enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp

Eskinin Çocukları Bambaşkaydı: İşte Geçmişin Çocuk Oyunları ve Çocukluk Hikayeleri)

1970-80-90’lı yıllarda çocukluğunu yaşayanlar bence şanslı insanlardı. Bu dönemlerin çocukları anılarıyla, hikayeleri ile, zorlukları ile, yaptıkları ve oyunlarıyla ile büyüdüler. Şimdiki çocukların ise teknolojiden başka hiç bir şeyleri yok… Konuyu daha da açacağız bakalım hak verecek misiniz?

Eskinin Çocukları Bambaşkaydı: İşte Geçmişin Çocuk Oyunları ve Çocukluk Hikayeleri)
20 Ocak 2025 11:23 | Son Güncellenme: 20 Ocak 2025 12:05
A+
A-

80 ve 90’lı Yıllarda Çocuklar Farklıydı

Eskiden çocuklar çırak doğar, 3-4 yaşında kalfa, 5-6 yaşında Usta, 14-15 yaşında ise EKE ADAM olurlardı. Askere gidenler şimdiki 40 yaş olgunluklarındaydı. Askerden gelenler üniversite bitirip, yüksek lisans ve doktorasını vermiş gibiydi.

Eskiden çocuklar yürümeye başladıktan sonra hayatın içindeydi. Yürüyen çocuğa bir kaç kez şunu getir, şunu götür diye tarif edilir bir daha tarife hiç gerek kalmazdı. Çünkü eski çocukları arifti arif.. Köydeki 3-4 yaşındaki çocuk boyundan uzun öğendere tutardı. Şimdi öğendere ne diye soranlar olacaktır elbette. 1.5-2 metre uzunluğundaki Fındık sopasının ucuna nodul yani çiviye benzer bir çakılırdı işte buna öğendere derdik.

 

Bizim zamanımızda çocuklar 2-3 yaşından itibaren hayatın içindeydi derken gerçekten de abartmıyorum. Şimdiki çocuklarımız tatlı su balığı gibi yetişiyor ve yetiştiriyoruz. “Aman benim çocuğum benim çektiğim sıkıntıları çekmesin” anlayışı çocuklarımıza en büyük kötülük oldu. Eskiden çocuk ailenin tüm işlerinde işin içindeydi. Hiç okuma yazma bilmeyen evlerde çocuklar sorumluluk duygusuyla yetişiyordu. Evin çocuğuna veya çocuklarına bir iş bir kez söylenirdi. Çünkü o çocuk o işi yapılacağını bilir ve sürekli yapardı. Okula başlayan çocuk okulda da sorumluluk sahibi olurdu. Azığını sırtına alır saatlerce yürüyerek okula giderdi. Bitmedi elinde de odun götürürdü. Asla Karda kışta olsa devamsızlık yapmazdı.

Karne günü öğretmene ya horuz, tavuk, bir sepet yımırta veya yoğurt veya ayran götürürdük. Bunları götürürken de karne notumuzu yüksek versin diye değil haa, isterse sınıfta bıraksın yine götürürdük. O zamanlar iyilik yapılınca karşılık beklenmezdi bilesiniz.

Kışın elleri buyardı ama okula gidince okulun sobasını hizmetçiler değil çocuklar yakardı. Okulun temizliğini sırayla yine çocuklar yapardı. Tuvaletlerini çocuklar temizlerdi. Pazartesi sabah ve Cuma akşamı İstiklal marşı eşliğinde bayrağı göndere çocuklar sırayla çekerdi. İnanın bu bayrak çekme görevi bile bambaşka bir heyecan ve sorumluluk verirdi bizlere.

Kardeşle, AVM’ye gitmek için değil de pazar günleri Çiftlik Pazaryerine gitmek için kavga ederdik. Ben ilkokulu bitirince Çiftlik Pazaryerine Kuran Kursuna gittim hem de yatılı. Yatılı derken ne aşçısı ne hizmetçisi vardı. Bolu’daki tesisler gibi kendin pişir kendin ye idi. Bir yıl okuduktan sonra Taşköprü İmam Hatip Lisesine yatılı gittik. Orada da zorluklar vardı ama zorluklar çocuklara hep değer katan zorluklarmış.

