Sosyal Yardımların Kaynağı İktidar mı Yoksa Emekliler mi?

Sosyal devlet anlayışı gereğince maddi durumu yaşam standartlarının altında olan ihtiyaç sahibi durumundaki ailelere veya kişilere yardım yapılması elbette önemlidir.

Ancak; Devletin asıl görevi sosyal yardımı alacak insanları çoğaltmak değil de sosyal yardım alacak insan sayısını oldukça azaltmak olmalıdır. 20 yıllık tek başına bir iktidar döneminde Sosyal Yardım alacakların sayısı her geçen gün artıyorsa ki artıyor. Burada övünülecek bir durumdan ziyade haya duyulacak bir durum oluşmuş demektir.

Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, AK Parti Zonguldak İl Başkanlığını ziyaret etti.
Burada partililere hitap eden Bakan Selçuk,

Türkiye’yi sözde ekonomik krizlerle yolundan döndürmeye çalışanlara inat Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak 17 yılda sosyal yardım bütçemizi 21 kat artırarak 2 milyar liradan 43 milyar liralara ulaştırdık. Bugüne kadar toplam 239 milyar lira vatandaşlarımıza sosyal yardım ulaştı.

Sayın bakan bu konuşmayı 2019 yılında yapmış. Yani 15 yıllık iktidarımızda Sosyal yardıma muhtaç insan sayısını ve miktarını “21 KAT” artırdık diyor.

Sayın Bakan keşke bizim iktidarımız döneminde “SOSYAL YARDIM” alacak kimse kalmadı diyebilseydi. Ahhh Keşke!!!

PEKİ SOSYAL YARDIMLARIN AYNAĞI NEREDEN GELİYOR?

Elbette devlet kişi, kurum ve esnaflardan aldığı vergilerle hizmet etmeye çalışır, hatta ayakta durmaya da… Ancak devlet projelerde üretmelidir. Tıpkı Erbakan hocanın “Ağır Sanayi Hamleleri” gibi, tıpkı “Havuz Sistemi” gibi, tıpkı “Adil Düzen” gibi… Yani Zengini daha zengin edecek modeller değil de vatandaşına, emeklisine, çalışanına, köylüsüne, çiftçisine nefes aldıracak, meteliğe kurşun attırmayacak, aç sefil yaşatmayacak bir ekonomik modeli bulmak zorundadır.

Ancak Ak Parti işin kolayını bulmuş. Çalışanlardan ve işyerlerinden kesilen “İŞSİZLİK PARASINI” kanunlara aykırı bir şekilde istediği gibi kullanabiliyor. 8-10 sene çalışan biri işsiz kalınca 8-10 ay gibi işsizlik parası veren devlet il, ilçe veya kurumlara “KAMU YARARINA” diye aldığı tüm işçilerin maaşlarını işte bu İŞSİZLİK FONUNDAN ödüyor.

Örnek: Ak Partili İl veya ilçe belediyelerin özellikle temizlik kadrolarına “Kamu Yararına” adı altında işçi alıyorlar. Bir ilçeye bazen 40-50, bazen 100-150 işte bu işçilerin maaşları tüm maaşları İşsizlik fonundan ödeniyor. Amaaa iş alımları sadece Ak Parti üyelerinden veya Ak Partili referansları ile alınıyor yani torpille..!

Yani “İŞSİZLİK FONU” Ak Partinin başarısı için kullanılıyor. Bu durum tüm Türkiye’de böyle maalesef. Sen çalış, çabala devlet paranı kessin ama yönetenler onu kendi istediği gibi kullansın. Hem de kanunlara aykırı bir şekilde. 2000 yılında kurulan bu fonda çok para birikti. Hem nasıl birikmesin ki?

Örnek: Ben ilk günden itibaren bu fona çalışıyorum. 2004’te sadece 10 ay bir işsizlik parası aldım ama Kamu Yararına çooook İŞSİZ MAAŞI ÖDEDİM iktidarımız sayesinde…

Pandemi de hesaplarımıza yatan yardım paraları da bu fondan yatmıştı. Ama bu durum olağanüstü bir durumdu elbette olabilir. Burada başka bir şekilde de kullansa bir şey diyemezdik. Çünkü olağanüstü bir durum vardı…

Ancak burada çok para biriktiğinden hiç işsizlik maaşı almayanlara daha fazla olmak kaydıyla tüm çalışanlara senede bir ikramiye vb. verilmelidir.

