2 Yılda Türkiye’nin 5 Yılda Dünyanın Konuşacağı Bir ‘Kastamonu’ olsun İster misiniz? (İşte O Proje)
Yıllardır, “Kastamonu’da ekilmedik bir karış toprak bırakmayacağız” veya “Kastamonu’da hayvancılığa önem vereceğiz” demekle bir şeyler değişmedi, değişmiyor değişmeyecekte. Değişseydi şimdiye kadar çoktan değişir ve Kastamonumuzda gelişirdi değil mi?
Dünya ve Ülkemizin tarihine baktığımızda bir kişinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. O bir kişi bazen savaşlar kazandırırken, bazen de ülkesinin veya bir şehrin en çok konuştuğu isim oluveriyor.
Şöyle hafızamızı tazelemek için O muhteşem bir kişilere bazı örnekler vermek istiyorum.
• İstanbul’un fethiyle Fatih Sultan Mehmet,
• Kudüsün fethiyle Selahattin Eyyubi
• Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşuyla Mustafa Kemal Atatürk
• Ağır Sanayi Hamlesi ve Kıbrıs Barış Harekatıyla Prof. Dr. Necmeddin Erbakan
• Kahramanlık destanıyla Şerife Bacı
• Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu…
Daha bir çok örnek daha aktarabiliriz elbette. Ama günümüzdeki örnekleri anlatmak ve Kastamonu ile ilgili çılgın proje teklifimi sunmak istiyorum.
Ben samimiyetle inanıyorum ki bu önerim veya teklifim kabul görsün, Kastamonu 2 yıl sonra tüm Türkiye’nin konuştuğu, 5 yılın sonunda da Dünyanın konuştuğu bir il veya şehir olacaktır.
Bugün hali hazırda 81 ilde Vali beyler görev yapıyor değil mi? Peki sokaklara insek ve aklınıza VALİ deyince kim geliyor diye sorsak; 1.nci sırada merhum Vali Recep Yazıcıoğlu çıkar değil mi? Peki neden? Çünkü o sıra dışı bir valiydi. Kabuğuna sığmayan, protokol kurallarını uygulamayan ve halkla iç içe olan bir Valiydi. Her gittiği şehirde olağanüstü işler yapıp o şehri gündeme getirmesini ve bir heyecan oluşmasını sağlayan bir Valiydi. Tabiri caizse o ildeki eşikteki beşikteki Recep Yazıcıoğlu’nu severdi. Recep Yazıcıoğlu Valilik yaparken T.C. kanunlarını da çiğnemiyordu. Kanunlara uygundu her yaptığı. Peki nasıl oluyor da farklı olabiliyordu ki o zaman? Bu bir karakter, mizaç, çalışkanlık, farklılık ve özgüvenli oluşuyla ilgiliydi.
Eğer farklı davranıyorsan, protokole göre değil, halka göre Valilik veya başka görev yapıyorsanız vatandaş sizi benimsiyor ve de hiç unutmuyor. İlk kez hacca giden Vali ünvanlı Hazım Oktay Başer, Gazeteci Saygı Öztürk’ün de abisi olan Refik Arslan Öztürk ise Bir polisin bir minibüsü durdurup, kimlikleri sormasıyla minibüste bir Valinin olması, Tatiline devletin aracıyla gitmemiş olması. Ankara’daki resmi toplantılara bile kendi cebinden otobüs biletiyle gidip gelmesi, Erzincan Valisi iken; Erzincan’da deprem olur, “Vali ilinde yoktu” denilmesinden korktuğu için izin bile kullanmaması ve nice hasletleri, mütevaziliği onu unutulmayan ve farklı yapan bazı özellikleriydi..
Şimdi son örnek olarak ta Siirt Valisi Nuri Okutan’ın hikayesi
Geçen hafta Siirtli çok değerli bir işadamını olan Ender Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ender beyi ziyaret ettik. Konu döndü dolaştı Siirt Fıstığına geldi. İşadamı Abdullah Ender bey dikkatimi ve ilgimi çeken çok ilginç bir şey söyledi. Neden çok ilginç tamda bu konumuza uygun olduğu için benim için yerinde bir anekdot oldu. Siirt Fıstığı bugün bu noktaya geldiyse bunun ana nedeni Siirt Valiliğini yapan Nuri Okutan beydir dedi.
