Köylerimiz ve Köylülerimiz Bir ÖNCÜ Bekliyor (Geleneksel Köy Programları Önem Arz Ediyor)
Yıllardır köylerimizde hem geçmişlerimizi anma hemde köylerimizi canlandırma adına 7-8 defa mevlid programları yapmıştık. Pandemiyle birlikte bu programlara ara vermek zorunda kaldık ama bu yıl Hocaköyümüzde muhteşem bir kalabalıkla bu programımızı yapmak nasip oldu. Bu program vesilesiyle Hocaköyü camii ve Hocaköyü harmanı tarihi ve aynı zamanda hiç unutulmayacak bir programa ev sahipliği yapmış oldu.
Peki bu program nasıl oldu, nasıl gerçekleşti ve neden bu kadar ilgi oldu? Gençler bu programa neden bu kadar ilgi gösterdi? Sadece gençler mi elbette hayır. Evlenip başka şehirlere gitmiş kızlarımız dahi bu programa hem katıldılar, hatta eşlerini bu programa getirenler bile oldu. Yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, gurbettekiyle tüm Hocaköylüler bu programa ilgi gösterdiler. Bu programa gelemeyenler ise hiç üzülmesinler bedenleri yoktu ama ruhları aramızda idi…
Hocaköyümüzdeki köy mevlidi dolasıyla hem camimiz hem harmandaki etkinlikleriyle tarihi bir gün yaşadı. Yoğun katılımla gerçekleştirdiğimiz köy mevlidi dolasıyla camimizin her tarafı, altı, üstü, içi, dışı dolup taşmıştır.
Hocaköyü Mevlid programımıza tam yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla tam 101 kişi katkı verdi. Yani bu mevlid 101 kişinin, ancak biz bu mevlide katılamayanları da katılmış sayıyoruz. Ayrıca Hocaköy mevlidimizde Çevreköylerden ve köylerimizden tam 400 kişiye yemek servisi yapılmıştır.
İŞTE HOCAKÖY PROGRAMININ HİKAYESİ
Aslında bu köy programlarındaki benim düşüncem her yıl değil de 2 veya 3 yılda bir yapmaktı. Bunun nedenlerinden biri, bayramların kış aylarına doğru gelmesiydi. Biri de her yıl yorucu ve sonunda bıktırıcı da olabilir ve heyecan kaybolur diye düşünüyordum. Ancak bu yılki program tüm fikrimi değiştiriverdi.
Biz bu programa Kıran- Yayla olarak 5 kişi olarak başlamıştık. İlk programımız Kıran’da Ramazan Bayram günü Kıran harmanda olacaktı ama Bayram sabahı Kasım Usta emminin oğlu Yaşar abinin vefatı nedeniyle programımızı Hocaköyü camimize almıştık. Tabi çokta doğru yapmıştık. O günkü mevlid yemeğimiz Yaşar abinin cenazesine katılanlara da nasip olmuştu. O programdan sonra Kıran Yayla olarak katılım her geçen yıl artarak gerçekleştirmeye devam ettik. Aslında bu programların bir diğer güzel yanı da bu vesilesiyle İstanbul’dan köye gelenler evlerini tamir ettirip, kendi ailesinden mezarlıklarında bakımını yaptırıyorlardı. Bir iki seferde Hocaköyü camimizde genel anlamda gerçekleştirdiğimiz bu programı bu yıl Kıran’dan Hamitağanın torunu, Memiş Hocanın oğlu Tuncay Aktaş’ın yoğun ısrarıyla harekete geçtim. İyiki de geçmişim. Duyurudan hem sonra başlayan ve program gününe kadar devam eden ilgi ve alaka beni bayağı şaşırttı desem yalan olmaz.
Özellikle gençlerin katılımı, hatta katılımından ziyade programı sahiplenmeleri beni çok memnun etti. Çünkü biz geçmişlerimizi anarken gelecekte de gençlerimiz bizleri anacak ve unutmayacaklar inşallah.
“İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz.”
Yusuf hocamızın tavsiyesi ile önce Çiftlik kuran kursu ardından Taşköprü İmam Hatip Lisesinde okudum. Daha sonra Refah, Fazilet ve Saadet Partilerinde görevler yaptım. Belediye Başkan adayı ve Milletvekili adayı da oldum. 20 yıla yakın Milli Gazete’de görev ifa ediyorum. Tüm bunları yaparken köyümden de köylülerimden de hiç kopmadım, kopamadım. Çocukken okumak için geldiğimiz Hocaköyümüzü hiç unutamadım. Başka köylerde olmayan bazı özellikler Hocaköyünde var. Çevre köylerimizde Bayram sabahı evlere dağılıp kahvaltı yapma geleneği yok mesela, ama Hocaköyünde ise kahvaltıya gelmeyene neredeyse dayak atıyorlar. Bu geçmişte de böyleydi şimdi de böyle..
