enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Kumar Bağımlılığında En Zor Aşama: “Tedaviye İkna” Duvarını Aşmak

Kumar bağımlılığında en büyük engelin tedaviyi kabul ettirmek olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Çelik, ailelerin sakin, suçlamayan ve sınır koyan bir yaklaşımla sürece dâhil olmasının iyileşmenin anahtarı olduğunu söyledi.

Kumar Bağımlılığında En Zor Aşama: “Tedaviye İkna” Duvarını Aşmak
15 Aralık 2025 15:05
A+
A-

Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Çelik, kumar bağımlılığında tedaviyi kabul ettirmenin neden zor olduğunu, ailelerin nasıl iletişim kurması gerektiğini ve iyileşme sürecinde kritik adımları anlattı.

Kumar bağımlılığı, yalnızca bireyi değil; ailesini, sosyal ilişkilerini ve ekonomik yapıyı da derinden etkileyen ciddi bir ruhsal hastalık olarak dikkat çekiyor. Ancak uzmanlara göre bu bağımlılıkla mücadelede en zorlu süreç, kişinin tedaviye ihtiyaç duyduğunu kabul etmesi. VM Medical Park Samsun Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Cengiz Çelik, kumar bağımlılığı yaşayan bireylerde “kontrol bende” düşüncesinin oldukça yaygın olduğunu ve bu algının tedavi sürecini geciktirdiğini ifade etti.

Dr. Çelik’e göre kumar bağımlılığı, dışarıdan bakıldığında “isteyince bırakılabilecek” bir davranış gibi algılansa da, gerçekte güçlü bir psikolojik ve nörobiyolojik bağımlılık döngüsü içeriyor. Bu nedenle bireyin sorunu inkâr etmesi, sürecin en kritik kırılma noktalarından biri olarak öne çıkıyor.

“Sakin ve suçlamayan iletişim tedavinin kapısını açar”

Bağımlı bireyle kurulan iletişimin, iyileşme sürecinin temelini oluşturduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Çelik, ailelerin çoğu zaman farkında olmadan suçlayıcı ve baskılayıcı bir dil kullandığını belirtti. Bu durumun ise kişinin savunmaya geçmesine ve sorunu tamamen reddetmesine yol açtığını söyledi.

“‘Bunu neden yapıyorsun?’ ya da ‘Ailemizi mahvettin’ gibi ifadeler, kişinin suçluluk duygusunu artırır ama değişimi başlatmaz” diyen Dr. Çelik, bunun yerine ben diliyle kurulan cümlelerin daha etkili olduğunu vurguladı. “Senin için endişeleniyorum, bu durum seni de bizi de zorluyor” gibi ifadelerin, bireyin iç dünyasında farkındalık oluşturduğunu belirtti.

“Gerçeklerle yüzleştirmek tehdit değil, farkındalıktır”

Kumar bağımlılığının yol açtığı sonuçların görmezden gelinmesinin, bağımlılığı daha da derinleştirdiğine dikkat çeken Dr. Çelik, ailelerin durumu sakin ama net bir şekilde ifade etmesi gerektiğini söyledi. Borçlar, bozulan güven ilişkileri ve kaybedilen sorumlulukların açıkça dile getirilmesinin tehdit olarak değil, bir ayna olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.

“Borçların arttığını, kontrolün zorlaştığını ve ilişkilerin zarar gördüğünü söylemek, kişiyi korkutmak için değil; içinde bulunduğu tabloyu fark etmesi için önemlidir” diyen Çelik, bu yaklaşımın tedaviye giden yolda önemli bir bilinç oluşturduğunu kaydetti.

“Ailelerin koyduğu sınırlar iyileşmenin başlangıcıdır”

Ailelerin en sık yaptığı hatalardan birinin, bağımlı bireyin borçlarını kapatmak veya sorunlarını gizlemek olduğunu belirten Uzm. Dr. Çelik, bu davranışların iyi niyetli olsa bile bağımlılığı beslediğini söyledi. Bağımlı kişinin yaptığı davranışların sonuçlarıyla yüzleşmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, sağlıklı sınırların iyileşmenin ilk adımı olduğunu ifade etti.

“Sınır koymak, kişiyi yalnız bırakmak değildir. Aksine, bağımlılığın gerçek sonuçlarını görmesini sağlayarak tedaviye yönelmeyi kolaylaştırır” dedi.

“Hazır bir tedavi seçeneği sunmak iknayı güçlendirir”

Kumar bağımlılığında tedaviye ikna sürecinin en etkili yollarından birinin somut ve hazır bir çözüm sunmak olduğunu belirten Dr. Çelik, “Bir klinik, bir uzman ya da bir destek grubu önerip ‘İstersen birlikte gidebiliriz’ demek, kişinin direncini ciddi oranda azaltır” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.