Çocuklar bir arada yatardı

Her gün bir öğrenci yemekhanede nöbetçi olurdu. Sınav olsa bile nöbetinden vazgeçirilmezdi. Yataklarımızı kendimiz düzeltirdik. Yatağını çok güzel düzeltenlerin yataklarına hobi çikolata bırakılırdı. Sevinçten havalara uçardık. Şimdiki çocukların yataklarına iphone 15-20 bıraksan hem mutlu olmuyorlar hem de yine de yatak düzeltmiyorlar. Düşünebiliyor musunuz 12-13 yaşında çocuk yatılı olarak okula gidiyor. Özgüvene bak. Bizim çocukları yazın falan yatılı verdik üstünü örtmez üşür, ranzadan düşer, aç kalır diye evde hüngür hüngür ağladık.! Ey böyle çocuk sorumluluk sahibi olarak yetişir de olgunlaşır mı? Olgunlaşmıyor maalesef. Evde hiç iş yapmayan, 12 Yıl boyunca okulda yani 20 yaşına kadar hiç iş yapmayan, ve sorumluluk almayan çocuktan bizler süpermenlik besliyoruz. Bugün her anne çocuğuna iş yaptırmayıp kendi yapıyor. Okullarda hizmetçiler yapıyor. Çocuk keser tutmasını bilmiyor, yımırta kırmasını bilmiyor, bırak kırmasını yemesini de bilmiyor. Biz azığımızda İBİ yımırtası götürür yerdik, böyük olurdu hemen bitmezdi. Vallahi hem aileler olarak hem devlet olarak çocuklarımızı mahvediyoruz. Gelin bu eğitim sistemi başta olmak üzere aile sistemimizi de değiştirelim. Eski sistemi bu çağa uyarlayarak YENİ NESİL BİR SİSTEM oluşturup çocuklarımızı kurtaralım.!

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanımız sayın Yusuf Tekin beye buradan bu vesile ile seslenmek istiyorum. Ne olur şu 4+4+4 eğitim sistemini değiştirin artık. Eskiden ilkokulu bitiren çocuklardan biri, sanayide çırak, biri evde çoban, biri fabrikada işçi, biri ise okumaya giderdi. Şimdi ise evin tüm çocukları okusa da okumasa da zorla okutuyoruz. İşte bu eğitim sistemimiz yüzünden ne çırak yetişiyor, ne çoban ne de usta, hatta ne de okuyan yetişiyor. Üniversitelerin çoğalması tarımı da, hayvancılığı da, çiftçiliği de baltaladı. Yolun sonu görünüyor, artık biran önce dönmemiz gerekiyor.

ESKİDEN ÇOCUKLAR HANGİ OYUNLARI OYNARDI?

  • Saklambaç oynardı
  •  Çelik Çomak oynardı
  •  ⁠5 Taş oynardı
  •  ⁠Su tabancası sıkardı
  •  ⁠Kibrit kutularına ip bağlar telefonda konuşur gibi konuşurdu
  •  ⁠Körebe oynardı
  •  ⁠Birdirbir oynardı
  •  ⁠Güreş tutardı
  •  Harmanda ⁠Futbol oynardı
  •  ⁠Çuval yarışı yapardı
  •  ⁠Yumurta Yarışı yapardı
  •  ⁠Islık çalardı
  •  ⁠Radyo tiyatrosu dinlerdi
  •  ⁠Pazara giderdi
  •  ⁠Eşeğe binerdi
  •  ⁠Hayvan güderdi
  •  ⁠Motor çalışırtırırdı
  •  ⁠Traktör yapardı
  •  ⁠Römork yapardı
  •  ⁠Öküzün önünde dönerdi
  •  ⁠Düvene binerdi

bir Çocuk düvene binerse ondan mutlusu olmazdı

  •  ⁠Azık götürürdü
  •  ⁠Tomruk koşardı
  •  ⁠Sırık keserdi
  •  ⁠Odun ederdi
  •  ⁠Saman getirirdi
  •  ⁠Buzağıya ot yolardı
  •  ⁠Dırmık çekerdi
  •  ⁠Tırpanla ekşn biçerdi
  •  ⁠Padozo sap atardı
  •  ⁠Saman kürürdü
  •  ⁠Köstebek beklerdi
  •  ⁠Enük beslerdi
  •  ⁠Çıra diderdi
  •  Met Çelik Oynardı


ESKİDEN ÇOCUKLAR DAHA NELER YAPARDI NELER NELER?