İlkokulda olsun, daha sonra yatılı okuduğum Çiftlik Kuran Kursu ve İmam Hatip lisesinde olsun, misafir olmadığım, sofrasına oturmadığımız ev kalmamıştır kanımca. Sabah 5’te de gitsek, akşam kararınca da gitsek Hocaköyünde rahatlıkla her eve girip misafir olabiliyorsun. Ayrıca geçmişten beri Hocaköyünün insanı hani derler ya yumuş uşağı, bu durum dünde bugünde öyle devem ediyor. Su sıkıntısı yaşarken Deli Ömer emmi varille su getirirdi, Tokur abi olsun, Muhtar Yılmaz ve ayangilin hepsi, rahmetli Kasım Usta olsun, Ormancı olsun, Emin abi olsun, veya da Sefer emmi olsun, Yakup emmi, Haşim abi, Satı emmi olsun, diğer mahallelere ne yapılması gerekiyorsa o işleri mutlaka ama mutlaka yaparlardı bir şekilde. Bu gelenek hala devam ediyor…
Geçen yıllarda kendi mahallemizde yapalım görüşü de vardı ama bu yıl bu da kırılmış oldu. Hiç kimse bu yıl bizim mahallede olsun demedi ve oy birliğiyle Hocaköyünde bu programı yapmış olduk. Seneye de yeni Camisi de olan Sorguncuk mahallemizde yapacağız. İnşallah bu programda da daha çok katılım daha çok güzellikler olacağına yürekten inanıyorum. Sadece bu program için bir gün belirlememiz gerekiyor. Kurban bayramı biraz yoğun olduğundan programa hazırlık kısmı zayıf kalıyor. Zaten bu yıl deneme yani fragmandı, seneye çok daha güzel ve profesyonel yapacağız. Şimdiden çalışmalara başladık bile…
GENÇLERİMİZE TAVSİYELERİM
Ben bugüne kadar her zaman şu durumu örnek almaya çalıştım ve uygulamaya gayret ettim.
İstanbul veya Ankara gibi büyükşehirlerde bulunan tarihi ve normal camiler var. Buralara vakit dışında gittiğinizde her köşede bir kişinin namaz kıldığını görürsünüz. Kimse imam olmak istemediğinden herkes kendi başına kılar namazını. Ancak caminin her hangi köşesinden biri yanına birini alıp tekbir getirip namaza durduğunda ise arkası hemen doluverir. Bir seferinde bende Mecidiköyde öğlen bir arkadaşımla bir camiye girmiştim. İçerisi bayağı kalabalıktı ve her köşede bir kişi namaz kılıyordu. Biz arkadaşla Sünneti kılıp farz için imam ben oldum ve cemaat yapınca, sanki herkes bizi gözetliyormuş gibi arkam birden dolup taşınca bayağı terlemiştim. Sanki kamera şakası gibiydi. İşte ben bu durumu hep hayatımda örnek almaya çaba sarf ettim ve ediyorum.
Ne demişti Arif Nihat Asya şairimiz “İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz.” Evet içimizden biri her daim sağına soluna bakmadan köprü olmaya razı olmalı. Ki insanlar kıyamete kadar beklemesinler.
Ben ayrıca işini farklı yapanları hep örnek almaya çalışmışımdır. Ülkemizde binlerce Vali gelip geçmiştir ama bugün dahi sorsak VALİ deyince aklınıza kim gelir diye? Herhalde oy birliğiyle Recep Yazıcıoğlu ismi çıkar. Hem de yıllar önce vefat etmesine rağmen. İnsanlar hangi görevi yaparsa yapsın hep farklı olmalı ve işini en iyi şekilde yapmalıdır.
Necmeddin Erbakan hocamız hep biz Milli Görüşçülere hizmet ederken “GARSON” gibi olacaksınız derdi. Bende hep garson gibi olmaya çaba sarf etmeye çalışıyorum. İnşallah başarılı oluyorumdur.
İnsanlara hizmet sadece belediye başkanı, milletvekili, bakan, müsteşar olunca yapılmıyor. İnsanlara hizmet her alanda çok rahatlıkla yapılabiliyor. Yeter ki siz samimi olarak; “İMAM” olmaya karar verin, bir bakmışımız ki her yerden, her kesimden cemaat arkana SAF duruvermiş.!
