Türk Savunma Sanayiinin Öncüsü ve Kurucusu ve Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri (Paşa) Killigil Kimdir?
Türk savunma sanayiinin öncüsü ve kurucusu, Kafkas İslam Ordusu kumandanı, Bakü’nün kurtarıcısı Nuri Killigil… Nuri Paşa, 2 Mart 1949’da sabotaj olduğu düşünülen bir patlamada hayatını kaybetmişti.
Rahmetli Nuri Killigil savunma sanayii alanında Türkiye de özel sektör öncülerindendir…
Mucid olmasada tasarımı kendine ait tabancasıyla benim gözümde Mucid hükmündedir…
Nuri Paşa şehit olmadan çok kısa bir süre önce İş Bankasından mühim miktarda kredi almıştır..
Paşa sakıncalı süvaridir çünkü Enver Paşa nın biladeridir…
Enver Paşa ise muhafazakar ve kemalist çevreler tarafından hiç sevilmez memleketi batırmış bir adamdır…
Nuri Paşa ya konu gelince ise övgü üstüne övgüler düzülür engellenmemiş olsa savunma sanayi alanında Türkiye yi uçuracak bir numaralı kişilerden biridir…
Halbuki Nuriyi, Nuri Paşa, Bakü Fatihi, savunma sanayi lideri yapan da Enver Paşa nın bizzat ta kendisidir…
Nuri Paşamın fabrikasının olduğu yeri bölgeyi senede bir defa dahi ziyaret etmeyen,
Paşamın mücadelesiyle ilgili tek kitap okumayan,
Ha ayrıca Paşamın şehit olduğu hafta Türkiye büyük millet meclisi gizli oturumlar yaptı konuyla ilgili…
Bugün her türlü imkan var,
Çıkarın kardeşim zabıtları,
Çıkarın gizli celse zabıtlarını,
Haydi Buyrun…
Tutan mı var…
Ama lütfen konunun edebiyatını yapmayın….
Fabrikanın yerini biliyorum,
Her yıl da 4 defa ziyaret ediyorum…
Laf ebeliği hiç sevmediğim şeydir…
Türk Fizikçi Prof. Dr. Fezâ Gürsey Kimdir?
Feza Gürsey, 7 Nisan 1921 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Öğretmen olan Remziye Hanım, babası Doktor Reşit Bey’dir. Anne va babasının farklı illerde görevlendirilmeleri sebebiyle çocukluğunun bir bölümü anneannesi ve teyzeleriyle birlikte İstanbul’da geçmiştir. Dünyaca ünlü fizikçimiz Feza Gürsey , teorik fizik alanındaki çalışmalarına matematiği de dahil ederek derinlik kazandırmış, yaptığı çalışmalarla Mach Prensibi, atom altı parçacıkların tasnifi gibi konulara katkıda bulunmuştur.
Fizik dünyasının evrensel değeri olarak bilinen bilim adamımız 2 kez Nobel Fizik Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Fezâ Gürsey beyin cenâze namazı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen dostları ve talebelerinin iştirâkiyle, 18 Nisan 1992 Cumartesi günü İstanbul’da Anadolu Hisarı Camii’nde ikindiyi müteakip kılındı.
O gün musalla taşının arkasında 200’den fazla kimse toplanmış bulunuyordu.
Bulunanlar arasında üst düzeyden siyâsî zevât, Türkiye Bilim Akademisi üyeleri, TÜBİTAK yetkilileri ve Türkiye’nin ileri gelen bütün fizikçileri ve daha başka pekçok zevât da bulunuyordu.
Minâreden okunan ikindi ezanının ilk cümlesi duyulur duyulmaz bu zevâtta büyük bir hareketlilik görüldü ve herkes musalla taşının önünde saf tutup el bağlayarak imâmı beklemeğe başladı.
Bu garip manzaraya ibretle şâhit olan Prof.Dr. Mahmut Hortaçsu, Prof.Dr. Şehsuvar Zebitay ile bendeniz ise ikindi namazımızı kılmak üzere câmiye yönelmiş bulunuyorduk.
Câmide imâm ve müezzin ve halktan iki kişiyle birlikte cemaat olarak yalnızca 7 kişiydik.
İkindi namazından çıktıktan sonra, namaz sırasında gelmiş olanların da katılımıyla ve büyük bir izdiham içinde, sevgili Hocam Fezâ
beyin cenâze namazını edâ ettik.
Selâm verdikten sonra : İlâhi Yâ Rabbi.. ! Ne kadar büyüksün.. !
Kulun Fezâ Gürsey’e yaşarken ne kadar büyük lûtuflarda bulundun Yâ Rabbi.. !
Şimdi de Türkiye’nin kaymağı mesâbesindeki şu zevât içinde ateist olduklarını açık açık ilân edenleri de, cenâze namazının ne zaman ve nasıl kılınacağını bilmeyenleri de, abdestli ya da abdestsiz olanları da Hocamın tabutunun önünde tevhid edip nasıl da el bağlatarak, mânâsı ancak idrâk edene âşikâr olan bir Hikmet’le, Hocama bir kere daha lûtufta bulunuyorsun Yâ Rabbi.. !
Allāhım; fakîrden Azamet’inin, Hikmet’inin ve İlm’inin idrâkini kesme, diye dua edip Fezâ beyin rûhuna da Fâtiha’lar okudum…
O gün, Anadolu Hisarı mezarlığına kadar cenâzeyi hâzırûnun ancak üçte biri izledi.
Mühim zevât, dünyevî işlerinin yoğunluğu sebebiyle, mezarlığa kadar gelemediler.
Mezarlıkta çok derin bir çukur kazılmıştı. Sevgili talebelerimden Prof.Dr. Şehsuvar Zebitay çukura atladı ve tabutu sırtlayarak büyük bir ihtimam ve şefkatle Fezâ beyin naaşını yerleştirdi.
Allāh ganiy ganiy rahmet eylesin.. !
Nobel Fizik Ödülüne en yakın Türk olarak tarif ettiği hocası Feza Gürseyi talebesi Ahmet Yüksel Özemre Hoca anlatıyor…