enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Koç, Koyun veya Kuzunun Kuyruk Yağı Yenir mi? Kuyruk Yağlarının Sağlığa Faydaları

Geçen instagramda kuyruk yağı ile ilgili bir video gördüm. Videoyu görünce birden aklıma çocukluğum geldi ve kuyruk yağıyla ilgili çocukluğumda ebemin yani babaannemin yaptıkları gözümün önüne geliverdi.

Koç, Koyun veya Kuzunun Kuyruk Yağı Yenir mi? Kuyruk Yağlarının Sağlığa Faydaları
29 Haziran 2024 23:19 | Son Güncellenme: 30 Haziran 2024 11:41
A+
A-

PEKİ KUYRUK YAĞI YENİR Mİ?

Gördüğüm videoda Prof. Dr. Canan Karatay Kuyruk yağı yiyebilirsiniz, kuyruk yağı yiyenler 100 yaşına kadar yaşıyor” diyor.

Peki bu bilgi sizce doğru mu?

Bizim çocukluğumuz köyde geçti. Ebem (yağlugara) yani babaannem ve her evde bir babaanne vardı. Ve de her evde koyun kuzu vardı. Babaannelerin hemen hemen hepsi koyunu ve koçu kesince kuyruk yağlarını özene bezene kuşbaşı şeklinde doğrarlar ve ocakta eski kara bir tencerede sızırıyoz dedikleri bir şekilde kaynatarak kavurma kıvamını alana kadar bekletirlerdi. Kıkırdak ve iyice kuruyan kuyruk yağlarını, tarhana çorbasına katıp veya yumurta kırıp soğan doğrayıp ter ekmek ile banıp bir güzel yerlerdi. Tabi bizde yerdik. Hatta kışın tahta dolaplarda saklayıp çıkarıp çıkarıp yerlerdi.

 

Ben çocukken ebemin kuyruk yağlarını çok kaynatıp kuruttuğuna şahit olmuşumdur. Tabi eskiden koyun ve kuzu çok olduğundan kesimi de hiç eksik olmazdı. Hatta ebem bir hayvan kestiğimiz zaman, o hayvanın, kellesini, kuyruk yağını, bacaklarını ve hatta tırnaklarına kadar ütüleyip bizlere bir şekilde yedirirdi. Ütülemek dediysek, anladığımız ve bildiğimiz ütü değil elbette. Maşayı ocakta kızdırıp kelle ve ayaklarda bulunan tüyleri ütülerler ve iyice temizledikten sonra kaynatıp yerler ve yedirirlerdi. O bahsettiğim babaannelerin hepsi de en az 90’lı yaşlarda vefat etti. Hatta ne bacak, ne bel, ne diz ağrısı, ne tansiyon ne de şekerleri vardı. Hatta babaannem ot ve mantar toplamaktan iki büklüm olmuştu ama yine de belim ağrıyor dediğini duymamıştım.

Şimdilerde ise 20 yaşına gelmeden tansiyon, şeker, bel, bacak ve bel ağrısından geçilmiyor. Ebem ve o yaştakiler iki büklüm ot ve mantar toplarlar, ağaç diplerinden meyve toplarlar, suyu bile elleriyle taşırlardı ama çok sağlıklılardı. İnanın ebem iki büklümdü ama ben bir kez olsun belim veya dizim ağrıyor dediğini duymadım. Ben küçükken ebemle yatıp kalkardım. Ebem hiç yemek aramaz, gider ya ot toplar, ya mantar ya da ahlat toplar, pişirir ve ekmeğe sarıp bir güzel karnını doyururdu. Ahlatı toplar pişirir ter ekmeğe sarıp dürüm yapar afiyetle yerdi.

Babaannem her akşam sabah caba da tarhana çorbası pişirir, kuyruk yapını katar ve gevrek doğrayıp bir güzel yerdi. Vallahi özledim o kara cabada pişen tarhana çorbasını ve gevreği.. (Gevrek ter ekmeği biraz daha kuruyana kadar fazla pişirip doğrayıp bir bez torbaya asarlardı ve her tarhana çorbası piştiğinde o torbadan gevrek katar öyle yerdik ama lezzetli olurdu benden söylemesi)

Kuyruk yağına dönecek olursak; Köylerdeki evlerde veya odalarda sık sık sırık kebabı yapılırdı. Kuyruk yağı kuşbaşı gibi doğranır ve şimdi şiş dediğimiz o zaman sığ dediğimiz çöp şişe dizilerek koyunun veya kuzunun gövdesine uzunlamasına takılırdı. 5-6 saatte döne döne pişen sırık kebabında takılı yağlarda iyice erir, gövde de kalan kuyruk yağları çöp şişlerle dağıtılır ve ısıra ısıra yenirdi. Gerçekten de çok lezzetliydi. Eriyerek tepsiye akan yağlara SİRİT YAĞI denirdi ve tekrar kaynatılıp ekmek bana bana adeta birbirimizle yarışarak afiyetle yenirdi.

Sonuç olarak Prof. Dr. Canan Karatay doğru söylüyor. Bizim köydeki kocakarılarda aynısını yapıp yerler ve bizlere de yedirirlerdi. Kocakarı ilacı deyip geçmeyin, kocakarı ilaçlarının veya yiyeceklerinin mutlaka bir bilimsel yanları vardır. Araştırın ve görün.

Bugün en çok şikayet ettiğimiz hastalıklarımız birincisi diz ve bel ağrısı. Özellikle sıvı kayıplarından dolayı kemiklerin birbirine sürtmesiyle oluşan hastalıklar. İşte geçmişte bu ağrılar ve hastalıklar kesinlikle olmuyordu. Çünkü hayvanın kellesi, paçası ve kuyruk yağları kesinlikle çöpe atılmıyordu, afiyetle bir güzel yeniyordu. Bilmem anlatabildim mi?

 

Kaynak: Kastamonu Haber ekibinden Ertuğrul ve Şerife Köse

Yorumlar
  1. Gaffaroğlu dedi ki:

    Ertuğrul Bey;
    Ebeniz Yağlugara hanımefendi de siz gibi Hocaköyü’ne, Sorguncuk’a, Kıran’a klimalı airbagli arabasıyla mı giderdi.