Dubai Çikolatası çılgınlığı mı yoksa açgözlülük mü?

10 Yıl Ülker gibi bir markada çalışmış biri olarak başta söyleyim: Dubai Çikolatasının görüntüsü bile bana ağır geldi. İnanın ya bende alayım diye düşünmedim bile, hatta meyil bile etmedim. Sanki hiç çikolata yememişiz gibi ne bu çılgınlık ya?

  Ülker’de çalışırken bazen bol fıstıklı ama gerçekten de bol özel çikolata yapardı arkadaşlar. Onun tadı başka olurdu. Ekmek gibi ısıra ısıra yerdik. Çalışırken içinde olduğumuzdan mı nedendir çikolata canımız çekmezdi. Gerçi mutfaktan da öyle oluyor. Yemek pişerken mutfakta çok kalınca yemek kokusunu aldıkça insanın yemek yiyesi gelmiyor değil mi?

Nereden Çıktı bu Dubai Çikolatası

Halk arasında ‘Dubai çikolatası‘ diye bilinen, künefe, fıstık kreması ve çikolata kaplamasından oluşan bu yeni tadı denemek için dükkanların önünde kuyruk oluşturanlar ve ufak bir tablete 50 -100 dolar, bizde 1.000-1.500 TL vermeyi göze alanlar bile var. İnanılır gibi değil.

Dubai Çikolata çılgınlığı nasıl başladı?

Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD), Singapur’dan Yeni Zelanda’ya ve Güney Kore’den Türkiye’ye, dünyanın dört bir yanını sarmış durumda.

Halk arasında “Dubai çikolatasını deneyen veya henüz denememiş olan pek çok insan, bu çikolatanın hayatımıza nasıl girdiğini, nereden çıktığını merak ediyor.

Peki Dubai çikolatasını kim icat etti?

Bu çikolatanın arkasında BAE’nin Dubai kentindeki “Fix Dessert Chocolatier” adlı bir dükkan var. 2021’de Britanyalı-Mısırlı girişimci Sarah Hamouda ve Filipinli şef Nouel Catis Omamalin’in kurduğu marka, bu çikolatayı icat ettiğinde ona “Can’t Get Knafeh of It” adını verdi. Bu ad Türkçeye “Künefeye Doyamıyorum” diye tercüme edilebilir. Bu ismi Hamouda’nın eşi bulmuş.

Dubai Çikolatası Çılgınlığı mı Yoksa Açgözlülük mü?

Bazen eski işyerim olan Topkapı’daki Ülker Shop’a uğrar gofret falan alırım. Geçen gün yine uğradım. İçerisi dolu, görevlilere soran Dubai Çikolata soruyor. Onlarda rafı gösterdiler. Birinin arkasından bende gittim. Diğer tüm çikolatalar dururken, Dubai Çikolatası bölümü bomboş. Görevliler sürekli takviye yapıyorlar. Hatta reyonda 6 adetten fazla alamazsın diye not vardı. Gözlem yapmayı severim, kenarda ve kasada izledim biraz. Aileler ince hesaplarla, hatta telefon ederek taktik geliştirip nasıl 6 adetten fazla alabileceklerini konuşuyorlardı. Allah Allah dedim, bu neyin hesabı, neyin taktiği böyle? Galatasaray – Fenerbahçe maçında Okan Buruk ve Jose Morinho bile bu kadar ince taktikler düşünmemiştir yani.!

Ülker’de Shopta 93 gram Dubai Çikolatasının fiyatı 75 TL idi. Ne olur olmaz belki içinden hazine falan çıkar diye çocuklarla birlikte tadına bakmak için 1 adette ben aldım. Nitekim düşündüğüm gibi oldu, biraz ağır geldi. Bir daha alır mıyım kesinlikle almam.

Bana sorarsanız Ülker Çikolatalı Gofret, Çokonat, Çokoprens, Probis veya Tadelle mi tercih edersin yoksa Dubai Çikolatası mı diye hiç düşünmeden eski göz ağrılarımı tercih ederim derim.

