İktidar ve Muhalefet Depremde; Galatasaray – Fenerbahçe Kadar Olamadı
Büyük bir deprem, büyük bir yıkım, büyük acılar… Asrın felaketi 7.7 ve 7.5 ark arkaya iki KahramanMaraş depremi yaşadık. Onbinlerce yaralı, binlerce ölü ve binlerce binalar ya yıkıldı ya hasar gördü.
Hiç bir milletin kardeşlik bağları bizimki kadar kuvvetli değildir ve olamaz. Çünkü biz , bin yıl aynı inanç için ve aynı iman için , siperlerde kardeşliğini yoğurmuş bir milletin evlatlarıyız.
Prof. Dr. Necmeddin Erbakan
Ülkemiz 6 Şubat sabahı güne acı bir haberle, hem de çok acı bir haberle uyandı… 10 ilimizi deprem adeta yerle bir etmişti. Deprem deyince korkutucuydu ama bu kez ki çok bambaşkaydı. Adeta kıyametin provası gibiydi. Aslında hepimiz şaşkındık, kim ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemiyordu.
Enkaz altında kalanlar vardı birde bedenleri olmasa bile ruhları enkaz altında kalanlar vardı. İlk şoktan sonra tüm Türkiye seferber ve TEK YÜREK oldu ve bölgeye akın etmeye başladı. Sonrasını dakika dakika biliyoruz zaten…
BİZ TÜRK MİLLETİ OLARAK ÇOK FARKLIYIZ
Bu deprem tekrar gösterdi ki biz millet olarak çok farklı bir milletiz. Duygusalız, samimiyiz, kadirşinasız, ciğerpareyiz, doğalız, inançlıyız, yardımseveriz, kinci değiliz ve sanki böyle acı olaylara hazırlıklıyız… Sağımıza solumuza bakmadan hemen harekete geçiyoruz. Nitekim geçtikte…
STK’LAR MUHTEŞEM İŞLER BAŞARDILAR
Ne olur şu STK’larımızı ocu bucu diye ayırmayalım ve her birine tek tek sahip çıkalım. Gerçekten de her biri muhteşem işler çıkardılar ve çıkarmaya devam ediyorlar. Özellikle bu tür derneklerin yurt dışlarında yardım ve afetlerdeki edindiği tecrübelerin önemi de ortaya çıkmış oldu. Hiç ayırım yapmadan hepsinden Allah razı olsun diyorum.
Ahbap Haluk Levent öncülüğünde tüm sıkıntılı anlarda harika işler çıkarıyor. Nu depremde birden bire hedef tahtası haline getirilmeleri çok enteresan. Ahbap uzun yıllardır faaliyet yapıyor. Birileri bunları mutlaka denetliyordur. Yani deprem anında bunları tartışmak abesle iştigal bir durum. Tüm yardımların AFAD üzerinden verilmeye zorlanması geçmişte kurban derilerinin zorla THK üzerinden toplanmasına benziyor. O zaman bu durumu eleştiren Ak Partili kardeşlerimiz şimdi o eleştirdikleri durumu savunmak zorunda kalıyorlar. Çok yazık!
Bu Ahbap ve Haluk Levent sayesinde yurt içinde ve dışında onlarca şöhretli sanatçı ve sporcular yardım faaliyetlerinde aktif rol almaya ve gençlerimize de rol model olmaya başladılar. Sadece bu durum bile son derece güzel bir neticedir. Hayırda yarışalım. Hayır yapanları ve aracılık edenleri kıskanmayalım.!
Elbette koordinasyon ve disiplin olacak ama dernekleri ve belediyeleri rahat bırakmakta fayda var. Gerçekten de derneklerimizde belediyelerimizde harika işler yapıyorlar engel değil destek olalım.
BELEDİYELERİMİZDE MUHTEŞEMDİ
A’dan Z’ye tüm belediyelerimiz muhteşem organizasyonlar yaptılar. Böyle zamanlarda hangi belediye, hangi parti diye bakmaya hiç gerek yoktur. Gerçekten de en küçük belediyeden en büyük belediyeye kadar muhteşemdi. Öyle güzel çalıştılar ki sanki önceden planlı bir organizasyonun içinde olsalar bu kadar başarılı olamazlardı. Ak Parti- Chp- Mhp- İYi Parti- Saadet- Deva- Gelecek- BBP- Hdp- Kominist vs. vs. hangi partiden belediye varsa hepsinden Allah razı olsun. Bu konuda Siyasi KÖR olmaya hiç gerek yoktur. Ayrıca yine tüm siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıkları da güzel işler çıkardılar ve gerçekten de muhteşem işler başardılar. Var olsunlar.
