Şair, Edebiyatçı, Öğretmen, Gazeteci, Müzik ve Din Adamı Aşık İhsan Ozanoğlu Kimdir?
Âşıklık geleneğinin Kastamonu’daki son temsilcisi İhsan Ozanoğlu’dur. Fakat İhsan Ozanoğlu, sadece bir saz şairi değil; aynı zamanda edebiyatçı, öğretmen, gazeteci, müzik ve din adamıdır.
Kastamonulu Ünlüler
Aşık İhsan Ozanoğlu; 15 Nisan 1907 tarihinde Kastamonu’da doğdu. Babası Âşık Ahmet, Şabaniyye Dergâhının zâkirbaşıdır ve sesinin güzelliği ile döneminin ünlü bir mevlithânı olarak tanınmıştır. Âşık Ahmet 1910 yılında vefat etmiştir. Ozanoğlu’nun Annesi Hafıze Emine Hanım da yine dinî mûsikî bilgisi, kültürü ve birikimi ile aydın bir Türk kadını olarak yörede tanınmıştır. İhsan Ozanoğlu ilk dinî eğitimini annesi Emine hanımdan almıştır. Arapça ve Farsça bilen Emine Hanım, oğluna Kur’ân okumayı öğreterek hâfız olmasını sağlamış ve birçok dinî mûsikî eserini ezberlettirmiştir. Hafıze Emine Hanım 1922 yılında hayata gözlerini yummuştur.
Eğitim ve öğretimine Nasrullah İlk Mektebiyle başlayan Ozanoğlu bu okulu birincilikle bitirmiş, Darülhilâfet-ül Âliye Medresesine devam ederek sekizinci sınıfa kadar okumuş, ancak, bu medreselerin kapatılması üzerine, tahsiline İmam Hatip Mektebinde devam ederek buradan mezun olmuştur. Daha sonra, İstanbul Öğretmen Okulunu, dışarıdan sınavlarını vererek bitirmiş, öğretmen olarak atandığı 1928 yılından 1938 yılına kadar Kastamonu’nun Çayırcık, Çavundur, Kasaba ve Aksinir Köylerinde öğretmenlik yapmış, ardından bu görevini Kastamonu Abdülhakhamit İlkokulunda sürdürmüştür. Ayrıca uzun bir süre Kastamonu’daki Liselerde okullarda edebiyat, müzik ve din dersleri vermiştir.
İhsan Ozanoğlu 1946 yılında Kütüphane Müdürü olarak atanmış ve 17 yıl süren bu görevinden 1963 yılında emekli olmuştur.
Eğitim ve öğretim kurumlarında aldığı ilmi yeterli görmeyen Ozanoğlu, devrin ünlü âlim ve hocalarından özel dersler alarak kendisini yetiştirmiştir. Tefsir ve Hadis konularında Safranbolulu Vasfi Hoca’dan, âyin ve naatkârlıkta Ahmet Asım efendiden İcâzetnâme almış ve Arap diliyle ders okutmaya hak kazanmış, icâzetnâmesini bizzat kendisi Arapça kaleme almış ve ünlü hattat Emrullah Demirkaya’ya nesih yazı tarzı ile tebyiz ettirmiştir.
Mürdiyye müderrisi Halit efendiden “Usûl” okumuş, Nasihât-ı hükemâ, Bend-i Attar, Gülistan ve Bostan adlı kitapları hatmetmiştir. Numâniye Müderrisi Salih efendiden “Mesnevî-i Şerif” okumuştur. Fatih Camii Başimamı Hâfız Ömer Aköz’den “Vücûh, Takrib, İlm-i İrtika, Usûl-i Fıkıh, Arap Nahiv ve Edebiyatı, Mantık, Beyan, Meâni, Aruz ve Ferâiz” okumuş, Fethullah efendiden dört yıl süreyle Fransızca, Arapça, Ermenice, muhtelif hocalardan da Farsça, İbranice ve Süryanice dersleri almıştır.
Kütüphane Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda, eski yazı metinleri üzerindeki çalışmaları sırasında, kûfi, reyhâni, sülüs, nesih ve tâlik gibi yazı stillerini öğrenmiştir.
