Özgüven Nedir ve Nasıl Kazanılır? (Özgüvenli Olmanın Yolları)
Özgüven dediğimiz olgu en temelde kişinin kendine inanması ve güvenmesi demektir. Tabii ki kişinin aslında kendine güvenmesi dediğimiz olgu da kişinin kendini sevmesiyle ilgili olan bir durum olduğu için. Bu noktada gördüğünüz üzere her şeyi birbiriyle bağlantılı psikolojide öncelikle kişinin kendine değer vermesi gerekiyor.
Kendimize Hangi Soruları Sormalıyız?
Nasıl değer vereceğim, ben neyden hoşlanıyorum? Ben neyi seviyorum şimdi? Ben size buradan sormak istiyorum. Yapmayı en çok sevdiğin şey ne? Yapmaktan hoşlanmadığın şeyler neler? Kendini bir sorgula bakalım en çok neyden keyif alıyorsun? Ya da sana ne keyif veriyor ne yaptığımda kendimi daha çok mutlu, huzurlu, enerjik ya da pozitif hissediyorsun.
Özgüven dediğimiz olguda hepimizin başarılı olduğu alanlar var. Özgüvenli bir insan demek asla şu demek değil, her konuda başarılı zaten bu bence ütopik bir düşünce. Çünkü her konuda başarılı olabilen bir insan yok. Kimse bu hayatta dört dörtlük değil. Ama şu mevcut bir alanda başarılı olabiliriz. Bir alanda kendimizi net ve doğru bir şekilde ifade ediyor olabiliriz. Hepimiz aslında neyden keyif alıyorsak neyden mutlu oluyorsak emin olun o konuya daha çok ağırlık verirsek, o yönümüzü daha çok aslında ortaya çıkarabilecek birçok davranışlarda bulunmak. Zaten o yönde biz kendimize inanan ve güvenen bir birey olacağız. Ben sizden şunu hatırlamanızı istiyorum her seferinde hayatta belli başlı noktalarda düşünebiliyoruz bazen ayağa kalkmakta, bazen bu noktada doğal olarak karamsar düşünüyoruz. Çünkü insan mutsuzken üzgünken olumlu şeyler düşünemiyor. O süreçte hop diyerek kendini ayağa kaldıramıyor insan. Öyle bir varlık ki mutsuzken mutsuzluğunu sürdürüyor. Mutluyken mutluluğunu ilerletiyor.
En mutlu olduğunuz anı hatırlayın o an sizin canınızı sıkabilir. Sizinle alakalı bir şey olmasa çok fazla etkilenmez misiniz? Ama size dair bir şey oldu mu? Otomatikman etkilenirsiniz aslında özgüven dediğimiz şey de böyle zihnimizde biz neyi beklersek o daha çok büyüyecek, yeşerecek davranacak ve bu da aklanacak. Biz eğer kendimize dair olumlu düşüncelerimizi daha çok büyütmeye çalışırsak, inanın zaten olumsuz olan düşünceler etkisini yavaş yavaş azaltacak ve bizi çok etkilemeyecek.
Eğer günlük hayatınızda hayata yaşananlara olaylara hep olumsuz bakan bir tarafınız varsa bu yönünüz daha baskın basıyorsa, inanın özgüvenli bir birey sahibi oluyor olmanızda çok beklenemez bir durum. Çünkü hayata karamsar baktığımız zaman hayattan hiçbir beklentimiz olmuyor. Hayattan hiçbir isteğiniz, hayaliniz, hedefiniz hiçbir şey beklemiyorsunuz. Aslında çok kötü bir şey değil mi? Hayattan hiçbir şey beklemediğimiz de bu sefer insani olan duygularımız da yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Bir duygu hissetmiyoruz, bir şey istemiyoruz, beklemiyoruz. Bu noktada hayatta ne yaşarsanız yaşayın lütfen.
Hayatta başarılı olduğunuz ve kendinizi iyi hissettiğiniz, güvendiğiniz zamanları hatırlayın. Çünkü hepimizin ama hepimizin kendimizi iyi hissettiğimiz veya kendimize güvendiğimiz bir alan var. Ama biz her olayda yaşamak istiyoruz. Bu gerçekçi bir beklenti değil. Ne olursa olsun kendinize her zaman her zaman şu soruyu sorun, bu istediğim şey gerçekçi mi? Ben gerçekçi bir şey mi istiyorum? Gerçekçi bir beklenti içerisinde miyim? Çünkü bence bu soru kendimize sorduğumuz tokat gibi bir cümle. Bizi kendimize getiriyor. Bizi şu ana odaklıyor. Bazen hayal dünyasına kapılabiliyoruz. Oradan oraya savruluyoruz. Özgüvene dönecek olursak dedik ya başında da özgüven dediğimiz şey, kişinin kendine inanması ve güvenmesi. Gerçekten bunu yapmak istiyorsan en önemli sihirli kelime, istikrar, özgüvenli bir birey olabilmek kolay bir şey değil. Bunun belli başlı bir püf noktası var.