Nasıl dedik.
Nuri bey Siirt’e Vali olunca, Siirt Fıstığıyla ilgili çok sıkıntılar vardı. Yılda 2 Bin ton hasadı vardı. Vali Nuri bey, herkesle görüştü, herkesle ilgilendi. Herkese çit verdi, tel verdi. Hatta gidip köylülerle kendi çalıştı, insanları teşvik etti. Müthiş bir mücadele ortaya koydu. Siirt Halkı Valisini sevdi. Ne dediyse yaptı ve 2 Bin ton olan Siirt Fıstığının hasadı 30 Bin tona çıktı. Bu dönemlerde Siirt Gayri Safi Milli hasılada ve kişi başına düşen Milli Gelirde Türkiye’nin zirvesinde yer almaya başladı. Nuri Okutan bey geçen dönem İyi Parti milletvekiliydi.
Konunun önemine binaen, Abdullah beyden daha detaylı bilgiler almak için Siirt İl Tarım müdür yardımcısı olan Adnan Kazak beyin numarasını aldım. Adnan Kazak beyi aradım ve sordum.
Adnan Kazak: Nuri Okutan bey şehrimize geldiğinde Siirt Fıstığı amatörce üretiliyordu. Ancak yetiştirenlerin kendilerine yetiyordu. Yılda 2.000 ton üretimi oluyordu dedi. Nuri bey; Çit, kazık ve fide vermeye başlayınca, bazı köylüler direnç gösterip verdiğimiz telleri satmaya başladılar. Bununda önüne geçmeye çalıştık. Ancak işini yapanları gördükçe vatandaşın fikri değişti. Adnan bey; Siirt fıstığı için özellikle atıl durumdaki, tarım dışı marjinal arazileri değerlendirdiklerini de anlattı. Vali bey, bizzat gidip köylülerle konuştu, görüştü hatta tarlalarda kendi çalıştı ve sonunda başarılı oldu ve iz bıraktı dedi.
Vali Nuri Okutan bey 6 yıl kaldı ancak gidince aynı politikalar devam etti. Şimdi 30-35 bin ton fıstık üretimiz oluyor. Bunun karşılığında Siirt’e 1 Milyar para girmeye başladı dedi. Şuanda fide, çit ve kazık teşvik versek 2.500- 3.000 kişi Siirt Fıstığı dikmek için sırada bekliyor dedi.
Siirt Fıstığı sayesinde, nüfusumuzda özellikle mevsimsel nüfusumuzda büyük artış oldu. Göç durdu. İstanbul ve komşu illerdeki hemşehrilerimiz tekrar geri dönmeye başladılar dedi. Konuyla alakalı bilgi almak isteyenlere hem Abdullah beyle, hem de Adnan bey ile görüştürebilirim.
Peki Kastamonu’da Nuri Okutan gibi bir isim yok mu? İlla vali olmasına gerek yok. Vallahi var, billahi var. İşte şimdi o ismi size açıklıyorum:
Meraklananlara hemen söylüyorum: Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis
Mehmet Reis, Tarımla yatan, tarımla kalkan, tarımla yaşayan bir isim. Maalesef böyle bir ismin kıymetini bilemedik. Mehmet Reis beyle ilgili Mehmet Reis’in derdi ne diye yazdığım yazıda dilim döndükçe anlatmaya çalışmıştım.
Mehmet Reis beyin tarımla ilgili ehliyet sahibi ve liyakatli olduğuna itirazı olan yoktur kanımca.
