enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Kışla Parkı’nda Ne Konuşuldu da Kastamonu Karıştı? (Gizli Görüşme (!) Kışla Parkı’nda mı Yapılır?)

Bir belediye başkanı ile bir milletvekilinin görüşmesi kadar doğal bir şey varken, bunu sanki gizli bir pazarlıkmış gibi, sanki teröristle görüşülmüş gibi sunmak Kastamonu’ya zarar verir. Siyasetin kavgaya değil, hizmet yarışına yani rekabete dönmesi gerekiyor.

Kışla Parkı’nda Ne Konuşuldu da Kastamonu Karıştı? (Gizli Görüşme (!) Kışla Parkı’nda mı Yapılır?)
22 Mayıs 2025 10:17
A+
A-

Bugün Çiftlik Pazaryeri ve çevre köyler ile ilgili yazı yazacaktım ama geçen gün Ankara’da yoğun bir şekilde çalışırken gördüğüm “Gizlice Görüştüler” haberi ve daha sonra Ak Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay’ın yaptığı açıklamayla anlamaya çalıştığım olayı yazmaya ve yorumlamaya çalışacağım.

Milletvekili Halil Uluay yaptığı açıklamada; AK Parti Kastamonu Milletvekili Avukat Halil Uluay, CHP’li Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı ve CHP İI Başkanı İlke Karabacak ile gizlice görüştüğü iddiasıyla gündeme gelen görüntüler üzerine bir açıklama yaptı.

Milletvekili Uluay, görüşmenin gizli saklı olmadığını ve halka açık bir alanda Kışla parkında yapıldığını belirterek, bu görüşmeler olağan görüşmeler olduğunu belirtti.

Aslında Görüşme Değil, Görüşememek Sıkıntı

Kastamonu’da geçtiğimiz günlerde AK Parti Milletvekili Halil Uluay, Belediye Başkanı Hasan Baltacı ile  ve CHP Kastamonu İl başkanı İlke Karabacak arasında gerçekleşen görüşme, bazı medya organları ve sosyal çevreler tarafından adeta “yakalanmış gizli buluşma” gibi yansıtıldı. Oysa bu buluşma halka açık bir mekânda gerçekleşmiş. Yani Kışla Parkında. Gizli saklı olsa bir dağın tepesinde veya bir köyde gizlice buluşabilirlerdi. Bu görüşme bir suçmuş gibi sunuluyorsa, burada asıl sıkıntı görüşmekte değil, görüşememektedir. Ha bu görüşmede Ak Parti il başkanı da olsaydı belki bu kadar tartışılmayabilirdi.

Normalde bir şehrin belediye başkanıyla milletvekilinin buluşmasından daha doğal ne olabilir? Görüşürler, konuşurlar, belediyenin sorunlarını tartışırlar, çözüm üretirler. Benim anlamadığım şey; siyasetin içinde bu kadar doğal bir iletişim varken, neden bunu manipülatif bir biçimde sunma ihtiyacı hissediliyor acaba? Tabi bu görüşmenin basına yansıma biçimi, bazı partilileri çok ama çok sevindirmiş ve kıs kıs güldürmüştür benden söylemesi.!

Kastamonu’da Kışla Parkı Tehlikeli Görüşmelerin(!) Merkezi mi Oldu?

Tabi bu algı veya manipülatif sunmanın suçu sadece basında değil; Ak Parti – Mhp ve Chp’nin yıllardır izlediği siyasetin sebebi ve sonucudur. Bu politikayla Ak Parti ve Mhp, yüzde 65-70 oy aldıkları Kastamonu belediye başkanlığı makamını altın tepside CHP’ye sundular zaten. YRP’ye geçmeden önce Merkez ilçe başkanı Akif Güzel ve Necati Atak tarzı siyaset yerelde Ak Partiye zarar verdi vermeye de devam ediyor. İkisi de görevlerinden ayrılmasına rağmen son günlerde mevcut Ak Parti il başkanı Ahmet Sevgilioğlu’da aynı tarz siyasete yani horoz dövüşüne dönmesi şaşırttı açıkçası. Ak Parti teşkilatlarının CHP ile horoz dövüşü siyasetinden motive olacağını zannetmiyorum. Öyle olsaydı zaten belediye seçimini kaybetmezlerdi.

Ak Parti milletvekilleri ve il başkanı ve ilgili yöneticiler Kastamonu’ya iktidarın gücünü kullanarak sadece hizmet siyaseti yapmalılar. Rekabeti hatta horoz dövüşünü bile hizmet rekabetine dönüştürmeye çaba sarf etmelidirler. Gündelik siyaset ancak günü kurtarır yarını kurtarmaz. Neredeyse 20 yıl vekillik yapan Hakkı Köylü ismi bir anda unutuldu, kimse hatırlamıyor bile. Nedeni ise, seçimler dışında Öğretmenevinden çıkamaması, bürokrat gibi, memur gibi davranması. Bugün kaç Kastamonulu Hakkı Köylü şu hizmeti bu şehre kazandırdı diyebilir? Diyebilen varsa söylesin bizde bilelim. Hasan Baltacı’nın seçim başarısının altında Hakkı Köylü’nün 20 yıllık vekilliğinin neticesi de yatıyor.