HOCAKÖYÜNÜN YERİ BAŞKADIR BENDE
2014 yılında Taşköprü Belediye Başkanı adayı iken, bir akşam vakti köylerimizi de ziyaret etmiştim. Tabi köyler belediye için kullanamıyorlardı ama ziyaret etmemde gerekiyordu. Daha sonra duydum ki Deli Ömer emmi hasta yatağından kalkmış ve oy kullanmaya gitmiş, sormuşlar bu vaziyette niçin geldin kime oy kullanacaksın diye? Ömer emmi her zaman ki dobralığı ve mertliğiyle; Kime vereceğim tabi ki Ertuğrul için Saadet Partisine demiş, Aşağı köyden ve Ayangilden Kemal Çiftçi emmi ise; köylülere bu çocuk bizim çocuk, şimdi kazanamaz diye oy vermezsek çocuk mahcup ve ayıp olur, gelin bu çocuğa destek için oyumuzu Saadet Partisine verelim demiş. İşte bu ve daha nice hatıralar yüzünden ben Hocaköyüne her daim elimden geldiğince yılmadan, usanmadan hizmet etmeye gayret edeceğim inşallah.
TEŞEKKÜRLER HOCAKÖYÜ
Köy mevlidimiz vesilesiyle çok teşekkür ve dua mesajı aldım. Evet benim yaptığım ne kadar değerli ise, bu programa destek verenlerde, o kadar hatta daha fazlasıyla çok değerlidir. Mevlam herkesten, hepimizden razı olsun.
Hem katılım sağlayıp, hem parasını verip hem de bu organizasyonu yaptığım için teşekkür ve dua edenlere bende hem teşekkür hem de dua ediyorum: Mevlam her daim yar ve yardımcınız olsun inşallah.
Mevlid programından sonra gerçekleştirdiğimiz Harman yeri ise bizlere çoçukluğumuzdaki günleri tekrar yaşatmıştır. 23 Nisan Şenliklerini ve Bayramlarda ziyrat kesip yemek yediğimiz yerde bu kez bizim çocuklar, gençler ve kendini genç hissedenler doyasıya yarışmış ve bizi geçmişe götürmüşlerdir. Bizler dünü unutmadık, bugünün çocukları da bugünü ve bizleri unutmayacaklardır inşallah
Tüm köylülerimize; Maddi, manevi destekleri ve katkıları için teşekkürü borç biliriz. Mevlam niyetlerimizi kabul etsin. Bu programımız birlik ve beraberliğimize vesile olsun inşallah
İzninizle de bir kaç isme de özel teşekkür edeceğim; Sürekli fikirleri ve aşırı gayretleriyle destek olan Gaffaroğlu Osman Çiftci, Hocaköyü harmanda çocuklarla çocuk olan Triko 37 Erol Telli, Köyde hiç yaşamasına rağmen geçmişlerini hiç unutmayan ve her türlü desteği veren Akdağ Makine Tuncay Akdaş’a, ve bu yıl programımıza adeta koşarak katılarak birlik ve beraberliğimizi pekiştiren Sorguncuk mahallemize ve elbette tüm gençlerimize ve de katkı sağlayan tüm köylülerimize hatta Kirazcık köyünden Kırkakılın kızı, Dordorunun gelini ve oğluna ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim.
İyiki varsınız. Allaha emanet olunuz.
PEKİ BUNDAN SONRA KÖYLERİMİZ İÇİN NE YAPABİLİRİZ?
Köylerimiz için bir platform kurmayı düşünüyoruz. Çiftlik Pazaryeri ve 15 çevre köylerinden oluşan köylerden 3er kişilik bu platformla, köylerimize ne yapabiliriz, ne katabiliriz hep birlikte bunun çalışmalarına başlayacağız inşallah.
Şunu baştan söyleyelim; Bu platform asla ama asla, köy muhtarlarına rakip olma, muhtarı değiştirme, eleştirme platformu olmayacaktır. Köy muhtarları ile istişare ederek birlikten hüç doğar mantığıyla hareket edip 40 yıldır hizmet alamayan köylerimizin daha iyi hizmetler almasını sağlamaya çalışan bir platform olacaktır. Hangi köyümüze ne lazım, onun için elbirliği yapıp gereken yapılana kadar mücadele edecek bir platform olacak. Eskiden olduğu gibi Çiftlik Pazaryeri canlanırsa tüm köylerimiz canlanır şiarıyla hareket edip Çiftlik Pazaryerine 50-100 kişilik bir istihdam oluşturacak bir projeyle tüm köylerimizi tekrar canlandırabiliriz diye düşünüyoruz. Bu konuda da kısa zamanda bazı gelişmeler olacaktır inşallah.
Şair Arif Nihat Asya’nınlu güzel sözleriyle bitirelim
“İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz. “
Bizler kıyamete beklemeyeceğiz inşallah.!
Vesselam