“MİLLİ GÖRÜŞ DAVASI İNSANA ŞEREF VERİYOR”

Mikrofonu alan Necmeddin Erbakan ise “Hoş bulduk” dedikten sonra “Bu DAVAYA hiç kimse ŞEREF katamaz. Bu DAVAYA giren ŞEREF bulur” buyurmuştu…

GERÇEKTENDE BU DAVADA ŞEREF BULUYORUZ

Geçen gün Twitterdan bir esselamualeyküm diye mesaj geldi. Buradan bu tür yardım vb. mesajlar çok geliyor. Biraz bekledim. Ki bir şeyler yazsında konu belli olsun. Yazdı da.. Bu kez biraz farklıydı sanki

Kesinlikle para istemiyorum. 3 çocuğum var. Biri 16 yaşında ve liseye gidiyor. Bugün yağmurda montsuz gitti ne olur Allah rızası için bir mont alıver.

Para istemiyorum ve mont deyince tüm ön yargılarım gitti. Çocukluğumuzda öğretilen “Hızır mı Hınzır mı” prensibi nedeniyle zaten kimseyi geri çevirmemeye çalışıyorum ama biraz süzgeçten de geçiriyordum. Bu kez süzgece gerek yok diyerek mont alıp göndermek kargo için adresini ve iletişim bilgilerini istedim.

Gönderdi de. Adres Peygamberler şehri Urfa’ydı.

Niyetim bir kaç kişiye daha söyleyerek bir şeyler yapmaktı. Ayakkabı numarasını da söyle de ayakkabıda göndereyim diye yazdım.

Ne yazsa beğenirsiniz..

“Ayakkabısını dün bir komşu alıverdi sen zahmet etme mont alıverirsen sana dua ederiz.”

Bunu yazınca çok duygulandım ve akan sular durdu adeta…

Kargo geç olur düşüncesiyle hemen Saadet Partisi Şanlıurfa il başkanı Mustafa Niyazi Yanmaz beyefendiyi aradım.

İlk kez konuştuğumuzdan tanıştık ve geçen hafta yaptıkları heyecanlı kongre için tebrik edip teşekkürde ettim… Durumu izah edip anlattım. Bu kişinin bilgilerini vereyim, hem siz tanımış olursunuz diyerek montu siz alıverin ama ücretini ben vereceğim başkanım dedim.

Allah razı olsun hay hay dedi, ne demek dedi, tabi ki ilgileneceğim dedi. Ve Adres bilgilerini mesaj olarak göndermemi söyledi.

Mont isteyen kişiye mesaj yazarak durumu bildirdim ve sonuçtan beni haberdar ediver dedim.

Saat 17:00 civarında arayan olmadı diye mesaj geldi. Başkanımızı tekrar aradım.
Özür dileyerek Taziyelerde olduğunu şimdi dönüş yolunda olduğunu ve birazdan ilgileneceğini beyan etti.

Ve biraz sonra “Davut bey diye biri aradı gerekeni yapacağız sen merak etme” diye mesaj geldi.

Ertesi gün ikindi civarında kayıtsız bir numara aradı konuştuk.
Arayan kişi Şanlıurfadan Davut Uslu dedi.

Saadet Partisi il başkan yardımcısı.. Tanıştık, kongre için tebrik edip birazda hasbihal ettik ve konuya geldi.

O arkadaşla görüştüm. Gayet samimi birine benziyor. Gereği neyse yapılacak inşallah dedi. (İsimlerini  yazamayacağım ) 3-4 kurum, STK ve ilçe belediyesine bildirdim. Gıda, giyim ne yardıma ihtiyacı varsa gidip tespit edip yapılacak dedi. Hatta ilçe belediyenin giyim marketi varmış Pazartesi çoluk çocuk kim varsa giydirecekler sen mont paranı başka yerde kullan dedi…

Dedi demek ne kelime sanki amirine rapor veriyordu. Hem sevindim hem de mahçup oldum. Bende o mont ücretini ben yine de göndereyim siz nerde isterseniz orda kullanırsınız dedim.

Niyazi Başkan ve Davut Bey; Nerdeyse ise bir yıllık yiyecek ve giyeceğini ayarlamak için gayret sarf etmiş…

Tanıdığım ve anladığım kadarıyla Davut Uslu bey çok aktif ve gayretli biriydi. Yıllardan beri her türlü zorluklara rağmen davasından ayrılmaya meyil bile etmemiş. Allah razı olsun kendisinden…

O arkadaşta gün içinde mesaj atıp durumu bildiriyordu zaten.. Akşam tekrar mesaj yazarak bazı yardımların geldiğini ve arandığını belirterek bol bolda dua etti…

Bu vb. durumları çok yaşadım. Yardım isteyenleri hiç bir zaman geri çevirmemeye çalıştım. Haa kandıranlar olmuyor mu? Bence olmuyor. Çünkü Kandıran kendini kandırır. Kandırır düşşncesiyle hareket etsem imtihanı kaybederiz. İmtihanı kaybetmektense kandırılmayı tercih ediyorum ama sınırsız değil tabi…

Milli Görüş camiasında; Değil Türkiye’nin, Dünyanın her bir köşesinde bulunan Milli Görüşçüler sayesinde her zaman bu davada bir “VALİ” gibi hissettirenlerden Mevlam razı olsun. Cennet mekan Erbakan hocamız bize Dünya’da hiç bilmediğimiz, duymadığımız bir çok köşesinde koca yürekli ve çok samimi aileler bırakmış ve işlerimizi kolaylaştırmış.

Evdeki çocuğumuza bile söz geçiremediğimiz bir dönemde bir il başkanımız ve yardımcısı  sanki genel başkan talimat vermiş gibi bizi dinleyip, ilgilenip ve gereğini yapması ve birde rapor vermeleri bu KUTLU DAVANIN köyde yetişmiş bir insana nasıl ŞEREF KATTIĞININ en büyük göstergesiydi.

Allah (c.c)a; Bu davaya girmemizi nasip ederek ve kalmamızı sağlayarak ŞEREF buldurduğu için şükürler olsun. Bu DAVA’ nın içinde olmasam, Milli Gazetede olmasak halim nice olurdu maazallah.!!!

1980’lerin sonuna kadar Elektiriği bile olmayan dağın başındaki Kastamonu Taşköprü’ye  45 km. uzaklıktaki Hocaköyü gibi bir köyde okuyup büyüyen ve Almanya’da gelmiş bir radyo dinlemekten başka hiç bir aktivitesi olamayan bir kişiye kurduğu muhteşem bir sistemle davaya katan Erbakan hocamızdan mevlam milyonlarca kez razı olsun. Mekanı cennet olsun. Allah bu kutlu DAVADA ayaklarımızı sabit kılsın inşallah.!

Selam ve dua ile…