Adil Olmak İnsanı Değerli Yapar (“Camiyi Yık Ama Adaleti Yıkma” Sözü Neden Söylenmiştir?)
Adalet, kişinin günlük hayatta hak ve hakikat kurallarına uyması, Allah’ın indirdiklerinin gereğini yapması ile sağlanır. Kişisel olarak günlük hayatta da bu kurallara uymak zorundayız. Hele yöneticiler!..
Onlar, diğer insanların da sorumluluğunu üstlenen insanlardır.
Hayırlı Cumalar (Cumayı Beklerken)
Bismillahirrahmanirrahim;
ADİL OLMAK İNSANI DEĞERLİ YAPAR
Esselamü aleyküm! Kıymetli kardeşlerim!
Toplum ve dünya düzeninin sağlam temeller üzerine kurulmasının en belirleyici özelliği adaletin hakim olmasıdır. İnsan, ancak adil bir dünyada mutlu olabilir. Toplum düzeni ancak “adalet”le sağlanır.
Rabbimiz bu konuda kullarını uyarır: “Emanetleri ehline veriniz; insanlar arasında karar verirken adaletli davranınız.” (Nisa Suresi , Ayet 58) Adalet, bir şeyi yerli yerine koymak, haklının hakkını vermek demektir. Hak ve hakikate göre hüküm (karar) vermektir.
Adalet, kişinin günlük hayatta hak ve hakikat kurallarına uyması, Allah’ın indirdiklerinin gereğini yapması ile sağlanır. Kişisel olarak günlük hayatta da bu kurallara uymak zorundayız. Hele yöneticiler!..
Onlar, diğer insanların da sorumluluğunu üstlenen insanlardır.
Yöneticinin görev ve sorumluluğu daha büyüktür. “Adalet mülkün temelidir” sözündeki “mülk” devlete işarettir. Yani, devlet ve toplumun geleceği (yarınları) ancak adaletle teminat altına alınır. Devlet küfürle ayakta durur, ama zulümle ayakta kalamaz.”
CAMİYİ YIK; ADALETİ YIKMA!
Kardeşler! Adalet hakkın yerine teslimi olduğu için, kul haklarını korumayı amaçlar. Cami ise, taş ve topraktan yapılmış bir binadır. Adalet örneği Hz. Ömer (r. a.) hakkın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için, “Camiyi yık; adaleti yıkma” buyurmuştur.
Bu örnek, “Camiyi yıkın” anlamında değildir. Hz. Ömer (r. a.) bu sözüyle adaletin vazgeçilmezliğini anlatmıştır. Çünkü, adil davranmamakta bir hak gasbı söz konusundur. Kul hakkı iki insan arasında olduğu için, ancak karşılıklı olarak helalleşmekle affolunur.
Hz. Ali’nin (r. a.) “Devletin dini adalettir” sözünü de unutmayalım. Din “yol”; “yöntem”; “hayat tarzı” gibi anlamlara gelir. Bu söz devlet ancak adil uygulamalarıyla ayakta kalabilir, demektir. Yöneticilik ateşten gömlektir. Kıyamet günü pişmanlıktır. İlacı adil olmaktır.
Ziya Paşa’nın şu beyti ne kadar önemlidir: “İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrah, / Yardımcısıdır, doğruların Hazret-i Allah!” Kendi aleyhimize de olsa, doğru şahitlik etmekte ve adaletli karar vermekte ısrarlı olmalıyız. Bu dünyanın bir de ötesi (ahiret) var.
ADALET İNSANI MENZİLİNE ULAŞTIRIR
Kardeşler! Rabbimiz adalet konusunda o kadar çok sure indirmiş ki!. Hak ve adalet üzere olamayanlar hakkında misaller vermiş, onların acıklı sonlarını bildirmiştir. Kitab’ında böylelerini, dilsiz, aciz, bir işe yaramayan; hatta sahibine yük olan bir köleye benzetir:
“Allah, şu iki kişiye de size misal gösterir: Onlardan biri dilsizdir. Hiçbir şey beceremez ve efendisinin üzerine bir yüktür. Onu nereye gönderirse bir hayır getiremez. Şimdi bu adamlar doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse bir olur mu?” Nahl Suresi, 76)
Şu ayet ölçümüz olsun: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun! Bu, sizi Allah’a yaklaştırır. Şüphe yok ki, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide Suresi, 8)
Hak menziline ulaşmak istiyorsak, ebedi hayatımız için adil bir kul olalım. Yunus Emre de nimetleri paylaşmayı anlatır: “Bölüşürsek tok oluruz / Bölünürsek yok oluruz.” Allah hepimize adil davranmayı kolay kılsın! Allah’a emanet olunuz, benim can kardeşlerim!
Şakir Tarım
Gazeteci Yazar