GELELİM SPOR DÜNYASINA
5 Şubat Pazar akşamı birbirlerini yiyen, küfreden, kıskanan, çekemeyen, hatta istemeyen spor kulüpleri deprem sonrasında ise sanki “GİZLİ BİR EL” tüm taraftarlara değdi ve bütünleştiriverdi.
5 Şubat Pazar akşamı; Galatasaray taraftarlarına, en çok nefret ettiğiniz, kızdığınız, sövdüğünüz, istemediğiniz futbolcu kim diye sorsaydık, herhalde yüzde 95 Volkan Demirel çıkardı. Ama bugün sorsak Volkan Demirel kahraman olarak çıkar. Deprem sabahı Volkan Demirel’in o samimi, duygusal, acıklı ve ağlamaklı doğal hali tüm Türkiye’yi yaraladığı gibi ondan nefret eden Galatasaraylı taraftarları da aşırı şekilde duygulandırdı. Ve sanki tüm taraftarlar “GİZLİ BİR TALİMAT ALMIŞÇASINA” Volkan Demirel’i hemen af edip bağırlarına basıverdiler. Sanki Volkan Demirel gitti Muslera gelmişti. İşte bu milletin birleşmek için, bütünleşmek için, af etmek için ne kadar hevesli olduğuna en büyük işarettir.
Hani Erbakan hocamız “Bu milletim küllerini üflesen altından İMAN çıkar” demişti ya tamda bunu yaşadık işte. Kavga eden, rekabet eden, birbirlerini sevmeyen iki kulüp birden işbirliğine gidip adeta tek yürek oluverdiler. Galatasaray ve Fenerbahçe statları afat merkezleri gibi çalışmaya başladı. Ve öyle çalışmaya başladı ki yabancı ve yerli futbolcuları adeta birer işçi gibi çok samimi bir şekilde çalışması hepimizin gönüllerini feth ediverdi. Özellikle yabancı futbolcuların Mertens, Valancia, Muslera başta olmak üzere hemen hemen hepsinin cansiperane çalışması Gökhan Zan, Selçuk İnan, Volkan Demirel, Kerem Aktürkoğlu vb. onlarca futbolcu ve sporcuların tavırları bu zor günlerde biraz olsun ısıtıverdi bizleri…
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon ve süper lig kulüplerinden, amatörüne kadar tüm spor kulüplerine ayrı ayrı teşekkürü borç biliriz. Siyasetin yapamadığını tüm kulüpler doğaçlama yapıverdiler. Acıları paylaşıp birbirleriyle kenetleniverdiler. İnşallah bu davranışları siyasete örnek olur. Her bir taraftarın ayaklarına taş değmesin. Hepsinden Allah razı olsun. İyi ki varlar.
GELELİM SİYASETE
İktidarıyla muhalefeti ile maalesef o birliği ve bütünlüğü bir türlü sağlayamadık. Ve her geçen günde siyasette ayrışma ve kutuplaşma daha da artmaya devam ediyor. Özellikle başkanlık sistemi bu ayrıştırmaya daha da yardımcı oluyor. Dört bakan bir şehre gidiyorlar ama o şehrin belediye başkanını yanlarına alamıyorlar. Galatasaray taraftarı ise Volkan Demirel’i sağına soluna bakmadan, hiç bir emir veya direktif almadan bağrına basabiliyor. Siyasetin yapması gerekeni taraftarlar yapıyor.
Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik beyin; “Cumhur ittifakı olarak sahadayız, Ak Parti ve Mhp teşkilatları olarak her yerdeyiz, çalışıyoruz” sözleri hem çok talihsiz hem de ötekileştirici ve ayrıştırıcıydı.
Yine Ak Parti eski milletvekili Nursel Reyhanlıoğlu hanımefendinin, Ekrem İmamoğlu’na; “Defol git, İngiliz Uşağı” vb. söylediği sözlerde içteki duyguların dışa vurması açısından önemli ve de siyasetteki kutuplaşmaya en büyük örneklerdendi.
Zafer Partisi genel başkanı olan zat-ı muhteremin üstelik profesör ünvanlı bir ismin sürekli ırkçılık üzerine siyaset yapması, atv’deki kadın programlarındaki gibi sürekli dedikodu ve fitne üretmesi ve sosyal medyada her gördüğünü paylaşması ve bu şekilde tahrik edici paylaşımlarla sürekli gündemde kalmak istemesi gerçekten de sıkıntılı ve onlarca kişiyi de tahrik ediyor. Ümit Özdağ profesör unvanına ve siyasi parti lideri gibi davranmaya davet ediyoruz. Yok göçük altından Ak Partilileri çıkarıyorlar gibi saçma sapan iddialar onu gündemde tutabilir ama sonunda bir işe yaramayacağı da aşikar.