ŞİMDİ GELELİM ESAS KONUMUZA

Ak Partililer sürekli dile getirip duruyorlar. Şu kadar insana evde bakım hizmete, yaşlı ve engelli maaşı, bakıma muhtaç kişiye maaş vb. verilen maaşlardan bahsedip bundan da övünçle bahsediyorlar. Deminde dediğimi gibi keşke “yardım alacak kimseyi bırakmadık” diyebilselerdi keşke…

1999 yılında çıkan tartışmalı emeklilik yasa tasarısı nedeniyle emeklilik yaşı 58 ve 60 yaşa çıkarılmıştı. Ak Parti muhalefette iken buna karşı çıkmıştı ama 2008 yılında bu yasayı daha da kötüleştirip yaşı kadınlarda 60’a, erkeklerde 65’e çıkarmadı. Birde yüzde 70 olan maaş bağlanma oranlarını önce yüzde 54’e daha sonra ise yüzde 35’e kadar indiriverdi.

Tabi 5.000 günle emekli olacak birinin 10.000 prime çıkmasıyla maaşı artacağına düşürmesi de cabası…

2008 yılından önce emekli olan birine % 70 oranında maaş bağlanırken 2008’den sonra bu oran yüzde 35’e düşürülmüş oldu. Hem de bunu kendi tabanına alkışlatarak yaptılar. 2008’den önce emekli olan birine 3.000 TL maaş bağlanırken bu yasayla birlikte 2008’den sonra aynı şartlardan emekli olan birine 1.500 TL maaş bağlanmaya başlamış oldu. Yani 2008 yılından sonra 65 yaşında emekli olacak bir kişi eski Türkiye’de dedesine bağlanan maaşın sadece yarısını alabilecek.!!!

EMEKLİNİN MAAŞINDAN KESİLİYOR SOSYAL YARDIM YAPILIYOR

2008 yılından sonra emekli olanlar 2000’den öncesine göre maaş bağlanma oranları düştüğü için daha az maaş alıyorlar. Yani 2008’den sonra emekli olup 2.500 TL maaş alanlar bu durum olmasaydı 3.500 TL 4.000 TL maaş alabileceklerdi. Şimdi diyeceksiniz ki hani yarısı bağlanacaktı? 2000’den önce çalışanların primleri eski sisteme göre hesaplandığından düşse de çok düşmüyor. Ancak 2000 yılından sonra sigorta olanların maaşı yarı yarıya düşmüş olacaktır.

Örnek: Bir baba; asgari ücretle çalıştığı veya gösterildiği bir tekstil firmasından 2000 yılında emekli oldu ve maaşı 1.500 TL bağlandı diyelim. O babanın oğlu da 2000 yılında o işyerine girdi ve inşallah 65 yaşında emekli olacak. İşte bu çocuğa babaya bağlanan maaşın yarısı kadar maaş bağlanacak. Çünkü babanın maaşı eski Türkiye’nin belirlediği yüzde 70’e göre  oğlunun maaşı ise Ak Partinin çıkardığı yasaya göre yüzde 35 ile bağlanmış oluyor.

Nereden Nereye değil mi?

Emeklinin maaşından kesip, emekliyi sadakaya muhtaç edeceksin ama onun hakkı olan parayla sosyal yardım yapıp övüneceksin.

Hadi haklı olarak 40 yaşında erken emekliliğe karşısınız ama 30 yıl çalışıpta emekli olanın maaşını niçin yarı yarıya düşürüyorsunuz peki?

Milyonlarca emekli inim inim inlerken aslında hak ettikleri maaşlarla aslında devletimiz sosyal yardım yapıyor. Ve Ak Partililer bununla övünüyorlar…

Kamu Yararına çalışanların maaşını Çalışanların ve işyerinin ödediği İşsizlik Fonundan

Sosyal Yardımları da Emekli maaşlarından kırpıp ödemek hem ADALET hem KALKINMANIN zirvesidir. Onun için çılgınca alkışı hak ediyorlar.

Vesselam