“Bizim Hasan” artık “Bizim Hasan” değil

Yerel Seçimlerden önce defalarca yazdım: Hasan Baltacı bu seçimi kazanabilir bir kaç kez yazmıştım. Kızanlar olmuştu. Ama ben gördüğüm tabloyu yazdım. Yani Perşembenin gelişini Çarşambadan yazdım. Hasan Baltacı çalışarak, gayret ederek, insanlarla konuşarak, anlaşarak, sorunları çözerek “Bizim Hasan” oldu. Halkla iletişimi kuvvetliydi, vekilliği döneminde Kastamonu’nun hakkını mecliste arıyordu. Seçim döneminde CHP’nin %20 bandındaki oyu %50’lere çıktıysa bunda hem onun emeği, hem de AK Parti ile MHP’nin yıllardır birbirini törpüleyen politikalarının etkisi var. Hasan Baltacı’nın seçim başarısının altında Ak Partide Tahsin Babaş’ın, MHP’de Yüksel Aydın’ın aday gösterilmesi de önemli rol oynadı.

  Hasan Baltacı, Belediye Başkanlığı görevine geldikten sonra yavaş yavaş “Bizim Hasan” ortadan adeta kayboldu. Halkla iletişimi zayıfladı. Ben sık sık Kastamonu’ya gidiyorum, kulak veriyorum; artık kimse “Bizim Hasan” demiyor. Bunun nedeni iletişim eksikliği, halktan kopukluk ve gündelik siyasete yani “Kör dövüşüne” dönüşmesi. Aslında Hasan Baltacı’nın elinde büyük bir fırsat vardı. Belki yıllar sonra CHP’nin eline geçen bir belediye… Bu fırsat değerlendirilerek, üzerine konularak hizmet yarışına dönülmeliydi.

Ha belki Hasan Baltacı şuna güvenebilir. 2029’da nasıl olsa Ak Parti Tahsin Babaş’ı, MHP Yüksel Aydın’ı aday gösterir bende seçimi çok rahat kazanırım diye düşünebilir. Kimse de olmaz öyle şey demesin bal gibi de olabilir yani. Hasan Baltacı gündelik siyaseti bırakıp, Ankara ve İstanbul gibi 2 büyükşehirden nasıl yararlanabilirim diye düşünerek Kastamonu’ya hizmetin rekabetini getirmelidir. Her zaman çok konuşarak, laf sokarak, alay ederek siyaset yürümez. Eline büyük fırsat geçti. Bu fırsatı iyi değerlendir. Öyle hizmetler yap ki Ak Partililer çıldırsın ve onlarda iktidara Demiryolu projesini kabul ettirsinler, Stadı yaptırsınlar, Sanayi bölgelerini canlandırsınlar. Ama açıkça söyleyim ki bu hizmet rekabeti göremiyorum maalesef.


Kör Dövüşü Değil, Hizmet Yarışı Gerek

Siyaset Kastamonu’da horoz dövüşleri ile devam ediyor. Önce MHP ile AK Parti arasında yaşanıyordu, sonra CHP arasında, şimdi de farklı isimlerle tekrar alevlenmeye başladı. Oysa siyaset böyle olmamalı. Belediyede, mecliste, sokakta… Herkesin derdi hizmet olmalı. Demiryolu, organize sanayi bölgesi, Tosya’daki tekstil krizi, gençlerin uyuşturucuya yönelmesi gibi sorunlar ortak. Çözüm de ortak akıldan çıkmalı.

Milletvekili Uluay’ın söylediği gibi, bir görüşmenin büyütülmesi, sanki teröristlerle buluşulmuş gibi lanse edilmesi Kastamonu’ya fayda getirmez. Bu manipülasyonlardan memlekete fayda gelmez. Siyaset kavga ederek değil, el ele vererek çözüm üretmeli.

Algılarla Değil, Gerçeklerle Yüzleşelim

Bugün CHP’li bir başkanla AK Partili bir vekilin görüşmesi linç edilirken, mecliste bu iki partinin temsilcileri birlikte çalışıyor. Neden Kastamonu’da bu kadar sertleşiyoruz ki? Neden farklı siyasi görüşlere sahip insanların bir araya gelmesi tehlike gibi gösterilmeye çalışılıyor? Tabi bu duruma parti içi meselelerinde önemli bir etken olduğunu belirtmek isterim.

Kışla Parkı Görüşmesi: Bir Başkan, Bir Vekil, Bolca Yorum!

Bakın, Türkiye’de siyaset bir anda 180 derece dönebiliyor. Dün terörist denilenlerle bugün işbirliği süreci yapılıyor. Dün ittifak içinde olanlar bugün düşman gibi davranıyor. Elbette şartlar değişebilir. Ama değişmemesi gereken şey, halk için çalışmak. Kastamonu’nun refahı, hizmet alması ve sorunlarının çözülmesi.

Ben bu yazıyı kaleme alırken bir görüşmenin değil, bir zihniyetin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Kastamonu’da her partinin temsilcisi el ele vermeli. Hizmet için yarışmalı. Gençlerin geleceği, esnafın huzuru, ilçelerin gelişimi için ortak projeler geliştirilmeli. İktidarıyla muhalefetiyle, STK’sıyla, bürokratıyla Kastamonu’nun sorunlarına çözüm aramalıyız.

Ve son söz: “Görüşmek suç değil, görüşememek büyük bir eksikliktir.”

 

Selam ve dua ile…

Ertuğrul Köse

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.