İhtiyarlık: Hayatın En Değerli Nimetlerinden Biri

Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Mantık ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Doktor Ahmet Kavlak, İhtiyarlığın bir nimet olduğunu  belirten, Doçent Doktor Ahmet Kavlak; “İnsanın ölmeden önce ihtiyarlaması hususi rahmettir” dedi

Doçent Doktor Ahmet Kavlak konuşmasında; En büyük nimetlerden biri ihtiyarlıktır. Üstat diyor ki; ihtiyarlığımı 100 gençliğe değişmem. İnsanın ölmeden önce ihtiyarlaması hususi rahmettir. Çünkü ihtiyarlatıyor, belini büküyor, gözünü kısıyor, kulağını sağır ediyor, yani diyor ki gidiyorsun arkadaş bak.! Namaz kılmaya karşı nefsini ikna ediyor. Hiç uğramadığı camilere uğramaya başlıyor. Cenabı Hak, onu sıkıştırıp, eğip, büküp belini doğrultamaz hale getirdiği vakit, o öyle bir rahmet ki ahırette onun karşılığını gördüğü zaman; Ya Rabbi keşke gençliğimi de ihtiyarlığım gibi yapsaydın diyecek. İhtiyarlık hakiki bir nimettir. ihtiyarlığa götüren hastalıklar ve gençken gelen hastalıklar hakiki birer nimettir.

Doçent Doktor Ahmet Kavlak

İnsanların arasında Firavun gibi insan, Firavun dişinin arasında et kalmamış, onu temizleme zahmeti bile çekmemiş. Öyle bir rahat hayat yalamış ki neticesi ne oldu? Hayatında hiç bir eylemi görmeyince kendini ilah etmeye başladı. Firavun gibi 300 sene yaşayıp, saltanat sürüp Firavun gibi ölmek büyük bir mükafat mi oldu yoksa şu kısa hayatı içinde sıkıntıları çeken Izdırap çeken ihtiyarların durumu mu rahmet oldu? Ahiret noktası nazarından kıyaslayınca mesele anlaşılacaktır dedi.

İhtiyarlığın Manevi Boyutu

Yaşlılık, insanın hayatında bir dönüm noktasıdır. Fiziksel güçlerin azalmasıyla birlikte, birey dünya hayatının geçiciliğini daha derinden idrak eder. Bu farkındalık, kişinin manevi yönelimlerini güçlendirir ve ibadetlere olan bağlılığını artırır. Nitekim, İslam âlimleri, saç ve sakalın iman ve ibadetle ağarmasını büyük bir nimet olarak görmüşlerdir. Resulullah (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde, “Saçını, sakalını Müslüman olarak ağartan affolunur.” buyurarak, yaşlılığın manevi değerine işaret etmiştir.

Tarihsel Perspektiften İhtiyarlık ve İktidar

Tarih boyunca, uzun ömür ve iktidar sahibi olmak her zaman hayırlı sonuçlar doğurmamıştır. Örneğin, Antik Mısır’da firavunlar, tanrısal bir statüye sahip olduklarına inanmış ve mutlak güçle hükmetmişlerdir. Ancak bu mutlak güç, onları kibir ve zulme sürüklemiş, neticede Firavun’un ve ordusunun Kızıldeniz’de boğulması gibi trajik sonlarla karşılaşmışlardır. Bu durum, uzun bir yaşamın veya sınırsız iktidarın, doğru kullanılmadığında felakete yol açabileceğini göstermektedir.  

İhtiyarlık, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir ve doğru değerlendirildiğinde büyük bir nimettir. Bu dönem, insanın geçmişini muhasebe ettiği, manevi olarak olgunlaştığı ve hayatın gerçek anlamını daha derinden kavradığı bir süreçtir. Gençlik yıllarının enerjisi ve dinamizmi elbette kıymetlidir, ancak yaşlılığın getirdiği bilgelik ve manevi derinlik, hayatın en değerli hazinelerinden biridir.