Sadece Ülker değil tüm çikolata üreten markalar Dubai Çikolatasını üretip satmaya başladılar. Hatta Pastaneler de bu çılgınlığa balıklama atladılar. Tabi birde evinde deneyenler de işin cabası. Birde çıkıpta Dubai Çikolatası tarif veriyorlar ya, çıldırasım geliyor. Sanırsın ki Kastamonu Pastırmasının tarifini veriyorlar. Ya altı üstü çikolata, kadayıf ve Siirt veya Antep Fıstığı. O kadar da abartmaya gerek yok ki!

Bu milleti de anlamak gerçekten de çok zor. Master Şef programında, (şunu hemen söyleyim, Survior ve böyle programları hiç izlemem, izlemeyi de hiç sevmiyorum.) ne yemek yapılırsa millet onu sipariş ediyormuş veya evinde yapıyormuş. Hatta bir programda Çiğ köfte yapmışlar, o akşam İstanbul’daki Çiğ Köftecilerde köfte kalmamış. Bence bunun adı özenti, nefsine hakim olamamak, irade koyamamaktır. Böylesi yönlendirilmelerle hareket etmek, akıma kapılmak hiçte sağlıklı değildir. Bu normalse çocuklarımıza laf geçmemesi de gayet normal o zaman.!

Açgözlülük nedir?

Psikolojik bütünlüğü ve toplumsal dokuyu zayıflatan davranışlardan biri olan açgözlülük, daha fazlasını elde etme iştiyakı ve sürekli bir doyumsuzluk halidir.

   Açgözlü kimse, maddî nesne ve sembolleri yücelterek onlara ulaşma hırsı ve arzusu içindedir. Bu da çıkarcı ve bencil bir bakış açısını beraberinde getirmekte; değer ve ilkelerden taviz veren bir kişilik gelişimine yol açmaktadır. Açgözlü kişi, fikrî veya dinî düzeyde herhangi bir yargıyı dikkate almamakta; kendi yargılarına göre edinmenin seyrini ve yönünü belirlemektedir. Böyle bir tutum da bireyin hem kendi dinamik iç unsurlarını bozmakta hem de ahlaki ve sosyal düzeyde kırılmalara neden olarak başkalarıyla doğru ve anlamlı bir ilişki kurmayı zorlaştırmaktadır. Bu makalede açgözlülüğün tanımlarına yer verilmiş, kapsamı ve sınırları ele alınmış ve yakından ilişkili olduğu kavramlar arasındaki yeri netleştirilmeye çalışılmıştır.

Açgözlülük, dinî ve psiko-sosyal açıdan incelenmiş ve açgözlülüğün bireyin hayatına yansımaları üzerinde durulmuştur. (Kaynak: Dergi Park)

Ecdadımızın Kemikleri Sızlıyordur!

Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ama yaşantımız Müslümanca değil. Hassasiyetlerimiz ve değerlerimiz bir bir kayboluyor maalesef. Açlıktan karnına taş bağlayan Peygamberi anlatmak, dinlemek çok kolay, peki uygulamak nasıl olacak? İşte bu hepimize çok zor geliyor değil mi?

Bugün hangi sokakta bedava ne dağıtılırsa dağıtsın, orada mutlaka kavga ve büyük kargaşalar çıkıyor. Biz böyle değildik aslında, sonradan olduk.!

Bir dilim ekmek, bir tas çorba ve üzüm hoşafı ile vatanı kurtaran ecdadımızın kemikleri sızlıyordur şartosun. Eskiden TV’lerde reklamda ne görürse isteyen çocuklarımız vardı, şimdi hepimiz o çocukları geçmiş durumdayız.

Bir bakıyoruz; son çıkan İphone kuyruğu, bir bakıyoruz Dubai Çikolata kuyruğu…

Allah hepimize Şuur, Hidayet, Dirayet ve Feraset versin ve sonumuzu khayr etsin.

Vesselam