  • Kardan adam yapardı
  •  Karda Traktör izi yapardı
  • Traktör kullanırdı
  • Mantar toplardı
  • Soymuk soyardı
  • Göle giderdi
  • Gıcık toplardı
  • Eşeğin önüne dururdu
  • Döşek yazardı

Dereden suyu böyle içerdik

  • Çam Sakızı toplardı
  •  Kayada Gına yakardı
  •  Bilmece sorardı
  • Halat çekerdi
  • Deste atardı
  •  Araba çiğnerdi
  •  Su getirirdi
  •  Saman kürürdü
  •  İbileri gözetlerdi

  • Mantar tabancası atardık
  •  Cıtıpıt patlatırdık
  •  Kayalardan elimize kına yakardık
  • Sakız toplar, Taşta sakız eritirdik
  •  Köpeğe yal verirdik
  •  Civcivleri kuş kapmasın diye gözetlerdik
  • Gaz lambasıyla ders çalışırdık
  •  Sırtımızda ot getirirdik
  •  Eşekle odun getirirdik
  • Hayvan alaflardık
  •  Gumpiri kuyusundan bi kalbur patates getirirdik
  • Elma, Döngel, armut vb. meyveleri ya ekinin içine ya samanın içine gömerdik. Ki kış boyu taptaze yemek için. Eskiden noforost dondurucular yoktu.

Gaz Lambası ve Elektrik

ESKİ ZAMANIN ÇOCUKLARI YENİ ELBİSE NEDİR BİLMEZDİ!

Şimdi size bir şey söyleyeceğim. Bunu benim akranlarım ve büyükler bilir. Bizim çocukken köyde hiç yeni elbisemiz yoktu ve olmadı desem inanır mısınız? İstanbul’daki akrabalarımızın eskiyen veya çocuklar büyüdüğü için olmayan gömleklerini, kazaklarını, pantullarını, eşofmanlarını yani her türlü elbiselerini çuvala doldurup bizlere gönderirlerdi. Sadece kara lastik ve naylon lastiği yeni olarak giyebilirdik. Şimdi bir şey daha söyleyeceğim; Biz o elbiseleri çuvaldan çıkarırken duyduğumuz heyecan ve sevinci bugün bizim çocuklar en marka mağazadan aldıkları elbiselerden alamıyorlar maalesef. Gerçek mutluluk YENİ de ve PARA’da değil maalesef. Toplum olarak bozulduk. Sonuç olarak ta çocuklarımızda bozuldu. Kurt, Tilki, domuz kovalayan çocukların, kara sinekten bile korkan çocukları oldu maalesef.

Her türlü Oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. Oyuncağa para vermek lugatımızda yoktu. Mantar ve su tabancası, futbol topu hariç, bunları yapamazdık. Haa topu olmadığı zaman yapardık ama havasız olurdu.

Eskiden 5 sınıfı bir arada okuduğu İlkokulumuz

Kışın bir kayık yapardık, yemin ediyorum yat gibi olurdu. Ayaklarını gürgenden yapardık ki iyi kaysın diye. Çam odunundan Traktör yapardık, aynı birebir benzerdi. Lastiklerini kara lastiğin topuklarından yapardık. Ucu çatallı sopa ile de kullanırdık. Hem o kadar iş görür hem de oyun oynardık. Çok yorulur erkenden uyurduk. Bırakın akıllı telefonu elektrik bile yoktu elektrik. Gaz lambasıyla dersleri yapardık. Radyoda türküler geçidi ve radyo tiyatrosu birde ajansları çok dinlerdik.

 

Yağ Satarım Bal Satarım

FAKİR AMA MUTLUYDUK!

Evet eskiden fakirdik, ama mutluyduk. Eskiden teknoloji yoktu ama çocuk oyunlarımız vardı. Onun içindir ki hikayelerimiz oldu. Biz zahmet çekerek büyüyen çocuklar, Şimdi çocuklarımızı aman bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmesin diye tatlı su balığı gibi yetiştiriyoruz. Bunun içindir ki çocuklarımız hayattan kopuk yetişiyorlar ve hiç sorumluluk almıyorlar. Bugün zahmet çekmesin diye yetiştirdiğimiz milyonlarca çocuk ya uyuşturucu bağımlısı olmuş, ya kapkapçı olmuş, ya kumarbaz olmuş, ya cinayet işliyor veya aylak aylak dolaşıyor. Maalesef bu çocukları biz yetiştirdik biz biz. Allah hepimizi af etsin. 1.5 yaşından itibaren eline kumanda, akıllı telefon verilip envai çeşit oyuncak alınıp yetiştirdiğimiz çocuklarımıza yazık ediyoruz maalesef.!

Aile de disiplin yok, okullarda disiplin yok… Çocuklarımızı maalesef, “Saldım çayıra Mevla kayıra” anlayışıyla yetiştiriyoruz.

Allah sonumuzu hayr etsin. Amin

Selam ve dua ile…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.