İçişleri Eski Bakanı ve Milli Görüş Lideri Oğuzhan Asiltürk’ün Bilinmeyen Özellikleri
Milli Görüş Lideri ve Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı iken geçen yıl 1 Ekim Cuma günü rahmeti rahmana kavuşmuştu. Oğuzhan Asiltürk’ün vefatından sonra bir çok özelliği daha ortaya çıktı. Düşünebilen insanlar için işte o örnek alınacak özelliklerden bazıları…
Merhum Oğuzhan Asiltürk’ü seversiniz veya sevmezsiniz. Oğuzhan Asiltürk 1969 yılından itibaren Erbakan hocamızın yanından hiç ayrılmayan ve ilk günden itibaren malıyla ve canıyla cihat eden imanlı, inançlı, naif ve nezaket timsali olduğu kadar da hassas ve de çok duyarlı ve aynı zamanda şuurlu bir Müslüman ve örnek alınası bir büyüğümüzdü.
Muhterem Oğuzhan Asiltürk için 1973’te kurulan Msp ve Chp hükümetinde İçişleri Bakanlığı ve daha sonraki hükümette ise Teknoloji ve Sanayi Bakanlık görevlerinde bulunmuştur. 1973 yılında İçişleri Bakanlığına ilk mescit açtıran bakan olarak hatırlanıyor.
Milli Görüş partilerinde Genel Başkan yardımcılığı ve en sonunda da Milli Görüş Liderliği ve Milli Görüş Vakfı Başkanlığında rahmeti rahmana kavuşmuştur. Tekrar Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun.
İŞTE OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN BİLİNMEYEN BAZI ÖZELLİKLERİ
Merhum Oğuzhan Asiltürk’ün bazı duyduğum ve şahit olduğum hassas özelliklerini yazmaya çalışacağım. Şu kesin ki; Oğuzhan Asiltürk zerre kadar dünya malına tamah etmeyen, makam ve mevkide gözü olmayan, kendi çıkarı ve menfaati için kulis ve ayak oyunlarına başvurmayan bir Müslüman dı.
Prof. Dr. Mustafa Kamalak beyin Genel Başkan olduğu bir dönemde, genel merkez parti muhasipliği yapan bir işadamı büyüğümüzü Milli Gazete olarak ziyarete gitmiştik. Muhasip büyüğümüz bize şunu ifade etti; Oğuzhan Asiltürk’ün EMEKLİ BAKAN MAAŞ KARTI ve Prof. Dr. Mustafa Kamalak beyin emekli milletvekili maaş kartını partinin muhasebesine teslim ettiler.
Peki hangimiz DAVAMIZ için böyle bir şey yapabiliriz?
HASSAS VE ŞUURLUYDU
Bir sohbette bir ölüm haberi için “şu şahıs Allaha Yürüdü” ifadesi kullanılınca hemen müdahale etti ve şunları söyledi. “… Allah’a yürüdü” demek Allah’a mekan oluşturmaktır. Yaratana Yürüyerek gidilme durumu çıkar. Halbuki Allah mekandan münezzehtir. Onun için “Allah’a KAVUŞTU” cümlesini kurarsanız daha sağlıklı olur diye tavsiye etmişti. O günden sonra attığım mesajlar dahil hep “kavuştu” kelimesini kullanmaya çalıştım.
Peki hangi hoca efendimiz bu kadar ince düşünebilir?
İstanbul Fethi için Kocaeli İsmet Paşa stadındaydık. Konuşmalarını yapmak üzere kürsüye Milli Görüş Lideri Oğuzhan Asiltürk davet edilmişti. Fetih heyecanıyla gençler Oğuzhan bey konuşmaya başlayana kadar “BU GENÇLİK SENİNLE GURUR DUYUYOR” diye tempo tutuyorlardı. Binlerce genç ve meşaleler büyük bir heyecan oluşturmuştu. Şimdi bu durumdan kim hoşlanmaz ki? Ancak Oğuzhan bey birden mikrofonu aldı ve birazda sertçe durun bakalım dedi.
Bir kaç tekrardan sonra sessizlik oluşunca dedi ki! Değerli Gençler: Bizler Elhamdulillah Müslümanız değil mi? Müslüman GURUR DUYMAAAZ! dedi ve atılan nefsi okşayan sloganları susturdu.
Peki hangimiz böyle bir durumda bu hassasiyeti gösterebiliriz?
Oğuzhan Asiltürk rahmeti rahmana kavuşunca taziye ziyareti için çok değerli ve beyin cerrahı alanında çok başarılı bir doktor olan Murad Asiltürk abimiz babasını anlatırken dedi ki; Ben Babamla iftihar ediyorum. Babam; Bakanlık yapmasına ve uzun yıllardır siyasette değişik görevler almasına rağmen 50 YIL ÖNCE (1968-69 yıllarında) aldığı evinden cenazesi çıktı. Ne kadar önemli bir meziyet değil mi?
Peki hangimiz iki defa BAKANLIK yapıp ta 50 yıl önce aldığımız dairede oturmaya devam edebiliriz? Hangimizin eşi veya çoluğu çocuğu ve çevresi bunu kabul eder? Bugün bırakın bakanlığı falan iktidar partisinin kıyısından geçenler bile trilyonluk oluyorlar değil mi?
Yerini tam bilmemekle birlikte yine çok eskiden bir kooperatife üye olarak bir bölgeden arsa alır ve yıllarca borcunu öder. Yakın zamanda bir firma oraya villa yapmak ister. Oğuzhan bey önce kabul etmez ama daha sonra kendisine düşen villayı Milli Görüş camiasına bağışlar.
Muhterem Oğuzhan Asiltürk onca hakaretlere, onca küfürlere rağmen hiç kimseden şikayetçi olmadı, tazminat davası açmadı. Herhalde onca edilen hakaret ve küfürlere tazminat davası açsa bugün Türkiye’nin en zenginleri arasında yer alırdı. Gerçi Oğuzhan beye hakaret ve küfür edenler tazminat ödememiş olabilirler ancak kul hakkına girdikleri için kendisinde günah bırakmamışlardır diye düşünüyorum.
Oğuzhan Asiltürk büyüğümüze ve ağabeyimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet, Makamı ali Olsun.