Bireyden Topluma
Rahmetli Prof.Dr. Necmettin Erbakan hocanın bir sözü yankılanıyor bu günlerde kulağımda. “Bizim davamızda kimse kendisi için yaşamaz, kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur.”
ne kadar da mana yüklü bir ifade bakıldığında.
Günümüzde dönüşen kafa yapıları, bu ve bunun gibi ifadeleri biraz daha fazla sorgulatır oldu bizlere. Burada dikkat çekmek istediğim bir kaç kelime var. Dava, kardeşlik, menfaat ve yaşamak. Dava kelimesini bir fikir odağında belli başlı düşünce yapılarına sahip insanların taşıdıkları misyonun hayatlarına tezahürü şeklinde tanımlayabiliriz.
Tabi ki bu misyonun gerçekleşmesi için kişinin dava edindiği odağın ölçülerine dikkat etmesi gerekmektedir. Peki bu ölçüler neye göre belirlenmektedir ? Burada inanç esasları devreye girmektedir. Kişinin inancı onun davası için vermiş olduğu mücadelenin yapıtaşını oluşturmaktadır. Fikri yapısını bu ölçüde geliştirmemiş bir kişinin sonunda dönüştüğü noktaya baktığımızda topluma zararlı, amacını yitirmiş bir kişiye dönüştüğünü gözlemleyebiliriz.
Örneğin, para kazanmak noktasında hedefi olan bir insanın motivasyonu sadece kendi hayat standartlarını yükseltmek ve daha fazlasına sahip olmak arzusu ise manevi doyumsuzluk ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Ancak para kazanmayı kendisine hedef edinmiş bir insanın motivasyonun kendi hayat standartlarını yükseltmek dışında, topluma fayda sağlamak, yoksulların yanında olabilmek, hayırda yarışmak noktasında olursa o kişi dava sahibi ne istediğini bilen bir insana
dönüşmektedir. Aksi halde davası sadece para kazanmaktan ibaret olacaktır.
Biraz da bir diğer kelimemiz olan menfaat kelimesi üzerinde durmak istiyorum. Menfaat kelimesini insanın çıkarları doğrultusunda hayatında attığı adımların bütünü olarak tanımlayabiliriz. Burada da kişinin menfaatlerini hangi ölçüde şekillendirdiği büyük önem arz etmektedir. Burada karşımıza iki seçenek çıkmaktadır. Bunlardan bir tanesi menfi çıkarlar, diğeri ise müspet çıkarlar. Peki biz bu konuyu ele alırken kişinin şekillendirdiği değerlerinin müspet mi yoksa menfi mi olduğunu nasıl ayırt edeceğiz ? Yukarıda bahsettiğimiz örneğimizi detaylandırarak bu konu ile bağlayalım. Hedefi sadece para kazanmak olan bir insanın size göre bu değerleri hangi ölçüde gelişmiştir ? Dava bilinci olmadan, bu yönünü geliştirmeden sadece kazancı kendisine dava edinmiş bir kişinin elde ettiği metfaat kuşkusuz menfi bir menfaat olacaktır.
Elde etmek istediği kazanca ulaşabilmek için menfaatlerini değerlerden uzak hedefe kilitlenmiş bir şekilde çevresine zarar vererek, umursamadan ve kısa yoldan elde etmenin peşine düşecektir. Oysa menfaatlerini toplumun yararına, insanlık yararına geliştirmiş birisi kuşkusuz müspet bir karar vermiş ve iç huzuru yakalamış bir insana dönüşecektir.
Kardeşlik.. Bizim için kardeşlik kelimesi çok derin manalara gelmektedir. Hucurat Suresi 10. ayette Rabbimiz bizlere şöyle söylüyor. “Bütün mü’minler kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” buradan kardeşlik noktasında ne kadar çok muhatabımız olduğunu anlayabiliriz. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ifadesi ne kadar da değerli. Demek ki “Dava” edinmemiz meselelerden bir tanesi bu. Menfi yaklaşımlarla kardeşlerinizi küstürmeyin, şahsi çıkarlarınız ve menfaatleriniz için birbirinizi yıpratmayın ve yıpratanlarında arasını bulun. Bulun ki Allah’ın merhametine erebilesiniz.
Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada, ağzının üstünde burnun var, gözünün üstünde kaşın var gibi asla değeri olmayan konular vesilesi ile kardeşlik bağlarımız her geçen gün daha da fazla kopmaktadır. Oysa kardeşlik anlayışının temelinde Allah’ın rızasına erişebilmek olmalı. Müşkül durumlar içerisinde olan bir kişinin sorununu kendi sorunu bilip çözmek, bunu için emek sarf etmek ne kadar da değerli. Yaşamak kelimesini ele alalım, hatta bu kelimenin karşılığını sizlere emanet ediyorum.
Hayatını bir dava sahibi olarak müspet çıkarlar çerçevesinde kardeşlik kavramını dikkate alarak şekillendiren bir insan mı yaşıyordur ? Yoksa “machiavellist” bir yaklaşımla hayatının sürdüren bir insan mı yaşıyordur ? Cevabı hepimiz biliyoruz. Dolayısı ile; “Bizim davamızda kimse kendisi için yaşamaz, kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur.”
Sağlıcakla kalın..
Muhammed Fatih AKTAŞ