il başkanını istemiyor, il başkanı valiye sıcak bakmıyor. Rektör hakkında haber yaptırılıyor, vali hakkında dedikodular yayılıyor. Alttan alta herkes “ben yaptım” kavgasına giriyor. Yetki karmaşası büyüyor, sistem içinde samimi ve çalışkan insanlar zamanla geriye düşüyor.

Bir dönem Kastamonu ilçelerinde görev yapan kaymakamlar, ilçelerdeki samimi iletişimleriyle örnek olmuşlardı. Ama sonra onlar ayrılınca ve sürekli tayinler olunca o bağ kopmuş oldu. Neden? Belki sistemin kendi kendini yutan çarkları devreye girdi. Belki birileri rahatsız oldu. Belki de bu kadar samimiyet fazla geldi birilerine.

Bu kaymakamlara en son ve güzel örnek Kastamonu Devrekani Kaymakamı Hüseyin Çamkerten tayini nedeniyle ilçeye veda ederken Devrekaniler gözyaşı döktü. Kaymakam Hüseyin Çamkerten’in samimiyeti, içtenliği ve herkese ismiyle hitap etmesi ve hemen hemen herkesle bir hatırasının olması dikkat çekti. Hani derler ya çocukla çocuk adamla adam diye…

Devrekani’de sadece 2 yıl çalışmış olmasına rağmen ilçe halkını bu kadar çok tanımış olması, onlarla güzel anılar biriktirmiş olması takdire şayan

Ama bir çok ilçede kaymakamların esamesi bile okunmuyor. Varlıklarıyla yoklukları belli olmayan kaymakamlar var. Psikolojik olarak ezilen kaymakamlar var. Sebebi de siyasi sebepler ve hesaplar…

 

Sonuç mu? İnsan sevgisi ve yetki dengesizliği bir arada yürümüyor

Bu yazıyı yazarken kafamda hep şu cümle dönüp duruyor: Samimi olan kaybediyor mu bu sistemde? Yoksa sistem mi samimiyeti taşıyamıyor? Bugün Ferdi Zeyrek gibi başkanlara, Şefik Aygöl gibi valilere daha fazla ihtiyacımız var. Ama bu insanların parlamasına sistem müsaade etmiyor gibi geliyor bana.

Ben; Vali Şefik Aygöl’ün Bilecik’te siyasilerle arasının iyi olmayabileceğini tahmin edebiliyorum. Tayini çıktığı için çok sevinenler bile olmuştur kanımca…

SİYASET KİN NEFRET YERİ DEĞİL HİZMET YERİ OLMALIDIR

Siyaseti kutuplaşma değil, hizmet sanatı olarak görmek zorundayız. Aynı fikirde olmayabiliriz ama birbirimizi sevmeyi öğrenmeliyiz. Aksi halde ne valiler halkla bütünleşebilir, ne de belediye başkanları kalplere dokunabilir.

Selam ve dua ile…

Yorumlar
  1. Muhammet Balçık dedi ki:

    GÜZEL VE DOĞRU tesbit milli görüş iktidarında bu ve buna benzer olay ve gelişmeler minimuma inecek liyakat ve samimiyet unsurları öne çıkacaktır.