enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Kastamonulu Demirci Oğlu Ali’nin Yürek Burkan Hikayesi

Seferberlik hareketi başladığı sıralarda Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Kastamonu’da da, eşini dostunu, ana babasını bırakıp cepheye gitmek üzere yola çıkıp dönenlerin hikayeleri olduğu gibi, gidip te dönmeyenlerin ve hiç haber alınamayanların hikayeleri de dilden dile, kulaktan kulağa dolaşır. İşte o hikayelerden biri…

Kastamonulu Demirci Oğlu Ali’nin Yürek Burkan Hikayesi
15 Mart 2023 00:03 | Son Güncellenme: 15 Mart 2023 00:15
A+
A-

Safranbolu’da aslen Kastamonulu bir aileden dinledim: Demirci Ali namıyla anılan dedeleri Çanakkale’ye savaşmaya gitmiş. Uzun zaman geçmesine rağmen ailesi Demirci Ali’den haber alamamış. Bunun üzerine oğullarının öldüğüne hükmetmişler. Evli olan Demirci Ali’nin karısını himaye etmek maksadıyla yine evli olan kendinden bir yaş küçük kardeşine ikinci eş olarak nikahlamışlar.

Bir kaç yıl sonra öldü sanılan Demirci Ali köye çıkagelmiş. Köye girer girmez durumu öğrenmiş ve bir daha dönmemek üzere arkasına bakmadan çıkmış gitmiş.
Demirci Ali’den bir daha haber alamamışlar.

Demirci Ali’nin torunları duvardaki dedelerinin heybetli resmine doğru bakarken dalıp gidiyorlar. Kuşaktan kuşağa anlatılanlardan ortaya çok esaslı bir şehit
hikâyesi çıkarıvermişler.

Sadece duvarda fotoğrafı ve dillerde adı olan Demirci Oğlu Ali’nin iç burkan hikayesi sanki hâlâ sürüyor gibi. Demir ailesinin en küçük oğlu tamamlıyor hikâyeyi: Dedemizin, yıllar önce gelip de gurur yapıp gittiği gibi, bir gün ansızın yeniden kapımızı çalacağına dair içimde hep kendimde bir his var.

Çok gezdik, çok dolaştık, çok insanla konuştuk Kastamonu’da.

Hepsi, “Yaman olur Kastamonu uşağı/ Salıvermiş ince belden kuşağı” türküsünce dilden dile dolaşan insan hikâyeleri anlatsalar da, bunun somut belgesini istediğimizde “Daha ne belgesi istiyorsunuz, Kastamonu’yu gezip dolaşmadınız mı?” diye şaşkınlıklarını gizlemediler. Biz de bu kadar insanın tevatür derecesinde üzerinde birleştikleri Çanakkale’ye dair hikâyeleri dinlemekten bıkmadığımız gibi, aynı zamanda bu hikâyeleri zamanın sicilinden geçmiş sağlam belge niteliğinde gördük.

Kastamonu İI Kültür Müdürlüğü’nūn bu meyanda bir çalışması var mıydı acaba? Araştırmalarımız neticesi bu anlamda bir çalışmanın olmadığı, böyle bir
çalışmaya kaynaklık edecek çok fazla bir bilgiye de sahip olmadıklarını gördük.
Aradan geçen yaklaşık 92 yıllık bir tarihin şu ana dek kayıt altına alınmaması
kuşkusuz bir eksiklik. Şehitlerden geriye kalan ve tanıklık eden birinci kuşak
neredeyse yaşayan hiç kimse kalmamış durumda. Birinci kuşağın ikinci kuşağa şifahen aktardıkları arasında zihinde zapt edilen ya da hatıra cinsinden muhafaza edilen herhangi bir şey yakalamak ise nerdeyse mucize.. Zira görsel kültür anlatı geleneğini ortadan kaldırmış, dededen toruna ya da babadan
oğuls akan şifahi aktarımın yerini alarak böylesine zengin bir kaynağı kurutmuştur.

Modern zamanlarda insanların ne bu türden canlı hatırları vardır, ne de
kulakları, ne de bu hatıralara ayıracak vakitleri.

 

Hüseyin Akın
(Kastamonu’nun Çanakkale Kahramanları Kitabından)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.