Kastamonu Pınarbaşı gezilecek ve görülecek yerler
Değişik yazılı kaynaklardan alınan bilgilere göre şimdiki adı Çamkışla, önceki adı Erkemle olan köy Roma ve Bizanslılar döneminde kalabalık bir yerleşim yeri olduğu aynı zamanda Çalkaya Köyünde Roma ve Bizanslılar döneminde önemli yerleşim merkezi olduğu belirtilmektedir.
Pınarbaşı nereye bağlı? Pınarbaşı ne zaman ilçe oldu? Pınarbaşı’nın neyi meşhur?
Kastamonu ve ilçeleri gezilecek yerler
Kastamonu Pınarbaşı ilçesi; Unesco işbirliği ile hazırlanan ‘Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Doğa Harikası’ listesinde yer alan, küresel ölçekte 200, Avrupa kıtasında 100 ve Türkiye’de ise 9 önemli (sıcak nokta) orman alanlarından biri olan ve Avrupa’nın iyi yönetilen ve başarılı turizm uygulamalarının yapıldığı Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın 13. Pan Park’ı (Korunan Alanlar Ağı) olma özelliğini taşıyan Küre Dağları Milli Parkı’nın kalbi konumunda olan Pınarbaşı, eşsiz doğal ve kültürel değerleriyle eko-turizmi benimsemiş cennetten bir köşe huzurlu bir ilçedir.
Kastamonu Pınarbaşı Azdavay’a bağlı bir köy durumunda iken, 04.07.1987 tarih ve 19507 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 3392 Sayılı Kanunla İlçe haline gelmiş olup, 26.08.1988 tarihinde faaliyete geçmiştir. Pınarbaşı ve çevresinde sırayla Gasgaslar, Kimmerler, Lidyalılar, İranlılar, Helenler, Pontuslar, Romalılar, Bizanslılar ve Çobarlar hakim olmuş, 1460 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır.
Değişik yazılı kaynaklardan alınan bilgilere göre şimdiki adı Çamkışla, önceki adı Erkemle olan köy Roma ve Bizanslılar döneminde kalabalık bir yerleşim yeri olduğu aynı zamanda Çalkaya Köyünde Roma ve Bizanslılar döneminde önemli yerleşim merkezi olduğu belirtilmektedir.
İlçede 1 Belediye, 6 mahalle, 27 köy ve 179 yerleşim yeri mevcuttur. Köylerimiz dağınık olup, her köyde en az 4 veya 5 yerleşim yeri vardır.
İşte Kastamonu Pınarbaşı gezilecek yerler
Pınarbaşı Küre Dağları Milli Parkı
Küre Dağları, görselliği ve doğal zenginlikleri açısından Türkiye’nin sahip olduğu en önemli doğal alanlardandır. Ormanların doğallığı ve yaşlığı, alanın büyüklüğü, zengin biyolojik çeşitliliği, bünyesinde barındırdığı av ve yaban hayatının zenginliği ile tanınan Küre Dağları; Dünya Koruma Vakfının (WWF-Int) belirlediği Avrupa’nın acil korunması gereken yüz orman alanından birisi ve Türkiye’nin “Dünyaya armağanı “ olarak uluslar arası kamuoyuna sunulmuştur.
Küre Dağları Mili Parkı Kastamonu ile Bartın arasında kalan 34 bin hektarlık bir bölgeyi kapsamaktadır. Karstik arazi yapısının burada sayısız mağara, derin kanyon ve şelalenin oluşumuna neden olmuştur. Bu en önemli ve görkemli oluşumlardan biride ilçemizde bulunan ve dünyaca ünlü Muratbaşı köyümüzdeki Valla Kanyonu ve yine bunlardan en önemlisi uluslar arası üne sahip olan Ilgarini Mağarası ile Ilıca Şelalesi ve Horma Kanyonları gelmektedir.
Küre Dağlarında gezerken dikkati çeken en önemli özelliklerden biride bitki örtüsünün zenginliği her türlü ağaç çeşidi ile birlikte bölgede yaklaşık binin üzerinde bitki türü bulunmaktadır. İlkbaharda düzlükler çiçek toplulukları ile donanıyor.
Dünyanın 10 sıcak noktasından biri olarak da ilan edilen Küre Dağları Milli Parkı Av ve yaban hayatı açısından da büyük önem taşıyor. Türkiye’de yaşayan 130 memeli türünden 40’ına ev sahipliği yapıyor. Daha çok kırsal kesim ağırlıklı olan köy evleri hep ahşap ağırlıklı ve kütüklerden yapılmış, adeta doğanın birer parçası gibidir.
İlçe merkezi de dâhil olmak üzere rengârenk giysili kadınlar adeta folklor ekibi gibi veya düğün ve bayram elbiselerini giymiş gibi dikkatimizi çekmektedir. Birbirinden farklı rengârenk giysiler normal bir yaşamın parçası haline gelmiş.
Pınarbaşı Horma Kanyonu (Anbar Gölü)
İlçe merkezine 5 km uzaklıkta, Zara çayı üzerindedir. Suyun taştaki kireçleri aşındırmasıyla oluşmuştur. Kanyonda derin kazanlar şeklinde çukurlar bulunur. Burada: eski dönemlerde yaşayan insanlar, muhtemelen kayaları oyarak su kanalı açmış, bu kanallarda su ile çalışan un değirmenleri yapmışlardır. Horma kanyonuna Meydan düzü diye bilinen havzadan girilir ve Ayıderesi’ne doğru Ilıca şelalesinde son bulur. Kanyonun bir ucundan diğer ucuna kadar olan 3 kilometrelik mesafede, vidalarla kayalara çivilenen ahşap platform vardır ve bunun üzerinde kanyon gezilebilir. Bu ahşap yol, kanyonun tabanından 50-60 metre yüksekliğe ulaştığı için, zaman zaman heyecan verici etapları geçmek gerekiyor.
