“AL BAK ÇIKARDIM CEBİMDEKİ O TELEFONU”
Ak Partililer ekonomik tartışmalardan kurtulmanın yolunu ve savunma psikolojisiyle neleri öne sürüyorlar 5 (beş) başlıkta incelemiş ilk 4 başlığı geçen ki yazımızda yazmıştık. Şimdi son yani “O Cebindeki Telefonu Çıkarsana” maddesini inceleyelim.
Evet herkesin cebinde özellikle gençlerin cebinde akıllı telefonlar var doğrudur. İphone ve Samsung vb. markalar yeni yeni telefonları piyasaya sürdükçe özellikle gençlerimiz bu telefonları bir şekilde almaya çalışıyorlar. Hatta fiyatları 5-10-15 bin rakamlarını bulan telefonlar için kuyruklar bile oluşuyor. Bu telefon tezini ortaya koyanlar üç yaklaşım üzerinden konuya yaklaşarak iktidarı şu şekilde savunmaya çalışıyorlar.
1- Madem ekonomi bozuk O telefona o kadar parayı nerden buluyorsun.
2- O Cebindeki o telefona 5-10 bin lira harcayıp 50-100₺’lik telefon kullansan o parayla da ihtiyaçlarını görsen yani İSRAF yapıyorsun aldığın para da yetmiyor.
3- ŞÜKÜR ETMİYORSUN VE ONUN İÇİN GEÇİNRMİYORSUN! yaklaşımı ile olaya bakıp eskiden bunlar yoktu şimdi var ama sen şükretmeyi bilmiyorsun hainlik ediyorsun ve de geçinemiyorsun” kavramı üzerinden olaylara yaklaşıyorlar.
İŞTE O CEBİMDEKİ TELEFON!
Önce “O cebimdeki telefonun” varlığı ekonominin iyi olduğunu göstermiyor. Göstermesinin de imkanı yok zaten. Hayat şartları gereği o telefonu taksitle veya bir yöntemle alıp hayatımı kolaylaştırıyorum bir şekilde.
Ha belki bazı telefonları almak israfta olabilir. Çünkü gerçekten de bu konuda çok aşırıya da gidenlerimizde yok değil. Bunu da kabul edelim.
Ancak eskiden ev telefonu vardı şimdi yok.!
Tablet, bilgisayar, not defteri, ayna, kalem, fener, pusula, navigasyon, kamera, fotoğraf makinesi, ses kaydı, ezan vakti, adımsayar, spor, takvim, imsakiye, gazete kısaca aklına ne gelirse gelsin hepsi bu telefonun içinde var. Hatta banka işlemleri ve daha nice nice kolaylıklar hepsi bir cihazın içinde bir karnımızı doyurmak için yemek yok birde nakit para vermiyor şimdilik o kadar.
Hatta bazen doktor, bazen öğretmen, bazen hoca, bazen mühendis, bazen sinema, bazen tiyatro bazen konser oluyor bizim için.
O akıllı telefonu alan genç bu yukarıda saydıklarımın hepsini bu cihazla halledebiliyor. İstediğine istediği zaman ulaşabiliyor, görüntülü konuşabiliyor. Zaman kaybı da olmuyor. Müzeleri ziyaret edip, maçlarını seyredebiliyor, gmaillerini rahatça atabiliyor, faks yerine kullanıp kağıt israfı da yapmıyor.
İş başvurusu da yapabiliyor, öğretmense ders verebiliyor, avukatsa duruşmaya bile katılabiliyor…
Hani eskiden eczane kuyruğu vardı diyorsunuz ya o kuyruk bile şimdi o telefon sayesinde yok oldu. O cep telefonu hayatımızın her alanını kolaylaştırmış oldu. Yolda, arabada, otobüste, toplu taşımada hatta izin için köyüne bile gittiğinde işlerini takip edebiliyor artık. Günün 24 saati para gönderip alabiliyor…
Ha melekliği olduğu kadar şeytanlığı da yok değil ama bunu da kabul edelim.
Cuma günleri hutbeye doğru bak hoca efendinin elinde bile o cep telefonu var. Çünkü hutbeyi o telefondan indirip okuyor artık..
Uzaktan kız isteme bile var daha ne olsun ki?
Kısaca say say bitmiyor O cebimdeki telefonun özellikleri..
Evet O telefona 5-10 binden başlayan rakamlar ödüyoruz doğrudur ama yukarıda saydığım hatta sayamadığım onlarca ıvır zıvıra da ücret ödemekten kurtulmuş oluyoruz bir şekilde.. Ve en önemlisi de zaman kaybı da olmamış oluyor. Eskiden bir havale yapmak için saatlerce banka ve Ptt kuyruklarında beklemedik mi sanki?
