İddianame ne demek, Her İddianame Doğru mudur? (İşte O İlginç İddianameler)
Cumhuriyet Gazetesi ‘Gündemdeki Hiranur Vakfı ve 6 yaşında çocuk evlendirilme’ iddiaları nedeniyle “TARİKATLAR KAPATILSIN” diye sürmanşet atmış… Ben hukukçu değilim. Ancak adı üstünde “İDDİANAME” zaten. Anladığım kadarıyla; kanıtlı, kanıtsız, yalan, gerçek, duyum, dedikodu kısaca tüm iddialar toplanıyor ve mahkemeye delil diye sunuluyor.
Cenabı Allah bu konuda dikkatli olmamız gerektiğini Hücurat suresinde şöyle emir buyuruyor;
Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın
PEKİ İDDİANAME NE DEMEK?
İddianame: “Savcılıkça düzenlenerek mahkemeye sunulan ve savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtları ve bu kanıtlara dayalı savları içinde toplayan, mahkemede okunan yazı.”
O iddialar üzerine de mahkeme açılıp açılmamasına, açılınca da dava görülmeye başlanıyor. Yani kimse suçlu değil, sadece iddia var. Mahkemece taraflar dinleniyor, gerçekler araştırılıyor ve en sonunda mahkeme bir karar veriyor. Bu karar iddianamelerin tam tersi yani beratte olabiliyor veya da ceza da olabiliyor… Hatta alt mahkemenin verdiği bir kararı üst mahkeme ret edip tam zıttı bir karar da verebiliyor. Buralar hukuki bir kısım. “Yarım hoca dinden yarım veya sahte doktor candan eder” bizde sizi hukuktan etmeyelim bari.
Şimdi gelelim son günlerin tartışması olan Hiranur Vakfı ve hocası Yusuf Ziya Gümüşel hakkındaki iddialara, yani iddianameye…
Sanki o iddianameyi bir mahkeme kararı gibi verip algı yapıyorlar. Bu konuda kesinlikle bir mahkeme kararı yok bu arada. Haa o iddialar araştırılır, soruşturulur ve gereği neyse yapılır ve yapılsın da.
Aile tarafının da bu konuda iddiaları var, ve yapılan iddiaları da ret ediyorlar. Bu durumda mahkemenin sonucunu beklemek gerekiyor.
Ancak, Milletin hassas noktaları üzerinden “6 yaşında kız evlendirildi diye algı yapıp onun üzerinden de “TARİKATLAR KAPATILSIN” manşeti atınca amacınızın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu gayet iyi anlaşılıyor ey Cumhuriyet Gazetesi…
Haaa: Cemaatlarde, tarikatlarda, derneklerde mutlaka denetlenmeli ve kesinlikle disipline edilmelidir. Bu başka bir şey. Bu yapılar kesinlikle siyaset malzemesi ve gündelik tartışma konusu da yapılmamalıdır diye düşünüyorum.
SANATÇI GÜLŞEN HAKKINDA DA İDDİANAME HAZIRLANMIŞTI
Aynı Cumhuriyet veya Birgün Gazetesi; Örnek: Sanatçı Gülşen hakkında bir iddianame hazırlanınca, o iddianameyi hazırlayanlara ateş püskürüyor, yerden yere vuruyor, eleştiriyor. Ancak iddianame bir hocaefendiye hazırlanınca da peşinen doğru kabul edip “TARİKATLAR KAPATILSIN” kararını verebiliyor.
Peki sanatçı Gülşen hakkında da iddianame hazırlanınca “SANAT DÜNYASI” kapatılsın diye sürmanşet atabiliyorsan niyetini anlarız o zaman.
BU ÜLKEDE GENELKURMAY BAŞKANI HAKKINDA TERÖRİST DİYE İDDİANAME HAZIRLANMADI MI?
Hayatının 50-60 yılını asker olarak geçiren ve en sonunda Genel Kurmay Başkanı olan sayın İlker Başbuğ komutan hakkında da bir iddianame hazırlanmıştı değil mi? Haa o gün işine öyle geldiği için ‘bizim mahallede” bu iddianamelere inananlar oldu elbette. Allah şahit bir kelimesine bile inanmamış ve çoğu ortamda arkadaşlarla tartışmış ve yalan olduğunu savunmuştum. İyi ki savunmuşum. Bu arada sayın İlker Başbuğ paşayı da şahsen hiç yakından tanımadan savunmuştum. Çünkü o gün amaç başkaydı. Tıpkı bugün olduğu gibi…
Kim İşine gelen iddianameyi savunup yorumunu da o iddianameye göre veriyorsa, işine gelmedi mi o iddianameyi yerden yere vurup eleştiriyorsa işte bunun adı ikiyüzlülüktür.