Pınarbaşı Ilıca Şelalesi
İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Ilıca köyündedir. Köyden buraya ulaşmak için, yarım saatlik bir patika yolda yürümek gerekir. Şelalenin büyüklüğü 10 metredir. Döküldüğü yerde bir doğal havuz oluşmuştur. Şelalenin en büyük özelliği: bu havuzun çevresinde çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü bulunmasıdır. Şelalenin üst kısımlarında ise, yıllardır akan suyun kayaları aşındırması sonucu, kayalarda oluşan çukurlar ve oyuklar görülür, bunlar oldukça güzeldir.
Pınarbaşı Ilıca Hamamı
Aynı köy içindeki bu hamam, Bizanslılardan kalmadır. Hamam yapısı, yontma taştan yapılmıştır. Genişliği 2 metre, uzunluğu 3.5 metre ve yüksekliği 1.80 metredir. Kubbe şeklindedir. Hamamın yaz ve kış, su sıcaklığı sabit 23 derecedir. Hamamın yan taraflarında, insanların yıkanmaları için sabunluklar ve oymalar vardır.
Pınarbaşı Çamkışla köyü
Köyün eski ismi Erkemle’dir. İlçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Burası Roma ve Bizans döneminde önemli ve kalabalık bir yerleşim yeridir. Peki günümüzde burada bu konuda kalıntılar varmıdır? Hayır bilmiyorum, bu konuda bilgisi olanların yorum bırakmaları rica olunur.
Pınarbaşı Valla – Varla Kanyonu
Kanyon Muratbaşı köyündedir. İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır. Muratbaşı Valla Mahallesine kadar araçla gidilir, sonrasında ise kanyona ulaşmak için 1.5 km’lik stabilize yolda yürümek gerekir.
Vahşi cennet olarak tanınır. Dünyaca ünlüdür. Dünyanın en derin 2’nci kanyonudur. (Birinci, Amerika Arizona’dadır. )
Kanyon: Devrekani çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği yerde başlar. Cide istikametinde 12 km uzunluğundadır. Yan duvar kayaların yüksekliği 800 ile 1200 metre arasında değişmektedir. Kanyonda bulunan sarp kayalıklarda kartal, akbaba, doğan, atmaca gibi yırtıcı kuşların yuvaları bulunur. Yine burada yabani av hayvanları da barınmaktadır. Evet, yukarıda da belirttiğim gibi burası tam bir vahşi cennettir. Bu tanım, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi öğrencisi 4 genç tarafından buraya verilmiştir. Çünkü kendileri kanyona girdikten sonra kaybolmuş ve 14 gün sonra Cide yöresinden çıkmışlardır. Evet, yukarıda da belirttiğim gibi burası tam bir vahşi cennettir. Bu tanım, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi öğrencisi 4 genç tarafından buraya verilmiştir. Çünkü kendileri kanyona girdikten sonra kaybolmuş ve 14 gün sonra Cide yöresinden çıkmışlardır. Ancak kanyona girmeseniz de, kanyon girişinde bulunan Bakacak kayası üzerine çıktığınızda muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz. Dağın zirvesine çıkan bu merdivenler, sanki sizi gökyüzüne çıkarıyor gibidir. Kanyonun girişine Muratbaşı köyüne 3 katlı seyir terası yapılmıştır.
Pınarbaşı ve Azdavay’dan gelen Devrekani çayı ve Kanlı çayı görebilirsiniz. Hatta buradan yani seyir terasından Valla kanyonunu bile görmek mümkündür. Seyir terası ile ilgili son bir not, seyir terasının ziyaretçilerin adrenalin yaşamaları için gevşek yapıldığı söyleniyor.
Bu her iki çay da birleştikten sonra kayaların arasından kıvrılarak Cide istikametine akarlar.
Pınarbaşı Ilgarini Mağarası
İlçe merkezine 35 km uzaklıkta Sümenler köyünde Kaz Mahallesi Top Meydanı mevkiindedir.
Mağaraya ulaşmak için, buradan sonra kayalık orman içi patika yoldan yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüş gereklidir. Ancak ahşap yürüyüş yolu yapılmıştır. Zorlu yürüyüş yolu boyunca 9500 vida çakılmış, ahşap malzemelerin sabitlenmesi için 300 kilo çivi kullanılmıştır. Parkur 2.5 kilometredir. Bu 2.5 kilometrelik yürüyüş yolunda ilk olarak Mantar mağarası ve sonra Ejder çukuru ve son olarak Ilgarini mağarası bulunmaktadır.
Kaynak : https://kastamonu.ktb.gov.tr
Kalintilar var ama tarla surulurken bulunan kalintilar yapi taslari felan zamninda cikmis yapi gorulmus ama ustunu kapatmislar yani kazi yapilmamis 1 metre uzunlugunda oval ici delikli kapi sutunlari var tabi bunun yaninda bi kac esyada cikmis tarla surme esnasinda