Ekonomi Politikaları “Samanlıkta İğne Aramaya” Benziyor (Çocukken Bakın Ne Yapmıştım?)
“Samanlıkta İğne Aramak” deyimi ne demek ? “Samanlıkta İğne Aramak”
işin içinden çıkılmayan durumlarda kullanılıyor. İşte bu samanlıkta iğne arama tamda son yılların ekonomi politikaları için söylenmiş bir atasözü sanki..
Ekonomide “Samanlıkta İğne Arıyoruz” İktidarın ekonomi tedbirlerini görünce keşke samanlıkta iğne arasak daha ümit var oluruz diye düşünüyorum. Artık evdeki hesap çarşıya hiç uymuyor.
TBMM’sine ek bütçe sunuldu bile… Faiz sarmalı herkesin canını yakıyor. Ekonomide güvensiz bir dönem yaşıyoruz. Borçlar ödenemiyor, alacaklar alınamıyor.
Hükümet üyelerinin hiç bir sözü, vaadi karşılık bulmuyor. Ne deseler ne söyleseler tam tersi çıkıyor. Hazine ve Maliye Bakanı; Türk Lirası dibi gördü daha düşecek bir şeyi yok dedikten bir ay içinde TL yüzde 30 daha değer kaybetti. Ekmek artık 5 TL oldu. Çay, şeker, un, yağ en temel gıdalar alınamaz oldu. İnsanlarda umut kalmadı. Hamasi duygular karın doyurmuyor maalesef…
Ülkemizin ekonomi yönetimi sanki Nasrettin Hocanın borç ödeme yöntemini uyguluyor. Tabi birde benim çocukken başımdan geçen ‘Samanlıkta İğne aramam” gibi ekonomik istikrarı; dün hakaret ettikleri, Terörist dedikleri ve dalga geçtikleri ülkelerde aramaları adeta benim dağda yelkovan aramama benziyor.
İşte O Hikayeler…
Gerçi benim hikaye Samanlıkta İğne Aramaktan çok daha zordu ama çocuk aklımla aradım işte. Sonuç mu? Okuyunca anlayacaksınız.
İşte O Hikaye…
Küçükken ilkokul yıllarımda büyük ihtimal 8-9 yaşımda iken bir kol saatim vardı. Tatil günlerinde hayvana giderdim. Bir gün ormanda hayvan otlatırken saatimle oynamaya başladım.
Çocuğuz ya, akrep yelkovan ne varsa çıkardım. Tabi takması her zaman ki gibi zor olacaktı ki öyle de oldu. Yelkovanı pürlerin içine düşürdüm. Pür diye çam ağaçlarının iğne gibi uzun olan yeşilliklerine derdik. Yere düşenler kurudukça sararırdı ve çokta güzel yanardı. Çıra gibi de kullanırdık. Neyse pürlerin içine düşen yelkovanı bulamadım.
Bulamadıkça da panikledim, korktum. Korktukça da daha çok karıştırdım ama nafile samanlıkta iğne aramak gibi bir şey… İşte çocuk aklı ya doğru köye koşup zaten yakındaydım, evden elektrik fenerini kaptığım gibi tekrar ormana geldim.
Gündüz güneş tam tepedeyken feneri yakıp saatimi yelkovanını aramıştım ama nafile. O pürlerin içinde saat yelkovanı bulunur mu? Elbette bulunmaz. Zaten bulamamıştım. Peki o yelkovanı niçin gündüz fenerle arama gereği duymuştum. Korkudan! Dayak korkusundan.
İşte Ak Partinin ekonomik tedbirleri de tıpkı benim koskoca dağda hem de gündüz gözüyle elektrikle saatimin yelkovanını aramama benziyor. Benimki çocuk aklıydı ama Ak Partinin ise 20 yıldır tek başına iktidar olan bir yönetim aklı olmasına rağmen uyguladıkları ekonomik tedbirlerin “Samanlıkta iğne aramak” veya benim dağda gündüz gözüyle fenerle yelkovan aramamdan zerre farkı yoktur.
NASREDDİN HOCANIN AK PARTİNİN EKONOMİ MODELİNE İLHAM OLAN FIKRASI
Kastamonu Taşköprü İmam Hatip Lisesinde yatılı okurken fıkra anlatmayı çok severdim. O zamanlar Temel fıkraları daha piyasada yoktu. Hep Nasrettin Hoca fıkraları anlatırdık. Üst sınıfta Çorumlu ama soy adaşım Eyüp Köse abi vardı. Koğuşta yatarken mutlaka fıkra anlattırırdı bana.. Bende daha çok anlatabilmek için fıkra kitabı bile almıştım. Onun için Nasrettin Hoca fıkralarının bende ayrı bir yeri vardır ve iz bırakmıştır. Hatta Hocadan hazır cevaplılığı azıcıkta olsa almışlığım da vardır…
Nasreddin Hoca komşusundan borç almış. Ama bir türlü ödeyememiş. Ha elde avuçta olsa hemen ödeyecek ama yoksulluğun işte. Komşu da daha borcun günü gelmeden alacağı için Hoca’nın kapısını aşındırmaya başlamış. Bir böyle iki böyle derken yine bir gün adam borcunu istemiş;
Hoca;
Şu anda yok ama, çok yakında ödeyeceğim inşallah
Komşu biraz aksi tiplerden
Söyle Hoca, ne zaman vereceksin, kimden bulup vereceksin diye sorunca
Hoca da;
Evin önüne çalı ektim!
Eee Niye?
Köyün Koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak.
Eee Sonra?
Hoca; Bizim hatun bu yünleri toplayacak, yıkayacak, tarayacak, eğirecek, dokuyacak, ben de götürüp pazarda satacağım.
Komşu daha da heyecan ve sinirle Eeeeeeee
Ne e’si be adam, sordun ya, senin paranı o zaman öyle ödeyeceğim deyince
Adam biraz sinirden biraz şaşkınlıkla kasıklarını tuta tuta gülmeye başlayınca
Hoca lafı gediğine koyuvermiş
Seni gidi hâlden bilmez seni, buldun peşin parayı bak nasıl da gülüyorsun…
Hazine ve Maliye Bakanımızın da ekonomi vaatleri işte Nasrettin Hocanın borç ödeme yöntemini hatırlatıyor. Bizde millet olarak bulduk peşin parayı gülüp duruyoruz ama bu gülme normal bir “GÜLME” değil anlayana tabi.!
Vesselam