PEKİ O ZAMAN CUMHURİYET GAZETESİ NİÇİN KAPATILMADI?
04.04.2017 tarihinde Cumhuriyet gazetesinden 19 isme terör iddianamesi hazırlanmış ve Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında “PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C’ye müzahir oldukları” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda, 19 şüpheli hakkında iddianame hazırlanmış.
Cumhuriyet Gazetesinin dediği gibi hareket edilse bırakın Cumhuriyet Gazetesini tüm gazetelerin kapatılması gerekmiyor mu?
Herkese veya tüm kurumlara İDDİANAME hazırlanabilir. Her iddianame hazırlanan kişi veya kurum kesinlikle “SUÇLU DEĞİLDİR” lütfen algı yapmayınız.
Acizane önerimde şudur: Kime veya kimlere olursa olsun “İddianameler” üzerinden algı, haber vb. hiç bir şey yapılmasın ve hatta yasaklansın.
Mahkeme sonucu beklensin. Bir tane iddianame yüzünden o insana veya kuruma her türlü zulmü yapıyoruz ve sonra mahkeme berat kararı verince de kimsenin gıkı çıkmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyoruz. Bu sırada kişinin veya kurumun toplum nezdinde tüm itibarı da gitmiş oluyor. Psikolojik sıkıntılarda yaşayabiliyor ve hatta intihar bile edenler oluyor.
Ben; Sadece İlker Paşa için değil tüm askerler için Ergenekon iddianameleri hazırlanırken de o iddianamelere karşı durmuş ve yalan olduğunu ve algı yapıldığını savunmuştum. İddianameler esen rüzgara göre de hazırlanabiliyor. Dikkatli olup hatta tuzaklara düşmeyip ve tahriklere kapılmadan ve de kul hakkına girmeden hareket etmemiz gerekiyor.
Gerçi başta Cumhuriyet, Birgün, Sabah, Akit, Takvim, Hürriyet vb. Gazeteler kul haklarını düşünmezler onun için bizlerin daha dikkatli olması gerekiyor.
Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize, ve zalimleri sevmenize sebep olur. Malcolm X
Hiranur Vakfını da uzun yıllardır tanırız. Çocuk yetiştirme noktasında güzel hizmetler yaptılar ve yapıyorlar da… İddia edilenler şeylerin doğruluğu araştırılır, soruşturulur ve ona göre de bir karar verilir inşallah.
Ancak şunu belirtmek isterim benim kızlarım Üniversite çağına geldiler ve hala onları çocuk olarak görüyorum. Onun için hiç bir baba 6 yaşındaki çocuğunu EVLENDİRMEEEEZ ve istismar etmez kimse kusura bakmasın. Bizlerinde buna inanmamızı beklemeyin lütfen!
BEŞİK KERTİSİ NEDİR BİLİRMİSİNİZ?
Anadolu’da köylerde “BEŞİK KERTİSİ” vardı. Aynı gün doğan kız ve erkek çocuk beşik kertisi ile sözlenirdi. Bu gelenek azalsa da hala devam ediyor. Bizim akranlarımızın ‘bir beşik kertisi’ vardır mutlaka.. İnşallah buna da suç diye iddianame hazırlamazlar.
GERÇEK İSTİSMAR TV VE DİZİLERDE OLUYOR
Tv’lerdeki programlarda ve dizilerde çocuklar ve kadınlar üzerinden yapılan istismarlara ve teşviklere ses çıkarmayıp, 6-7 yaşındaki çocuklara sevgili bulup sınıf arkadaşına aşık eden, ve kadını da aldatan, aldatılan görüp fahişe rolünü uygun görenler ve bu şekilde de topluma çağdaşlık dersi vermeye çalışanlar ne hikmetse çocuğu ve kadını sadece kendilerinin savunabileceğini ve koruyabileceğini düşünüyorlar.
Herkes çocuğunu da kadınını da savunur, sever, sayar ve korur. Hiç bir baba çocuğunu istismar etmez, hatta edene de müsaade etmez. Bu konuda İstisnalar da kaideyi bozmaz.
Herkes ve herkesim nasıl işine gelirse o şekilde algı yapmasın lütfen.!
Vesselam