Teklifim şudur: Tarım Bakanımız ve hemşehrimiz sayın İbrahim Yumaklı bey Cumhurbaşkanımıza konuyu anlatarak Mehmet Reis beye sadece Kastamonu’dan sorumlu bakan yardımcılığı veya danışmanlığı vb. bir görev vermesini sağlayacak. Ama bu görev verme tam yetkili olacak. Mehmet Reis beyi protokolde boğmaya, enerjisini yok etmeye, bitirmeye yönelik hiç bir engel olmayacak şekilde bir görevlendirme.
Vali beyde, Milletvekilleri de, İl başkanları da ve bizler, Mehmet Reis bey bu konuda ne diyorsa, tıpkı Cumhurbaşkanı emir vermiş gibi seferber olacağız.
Ben yıllar önce Mehmet Reis beye şu soruyu sormuştum. Türkiye’nin tarım politikası kaç yılda ayağa kalkar? 2 yılda kendini belli eder 5 yılda dünyada kendinden söz ettirir demişti.
Bu sözüne binaen; Kastamonu, 2 yılın sonunda Türkiye’de, 5 yılın sonunda da Dünyada kendinden bahsettirecektir ben buna yürekten inanıyorum.
Ovacık ve Tunceli de komünist bir belediye başkanı bunu başarabiliyorsa, Siirt’te bir Vali bunu başarabiliyorsa Mehmet Reis beyde Kastamonu’da çok rahatlıkla başaracaktır.
Hem Tarım konusunda Kastamonu Pilot şehir olmuş olur. 2 yılın sonundaki duruma göre bu iller artırılır ve 5 yılın sonunda da tüm Türkiye’ye il ve ilçeler bazında yayılmış olur. İnanın 5 veya 7 yılın sonunda Türkiye Tarım ve hayvancılıkta Dünya’ya hükmeder. Ama yapmış olmak için değil, gerçekten de samimiyetle yaparsak bu iş rahatlıkla olur.
Tarım Bakanımız sayın İbrahim Yumaklı bu görevlendirmeyi yapsın; Finans konusunu da Kastamonu işadamları derneğimiz Kasiad, Kastamonu Platformu vb. STK’lar yapsın. İnsan gücü lazım olduğunda da Kas-der vb. derneklerimiz yapsın.
Hani ecdatlarımız Kurtuluş savaşı çıkınca nasıl mücadele etmişlerse bizde o şekilde mücadele edelim. 600 bin İstanbul’da, 300 bin Kastamonu’da olmak üzere tahmini 1.5 Milyon Kastamonulu seferberlik ilan etmiş gibi hareket edip, el birliği içinde Mehmet Reis beyin emrine girelim ve tarihi yeniden yazılmasına vesile olalım var mısınız?
Planlamayı, organizasyonu, koordinasyonu Mehmet Reis bey kuracağı ekiple kısa sürede yapacaktır. Bizler sadece denilenleri yapalım yeter. Bakın tarımda şöyle bir şey var. Bu yıl planlayınca 6-7 ay içinde karşılığını alabiliyorsunuz. Onun için 2025 yılını kurtarmak adına şimdiden harekete geçilmesi gerekiyor. Şimdi başlarsak 2 yılda ayağa kalkmamız çok kolay olacaktır.
Bir çok şehre sadece bir iki ürün veren Cenabı Allah Kastamonuya torpil geçmiş adeta
* Sarımsağımız var.
* Siyez Bulgurumuz var.
* Pirincimiz var.
* Pastırmamız var.
* Elmamız var.
* Kestanemiz var.
* Kendirimiz var.
* Fındığımız var.
* Üryani Eriğimiz var.
* Ormanlarımız var.
* Şeker Pancarımız var.
* Arpa buğdayımız var.
* Hayvancılığımız var.
* Tosya Üzümü var.
Kastamonu tarım için çok bereketli topraklardır. Bizim Taşköprü Hocaköyü ormanlık bir köy olmasına rağmen, eskiden babaannem patates, fasulyenin yanında ufacık yerlerde 3 hak nohut, 3 hak mercimek falan yetiştirirdi.
Kuşburnu’dan, ekşi elmaya ve envaiçeşit endemik bitkilerimiz var.
Daha ne olsun ki?
İklim değişiyor. Yağışlar da değişiyor. Sulama yöntemleri de değişiyor. Artık Dünyada Topraksız tarım konuşuluyor. Bizimde bunları düşünüp, konuşup ve planlamamız gerekiyor. Değişen çok şey var ama bizler henüz değişemedik. Taşköprü Sarımsağı 30 yıl önce satılan yöntemlerle topraktan çıkarıp satılmaya devam ediyor.
Kastamonumuzda Tarımda sadece “DOĞRU BİR DOKUNUŞA İHTİYACIMIZ VAR. O DOĞRU DOKUNUŞU” da; Üretimden, Pazarlamasına kadar Mehmet Reis bey çok rahatlıkla yapabilecek liyakate ve tecrübeye sahiptir.
Adnan Kazak bey; Siirt Fıstığı ile ilgili 1 Milyar TL para giriyor dedi ya; peki bu ne demek biliyor musunuz?
1 Milyar TL 30-35 Milyon dolar demek. Şuan gündemimizde olan ve Milli Takımızın en başarılı iki futbolcusu olan Fenerbahçeli Ferdi Kadıoğlu ve Galatasaraylı Barış Alper Yılmaz için belirlenen bonservis bedeline eşdeğerdir. Demek ki Kastamonulular bu işin üstüne düşerse, dertlenirse 5 yıl sonra 8-10 tane Ferdi Kadıoğlumuz ve Barış Alper Yılmaz’ımız olabilir çok rahatlıkla. Bilmem anlatabildim mi?
Peki Tarımda ayağa kalkınca neler olur?
Tarımda ayağa kalkınca, hayvancılıkta da ayağa kalkarız. Tersine göçte de ayağa kalkarız. Köylerimizde canlanmış olur. Nüfusumuzda artmış olur. Tarım ve Ziraat mühendislerimiz, veterinerlerimizin hepsi iş bulmuş olur. Kastamonu tarih yazar tarih tarih…
Finans yönünü de Devletimizden beklemeyelim. İşadamlarımız ve 1.5 milyon Kastamonulu bu işi çok rahatlıkla çözer. Yeter ki bu konuda samimiyetle bir adım atılsın. Kastamonu özelinde, İster bir Kardemir gibi şirketleşme modeliyle, ister Torku gibi kooparatifleşme modeliyle veya farklı yöntemlerle bu iş çok rahatlıkla yapılabilir.
Ben bu teklifi ham olarak sunuyorum. İlgili kişiler veya kurumlar bu ham maddeyi işleyerek madene, cevhere veya mücevhere çevirebilirler.
Teklifi ben yaptığım için eğer teklifim kabul görür ve Mehmet Reis beye böyle bir görev verilirse, finans yönünden hem emekli maaşımı, hem de çalıştığım işyeri maaşımı aylık veya yıllık, hatta ve hatta 24 yaşına gelmiş olan oğlum için zor sıkı yeni aldığım dairemi vermeye hazır olduğumu buradan ilan ediyorum.
Ben Mehmet Reis beye bu konuda sonsuz güveniyorum. Mehmet Reis bey bu işe girerse, Tecrübesini, emeğini, sevdasını, bilgisini, alın terini, samimiyetini de katar. Bunları katınca da başarı çok rahatlıkla da gelir.
Ben varım sizde var mısınız? Haydi Kastamonulular bu konuda birlik olalım ve gereğini yapalım. Kasiad, Kastamonu Platformu vb. İlgili büyüklerimiz Tarım Bakanımız İbrahim Yumaklı bey ile görüşsünler ve Cumhurbaşkanımıza teklif etsinler. Cumhurbaşkanımızda imzalayacağı bir kararname ile bizlerde hep birlikte harekete geçelim ve de destekleyelim.
Vesselam
Ya Allah Bismillah .Hadi hayırlısı. Allah yolumuzu açık etsin. Sonuna kadar Kastamonu
İlk önce bir platform açılsın ve gönüllü kayıtları alınsın. Proje adımları ilerledikçe omurga oluşturulur.
Varım. Destekliyorum…