YA “O TELEFONLAR” OLMASAYDI EKONOMİMİZİN HALİ NE OLURDU SİZCE?
Evet milyonlarca cep telefonu satılıyor. 84 Milyonun 15 milyonunda ya telefon olmayabilir veya da eski model telefonlardan olabilir varsayalım. Geriye düz hesap 70 Milyon kalıyor diyelim. Devletimiz o telefonu alırken dolaylı, dolaysız vergi, ötv, zam, iletişim vergisi, deprem vergisi, trt bandrolü vb. adlar altında 50 çeşit vergi alıyor değil mi?
Yani 10 Bin liralık bir telefonunun yarıdan fazlası 6-7 bin lirası devlete gidiyor olsa gerek. Kısaca o telefondan şükürü o telefonu alanların değil yönetenlerin hatta yönetenlere destek verenlerin etmesi gerekiyor. Ya birde o telefonlar satılmamış ve alınmamış olsaydı sizin dediğiniz gibi 50 TL’lik telefonlar olsaydı O satılan milyonlarca telefona ve vergilere rağmen ayakta zor durabilen bugün ki ekonomimizin hali nice olurdu düşünmek bile istemiyorum!
O CEBİMDEKİ TELEFONA BEN DEĞİL LÜTFEN SİZ ŞÜKREDİNİZ!
Diğer taraftan cebinde 5-10 bin liralık telefon var ama ekonomi bozuk diyorsun. Şükretmiyorsun onun için de sıkıntı yaşıyor ve geçinemiyorsun demeye getiriyorlar. Şükür ve dua etmek için önce sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Önce beni yani vatandaşı 20 yıldır ülkeyi yönetenler doğru düzgün yönetsinler ki o zaman yine geçinemiyorsak bizde ondan sonra kendimizi sorgularız elbette..
YÖNETENLER ŞUNLARI YAPSIN BİZ O ZAMAN ŞÜKREDERİZ!
1- Asgari ücreti açlık sınırının üzerine çıkarsın.
2- Almanya gibi Faizi sıfırlasın.
3- İsviçre gibi Enflasyonu sıfırlasın.
4- Erbakan hoca gibi denk bütçe yapıp adilce dağıtsın.
5- Yılda 180 Milyar faiz Borcunu borç alarak ödemesin.
6- Cari açığı kapatsın.
7- İşsizliği bitirsin.
8- Adaleti sağlasın.
9-Üretim yapsın.
10- Fabrikalar yapsın.
11- İhracat ithalatı geçsin
12- Eğitimi düzeltsin.
13- Asgari ücreti açlık sınırının üzerine çıkarsın.
14- Dış borcu bitirsin.
15- Kişi başı Milli Geliri 25 bin dolar yapsın.
16- Çiffçinin ve köylünün yüzünü güldürsün.
17- Emekliyi sevindirsin.
18-Hukuku korusun.
19- Asgari ücretten vergi almasın
20- Emekli- Bağkur-Memur ve İşçiye Erbakan gibi % 300 ZAM versin.
21- Ziraat bankasından 750 milyon dolar krediyi Sanayi esnafına versin.
22- Üretenleri desteklesin
23- İsrafı ve şatafatı önlesin.
25- Ev hanımına değer ve sosyal haklar versin.
26- İhalelere fesat karıştırmasın.
27- Rüşveti bitirsin.
28- Liyakata önem versin.
29- Milli Birlik ve Bütünlüğü Sağlasın
30- Kumarı teşvik etmesin ve Her gün kumar oynatmasın.
Haaa işte bunları yapsın. O zaman ben yani vatandaş geçinemiyorsak kendimizi gözden geçirelim. Yönetenler her şeyi yaptılar ama ben geçinemiyorsan sıkıntı bende diyeyim. Hz. Ömer (r.a) döneminden bir anektod ama Hz. Ömer herşeyi düzgün yaptığından, adaletlice yaptığından o şekilde davranmış. Sende Hz. Ömer gibi gerekeni yap sonra biz geçinemiyorsak maaşlarımızı düşür.
Yani Yöneten olarak bana hakkımı vermeyeceksin ondan sonra da şükretmiyorsunuz diye ahkam keseceksin. Bu millet hoşaf suyuyla bu ülkeyi korumuş bir millettir. Sabretmesini de şükretmesini de bilir. Çünkü bu milletin küllerini üflesen altından iman çıkar iman.!
Sen önce Yöneten olarak gereğini yap sonra vatandaştan “ŞÜKÜR” bekle!!!
Rahmetli Erbakan Bir yıl başbakanlık yaptı. Evet 28 Şubatta ona karşı her şeyi yaptılar ama hiç kimse BİZİ AÇ BIRAKIYORSUN- BİZ GEÇİNEMİYORUZ demedi veya diyemedi ve de dedirtmedi. NOKTA
Vesselam