Şiirle küçük yaşlarda tanışmış, koşma ve semai tarzının önceliklerini öğrenmiş, hem halk hem de divan şiiri tarzında şiirler yazmıştır. 1923-1973 yılları arasında yazdığı klasik şiirleri içeren bir “divan” oluşturmuştur. İlmî çalışmalarına ara vermeksizin devam eden Ozanoğlu’nun çeşitli konularda ve özellikle Kastamonu kültür ve folkloruna ilişkin yüzlerce kitabı mevcut olup, ne yazık ki bunlardan çok azı basılı hale getirilebilmiştir.
Ozanoğlu’nun dolu geçen yaşamında gazetecilik de ayrı bir yer tutar. Doğrusöz, Kastamonu, Birlik ve Yenises gibi gazetelerde ve çeşitli dergilerde yüzlerce makalesi yayınlanmıştır.
Mûsikiye de şiir gibi çocukluğunda başlamış, Serkiz Ustadan Keman, Necmeddin Rıfattan Ud dersleri almış, uzun yıllar Tanbur çalmıştır. Mûsikîdeki üstadları; Neyzen Emin Dede, Karakadıoğlu Rıfat Bey ve Kompozitör Kemal İlericidir. Saz çalmayı Âşık Hasan’dan öğrenmiştir. Ozanoğlu öğretmenliği sırasında Keman ve Mandolin dersleri vermiştir. Nefesli sazlar dışında tüm enstrümanları çalabilen Ozanoğlu en son Divan Sazında karar kılmıştır. Doğu ve batı mûsikîsi esaslarına vakıf bir müzik adamı olan İhsan Ozanoğlu ayrıca nota ve saz dersleri de vermiştir.
Hayatı ve sanatını özetlemeye çalıştığımız İhsan Ozanoğlu’nun tüm yönleri içinde elbette ki öne çıkan özelliği Âşıklığı ve Âşık İhsan Ozanoğlu olarak anılmasıdır. Âşık Nihâni, Âşık Yahya, Âşık Dursun Cevlâni, Posoflu Âşık Müdâmi, Âşık Firkâni ve Âşık Hakkı Bayraktar gibi ünlü âşıklarla çeşitli tarih ve zamanlarda irticalen atışmalar yapan Ozanoğlu, 1942 yılında Kastamonu Halkevinde düzenlenen bir toplantıda, o tarihlerde Göl Köy Enstitüsünde türkü öğretmenliği yapmakta olan ünlü halk ozanı Âşık Veysel ile de irticalen bir atışma yapmıştır. Ozanoğlu 1975 yılı Ekim ayında Konya’da Âşıklar Bayramına katılmış, burada “en kültürlü halk ozanı” ve “Âşıklar Babası” seçilmiş ve ödüller almıştır.
İlmi çalışmalarıyla beraber Kastamonu Kültür ve Sanatına olan hizmetini folklor araştırmacılığı yönüyle de sürdüren İhsan Ozanoğlu, Kastamonu Yöresine ait türkülerin ve halk müziği ezgilerinin TRT ve Devlet Konservatuvarları arşiv ve repertuarlarına kazandırılması konusunda “kaynak kişi” sıfatıyla emek vermiş, bu suretle yöremizin kendine özgü folklorik ve kültürel yansımaları olan bu müzik eserlerinin zamanla unutulmasını ve kaybolmasını da önlemiştir. Adı geçen Kurumların arşivlerinde mevcut Kastamonu türkülerinin çoğu İhsan Ozanoğlu’ndan derlenmiştir.
İhsan Ozanoğlu’ndan derlenen türküler arasında “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı, Benden Selam Olsun Bolu Beyine, Sıvastopol Önünde Yatan Gemiler, Mapushane Çeşmesi, Demirciler, Asker Katar Katar Olmuş Gidiyor” gibi ünlü türküler vardır. Bu türkülerin en önemlisi “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsüdür.
Hayatını kısaca anlatmaya çalıştığımız ve anısı önünde saygıyla eğildiğimiz İhsan Ozanoğlu 13 Şubat 1981 yılında vefat etmiştir.