İktidarıyla ve muhalefetiyle Siyaset Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarını örmek alsın. Ve tıpkı onlar gibi davransın yeter. Böyle acılı olaylarda birde bizi bizden ayırmaya kimseler uğraşmasın ve çalışmasın. Hatta teşebbüs dahi etmesin başaramazsınız. Çünkü “BU MİLLETİN KÜLLERİNİ ÜFLESENİZ ALTINDAN İMAN ÇIKIYOR.!
Siyasetin üst düzeyi dışındaki tüm vatandaşlarımızın cansiperane desteğe koşması sanki Kurtuluş savaşındaki Şerife Bacıları, Ersizler köyünü, Halime Hatunları, Sütçü İmamları ve nice isimsiz kahramanları hatırlattı hepimize. Siyaset bu vaziyet üzerine siyaset yapmaya gayret etsin, bu samimi ve doğal yapıyı bozmak için değil.
ŞİMDİ NE YAPMAMIZ GEREKİYOR?
Bu son depremlerden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmamalı. Hiç kimse ama hiç kimse vurdumduymaz davranmamalıdır. Hiç kimse kendi çıkarını, menfaatini düşünerek hareket etmemelidir.
Devletimiz ve milletimiz bütünleşerek bundan sonra olası depremler için el ele verip harekete geçmelidir.
Deprem bölgesinde yaşayanlar olarak hiç bir siyasi çıkar gütmeden tıpkı EYT’lilerin yaptığı gibi dernekleşerek, bütünleşerek deprem konusunda tüm siyasi partileri harekete geçirmeliyiz ve bu konuda hiç bir taviz vermemeliyiz. Önce çürük binaların, daha sonra hasarlı binaların elden geçirilmesi, yıkılması ve güçlendirilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bu depremi milat kabul edip her birimiz ona göre önlemimizi alıp ona göre de hareket etmeliyiz.
Bundan sonra hiç bir siyasi bizlere çılgın projeler falan vaat etmesin. Depremde yıkılmayacak binalar vaat etsin yeter de artar da..
BU DEPREMİN KAHRAMANLARI BUNDAN SONRA DA ÖNCÜ OLSUN
Bu depremde öne çıkan Volkan Demirel, Selçuk İnan, Gökhan Zan, Haluk Levent, Erden Timur, Yılmaz Vural, Prof. Dr. Naci Görür vb. isimler tüm deprem bölgelerindeki binaların gözden geçirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi için mutlaka öncülük etmeleri ve tıpkı EYT gibi dernekleşerek yerel ve merkezi yönetimlere mahalle baskısı yapması gerekir ve bizlerinde kendilerine destek şartsız vermemiz gerekiyor. İş işten geçtikten sonra şartların ne kadar zor olduğunu gördüler ve tecrübe ettiler ve hep beraber ettik de..
DEPREM VE ZOR SÜREÇLER İÇİN KARDEŞ ŞEHİRLER PROJESİ
Bu deprem 10 şehrimizi ve onlarca ilçemizi etkiledi. Tabi kurtarma ve yardım organizasyonu da son derece zor oldu. Bundan sonra bu zor ve sıkıntılı süreçleri daha kolaylaştırmak adına birbirlerine uzak en az iki veya üç şehir birbirleriyle kardeş şehir olsun. Bu şehirlerin Valileri ve Belediye Başkanlarının koordinesinde tüm il ve hangi ilçe hangi ilçeye destek verecek belli olsun. Bu şehirlerde olabilecek yangın, deprem, sel vb. afetlerde arama kurtarmadan, yardım ekiplerine kadar, sağlıkçılarından emniyet kuvvetlerine kadar bu şehirler ilk önce birbirlerine destek versinler. Ki hiç bir il, ilçe veya köyde boşluk oluşmasın.
Selam ve dua ile…
Maalesef bu gibi durumlarda 10 tane ilimizde deprem felaketi yaşadığımız bu günlerde �nsanların birbirine kenetlenmesi gerektiği ihtiyaç duyduğu yardımlarda el uzatması lazım olan özgüveni deprem zedeleri vermemiz gerekirken Bir takım insanlar gazetecilik anlayışı ile maalesef siyasi reklam peşinde koşmaktadır görüşlerimiz ne olursa olsun Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti