Unutulanlar 4 (Acık Suyu, Kara Lastik, Keş Yapma)
Köylerden şehre, geçmişten günümüze unutulmaya yüz tutmuş bazı adetlerimizi, işlerimizi, geleneklerimizi, günlük yaşamlarımızdan notları ve kültürümüzden akılda kalan, duyduğumuz gördüğümüz olayları anmak ve tarihe not geçmek ve de tekrar o günleri hatırlamak için bu tür yazıları yazıyoruz.
Acık ve Acık Suyu
Aslında yabani bir elma bu meyvemiz. Unutulmamış durumda ve halen köylerimiz de yaşayan acık ağaçları var. Geçmiş yazılarımızı okuduysanız hatırlayacaksınız. Bir hemşerimiz gurbet elde askerdeyken hanımını bu elmaların sayesinde kandırıp getirmişti köye.
Benim asıl anlatmak istediğim çocukluktan kalan bir hatıra. Hepimizin bildiği gibi çocukluk deyince neredeyiz?
-Evet, doğru tahmin
Avrupa birliğinin başkenti Bağcılar.
Şu eski küçük bakraçları hatırlarsınız. Onun içinde bir malzeme görüp anneme sormuştum. Bu nedir diye
–Acık suyu demiş ve anlatmıştı.
Acıklar ezilip, bakracın içine konuluyordu. İçine başka ne katıldığını hatırlayamıyorum. Bir süre bekletilip bir su elde ediliyordu. İlginç olan bu ekşimsi mayhoş suyu limon suyu yerine patates salatasında kullanmıştık. Belki benden daha iyi hatırlayan biri çıkar da anlatır tam olarak.
Acuk Nedir Faydaları nelerdir Acuktan neler yapılır? (Siz Hiç Acuk Dövdünüz mü?)
Kara Lastik & Lastik
Biliyorum, halen giyiliyor bu ayakkabılar. Ben pek kara lastik giymedim köyde. İlginçtir benim İstanbul’da oldu bir zamanlar kara lastiğim. Evet, İstanbul’da giydim karalastiği köyde değil.
Bu konuyu yazmayı düşünce ilk aklıma gelenlerden oldu. Köye gidince Taşköprü’den alınırdı bize de. Hala var memlekette benim Canik lastiklerim. Yazları giyiyorum. Çok da rahat köy yerinde çaya gir. Çamura gir ne boyası kaçar ne cila ister. Benim aklımda kalmasını sağlayan yazma sebebim ise başka.
Yahu bu mübarek ayakkabılar ne kadar rahat kullanımları olsa bir huyları vardı ki… Sincan dikenine (karaçalı) denk gelirsen ayağının ortasına batar iki günde yeri kaşınıp yanardı.
Her huyu iyiydi de bu lastiklerin bu dikeni adeta yerde arar bulur ve hemen buyur ederdi. Şakası bir tarafa lastik deyince aklıma ilk bu sincan dikeninin acısı gelir hep.
Keş Yapma
Bakın çok eski hatıralardan bu. Keş yapmak. Torba yoğurdu yaparlardı. Sonra onu alıp küçük hani çocukken çok sevdiğimiz çokomel gibi bir şekle sokar ve camın önüne dizerlerdi. Orada kurutulur ve öyle kuru olarak kullanırlardı. Ama maalesef ne şekilde kullandıklarını hatırlayamıyorum. Sadece tahmin olarak söylüyorum. Makarna, tarhana, erişte türünde kullanıldığını düşünmekteyim. Belki böreklerde de kullanılıyormuştur. Galiba soğan aşı gibi bir çorba yaparlardı içinde vardı gibi?
Ben pek sevmezdim, kuru ve sert olurdu elime alır bir şevkle ısırırdım. Ama sadece ısırma çabası olarak kalırdı. Yapılış amacına uygun ama öyle abur cubur dediğimiz günümüz yiyecekleri gibi hızlıca tüket türünden değildi.
Patates Nişastası Çıkarmak
Eski büyük evin bakacak isimli yerinde bir çıkıntı vardı. Yan yana birkaç tahta koyulmuş bir sergen düşünün evin en çok güneş alan tarafında. Burada patatesleri dizilmiş görüp ne olduğunu sormuştum. Nişasta çıkarılıyormuş. Aklımda patateslerin yarıkları veya kesilen yerlerinde beyaz nişasta birikmiş olarak kalmış.
Sanırım bu işlemin nasıl yapılacağını pek bilen kalmadı. Yapana veya anlatana da rastlamadım. Bilse bilse bizim koca Binnaz ile Elif hala bilir herhalde. Gerçi bilseler ne olacak değil mi? Hani o nişastası bol Kirez dağı patatesi?