Bir Portre: “Seçim Öncesi Düşmana Cephane mi Taşıyacaksın”(Fatih Sezgin)
Bir fotoğraf karesine kaç anlam yüklenir deselerdi, sadece olduğu yere bakar bir yorum yapar geçerdim. Ama sonrasında acı tecrübeler ile öğrendim ki aslında fotoğrafların içine çok fazla anlam sığarmış. İşte böyle çok anlamı olan bir fotoğraftan bahsetmek istiyorum bugün…
Bir Portre
Taşköprü’lüler Derneği Başkanlığını yeni devir almışım. Dernekte Ertuğrul Köse’den sonra bir Saadet Partisi Derneği havası var ve bu havanın dağıtılması lazım. Kimse Ertuğrul Abi’yi istemiyor. O Olursa yönetimde olmam diye ayaklar direniyor. Tüm bunlarla uğraşırken sonrasında detaylarını öğreneceğim ve resmin de içine o derin anlamları yükleyen olayla yüzleşiyorum.
Tarih: 30.05.2019 Ramazan ayının son günlerini yaşıyoruz. Sahuru yaptıktan sonra namazı kılıp uzanacakken art arda gelen telefon ve mesajlar ile neye uğradığımı şaşırmıştım.
Meğer akşam iftara davet edilen çok önemli bir misafir varmış ve bu durum sanki derneğin izni ile yapılmış gibi lanse ediliyor ve ben de başkan olduğum için bütün telefonlar bana geliyordu.
Ertuğrul Abi ve Ailesinin daveti ile İftar sofralarına iştirak eden Ekrem İmamoğlu, Tayyip Erdoğan ile resimlerini paylaşıp, bir de Tayyip Erdoğan İmamoğlu’na oy verecek deyince basına da düşen bu haberler hepimizi HAİN sınıfına almaya yetti de arttı bile.
Arayanların isimlerini vermek istemesem de aramızda geçen genel konuşmalar şu şekilde idi;
- Bu adamı parçalayacaksınız, ne demek Tayyip Erdoğan İmamoğlu’na Oy Verdi
- Siz nasıl böyle bir şeye izin verirsiniz
- Sen nasıl dernek başkanısın
- Hemen yazı yayınlayın ve bize itaatinizi gösterin
- Bu akşam toplantı yapılacak ve sadakat yemini edeceksiniz
Genel minvalde bu şekilde geçen konuşmalar ve buraya yazamayacağım daha sert tavırlar ile akşamı ettik ve kendimizi bir toplantı içinde bulduk. Ortak karar kişisel bir hareket olduğu, derneğin bir alakasının olmaması gibi açıklamalar oldu.
Tabi bu süreçte bir iki defa Ertuğrul abi ile görüşme fırsatı yakaladık ve kendi aramızda da şahsi olarak bir durum değerlendirmesi yaptık ve sonunda abi dediğimiz büyüklerimizin oluşturduğu metin ile duyuruyu yaptık. Ertuğrul abiye ve ailesine edilen hakaret ve küfürler o kadar arttı ki, bunları yapanlara verdiğimiz tepki bile eleştiri görmeye başladı. Anlaşıldı ki amaç üzüm yemek değil, hazır malzeme çıkmışken gündem değiştirmek.
O dönemden beri süre gelen abi kardeş ilişkimiz, olaylara karşı duruşumuz ve eğer bir yanlış varsa eleştirmemiz sayesinde aramızda ki bağı daha da güçlendirdi. Bir çok konuda her zaman fikir alışverişi yapmaya ve daha da sık muhabbet etmeye başladık.
Aylar yıllar sonra, Kastamonu’da bulunan 2 tane Belediye Başkanı ve Bir dernek aracılığı ile yaşadığımız emeklerimize çökme girişimini yaşadık. Bu süreç artık öyle bir noktaya geldi ki, kimi arasak bir yalan bulup başlarından savmayı başardılar. En sonunda ise kendi sosyal medya hesaplarımdan yayınlama kararı aldım ve bu şekilde bazı yerlere ulaşmaya çalıştım.
Kastamonu’da bir internet sitesinin haber yapmasından sonra yine o bildiğimiz klasik tehdit telefonları, geliriz, gömerizler havada uçuşmaya başladı.
Bu arada o dönem Ertuğrul Abi için demediklerini bırakmayan DOSTLAR meclisi, bu defa bizim için de aynı şeyleri demeye başlamıştı bile.
Bunlardan en ağır ve unutulmayacak olanı ise;
“SEN SEÇİM ÖNCESİ DÜŞMANA CEPHANE Mİ TAŞIYACAKSIN” lafı olmuştur galiba.
Pir Sultan Abdal’ın mısralarında dediği gibi;
…………..
“ Dar Günümde Dost Düşmanım Belli Oldu”
…………..
İlle Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni…
Yıllarca alın teri ile kazandığımız birikimimiz için hakkımızı aramayı, düşmana cephane taşımakla eşdeğer gören DOSTLAR olduğu müddetçe anladım ki sırtımız yere gelmez bizim.
Yine ne olursa olsun yanındayız deyip, olay ayyuka çıktığında sessizliğe gömülen DOSTLAR olduğu müddetçe sırtımız yere gelmez bizim.
Tüm bu zamanlar da yanımda olan, aradığımda dertleşebildiğim ve duruma müdahale edebilmek adına çeşitli öneriler sunan Ertuğrul abi sayesinde bir nebze de olsa konuşabilmek ve rahatlayabilmek çok iyi gelmişti.
Yani bir resim, yazı, haber veya başka bir şey… Emin olduğunuz ve tanıdığınız insanları size düşman edebiliyor veya seslerini kesip tek başınıza mücadele etmenizi sağlıyorsa, DOST kavramı artık geçersiz kalıyor demektir.
Allah herkese kendisinden emin olan ve emin olunan DOSTLAR nasip etsin…
Bu vesile ile hem bir ABİ, hem bir DOST, hem de SIRDAŞ olan Ertuğrul Köse’ye teşekkür ediyorum. Allah ondan ebeden razı olsun.
Çevrenizde ki iyi niyetli insanların sayısının artması duası ile…